BDP'nin 'direniş çadırı'na izin çıkmadı
Güncelleme Tarihi:
Bayram BULUT/DİYARBAKIR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2012 15:13
İMRALI’da çarptırıldığı ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını çeken PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a uygulandığı ileri sürülen tecridin kaldırılması için başlatılacak açlık grevinde kullanmak üzere BDP’lilerin ’direniş çadırı’ kurmasına Diyarbakır Valiliği izin vermedi.
Diyarbakır’da, merkez Bağlar İlçesi Koşuyolu Parkı’nda, dönüşümlü süresiz açlık grevi başlatmak isteyen BDP’ye Diyarbakır Valiliği izin vermeyince, parkta basın açıklaması yapıldı. BDP milletvekilleri Emine Ayna, Altan Tan, BDP il başkanı Zübeyde Zümrük ve yaklaşık 300 partilinin katıldığı toplantıda konuşan BDP milletvekili Emine Ayna, eylemlerinin amacını anlattı. Ayna, burada bir açlık grevi eylemi yapacaklarını anlatırken şöyle dedi:
"Bir halk, eğer halk olarak açlık grevi başlatıyorsa, bu onun taleplerini demokratik yöntemlerle ifade edebileceği bütün yolların tıkanmış olduğu anlamına gelir. Artık taleplerini bedenini açlığa yatırarak ifade etmekten başka bir yol bulamadığı anlamına gelir. İşte Recep Tayyip Erdoğan’ın ileri demokrasisinin sonucu budur. Sokağa çıkmamız, yürüyüş, toplu gösteriler içinde bulunmamız engelleniyor. Kadınlar olarak mitingimiz engellendi. Kala kala bize bedenimizle eylem yapmak kaldı. Bugün onu gerçekleştireceğiz. Bugün cezaevlerinde süresiz açlık grevleri başlamış durumda. Yarın, öbür gün cezaevlerinde ölüm haberleri almaya başlayacağız. Neden?"
"İMRALI’DAKİ MASAYI TÜRKİYE CUMHURİYETİ TERK ETTİ"
BDP Milletvekili Ayna, Temmuz ayından bu yana İmralı’da Abdullah Öcalan’ın tecrit altında olduğunu iddia ederken de şunları söyledi:
"Temmuz ayından bu yana Türkiye’de Kürt sorununun çözümü konusunda en önemli adımları atabilecekken hiçbir görüşme olanağı sağlanmasın, avukatları ve aileleri ile görüşmesin bunun karşılığında da Kürt halkı sesiz kalsın isteniyor bu mümkün mü? Bir masa kuruldu, o masaya oturuldu. O masaya gelen eşitlik ve özgürlük talepleriydi. Aykırı hiçbir şey gelmedi o masaya. Kendini yönetebilme hakkı bir Türkün hakkıysa, bir Kürdün de hakkıdır. Masayı kim terk etti; Türkiye Cumhuriyeti devleti. Gerekçesi neydi? Ana dilde eğitim; özerklik olmaz. Niye, neden? Niye Kürde bu zulüm?"
Emine Ayna, onurlarına sahip çıkmak için açlık grevini başlattıklarını ileri sürerek, "Meselemiz çadır değil, çadır sadece bir mekan, bizi yağmurdan korusun diye düşündüğümüz bir mekandır. Buna engel mi olacaksınız, alın çadırınızı. Biz karın altında da otururuz. Çocuklarımızın bedenlerini parçalıyorsunuz, yağmur nedeniyle mi oturamayacağız?" dedi. Açlık grevi başlatmalarının nedeninin taleplerini görüşmek üzere devleti çağırmak olduğunu söyleyen Emine Ayna, "Bu açlık grevindeki taleplerimizden biri İmralı cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan’a özgürlüğünün verilmesidir. Kimse bize bunu suç olarak dayatamaz. Bir halkın önderinin özgürlüğünü istemek talebi suç değildir. Biz burada bir suç işlemiyoruz. Taleplerimiz en demokratik yöntemle ifade ediyoruz" dişe konuştu.
Emine Ayna’nın konuşmasından sonra BDP’liler çadırın kurulmasına izin verilmediği için park içerisinde oturma eylemi başlattı. Açlık grevinin burada dönüşümlü olarak devam edeceği belirtildi.
"Bir halk, eğer halk olarak açlık grevi başlatıyorsa, bu onun taleplerini demokratik yöntemlerle ifade edebileceği bütün yolların tıkanmış olduğu anlamına gelir. Artık taleplerini bedenini açlığa yatırarak ifade etmekten başka bir yol bulamadığı anlamına gelir. İşte Recep Tayyip Erdoğan’ın ileri demokrasisinin sonucu budur. Sokağa çıkmamız, yürüyüş, toplu gösteriler içinde bulunmamız engelleniyor. Kadınlar olarak mitingimiz engellendi. Kala kala bize bedenimizle eylem yapmak kaldı. Bugün onu gerçekleştireceğiz. Bugün cezaevlerinde süresiz açlık grevleri başlamış durumda. Yarın, öbür gün cezaevlerinde ölüm haberleri almaya başlayacağız. Neden?"
"İMRALI’DAKİ MASAYI TÜRKİYE CUMHURİYETİ TERK ETTİ"
BDP Milletvekili Ayna, Temmuz ayından bu yana İmralı’da Abdullah Öcalan’ın tecrit altında olduğunu iddia ederken de şunları söyledi:
"Temmuz ayından bu yana Türkiye’de Kürt sorununun çözümü konusunda en önemli adımları atabilecekken hiçbir görüşme olanağı sağlanmasın, avukatları ve aileleri ile görüşmesin bunun karşılığında da Kürt halkı sesiz kalsın isteniyor bu mümkün mü? Bir masa kuruldu, o masaya oturuldu. O masaya gelen eşitlik ve özgürlük talepleriydi. Aykırı hiçbir şey gelmedi o masaya. Kendini yönetebilme hakkı bir Türkün hakkıysa, bir Kürdün de hakkıdır. Masayı kim terk etti; Türkiye Cumhuriyeti devleti. Gerekçesi neydi? Ana dilde eğitim; özerklik olmaz. Niye, neden? Niye Kürde bu zulüm?"
Emine Ayna, onurlarına sahip çıkmak için açlık grevini başlattıklarını ileri sürerek, "Meselemiz çadır değil, çadır sadece bir mekan, bizi yağmurdan korusun diye düşündüğümüz bir mekandır. Buna engel mi olacaksınız, alın çadırınızı. Biz karın altında da otururuz. Çocuklarımızın bedenlerini parçalıyorsunuz, yağmur nedeniyle mi oturamayacağız?" dedi. Açlık grevi başlatmalarının nedeninin taleplerini görüşmek üzere devleti çağırmak olduğunu söyleyen Emine Ayna, "Bu açlık grevindeki taleplerimizden biri İmralı cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan’a özgürlüğünün verilmesidir. Kimse bize bunu suç olarak dayatamaz. Bir halkın önderinin özgürlüğünü istemek talebi suç değildir. Biz burada bir suç işlemiyoruz. Taleplerimiz en demokratik yöntemle ifade ediyoruz" dişe konuştu.
Emine Ayna’nın konuşmasından sonra BDP’liler çadırın kurulmasına izin verilmediği için park içerisinde oturma eylemi başlattı. Açlık grevinin burada dönüşümlü olarak devam edeceği belirtildi.