Güncelleme Tarihi:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Van’da meydana gelen deprem afetinin, AK Parti’nin başarısızlığını ve yetersizliğini bir kez daha tescil ettiğini söyledi. Suriye’deki Türk Bayrağı’na yönelik saldırı ile ilgili olarak da, "Suriye yönetimi Türk milletinin haysiyetiyle ve onuruyla oynamanın ne demek olacağını geçmişe bakarak anlamalı ve kendisine gelmelidir" dedi.
Depremlerin Van’ı silindir gibi ezip geçtiğini ve umutları toprak altında bıraktığını söyleyen MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli şöyle konuştu:
"Van hakikaten ağlamakta, feryatlar şu kış günlerinde daha da dayanılmaz hale gelmektedir. Bir gerçeğin altını kalın olarak çizmek lazımdır. Van’da meydana gelen deprem afeti AKP’nin başarısızlığını ve yetersizliğini bir kez daha tescil etmiştir. Özellikle ikinci Van depremi affedilemez ihmal ve aymazlıklar neticesinde canımızı yakmış ve 40 kardeşimizi bizden koparmıştır. Felaketin başından beri yanlış teşhisler, isabetsiz yorumlar, enkaz üzerinde yapılan siyasi gösteriler, kafa karışıklıkları, siyasal propaganda arayışları depremin faturasını ağırlaştırmıştır. AKP Van ile Erciş arasında erimiş ve makyajı akmıştır. Dünyanın yardımına koşma iddiasında bulunarak milletimizin aklıyla ve zekasıyla alay eden AKP, bırakın bunu, Erciş’in, Van’ın elinden dahi tutmakta zorluk çekmiştir."
'ASIL SORUMLUYU GÖRMEK İSTERSE BOY AYNASINA BAKSIN'
5.6 büyüklüğündeki ikinci depremin 'cinayet' olduğunu ve bunun failinin de Adalet ve Kalkınma Partisi olduğunu iddia eden Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yalnızca görevlerini yapmak maksadıyla bölgeye gelen, ama deprem çöküntüsünün altında kalan Doğan Haber Ajansı’nın değerli temsilcileri Sebahattin Yılmaz ile Cem Emir’in ve Japonya’dan gelen yardım gönüllülerinin hesabını kimler verecektir? Önlem almayan, hasarlı binaları görmezden gelen, yardımları ve çalışmaları bir sisteme sokamadığından kaosa ortam hazırlayan tartışmasız AKP Hükümeti’dir. Buradan depremde vefat eden tüm kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, yakınlarına ve ailelerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Başbakan Erdoğan’ın ikinci depremde yıkılan binaların sorumlularını affetmeyeceklerini dile getirmesi ve yasal sürecin başlayacağını duyurması, hala yanlışın başka yerlerde arandığını işaret etmektedir. Özellikle yıkılan otellerle ilgili oturabilir raporu verenleri kafaya takan Başbakan, eğer asıl sorumluyu görmek isterse, en yakınında bulunan boy aynasına bakması yeterli olacaktır."
'SURİYE YÖNETİMİ, GEÇMİŞE BAKARAK KENDİSİNE GELMELİDİR'
Suriye ile gerilen ilişkilerin vahim bir sürece doğru hızla ilerlediğini kaydeden Devlet Bahçeli şunları söyledi:
"22 üyeli Arap Birliği’nin 18 üyesinin oyuyla aldığı Suriye’ye yönelik ikaz ve yaptırım kararlarından sonra şerefli bayrağımızın bu ülkede yakılması, dış misyonlarımızın saldırıya uğraması ve Atatürk posterlerinin yırtılması, nasıl bir aşamaya geldiğimiz konusunda hepimize bir fikir verebilecektir. Ne acı ve talihsiz bir vakıadır ki milletimizin şeref, namus ve bağımsızlık sembolü olan Türk Bayrağı, AKP’yle birlikte içte de dışta da yakılmakta, dalgalandığı yerden kirli ve alçak ellerce indirilmektedir. Önüne gelen bayrağımıza el uzatmakta, yerlere çalmaktadır. Öncelikle diyebilirim ki Suriye’deki taşkınlıklar ve olaylar neticesinde bayrağımıza el uzatan şerefsizlerin bu cüretleri yanlarına bırakılmamalıdır. Suriye yönetimi Türk milletinin haysiyetiyle ve onuruyla oynamanın ne demek olacağını geçmişe bakarak anlamalı ve kendisine gelmelidir. Ancak bunun sorumluluğu sadece bu ülkede de değildir. AKP Hükümeti tıpkı Libya muhaliflerini ağırladığı gibi, Suriyeli muhalifleri de yönlendirmekte, bu ülkenin içişlerine karışmakta ve yanan ateşi körüklemektedir."
BEDELLİ ASKERLİK KONUSU
Bedelli askerlik konusuna da değinen Devlet Bahçeli, "Türk milletinin vicdanını sızlatmayan, şehit ailelerimizi incitmeyen, gazilerimizi üzmeyen, TSK’yla diyalog içinde askerlik hizmetlerinin ihtiyaçlarını gözeten, ama artan bedelli beklentilerini de ihmal etmeyen bir yaklaşımla bedelli konusu çözülmeli ve ülke gündeminden çıkarılmalıdır. Bunun yanı sıra, TSK’nın personel rejimi yeniden düzenlenmeli ve bu konudaki tartışmalar süratle neticeye ulaştırılmalıdır" dedi.
'VİCDANİ RET YAKIŞIKSIZ, DENSİZ BİR TEKLİF'
Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısının çıkışında gazetecilerin vicdani ret çalışmasına ilişkin sorularını da yanıtladı.
Bir gazetecinin, “Vicdani ret çalışmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Çalışma, Meclise gelirse destek verir misiniz?” sorusunu yanıtlarken Bahçeli, “Türk Silahlı Kuvvetlerinin üniter yapı, milli devlet, toprak bütünlüğünü koruma yolunda terörle mücadelesinin sürdürdüğü bir ortamda, Türkiye'nin komşu ülkelerinde ateşle o toplulukların sınandığı ve Türkiye'ye her an bir belanın sarkabileceği bir ortamda, bir Bakanın vicdani ret konusunu gündeme getirmesi kadar yakışıksız, densiz bir teklif söz konusu olamaz” diye konuştu.
Bu çalışmayı külliyen reddedeceklerini vurgulayan Bahçeli, “Anlaşılıyor ki artık milletin bugünkü siyasi iktidarı vicdanında ret dönemine giriyor demektir” dedi.
Bir başka gazetecinin, “Sayın Cumhurbaşkanı himayelerinde Sultan Abdülmecit'in anılma etkinlikleri düzenlenecek. Hatta milletvekillerine davetiye de gönderildi. Siz nasıl yorumluyorsunuz?” sorusuna, “Osmanlının yıkılış sürecinde önemli bir dönemi yaşayan ve ilk açılım projesiyle Osmanlı İmparatorluğunun nereye sürüklendiği bir dönemde bu konunun incelenmesinde yarar vardır. Bunu siyasi amaçla bir ikinci açılıma malzeme yapmayı da doğru bulmayız. Tarihin gerçekleri ortaya çıkarsa belki de ikinci açılım zırvasından vazgeçme imkanı doğabilir” yanıtını verdi.