Güncelleme Tarihi:
İlkokul öğretmeni, “Sesin arkadaşlarından farklı çıkıyor!” diyerek onu, korodan çıkardı. “Hiç anlamadım bir ilkokul öğrencisi neden korodan çıkarılır, bırakın bağırsın istediği gibi” diyor, bu anısını hatırlayınca Bedük…
Daha sonra Bilkent Grafik Tasarım ve Reklamcılık bölümüne 3. olarak girdi ama “Nasıl mezun oldum gel bana sor” diyor. Çünkü müzikle ilgileniyordu. Derken müzik mesleği oldu, ama şu günlerde eğitimini aldığı grafik tasarımı, müzik hayatına daha çok dahil etmeye başladı. Bedük, üniversite konserlerinde kullanmak üzere 4 boyutlu sahne üzerinde çalışıyor.
Kel kafalı, siyah gözlüklü, sakallı, genellikle beyaz takım elbiseler giydiği ilginç klipleri olan şarkıcı Bedük, “Beni genelde biraz itici ve ukala görürler, ama tanıdıktan sonra kopamazlar“ diyor. Bizi evinde ağırlayan Bedük’le konuştuk.
- Ekranda seni gören “bu adam normal değil” diyordur, sen kendini nasıl tanımlıyorsun?
Birçok kişi maalesef aynı şeyi düşünüyor. Müzik seven, sevdiği için müzik yapan, hobisini mesleğine dönüştürmüş bir herifim işte, Normal biriyim yani.
- Hobini nasıl mesleğe çevirdin?
Bilkent Grafik Tasarım ve Reklamcılık Bölümü’ne 3’üncülük derecesiyle burslu girdim. Çizimim gayet iyi olduğu için başarıyla girdiğim üniversiteden nasıl mezun oldum, gel bir de bana sor. Hep müzikle ilgileniyorum. Müzik grupları kuruyorum, gruptan ayrılıyorum vs… Müzik sevdiğim şeydi, resmen hayatım olmuştu, sonra mesleğe dönüştü.
- Müzikle en yoğun üniversite yıllarında ilgilendin. Peki, okul ve müzik nasıl yürüdü?
Tabii ki kolay olmadı. Çünkü sürekli bir yerlerde çalıyorduk. Ankara’nın hemen hemen her yerinde çıkmışızdır. Ancak şu da bir gerçek; üniversite öğrencisinin okul dışında çok fazla boş vakti oluyor. Ben de hobim olan müzikle ilgilendim. Sanırım biraz fazla ilgilendim ki ders notlarım düştü.
Altıyı aşma, beşten şaşma
- Nasıl bir öğrenciydin?
Altıyı aşma beşten şaşma tipiydim. Ama deli gibi eğlenen bir öğrenciydim.
- Eğlenceyi sevdiğin gibi bunu işine de yansıtıyorsun. Grafik Tasarımı eğlenceli değil miydi?
Grafik Tasarımı da severek yaptım. Hatta mezun olduktan sonra İstanbul’da bir reklam ajansında art direktör olarak çalıştım, ama bir yandan da hep müzik pazarını inceleyip, prodüktörlerle temas halindeydim. Çünkü yapmak istediğim hep müzikti. Müziğe tam olarak girdim ve diğer işi bıraktım.
- Tam olarak bıraktın denemez, kendine çalışıyorsun değil mi?
Evet tasarım boyutunda şu an kendime çalışıyorum. Kostüm tasarımlarımı, albüm kapaklarımı, konser afişlerimi, sahne tasarımlarımı kendim yapıyorum. Ne istediğimi çok rahat yansıttığım için, işlerim başkalarına hep farklı ve ilgi çekici geliyor.
İlkokulda koradan atıldım
- Sence müzikte dönüm noktan neydi?
Aslında benim için her şey bir “an” dan ibaret. Gitarı ilk elime aldığım. İlk sözü yazdığım ve ilkokulda korodan atıldığım anlar gibi…
- Nasıl yani, niye atıldın korodan, hem de ilkokulda?
Hiç anlayamadım zaten. Hocam, “Sesin arkadaşlarından farklı çıkıyor” demişti. Sonra korodan çıkardı. Hiç anlamadım bir ilkokul öğrencisi neden korodan çıkarılır, bırakın bağırsın istediği gibi…
Aslında esas, şöyle oldu: Bir gün tanıdığım bir abim bana; “Meşhur olduğunu nasıl anlarsın biliyor musun?” diye sordu. “Bilmiyorum nasıl?” dedim. “Gazete bulmacasında ismin sorulduğunda” demişti. Kendimi bulmacada ilk gördüğümde de “Tamam oldu” dedim.
Müziğimin adı ‘Bedük’
- Müziğinde sürekli değişimler yapıyor musun? Bir de tarzın nedir?
Bana göre çok fazla değişim var. Dışarıdan baktığın zaman belli bir tarz yapıyorum gibi görülebilir. Müziğin içinde olduğum için çok değiştirdiğimi ben biliyorum. Ben müziğimi şimdiye kadar dinlediğim her şeyin benim potamdan geçmiş hali gibi görüyorum. İçinde rock, house müziği, blues, hatta Country müziği bile var. Bunların hepsimin bir karışımı aslında yaptığım müzik. Adı da aslında ‘Bedük’
- Üniversitelerde yeni projelerin var mı?
