Güncelleme Tarihi:
Dava dosyasına göre, İstanbul’da oturan S.D. adlı kadın, kocası T.D.’ye İstanbul 9. Aile Mahkemesi’nde boşanma davası açtı. S.D. dava dilekçesinde, kocasının kumar oynamasının yanında, rahatsız olduğunu ifade etmesine rağmen bekâr erkek arkadaşlarının evlerinde zaman zaman yatılı kalmalarına izin verdiğini belirterek, bu gerekçelerle boşanma ve tazminat istedi.
Yerel mahkeme, davalı kocanın bekâr erkek arkadaşlarının evde zaman zaman yatılı kalmasının “kişilik haklarına saldırı” olarak kabul edilemeyeceğini savunarak, manevi tazminat talebini reddetti. Ancak, mahkeme kadının boşanma gerekçelerini haklı buldu ve çiftin boşanmasına karar verdi.
Davalı koca T.D. kusur belirlemesi, davacı kadın S.D. ise maddi tazminat, nafaka ve kocasının onayı olmadan bekâr erkek arkadaşlarını yatılı misafir olarak evlerinde kalmalarına izin vermesi nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi yönünden mahkeme kararını Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nde temyiz ettiler.
Yargıtay, boşanmayı yerinde görüp onarken, manevi tazminat yönünden kararı oybirliği ile bozdu. Yargıtay, eşinin rızası olmadığı halde bekâr erkek arkadaşlarını zaman zaman evde yatılı kalmasına izin veren kocanın manevi tazminata da mahkûm edilmesi gerektiğine karar verdi. 29 Ekim tarihli bozma kararında özetle şöyle denildi:
TAZMİNAT DA GEREKİR
“Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının (koca) tüm, davacının (kadın) ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. Mahkemece, ‘davacının (kadın) kişilik haklarının saldırıya uğramadığı’ gerekçesiyle manevi tazminat talebi reddedilmiştir. Davalının (koca) ‘bağımlılık’ derecesinde kumar oynadığı, bu suretle ailesini darlığa düşürdüğü, davacı rahatsız olduğunu ifade etmesine rağmen bekâr erkek arkadaşlarının evde zaman zaman yatılı kalmasına izin verdiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Bu olaylar, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturur ve manevi tazminatı gerektirir. O halde, davacı (kadın) yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesi gereğince uygun miktarda manevi tazminat takidiri gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamıştır.”
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR