Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır’da bağımsız adayların yaptığı mitinge binlerce kişi katıldı. İstasyon meydanında gerçekleşen mitinge, güvenlik tedbirlerinin alanın dışında set oluşturarak alındığı gözlendi. Tanklar ve zırhlı araçların hazırda beklediği mitinge Kürtçe ve Türkçe sloganlar eşliğinde ve Abdullah Öcalan’ın posterleriyle konuşmalar yapıldı. Miting başlangıcı Merkez Komite Üyesi Zübeyde Zümrüt, meydanda ilk seslenen BDP üyesi oldu. Demokratik özerkliğin icrasına hazır olun diye seslenen Zümrüt’e BDP meclis üyesi Ali Aydın ise “Özerklik kutlu olsun” sözleriyle destek verdi. Bağımsız adaylardan, Şerafettin Elçi, Altan Tan, Leyla Zana, Nursel Aydoğan, Emine Ayna’nın hazır bulunduğu mitinge, Osman Baydemir, Hamit Geylani, Bayram Bozyel’de katıldı. Bağımsız adaylar adına konuşan BDP Eş Başkanı Filiz Koçali şunları söyledi:
“YA SİZ HALKLARIN İRADESİNİ TANIRSINIZ YA DA BİZ TANITTIRIRIZ”
“Bu miting 12 Haziran mitingi değil. 15 Hazirana hazırlanıyoruz. Bu halkın 30 yıldır dişiyle kazandığı kazanımlar AKP’nin tehdidi altında. 12 Haziran’dan sonra ya bu kazanımlarımız demokratik özerklikte dâhil anayasal güvenceye alınacak ya da biz AKP’nin anayasasına karşı büyük bir mücadele edeceğiz. Bu topraklarda ulusal birlikler adına önemli adım atıldı. Ya siz halkların iradesini tanırsınız, ya da biz bu iradeyi size tanıttırırız.”
“İKİ BÖLGELİ BİR TÜRKİYE’YE RIZA GÖSTERİN”
“Erdoğan yeni anayasa dediğine bakmayın. Ağzına değişmez maddelerle ilgili tek cümle kurmadı. Sadece içi boş yeni bir anayasadan bahsediyor. Halkların eşit olmadığı bir anayasa biz asla razı olmayacağız. Yeni anayasa bizim katılımımızla demokratik olabilir. Biz hazırız. 1921 deki gibi demokratik ulus ruhu çerçevesinde bu anayasayı hep beraber yapalım. Tek bayrak tek millet yetmedi tek lider olmak istiyor. Biz faşist dikta değil, demokratik cumhuriyet istiyoruz. 25 bölgeye ayırmasanız Türkiye’yi 2 bölgeli bir Türkiye’ye rıza gösterin. Bir bölge özerk Kürdistan olur. Helalleşmeye geldi, kafamızda helikopterle mi olur? Halil İbrahim Oruç’un annesinden helalleşme al. Partimizi terör örgütü ilan etti. Bu halk kimi severse başbakan onu terörist ya da terör örgütü ilan ediyor. İnkâr bitti diyor, asimilasyon ve inkârı bitiren bu halktır. Dünya tanıyor sen mi inkâr edeceksin?”
“ÇÖZÜM İÇİN ÖCALAN’IN KOŞULLARI DÜZELTİLMELİ”
“ 15 Haziran yaklaşıyor iki yol var. Ya çözüm, birlikte çözeceğiz. Ama eğer bunu yapmazlarsa bilsinler ki Hopa’dan Amed’e İstanbul’dan Şırnak’a her yer direniş alanı olacak. Bunu bilsinler. Çözüm çok kolay... İmralı’da sayın Öcalan’ın koşullarını düzeltsinler, Öcalan’ın adımları çözüm için şanstır. Onunla görüşmek istiyoruz İmralı’nın koşullarının değişmesi lazım. Atılan adımlar bizi hayal kırıklığına uğratıyor. Bizi terör örgütü ilan etmesi boşuna değil. Seçimlerden sonra partimize operasyon olacağını biliyoruz. Zaten 3 bin yöneticimiz tutuklu. Dağdaki savaşı kentlerde kaybettiler. Kürtler korkuyu çoktan yendi. Evlatlarını sınır ötesinden mayınlı araziden alacak kadar korkuyu yendi. Biz iyisine de kötüsünde hazırız. İyisi başımızın gözümün üstüne.”
“Konuşmayı Türkçe yapmak istediğini” belirten Şerafettin Elçi Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır mitingini daha çok eleştirdi. Elçi ise şunları söyledi:
“KADDAFİ’YE, ESAD’A ÖĞÜT VERECEĞİNE HALKIN SESİNE KULAK VER”
“Kaddafi, Esad’a öğüt vereceğinize halkın sesine kulak verin. Gelin Kürt halkının sesine kulak verin. Diyarbakır Kürtlerin gururu, yarın umududur. Bu meydanda Kürtlerin iradesi meydana çıktı. Kürtler demokratik sivil barış alanına dönmek istiyor. Bu hareketin önderi olan Sayın Öcalan çok açık ve net ifade ediyor Öcalan ne diyor ‘16 yıldan beri silahlı mücadeleyi demokratik mücadeleye dönüştürmenin çabası içindeyim’. Bu sese kulak verin. Gerillalarda biz onurlu bir barış sağlanırsa dağdan inmeye hazırız. Halkımızın arasına sivil mücadelemizi vermeye hazırız. Biz diyoruz ki, demokratik hak arama yollarını açın. Akan kan dursun, anaların yüreklerindeki ateş sönsün. Siz ise durmadan bu halkı savaş alanına çekmek, kışkırtmak için ne mümkünse onu yapıyorsunuz.”
“CEZAEVİNE BENİM GİBİ GİDENLER ÇELİK GİBİ ÇIKIP MÜCADELE EDİYOR”
Polis, bu halkı provoke etmek için gereksiz yere halkın üzerinde baskı kurdu. Başbakan sen barışı korumak itiyorsun. Huzura kavuşmasını istiyorsan Askere operasyonları durdur. Polisleri hizaya getir. Biz siyasi statü istiyoruz. Neden biz tarihimizle, coğrafyamızla, biz bu ülke üzerinde çoğunluk olmamızla dilimizle, ulusal kimliğimizi sahiplenerek BM ölçülerine göre bir halkız. Halk statüsüne sahibiz. Dünyadaki halkların sahip olması gereken hakkı istiyoruz. Ne bir adım geri ne ileri. Eşitlik istiyoruz. Öfkeli gençler arkanızdan fırtına çocuklar geliyor. Bizlerle barışı kurmazsanız fırtına çocuklarla barışı kurmakla yol alırsınız. Vakit erkenken aklımızı başıma toplayalım. Bugüne kadar uygulanan yöntemlerle Kürtleri öldürmekle yok edemezsiniz. Bir öldürürsünüz bizimkiler bin doğarlar. Şehitler Kürt halkının tarihinde yerini aldı. Siz, gençlerimizi cezaevinde çürümeye mahkûm ederken, onların başını eğemezsiniz, onları ıslah edemezsiniz. Cezaevlerine benim gibi gidenler, çelik gibi çıkıyor. Cezaevinden daha bilinçli donanımlı yürekli olarak mücadeleye güç katıyorlar”
“BÜTÜN KÜRTLER İÇİN KÜRDİSTAN GENEL KONFERANSI VAR”
“Bu halkı açlıkla terbiye edemezsiniz. Bu halk onuru için hayatını vermeye hazır iken iki lokma için şerefini satmaz. Kürtlerin taleplerinde aşırılık yoktur. Biz kendi öz yönetimimizi istiyoruz. Biz özgür bir halk olarak, kendi özgür irademizle dilimizle bu coğrafyada egemen ve kendimizi yönetmek istiyoruz. Kürtlerin ezilmesinin en büyük nedeni birlik olmayışıdır. Biz ittifakın adımını attık. Bazılarının uykusu kaçtı. Bu birliği daha da geliştireceğiz. Irak Kürt bölgesine gittik. Kucaklaştık. Anlaşmaya vardık. Kürdistan genel konferansı adı altında bir genel konferansın düzenlenmesi kararını aldık. Herhangi bir ülkedeki Kürt kendini yalnız hissetmeyecek.
