Bedelli askerlik için tarih verdi

Güncelleme Tarihi:

Bedelli askerlik için tarih verdi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2011 11:56

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “bedelli askerlik” konusunda çalışmaların sonuna gelindiğini belirterek, “Ve inanıyorum ki şöyle bu hafta içinde olmazsa bile önümüzdeki hafta bu işi tamamlayıp hemen adımı atacağız ve bedelli askerlik ile ilgili inşallah yasayı çıkarmış olacağız” dedi.

Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Eşi Vefat Etmiş  Kadınlar İçin Sosyal Yardım Programı Toplantısı”nda bedelli askerlik konusuna  değindi.

Erdoğan, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Çok dedikodusu yapıldığı için bugün bunu burada açıklayayım istiyorum o  da şudur, devamlı söyleniyor devamlı konuşuluyor bugün bu güzel, anlamlı  toplantıya yakışır diye düşündüm, o da bedelli askerlik konusunda şu anda  çalışmalarımızın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Ve inanıyorum ki şöyle bu hafta  içinde olmazsa bile önümüzdeki hafta bu işi tamamlayıp hemen adımı atacağız ve  bedelli askerlik ile ilgili inşallah yasayı çıkarmış olacağız. Ve bu da ülkemiz  için hayırlı olsun diyorum.”

“TOPLUM, KADINLA DEĞİŞİR”

Kadının bir toplumun adeta aynası olduğuna işaret eden Erdoğan, “Toplum,  kadınla değişir, kadınla dönüşür. Kadınların değişimi ve dönüşümü eğer olumsuz  yöndeyse biliniz ki o toplum uçuruma doğru yol almaktadır. Kadınların değişimi  olumlu yöndeyse biliniz ki o toplum için de ufuk aydınlıktır ve ümit vericidir”  dedi.
Zira çocuğu şekillendirenin kadın, yani anne olduğuna dikkati çeken  Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Erkeği şekillendiren kadındır, yani eştir. Kadınların ikinci sınıf  haklara sahip olduğu, ötelendiği, itildiği, örselendiği bir toplumun, refaha,  huzura, barışa, kardeşliğe ulaşabilmesi asla mümkün olamaz.
Ben şunu da gönül rahatlığı içinde söylüyorum. AK Parti Hükümetleri  döneminde, kadınların hakları ve statüleri noktasında devrim niteliğinde  reformlar gerçekleştirdik.
Eşit işe eşit ücretten doğum iznine, istihdamda öncelikten eğitime,  şiddetle mücadeleden sosyal haklara kadar çok geniş bir yelpazede hanım  kardeşlerimiz için devrim niteliğinde uygulamaları hayata geçirdik.
İşte en son, 12 Eylül halkoylamasında, kadınlara pozitif ayrımcılık  sağlayan, kadınlara avantaj sağlayan yasaların eşitlik ilkesine aykırılığını  ortadan kaldıran bir hükmü de getirdik.”

Haberin Devamı

“YOKSULLUĞUNU GİZLEYEN KADINLAR VAR”

Bir sorunu görmüyor olmanın, o sorunu ortadan kaldırmadığını dile getiren  Başbakan Erdoğan, birilerinin, sorunlarını dile getirmiyor olmasının, ortada bir  sorunun olmadığı anlamına kesinlikle gelmeyeceğini kaydetti.
Toplum olarak, bu noktanın özellikle sorgulanması gerektiğini ifade eden  Başbakan Erdoğan, “Sadece bizim değil, tüm dünyanın, dünya kadın hareketinin de  bunu sorgulaması gerekiyor” dedi.
“Zira öyle kadınlar var ki yaşadıklarını, maruz kaldıkları haksızlık,  eşitsizlik ve şiddeti kimseyle paylaşamıyorlar” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle  devam etti:
“Öyle kadınlar var ki hani kelimenin tam anlamıyla, bağırlarına taş  basıyor, kan kusuyor, ama bakıyorsunuz 'kol kırılsın, yen içinde kalsın, aile  içinde kalsın' diyorlar. Yoksulluğunu gizleyen kadınlar var.
Her gün eşinden, kardeşlerinden, babasından dayak yiyen, şiddet gören ama  bunu ifade edemeyen kadınlar var. İş yerlerinde ezilen, ötelenen, ruhu incitilen  kadınlar var. İşte biz, gidip o kadınları bulmak zorundayız, bu bakanlığı biz  bunun için kurduk. Daha önce aile ve sosyal politikalar bakanlığı var mıydı?  Yoktu. farkımızı ortaya koyduk, ustalık döneminin en önemli adımı olarak bunu  yaptık. Böyle bir sorumluluğun, böyle bir vazifenin ağırlığı altındayız.
Bakanlık kurarsınız, Genel Müdürlükler ihdas edersiniz, çeşitli haklar  sağlarsınız, ama masanın arkasında oturur da insanların size gelmesini  beklerseniz, yaptıklarınızın hiçbir anlamı, hiçbir önemi kalmaz. Onun için Fatma  Hanım'ın buradaki yükü çok ama çok ağır. Yani kapıları tek tek çalacaksın Fatma  Hanım, bunu Fatma Hanım'a söylemiyorum, tüm ekibiyle 81 ildeki eli ayağı olan tüm  ekibine söylüyorum. Bu, Fatma Hanım'a söylerken beni boşa çıkarmıyor, ben de bu  sorumluluğun altındayım, tüm arkadaşlarımız bunun altında.
İşte biz, her türlü sosyal politikamızda, insanların gelip bizi bulmasını  beklemiyor, gidip biz muhtaçları bulmak için mücadele veriyoruz.
Bu noktada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza gerçekten samimi  teşekkürlerimi iletmek durumundayım.
Gerek milletvekilliği döneminde, gerek partimizin kadın kolları  başkanlığı döneminde, gerekse şimdi Bakanlık görevinde, beklemeyi değil, gidip  bulmayı, bulup çare üretmeyi kendisine dert edinmiş, ekibini de bu şekilde motive  etmiş bir arkadaşımız var.”

