BDP Parti Meclisi Üyesi'nden tehdit gibi mesaj

Güncelleme Tarihi:

BDP Parti Meclisi Üyesinden tehdit gibi mesaj
Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2011 15:36

ÇANAKKALE’deki nevruz kutlamalarına BDP Parti Meclisi üyesi Şamil Altan’ın konuşması damgasını vurdu. Devletin İmralı’da bölücü terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan ile görüşme masasında olduğunu öne süren Altan, seçimlere ve yaşanan sürece değinerek, "Bu bizi çok daha zor koşullarda mücadele etmeye kararlı ve coşkulu kılmalı. Önümüzde seçimler var. Bu seçimler ya herro ya merro seçimidir. Ya yeniden savaş, ya onurlu bir barış seçimidir" dedi.

Çanakkale’de yaklaşık 500 kişinin katıldığı nevruz kutlamaları saat 11.30’da Esenler Mahallesi, Barış Caddesi’ndeki alanda başladı. Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı kutlamalarda katılımcılar, üzerleri tek tek arandıktan sonra alana sokuldu. BDP Çanakkale İl Başkanı Abdullah Güler, etkinlik için BDP Parti Meclis üyesi Şamil Altan’ın da aralarında olduğunu anons edince alanda zılgıt sesleri yükseldi.

Şamil Altan, alandaki katılımcılara hitaben yaptığı konuşmada, "Dağlarda birkaç kişi ile gizli gizli kutlandığı, mazlumun üç kibritle cezaevinde nevruz ateşi yaktığı yerlerden, nevruz şehitlerimizle bugünlere geldik. Ve bugün bütün bu şehitlerimizi, bizi bu alanlarda özgürleştiren mücadele arkadaşlarımızı minnetle anıyoruz. Anılarının önünde saygıyla eğiliyoruz. Ezilenlerin üzerine bir kabus gibi çökmüş, bir bürokratik, oligarşik devletin temsilcileri, Kürt halkının temsilcisi ve önderi ile, İmralı’da sayın Öcalan ile görüşme masasındadırlar" diye konuştu.

Görüşmelerin müzakere seviyesine çıkmasını istediklerini belirten Altan, şunları söyledi: "Çünkü artık onlarca yıldır süren, çok acılı süreçlerden geçen bu savaşın bitmesini, başta Kürt halkı olmak üzere, bütün ezilenlerin, Aleviler’in, Ermeniler’in, Süryaniler’in, Çerkezler’in, yani bu memlekette bir kenara atılmış, ikinci sınıf vatandaş ilan edilmiş emekçilerin, kısacası bütün ezilenlerin artık özgürlüğüne ve demokratik haklarına kavuşmanı istiyoruz. Bu müzakereler yeni savaşın önünü kesecek. Yeni acıların, yeni gözyaşlarının önünü kesecektir. Buna inanıyorum. Ne var ki, AKP tam da ismine münasip bu ülkede ne adaletin ne de kalkınmanın bir temsilcisi olabilmiştir. AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın adalet dediği, şu anda binlerce BDP üyesinin ve yöneticisinin hapishaneye girmesidir. Seçilmiş arkadaşlarımızın hapishanelere girmesidir. Aylardır çatışmasızlık ortamında bulunan güçlere karşı, binlerce askerle, büyük makinelerle giriştiği operasyonlardır. Yine adalet dediği, emekçilerin, memurların, Ankara ve İstanbul sokaklarında öğrencilerin coplanmasıdır. Adaletin ve kalkınmanın ne demek olduğunu bu iktidara göstereceğiz. Bugün milyonlarca insan, Kürt halkı ve ezilen diğer hakların temsilcileri ile beraber, bu meydanlardan demokratik ve ulusal haklarını talep ediyorlar. Demokratik ulus istiyorlar. Demokratik vatan istiyorlar. Demokratik bir anayasadan ezilenlerin temsil edilmesini, eşitlikçi, özgürlükçü bir anayasadan, kimliklerinin tanınmasını istiyorlar. Ve milyonlarca insan meydanlarda demokratik özerklik istiyor. Biz demokratik özerklik deyince, kara propaganda, psikolojik harp merkezleri bizi bölücülük ile suçluyorlar. Hayır, bunu kendileri de çok iyi biliyorlar ki artık bu ülke, bu milyonlarla demokratik talep mücadelesi veren insanlık, bu merkezi otoriter, ceberrut devlet politikası ile yönetilemez. Sadece Kürtler için değil, bu ülkenin bütün insanları için, kendi kendini yönetebileceği söz ve karar sahibi olabileceği bir düzen istiyoruz. Buna demokratik özerklik diyoruz."

Altan, Kürt halkının 30 yıllık mücadelede büyük kayıplar verdiğini ve bedeller ödediğini savunanak, şöyle konuştu: "Bu bizi çok daha zor koşullarda mücadele etmeye kararlı ve coşkulu kılmalı. Önümüzde seçimler var. Bu seçimler ya herro ya merro seçimidir. Ya yeniden savaş, ya onurlu bir barış seçimidir değerli yoldaşlarım. Bu yüzden bütün gücümüzü bir araya toplayarak ulusal birliğimizi sağlayarak ve aynı zamanda Türkiye’nin bütün ezilenleri, emekçileri ile birliğimizi sağlayarak bu seçimlerde bizim önümüze konmuş yüzde 10 barajını anlamsız manasız bir hale getireceğiz. Ve diyeceğiz ki, biz bundan sonra bu ülkenin bütün politik hayatında belirleyici olacak en temel gücüz. Bunu herkes böyle bilsin. Çanakkale’nin nevruz meydanından, Diyarbakır’a, Hakkari’ye, Siirt’e ve İstanbul’a, devrimci coşkumuzu, selamımızı gönderiyoruz. Ya özgürlük, ya özgürlük."

Altan, Kürtçe "Yaşasın nevruz" sloganıyla konuşmasını bitirdi.

Ardından kalabalık grup ’Biji Apo’ sloganı attı. Yakılan nevruz ateşinin üzerinden Kürtçe türkü ve şarkılar eşliğinde atlandı. Zılgıtlarla ve halaylarla devam eden etkinliğin 17.00’de sona ereceği bildirildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!