“DİYARBAKIR SİYASİ KABADAYILARA PABUÇ BIRAKMAZ”
“Mücadelesinde diğer parçalardakilerin gücünü yardımı hissedecektir. Merak etmeyin çekinmeyin, özleminizi çektiğiniz Serok Apo’da bir gün aranıza gelecek. Barışın tesisi için bu zorunludur. Herkesten fazla çaba sarf ediyor. Bunun için elverişli uygun bir ortam yaratmak zorundasın. Kasımpaşa geleneğinden gelen Başbakan Diyarbakır’a siyasi kabadayı edasıyla geldi. Oysa biz iyi biliriz, kabadayılara Diyarbakır halkı pabuç bırakmadığı gibi siyasi kabadayılara da pabuç bırakmaz. Onları yola getirmesini bilir”
BAŞBAKAN BDP’LİLER İŞSİZ KALMASIN DİYE SORUNU ÇÖZMÜYOR”
“Başbakan aklıselimini de kaybetti. Bu sorun ortadan kalkarsa BDP’liler işsiz kalır diyor. Sayın Başbakan Allah aşkına BDP’liler işsiz kalmasın diye mi bu sorunu çözmüyorsun? Sen çöz, biz rahat bir yaşama kavuşalım. Böyle mantıksız bir laf Başbakana yakışır mı? Sivil itaatsizliği faşizan olarak nitelendiriyor. Başbakan sen dünyanın hangi demokratik ülkesinde sivil itaatsizliğinin faşizan eylem olarak nitelendirildiğini gördün? Yoksa sen mi faşizan diktalığa yöneliyorsun? Sanki bizleri aptal yerine koyar gibi asimilasyon sona erdi diyorsun. Biz çoluk çocuk değiliz. Asimilasyonun sona ermesi için ana dille eğitim zorunludur. Ana dil ile eğitim ülkeyi böler diyor. Sizin demokrasi geçmişiniz yok geleneğiniz yok. Demokratik kültürü benimsemiş insan değilsiniz. Ama biraz sağa sola bakın. Dünyanın neresinde ana dille eğitimin o ülkeyi böldüğünü gördün. Kürt çocuklardan esirgenmesinin haklı mantığı var mı?”
“BİZ KİMİN ATALARININ KAÇ BİN YIL ÖNCE MÜSLÜMAN OLDUĞUNU BİLİRİZ”
“Başbakan haddini aşarak Kürtlerin dinine dil uzattı. Kürtlere Zerduşi dedi. Elbette İslamiyetten önce her milletin dini vardı. Dinle meşgul olan herkes bilir ki semavi dinlerden önce bütün dinler arasında semavi dine en yakın olan Zerduşiliktir. Kürtler Araplardan sonra Müslüman olan ilk halktır. Biz kimin atalarının kaç yıl önce Müslüman olduğunu biliriz. Dün Müslüman olanların, Müslüman olan Kürt halkının dinine dil uzatmak gücünüzü aşar. Dini konuda ders almak isteyenler gelsin bizden ders alsın.”
“DİNDAR OLARAK NE SORUNUNUZ VARSA GETİRİN SAVUNALIM”
Korucular. Siz bu halkın evlatlarısınız. Gelin bir an önce bu kara lekeyi alnınızdan silin. Halkınızın arasına katılın. Bizi bölmek isteyenler din unsurunu aleyhimize kullanıyorlar. Dindarlık istiyorsanız bu halktan daha fazlası yok. Bu halkın mürşitleri, şeyhleri var. Din âlimi istiyorsanız bu halkın din âlimleri var. Gelin Müslüman olun. Ama Müslümanlık görevini yaparken bir elinizle dile bir elinizle halkınıza sarılın. Biz sizin temsilciniz olalım. Dindar olarak ne sorununuz varsa bize getirin savunalım.”
“KÜRTLER VEFASIZLIĞI AFFETMEZ”
“ABD dedi ki, büyük olmanın şanı adil ve mazlumun yanında olmaktır. 1999’ta Clinton TBMM’de önemli bir söz söyledi. ‘Kürtler doğuştan sahip olmaları gereken haklara sahip olmalılar’ ABD’ye çağrı yapıyorum. Bill Clinton gösterdiği yolda Kürtlerin sahip olması gereken imkânlara sahip olması için destek verin. Kürtler vefasızlığı affetmez. Dostluğu unutmaz. Çektiğimiz sıkıntılardan sonra elbette bizimde barışımız gelecektir. Biz hakkı ve haklıyı savunuyoruz. Kendinize ve bize güvenin zafer bizimdir”