Haberin Devamı

VAN DEPREMİ VE KADIN

Van Depremi nedeniyle deprem günü ve geçen hafta cumartesi günü olmak  üzere iki kez Van'a gittiğini ve çalışmaları yerinde incelediğini anımsatan  Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Deprem olduğu andan itibaren Van'ı bir iki fevkalade durum dışında  Bakansız bırakmadık. Bakan arkadaşlarım sürekli Van merkez ve Erciş'te  bulundular.Milletvekillerimiz orada bulundular, oradaki teknokrat, bürokrat  kadrolarımız ve şu ana kadar 500'e yakın arkadaşımız orada görev yapmaya devam  ediyorlar. STK'lar sağ olsunlar aynı şekilde, Kızılayımız, AFAD aynı şekilde  çalışmalarını sürdürüyor. Kalıcı konutlar noktasında TOKİ çalışmalarını  sürdürüyor. Çadırlar, mevlana evleri, konteynerler onların yerleşim çalışmaları  devam ediyor.

Tabii hepsinden öte bu dönemde Sağlık Bakanlığı da oradaki çalışmalarını  devam ettiriyor. Tabii öyle bir toplumun içinde yaşıyoruz ki bakıyorsunuz, bütün  bu yapılan olumlu çalışmaların yanında, 1 tane, 3 tane, 5 tane olumsuzluk gelse  yandınız. Bütün gözler, başta medya olmak üzere onun üzerinde yoğunlaşıyor. Bu  bakımdan bir kişinin ihmali bile, bir kişinin böyle bir olumsuzlukla karşı  karşıya kalması bile kurtarır mı? Kurtarmaz. Bunun da farkındayız ama elinden  geleni yapan, elinden geleni ortaya koyan bütün bu olumlu çalışmaların yanında o  bir taneyi gündeme getirip taşımanın da toplumun psikolojik noktada nasıl bir  yıkıma uğratılacağını görmesi bakımından bu çevrelerin dikkatli olması gerekir  diye düşünüyorum.

Şunu gerçekten büyük bir gururla ifade ediyorum, o çadırlardaki, o  sokaklardaki her bir hanım kardeşimizin, tam bir vakar içinde, boynunu bükerek,  şikayet etmek yerine şükrettiğini gördüm. İnanın, bu milletin bir ferdi olduğum  için, Anadolu'nun yürekli kadınlarıyla aynı havayı teneffüs ettiğim için iftihar  ettim ve Rabbim'e şükrettim. İşte bu tavır, bizim sorumluluğumuzu katlayarak  artırıyor. O boynu bükük hanım kardeşlerimize el uzatmak, bizim için her  zamankinden çok daha fazla ehemmiyet arz ediyor. Biz de bunu yapmak için,  sorumluluğumuzu yerine getirmek için, var gücümüzle çalışıyor, o hüzünlü,  kederli, boynu bükük Anadolu kadınını gülümsetebilmek için sınırları zorlayarak,  imkanları zorlayarak yardım elimizi oraya uzatıyoruz.
Bizim, sosyal devlet anlayışımızın temelinde de işte bu anlayış, bu  felsefe yatıyor. Biz istiyoruz ki devlet denildiğinde akla yol gelsin, hastane  gelsin, okul gelsin. Biz istiyoruz ki devlet denildiğinde akla adalet gelsin,  emniyet gelsin, sıcak bir yuva, sağlıklı bir konut gelsin. Biz istiyoruz ki  vatandaş, 'nerede bu devlet' demesin, devlet, gitsin anında ihtiyaç sahibi  vatandaşını bulsun. Yine istiyoruz ki devlet denildiğinde devletin şefkat eli,  gülümseyen yüzü, sarıp sarmalayan, kucaklayan sıcaklığı akla gelsin.