Davet geldiği sürece geri çevirmeksizin hepsine katılmaya çalışıyorum. Hiçbir karşılık beklemiyorum. Çünkü yaşadıklarım, üniversitelere çok yakın. Hayatta her şeyi kendi kendime başarmaya çalıştığım için, onlara yol gösterecek en iyi örneğim. Onlara pembe dünyayı anlatmam. Gerçek hayatı anlatıyorum. Genellikle gülüyoruz tabii, eğlenceli geçiyor.
Klibim bitirme tezi oldu
- “Hard To Breathe” klibinin hikayesi nedir?
Bilgi Üniversitesi’nden bir öğrenci arkadaş bitirme projesi için bana ulaşıp bir klip çekmek istedi, ben de destek verdim. O her şeyi yaptı, ben içinde oynadım. İster grafik tasarımı, ister müzik her konuda öğrencilerin tüm çalışmalarına açığım.
Üniversiteyi eğlenerek geçirin
- Üniversitelere bir mesajın var mı?
Üniversite dönemini olabildiğince güzel geçirsinler. Hayatımın en güzel yılları üniversitede geçti. Bence sadece çalışmasınlar. Çünkü hayat sonra o kadar saçma hale gelecek ki, parasız, uykusuz, dumanla dolu bir hal alacak. Okul kulüplerini ciddiye alıp bir şeylerle mutlaka uğraşsınlar. Üniversite çok güzel sosyal gelişme ortamı olduğu için orada eğlenmekte fayda var.
Üniversite şenliklerine 4 boyutlu sahne tasarlıyorum
“Üniversite festivalleri için birçok teklif alıyorum. Üstelik yeni döneme 4 boyutlu sahne tasarımı yaparak girmeyi planlıyorum. Şu an ekibimle geceli gündüzlü çalışıyoruz. Son derecek teknolojik bir sahre projem var. 1,5 saat boyunca konsere gelenler film seyreder gibi konseri izleyecek. Hatta içinde oynayacak.”
Futbolda sınır tanımam
- Hobilerin nedir, onlara zaman ayırıyor musun bari?
Playstation oynamayı severim. FIFAcıyım ben. Futbolda sınır tanımam gelene gidene çakarım. Şu sıra halı saha maçları yapmaya başladım. Bu arada eskiden de kaleciydim. Başka bir şey yapmaya zamanım kalmıyor zaten.
Her an onların yanındayım
- İki çocuk babasın. Peki, Bedük nasıl bir baba?
Oğlum Kerem 3 yaşında, Kızım Ela 1 yaşında. Sürekli evde çalıştığım için bana ihtiyaç duydukları her an yanlarında bitiyorum. Bazen öyle bir zaman oluyor ki işi gücü bırakıp sadece onlarla ilgileniyorum. Çocuklarıma zaman ayırmak, her şeyden daha önemli benim için.
- Müzik tarzın sadece sana mı has? Bir başkası yorumlarsa nasıl olur?
Çok da güzel olur. Mesela, Kerem Görsev cover yapsa çok enteresan bir yere gider, Bülent Ortaçgil cover yapsa bambaşka bir şey çıkar (hayranım bu arada kendisine), Duman yapsa başka bir şey çıkar. Benim şarkılarımın armonileri olduğunda her yere rahatlıkla çekilebilir.
- “Electric Girl” klibin epey ses getirdi, uzun sürdü mü hazırlaman?
Klipteki dansçı kızı eşim Facebook’ta buldu. Stüdyo tasarımı ve dans koreografisini bir günde tamamladık. Bir arkadaştan avize geldi, kendi yatak odası takımımızı kullandık. Güzel oldu. İlk olarak 3.5000 mm’lik bir klibim. 49 dünya televizyonu kanalının yanı sıra ünlü giyim markaları ve spor merkezleri de aldı.
- Yurtdışından teklifler geldi mi?
Çok fazla geldi. Festivallerden ve kulüplerden çokça teklif aldım. Onları değerlendireceğim. İlk Ukrayna’da bir çalışma yapacağız.
“Eurovision’a herkes katıl dedi bir TRT demedi”
- Eurovision hakkında ne düşünüyorsun? Teklif gelse katılır mısın?
Şu ana kadar bana herkes bunu sordu. Sokakta durdurup soran bile oldu. Ama bir tek TRT sormadı. Böyle bir teklif gelirse düşünürüm tabai. Ama farklı bir şey yapmak için uğraşmam. Kendi müziğimi yaparım. Dikkat ederseniz başarılı olanlar tarzından kopmayanlar oluyor. Kendi tarzım içinde en iyisi neyse onu yapmaya çalışırım.
“Bende zaman kavramı yok”
- Bu kadar şeyi nasıl planlıyorsun, zaman yetiyor mu sana?
Ben hiçbir zaman saat kaç, bugün günlerden ne, bilmem. Artık günde kaç saat uyudum, ona bakıyorum. 4-5 saat uyuduysam iyiyim. Tek handikabı günlük resmi işleri aksatabiliyorum. Zaman kavramı filan yok bende.