BDDK: 'Eleştiri sınırlarını aştın'

BDDK açıklamasında, “BDDK’nın hisse devriyle ilgili almış olduğu bu karara, eleştiri sınırlarını aşan bir tepkide bulunulması hayretle karşılanmış olup, basın önünde yapılma tercihi gösterilen bu tür tartışmaların kurumlara zarar verici etkilerinin de dikkate alınması gerektiği düşünülmektedir” denildi.

BDDK, 11 Ağustos’ta basında çıkan ve kurumu hedef alan bir haber üzerine yapıldığı belirtilen açıklamada, Kuruma yasayla verilen görev ve yetkilerin altı çizildi.

Kararlarına yargı yolu açık olan Kurul’un, kanunla kendisine verilen görev ve yetkileri kullanırken, uygulama birimlerinin yoğun ve titiz çalışmaları sonucu temin edilen bilgi ve belgeler üzerinden hazırlanan dosyaları ilgili mevzuat kapsamında aynı titizlikle inceleyerek, yaptığı müzakereler sonucu objektif kriterler çerçevesinde karar aldığı belirtildi.

Bugüne kadar uygulamada, sisteme girmek isteyen yerli-yabancı tüm gerçek ve tüzel kişiler hakkında kanaat oluşturmaya yetecek kadar bilgi ve belge temin edilerek sonuca ulaşıldığı kaydedilen açıklamada, “Sektörde gözlemlenen genel kalite artışında bu titiz değerlendirmelerin katkısı açıktır” denildi.

Adabank’ın yaklaşık olarak yüzde 80 oranındaki hissesinin temettü hariç ortaklık haklarının 2004 tarihinden bu yana TMSF tarafından kullanıldığı anımsatılan açıklamada, şöyle denildi:

“Bu yetki, TMSF’ye ortak gibi hareket edebilme imkanı sağlamakta olup Yönetim Kuruluna üye ataması da dahil olmak üzere Banka ile ilgili her türlü tedbiri alma hakkı vermektedir. TMSF’nin bu yetki çerçevesinde Adabank A.Ş. hisselerinin yüzde 99.9’unun Kuveyt menşeli The International Investor Company’e (TII) satışı hususu 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 18’inci maddesi kapsamında değerlendirilmek üzere Kurumumuza iletilmiş olup, anılan şirket, Kanunun 8’inci maddesinde belirtilen koşullar çerçevesinde, bankacılık lisansı almaya yetkin olup olmadığı açısından değerlendirilmiştir.”

"AÇIKLAMALARIN NEDENİNİ ANLAYAMADIK"

TMSF’nin bu satışla ilgili olarak BDDK’ya 10 Temmuz 2006 tarihinde başvurduğu, Kurul’un da bu başvuruyu 26 Temmuz 2007 tarihinde reddettiği belirtilen açıklamada, yaklaşık olarak 12 ay süren dosya işleminde yasal ve yönetmelik hükümlerine göre geekli bilgi ve belgelerin sağlandığı ifade edildi. TII’la ilgili olarak BDDK resmi kayıtlarına intikal eden en son belgenin tarihinin 10 Nisan 2007, en son yazışma tarihinin ise 10 Temmuz 2007 olduğu bildirilen açıklamada, şöyle denildi:

“BDDK’nın hisse devriyle ilgili almış olduğu bu karara, eleştiri sınırlarını aşan bir tepkide bulunulması hayretle karşılanmış olup, basın önünde yapılma tercihi gösterilen bu tür tartışmaların kurumlara zarar verici etkilerinin de dikkate alınması gerektiği düşünülmektedir. Bankacılığın hesap ve kitap işi olduğunu, en iyi idrak eden kurum şüphesiz BDDK’dır. Nitekim Türk bankacılık sisteminin BDDK’nın kurulduğu günden bugüne kadar gösterdiği gelişim, gerek yerli gerekse yabancı sektör temsilcileri tarafından takdir edilmektedir. Gelinen bu noktada BDDK kararlarının, bürokratik üsluba ve temsil edilen makama uygun düşmediğine inandığımız ifadelerle tartışmaya açılmasının nedenleri anlaşılamamıştır.”

"GERİ ZEKALI İTHAMINA YANIT"

BDDK’nın, kanun ve ilgili diğer mevzuatla kendisine verilen görev ve yetkilere dayanarak, kurulduğu günden bugüne kadar yürürlüğe koyduğu ikincil düzenlemeler çerçevesinde faaliyetlerini objektif esaslar dahilinde yürüttüğü kaydedilen açıklamada, bu faaliyetlerini yerine getirirken tarafsızlık ilkesi ile hareket ettiği ve şeffaflık ilkesi gereği de bankacılık sırrı kapsamına girmeyen kararlarını basın açıklaması yapmak, internet sitesinde yayımlamak suretiyle kamuoyuyla paylaştığı ifade edildi. Açıklamada, “BDDK’nın yaptığı resmi açıklamaların dışında basın yayın organlarında yer alan açıklamaların BDDK’yla hiçbir şekilde ilgisi bulunmadığı hususunu vurgulamakta yarar görmekteyiz” denildi.

Açıklamada Ertürk’ün ismini kullanmadan yanıt veren BDDK’nın bu açıklamayı yapmasına neden olan haber 11 Ağustos günü Vatan gazetesinde yayımlanmıştı. Gazetede kendisiyle yapılan söyleşiye yer verilen TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, BDDK’nın yasaya dayalı objektif kriterlerinin yanı sıra bilinmeyen bazı subjektif kriterleri olduğunu belirterek, Alpha Bank vetosuyla ilgili olarak da, “BDDK’nın artık neredeyse aldığı tüm kararlar tartışmalı hale gelmiştir” demişti.

BDDK’nın artık ne yapmak istediğine bir karar vermesi gerektiğini söyleyen Başkan Ertürk, “Bir sektör böyle yönetilmez. Hele bankacılık sektörü. Bankacılık hesap kitap işidir. BDDK’nın artık neredeyse aldığı tüm kararlar tartışmalı hale gelmiştir. Bir kurum, kararlarıyla bu kadar tartışmalı hale gelirse, o kurumun bunu iyi düşünmesi gerekir. Ben olsam, kararlarım hakkındaki bu kadar tartışmayı iyi inceler, ders çıkarırdım” açıklamasında bulunmuştu. Ertürk, Adabank satışının ardından gazetelerde, ismi açıklanmayan bir BDDK yetkilisine dayanarak, fiyatın düşük olduğu haberlerinin çıktığını belirterek, “O yetkili geri zekalıdır” demişti. (ANKA)