9 yıldır işte anayasada adeta unutulan sosyal devlet ilkesini somut,  müşahhas biçimde hayata geçirmek için çok yoğun gayret içinde olduk. Kömür  yardımıyla, şartlı nakit transferiyle, doğrudan nakit yardımlarla, gıda  yardımlarıyla vatandaşımızın yanında olduk. Ekonomideki büyümeyi, çalışanların  olduğu kadar, emeklilerin, malullerin, yaşlıların ücretlerine, öğrencilerin burs  ve kredilerine yansıttık.

Eğitimde her türlü mazereti ortadan kaldırdık. Yurtlarla, burslarla,  ücretsiz kitaplarla, anneye ödenen paralarla, yeni derslik, yeni okul ve  üniversitelerle vatandaşımızın yaygın ve kaliteli eğitim almasını sağladık.  Sağlıkta aynı şekilde yaygın ve kaliteli hizmeti yurdun her köşesine ulaştırdık.  Sadece ekonomik olarak değil, zihnen de ülkenin, toplumun değişmesi için gereken  tedbirleri aldık, gereken düzenlemeleri yaptık. Eğitimli, sağlıklı bir nesil inşa  ederken, annelerin de, eşlerin de eğitimli, sağlıklı, huzurlu olması için  atılması gereken hiçbir adımdan kaçınmadık.

Bizim attığımız tüm bu adımlar, adeta bir kartopu gibi büyüyecek ve  bundan 10 yıl, 20 yıl sonra bambaşka bir neslin inşallah oluşmasını sağlayacak.
Yani kadınlar değişecek, imkanlara ve haklara kavuşacak; bunu çocuklarına  yansıtacak ve yarının nesilleri inşallah bugünden çok daha az sorunlu bir ülkede  yaşamlarını sürdürecekler.

Bunu temin etmek, bunu tesis etmek için de 9 yıldır olduğu gibi bundan  sonra da hizmetten, hizmetkarlıktan hiç kaçınmayacak, millet için eser üretmeye  kararlılıkla devam edeceğiz.”

Haberin Devamı

TERÖR MAĞDURU AİLEYE DESTEK

Terör saldırılarında şehit olanların ailelerine yapılan yardımlarla  ilgili açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Önümüzdeki günlerde inşallah, terör şehitlerine malum bizim desteğimiz  var. Ve aileden daha önce bir kişiyi, birinci derecede yakınlığı olan bir kişiyi  işe alıyorduk, şimdi onu inşallah ikiye çıkarıyoruz.

Ama şimdi yeni bir adım daha atıyoruz. Pazartesi günü Bakanlar Kurulunda  onun talimatını verdik. O da şu: Terör kurbanı olan, teröristler tarafından öldürülen aileye de aynı yardımı da devlet olarak vereceğiz. O öldürülenleri de  biz şehitler sınıfında mütalaa ediyoruz. Aynı şekilde onlara da o desteği verip o  aileden yine aynı şekilde devlette istihdam sağlayacağız.

Bununla yeni bir anlayışı, yeni bir dönemi, ülkemizde sosyal devlet  olmanın bir gereği olarak şu anda çok daha iyi bir konuma taşıyoruz. Eşini  kaybetmiş hanım kardeşlerimize 'yalnız değilsiniz' diyorum. Yapılan yardımları,  verilen destekleri analarının ak sütü kadar hak ettiklerini ifade ediyoruz, çünkü  bu sosyal devletin görevidir.”

Haberin Devamı

“GENCECİK ÇOCUKLARI DAĞA ÇIKMAYA TEŞVİK EDİYORLAR”

Toplantı nedeniyle geçen haftalar içinde şahit olduğu iki ayrı kadın  profilini paylaşmak istediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
“Bildiğiniz gibi son günlerde BDP'li milletvekillerinin, özellikle de  kadın milletvekillerinin, terörist cenazelerini istismar noktasında ciddi tahrik  eylemleri içine girdiklerinin görüyoruz. BDP milletvekilleri, kendileri safahat  içinde yaşarken, gencecik insanları, hatta 14-15 yaşlarındaki çocukları dahi dağa  gitmeye, terörist olmaya, can almaya teşvik ediyorlar.

Terörist cenazesinde boy gösteren o kadın milletvekillerinin, maalesef,  ağlayan, ağıtlar yakan anneleri istismar edecek kadar kalpleri taş haline gelmiş  ve böylece bunları görmez durumda olmuşlardır.

Bir mağarada işkenceyle öldürülen 5 kadın teröristi görmezden, duymazdan  geliyorlar. Ama canlı bomba olup masum insanları havaya uçurmayı, üzerine bomba  bağlayıp gemi kaçırmayı marifet gibi sunacak kadar canileşiyorlar.

6-7 yaşındaki çocukların eline taş veren, 12-13 yaşındaki çocukların  eline molotofkokteyli tutuşturarak Serap yavrumuzu öldüren anlayış, bu  anlayıştır, onu şehit eden anlayış bu anlayıştır. Bu taş kalpliler, göz  yumdukları, müsamaha gösterdikleri, hatta sırtını sıvazladıkları terörle, akan  kana ortak oluyorlar.”


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!