BDP'li Kaplan: Çözümün kalbi Ankara'dır

Silopi İlçesi'ne yaklaşık 2 kilometre mesafede bulunan Cudi Dağı eteklerindeki Alihams Alanı'nda BDP'nin organize ettiği nevruz kutlamasında, yerel kıyafet şalşapik giyen 150 kişi görev aldı. Yaklaşık 6 bin kişinin katıldığı kutlamalarda Abdullah Öcalan posterleri ve PKK flamaları açılırken, Iraklı Kürt sanatçı Hamit ve yerel sanatçıların söylediği şarkılar eşliğinde, gruplar halinde halaylar çekildi.

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Abdullah Öcalan'ın yarın Diyarbakır'daki nevruzda vereceği mesaja dikkat çekerek, tarihi bir gün yaşandığını söyledi. Bütün dünyanın gözünün yarın Diyarbakır'da kutlanacak nevruzda olacağını söyleyen Kaplan, "Kürdistan'ın her toprağından dostlarımız, Avrupa'daki siyasi parti liderleri, büyükelçiler ve diplomatlar, sanatçılar, aydınlar, yazarlar, çizerler yarın hepsi Diyarbakır'da olacak. Ve orada sayın Öcalan'ın mesajı okunacak. İşte saatlerin durduğu andır o.

Silahların susması ve stratejik olarak bırakılması, 21'inci yüzyıl Türkiye'sinin anayasasının yeniden yazılması, demokratik yasaların yeniden yazılması telkinlerinden, zindalarda olanların tarihe dönmesi ve özgür olunması, birçok önemli bir süreç yaşanıyor. Peki bu sürecin çözüm yeri neresi olacak. İşte temel nokta budur. Bu süreçte silahlar değil, eğer fikirler konuşsun diyorsak, demokratik siyaset çözsün diyorsak, çözümün kalbi Ankara'dır, Meclis'tir. Onun için Meclis'in bu çözüm sürecine irade koyması kaçınılmazdır, zorunludur. Bu Meclis anayasasını yaparken yeniden bunu konuşacak. Siyasi partiler yasasını yaparken konuşacak. Anadilin özgür olması konuşulacak" dedi.

"BİZ DE HABUR GİBİ BİR KAZA YAŞAMAK İSTEMİYORUZ"

Öcalan'ın 3'ncü BDP heyetiyle ilettiği mesajda yeralan, "Mecliste komisyon kurulabilir" sözüne karşılık Başbakan Erdoğan'ın da, "Akil Adamlar" sözüne atıfta bulunan Kaplan, "Tutuklu olan, fikirlerinden dolayı cezaevinde olan tutsaklarımızın durumu konuşulurken ve özgürlüklerin tamamı konuşulurken, elbette ki Meclis'te konuşacağız. Meclis anayasa da yapar, yasa da yapar. Araştırma komisyonu kurar. Akil insanlar komisyonu kurar. Süreci takip eder ve bu süreçte sınır ötesine çekilme anında elbetteki 1999'daki gibi olmayacak. Bir tek insanımızın tırnağının acımaması için karanlık emellerin önlenmesi için elbetteki Meclis'in, iktidarın, BDP'nin ve ana muhalefetin beraber irade göstermesi lazım. Ve elbette ki yalnız Meclis yetmez, iktidar yetmez, biz yetmeyiz, biz de halka güveniyoruz. Size güveniyoruz. Sizin çocuklarınız buradan geçtiği zaman asıl çocuklarınıza siz sahip çıkacaksınız. Biz de Habur gibi bir kaza yaşamak istemiyoruz. Habur'dan gelip kucaklaştıklarımız bugün cezaevindedir. Habur'dan gelenler bugün silahı bırakıp gelmişti, ama şimdi cezaevindeler" diye konuştu.

"ÇÖZÜMÜN KODLARI VARDIR"

Kaplan, çözüm sürecinin bir kodları olduğunu, bunun iradeye dönüşme süreci olduğunu belirterek şöyle dedi: "Elbetteki çözümün kodları vardır. Çözümün iradeye dönüşmesi vardır. Bu irade sadece Türkiye'yi değil bütün Ortadoğu'yu ve bütün dünyayı ilgilendirir. Bu süreçlerde provokasyonlar, yanlışlar olacaktır, oluyor da. Bakın dün Adalet Bakanlığı, AKP genel merkezine bir saldırı oldu. Bunca Türkiye'nin kilitlendiği bir barış ortamında Diyarbakır'a kilitlendiği bir anda, hepimizin barışa odaklanmamız gerektiği biranda yaşanıyor bunlar. Paris yaşandı. Başka şeyler de yaşanabilir. O zaman uyanık olacaksınız. Halkımız uyanık olacak. Irkçılara, faşistlere, ortalığı karıştırmak isteyen çetelere, hiç kimseye biz meydanı bırakmayacağız. Bu halk gerekirse milyonlarla meydanlara çıkar. Bu halk özgürlüğün teminatıdır. Bu halk, özgürlüğün sigortasıdır. Bu halk özgürlük istedikten sonra, bu fikrin önünde hiçbir ordu, hiçbir devlet, hiçbir dünya durduramaz. Bu duygularla Silopi'den Cudi'nin ihtişamından, Habur'dan Rojava'dan (Batı Kürdistan), yine özgürlük sevdasıyla Nevruz bayramınız kutlu olsun."