Beckstein’ı kızdırdılar

İMAR planı olmadığı gerekçesiyle çifte minareli cami inşaatına karşı çıkan Bavyera İçişleri Bakanı Beckstein camiyi yaptırmak isteyen DİTİM Merkez Camii'nde Türkler'le biraraya geldi. Bakan Beckstein cami salonuna içeride bir saati aşkın bir süredir kendisini bekleyen Türkler'in alkışlarıyla girdi. Türkler'le toplantılardan kaçmadığını ifade eden Bakan Beckstein, böyle bir toplantıya bir Alman İçişleri Bakanı'nı getirmenin, Türk İçişleri Bakanı'nı getirmekten daha kolay olduğunu söyledi.

Bavyera Türk Toplumu (BTT) tarafından düzenlenen “İç Güvenlik” konulu toplantıda konuşan Bakan Beckstein, Türklerin zaman zaman dolaysız soruları karşısında şaşkınlığını gizleyemeyip çok dobra konuştu. Türkler üç saati aşkın süren toplantıda Bakan Beckstein’ı çifte minareli camiye niçin karşı çıktığından, çifte vatandaşlığa, yerel seçim hakkından vize ve anadil derslerine kadar tüm konularda soru yağmuruna tuttu.

KARŞI DEĞİLİM

Bakan Beckstein çifte minareli camiye karşı tutumunu şöyle açıkladı: “Burada yaşayan Türklerin Münih’te bir camiye ihtiyacı var. Böyle bir caminin sadece arka avlularda değil, merkezi bir yerde olmasına da karşı değilim. Ancak cami inşaatında da yasalara uymak gerekir. Bu büyüklükte bir cami için imar planı gerektiğini ben başından itibaren söyledim. Hıristiyanlarla Müslümanlar arasında hoşgörüye dayalı bir diyalog için komşuların da onayını almak en doğrusudur. Sizi bu konuda belediye yanılttı. Bu büyüklükte bir cami Gotzinger meydanına uymaz. Mutlaka burada olması isteniyorsa, daha küçük bir cami düşünülmeli veya bu büyüklükte bir cami isteniyorsa, o zaman başka yere bakmalı. Kendinizi bazı partilere alet etmeyin. Unutmayın CSU daha önce Pasing semtinde yapılan camiye karşı çıkmadı.”

VATANDAŞLARIN HAKKI

Türk vatandaşlarının belediye seçimlerinde oy kullanmasına CSU’nun niçin karşı çıktığı sorusunu ise Bakan Beckstein şöyle yanıtladı: “Seçme ve seçilme tamamen vatandaşlara tanınan onurlu bir haktır. AB tüm üye ülkelerde AB vatandaşlarına bu hakkı tanıdı. Biz bunu kabul etmek zorundayız. Ama siz seçme ve seçilme hakkı istiyorsanız, Alman vatandaşlığı yolunuz açık. Eğer bilinçli olarak Alman vatandaşı olmak istemiyorsanız, o zaman seçim hakkı da istemeyin. Ama ben sizi Alman vatandaşı olmaya davet ediyorum.”

Akraba ziyaretlerinde yaşanan vize sorularını ise Beckstein şöyle cevapladı: “Yaş günlerinde veya düğünlerde sizi ziyaret etmek isteyen akrabalarınızın vize konusunda çektiği zorlukları biliyorum. Bunun onur kırıcı olduğunu da daha önce söyledim. Ben o zaman Türkiye’ye tam üyelik müzakereleri yerine bu tür detayların müzakere edilmesini önerdim. Ancak Türkiye bu konuda tam üyelik müzakereleri istedi. Ben müzakerelerin gerçekten çok uzun süreceğini düşünüyorum. Görünür bir zaman içinde tam üyeliğin gerçekleşeceğini de sanmıyorum. Ben şimdiye kadar 29 kez Türkiye’ye gittim, şimdi 30. kez gideceğim. Türkiye’yi ve kültürünü tanıyorum. Türkiye’nin AB üyeliğine karşıyım ama, buna rağmen Türkiye dostu olduğumu söyleme hakkına da kendimde görüyorum.”

ANADİL DERSLERİ

Bakan Beckstein anadil dersleri konusunda ise şöyle konuştu: “Eğer burada yaşayan herkesin anadilinde ders almasını desteklersek, 89 dilde ders verilmesi gerekir. Çocuklar Türk kökenli ama, büyük çoğunluğu Alman vatandaşı. İlk planda Almanca öğrenmeleri gerekir. Çocukların geleceği Almancalarının ne kadar iyi olduğuna bağlı. Çocuklarını yüzme derslerine, jimnastiğe, sınıf gezilerine göndermeyen velilerin büyük sorumlulukları var. Bu tutum, çocuğun özgürlüğünü kısıtlıyor. Çocuklarınıza sizden daha iyi bir gelecek hazırlamak için onları teşvik edin. Onları küçük yaşta türban takmaya zorlamayın. Çocuklarınızı yetiştirirken sorunlar yaşıyorsanız, size yardım edecek eğitim kurumları var. Çocuğuyla başa çıkamadığını söylemek ayıp bir şey değil ve geç kalmadan bunu yapın. Daha sonra artık hiç başa çıkamıyorsunuz. Unutmayın bir yere göç eden daha fazla kendisini zorlamalı, daha fazla çaba sarfetmelidir.”