Güncelleme Tarihi:
‘BEHZAT Ç.’ adlı dizi filmin de senaristi olan yazar Emrah Serbes, 22 Eylül’de İzmir’de meydana gelen, bir baba-kızın öldüğü, annenin ağır yaralandığı trafik kazasını üstlendi. Serbes, Twitter’da yayınladığı mektupta, kazayı gerçekleştiren aracı kendisinin kullandığını ama suçu o sırada yanında bulunan arkadaşı ve şoförü Kenan Doğru’nun üstlendiğini itiraf etti.
Kaza sonrasında aracı kullandığını söyleyen Kenan Doğru tutuklanarak cezaevine gönderilirken, beyanı şüpheli bulan savcı, DNA incelemesi için Serbes’e ait araçtaki hava yastığından kan, kıl ve tüy örneklerinin alınmasını istedi. Yastıktaki kan örneklerinin kime ait olduğunun saptanması için Adli Tıp’a yazı yazıldı. Kamera kayıtları karanlık tünele ait olduğu için deliller beklendi. Bu arada, kaza sonrası İstanbul’a dönen Serbes, psikiyatrik tedavi için İstanbul Surp Pırgiç Hastanesi’ne yattı. Serbes dün Twitter’da, “Teslim oluyorum. İtirafımdır” başlıklı mektup yayınlayarak, suçu üstlendi. Önceki akşam avukatıyla İzmir’e uçan Serbes, dün saat 11.00’de Torbalı Adliyesi’nde savcılığa teslim oldu. Serbes “taksirle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek”ten tutuklandı. Onun yerine Buca Cezaevi’nde yatan Kenan Doğru ise akşam saatlerinde tahliye edildi. Serbes de yine aynı cezaevine gönderildi.
ÇARPTIĞIMDA KENAN SAĞ KOLTUKTAYDI
Serbes, savcılıktaki ifadesinde, arkadaşı Kenan Doğru’yu yanına şoför olarak aldığını ve tatil için Bodrum Gümüşlük’teki evine gitmek üzere 21 Eylül’de yola çıktıklarını söyledi. Akşam İzmir’e girerken Doğru’nun yorulması nedeniyle direksiyonu devraldığını belirten Serbes, şunları söyledi: “Kenan sağ koltuktaydı. Hafif yağmur çiseliyordu. Otobana girdiğimde hızım fazlaydı ancak yol kaygan olduğu için hızımı 130-140 kilometreye düşürdüm. Yol boştu. Orta şeritte devam ettim. Rampayı çıkar çıkmaz, orta şeritten seyreden bir aracın önümde olduğunu, yakın mesafede bulunduğunu fark ettim. Çarpmamak için sola kırdım. Aracın sağ ön tekerlek tarafından öndeki aracın sol arkasına çarptım. Aracı görür görmez frene dokundum ancak yerin kaygan olmasından dolayı işe yaramadı. Çarpmamak için hayatımı tehlikeye atarak, aracımı sol üçüncü şeritteki bariyerlere sürdüm. Ancak araç kontrolden çıktı. Takla attığımı, yolun en sağında bir şarampolde tele takılarak durduğumu hatırlıyorum.”
Serbes'in otomobili (sağda)
ÜSTLENECEK BİR HALDE DEĞİLDİM
Serbes, kaza sırasında aracı kullandığını kanıtlamak için boynunun sol tarafından aşağıya doğru inen emniyet kemeri izlerini savcıya gösterdi. Serbes hava yastıkları açıldığı için hafif yaralandıklarını anlattı. Araçtan inerek, diğer aracın yanına gittiğini kaydeden Serbes, “Karşı araçtaki erkeği kontrol ettim. Ses vermeyince sağ ön koltuktaki bayanın nabzını kontrol ettim. Yaşıyordu. ‘112’yi arayın’ diye bağırdım. Yolun kenarında, araçtan fırlayan genç kızı gördüm. Çocuğun hareketsiz yatışı ve duruşundan vefat ettiğini düşündüğüm için şoka girdim” dedi. Ambulansı beklerken Doğru’ya “Ben bu olayı üstlenecek ruh halinde değilim” dediğini anlatan Serbes, şöyle devam etti: “Bu cümlenin sebebi, tanınmış bir kişi olmam ve medya baskısından çekinmemdi. Kenan hiçbir şey söylemedi, elini kafasına götürüp düşünmeye başladı. Jandarma ‘Şoför kim’ diye sordu. Kenan ‘Benim’ dedi. Bir düzeltme yapmadım, işlemler bu şekilde yapıldı. Jandarmadayken, Kenan’ın suçu üstlenmesinin şart olmadığını, doğruyu söyleyebileceğini söyledim. Ancak Kenan’a psikolojimin bu olayı kaldırmayacağını hatırlattım. Kenan jandarmada da olayı kendisinin yaptığını söyledi. Adliyeye geldik. Koridorda bekledim. Kenan tutuklandı.”
ALKOL UYUŞTURUCU ALMADIM
Yolculukta alkol, uyuşturucu ve uçucu madde kullanmadıklarını belirten Emrah Serbes, “Kullandığım psikiyatrik ilaçlar vardır. İlaçlar yeşil ve kırmızı reçetelidir. Ana özelliği, dikkat sağlamaya yöneliktir” dedi. Kaza dönüşü psikiyatri kliniğine yattığını kaydeden Emrah Serbes, “Kendimi toparlamak için
dört-beş gün tedavi oldum. Kendimi cezaevi koşullarına ruhsal ve bedensel olarak hazırladım” dedi.
Özçelik ailesinin avukatı Burcu Ece Güler ailenin kaza olduktan sonra önce "Kader" diye düşünürken kaza tespit tutanaklarını inceledikten sonra olayın yavaş yavaş boyut değiştirdiğini söyledi.
Hürriyet'e konuşan Güler şunları anlattı:
''İki araç da İstanbul'dan hareket etmiş aynı yöne yani Bodrum'a gidiyormuş. Torbalı'da maalesef bu kaza meydana geliyor. Aile Bodrum'a tek kızları Zeynep Özçelik ile otele tatile gidiyormuş. Anne Ege Üniversitesi'nde yoğun bakımda ve durumu kritik. İlk anda kader derken kaza tespit tutanakları ve delillerin incelenmesiyle olay zaten Emrah'ın üzerine doğru gidiyordu. O yol dümdüz otoban herkes bilir. Rampalar var ama anlattığı gibi kazaya neden olacak rampa yok. Ayrıca orta şeritte o hızla gidilmez. Emrah Serbes belki de çok kısa süre içinde yakalanacakken senaryo gibi bir itirafname yaptı. Bugün olmasa belki de yarın gerçekler ortaya çıkacaktı. Yaptığı kahramanlık gibi algılansın istemiyoruz. Aile bugüne kadar bu nedenle taziyesini yaşayamamış. Emrah artık yakalandı şimdi en çok ilgilenecekleri artık annenin sağlığı." / Banu ŞEN/İZMİR
Teslim oluyorum. İtirafımdır. pic.twitter.com/uC4DUdGWVC
— Emrah Serbes (@EmrahSerbes) 28 Eylül 2017
VİCDANIN AZABINDAN KAÇAMAZSIN: SERBES, Twitter’da mektubunda özetle şunları yazdı: 22.09.2017 tarihinde İzmir–Aydın otobanında meydana gelen kazanın sorumlusu benim. Hiçbir şey bir genç kızın hayatından daha değerli değildir. Kazayı arkadaşım Kenan Doğru üstlendi. Şu an suçsuz olduğu halde cezaevinde yatmaktadır. Savcılığa geldim ve kendim teslim oluyorum. Hayatını kaybedenleri geri getirmeyecek olsa da cezam neyse çekmeye hazırım. Hayatını kaybedenlerin yakınlarından özür dilerim. Keşke bu kazada ben ölseydim. Hayatı boyunca haktan, hukuktan, adaletten bahsetmiş biri olarak bundan sonra doğan her gün benim için bir azap olacak. Suçun cezasından kaçabilirsin ama vicdanının azabından kaçamazsın.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR