Güncelleme Tarihi:
Kaçak telekulakçı Cengiz Çelik, ABD'den konuştu. Çelik, bazı abilerin canlarını yakmamak için suskun kaldığını söylerken, yapmadığı birçok şeyin de üstüne yıkıldığını anlattı.
SİBEL Can, Hakan-Selçuk Ural üçlüsü ile FP milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu'nun sevgilisiyle eşinin telefon konuşmalarını dinleyen ve yine Cumhuriyet Savcısı'nı seks tuzağına düşürmek için Hatipoğlu tarafından kullanılan telekulak skandallarının kahramanı Cengiz Çelik, ABD'de ortaya çıktı. Cengiz Çelik, bir gün New York'ta, birkaç gün Florida'da. Daha sonra Chicago veya New Jersey'de. Belirli adresi, telefonu yok. Tüm temaslarını cep telefonuyla yapıyor. Bu telefonu yalnızca konuşmak istediğini aramak için kullanıyor. Numarasını çevirseniz dahi, bağlanmıyor.
Çelik, tanınan bir kişi değil. Aslen Muğlalı olan 33 yaşındaki Çelik, şarkıcı Sibel Can ile eski kocası Hakan Ural ve babası Selçuk Ural'ın telefonlarını dinleyen kişi. Telekulak skandalı patlak verdiğinde ABD'de bulunan ve 10 aydır kaçak yaşayan Çelik, içini Hürriyet'e döktü. Hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarılan Çelik, ‘‘Bazı abilerimizin canı yanmasın diye, bugüne kadar sesimi çıkarmadım ama yapmadığım şeyler üstüme yıkıldı. Telekulak ile ilgili herşeyi kayıt bantlarına okuyorum. Altı bant doldurdum, dahası da var’’ diyor.
Ortaklarına MİT kimliği göstermiş
Telekulak olayı, 4 Mayıs 1999'da patlayınca, Murat ile Ünal Peker tevkif ediliyor. Amca ile yeğen Peker sıkıştırılınca, ‘‘Cengiz bize MİT kimliği gösterdi, devlet işidir diye dinledik’’ diye ifade veriyorlar. Bunun üzerine, o tarihte ABD'de bulunan Çelik hakkında, gıyabi tutuklama kararı çıkarılıyor. Çelik, konuyla ilgili olarak bize, ‘‘MİT'ten değilim ama ticari ilişkilerim nedeniyle, benim polis birçok arkadaşım var. MİT kimliğim yok’’ diye konuşuyor.
Yine Çelik'e göre, telekız Eda ise savcılıkta ‘‘beni Korkut Eken ile Cengiz Çelik döverek, zorla Cumhuriyet Savcısı'nı ayarlama işine soktular’’ diye ifade veriyor.
HERŞEYİ SES BANTLARINA KAYDEDİP SAKLADIM
Hacettepe Üniversitesi'nde Elektrik Mühendisliği eğitimi gören Çelik telefon dinleme işine 1998 de başladığını, anlatacağı daha çok şeyler olduğunu söylüyor. ‘‘Bu olaylardan temizlenmem lazım, beni hiç alakam olmayan işlere soktular. Korkut Eken benim arkadaşım, MİT ve emniyetten çok sevdiğim kişiler var, fazla konuşamıyorum’’ dedikten sonra, Osman Ak, Nuri Gündeş, Hamdi Tuna, Cevdet Saral gibi resmi görevlilerin isimlerini sıralıyor, açıklama yapmadan.
Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün 8. katında İstihbarat Dinleme Odası oluşturulduğunu söylerken, ‘‘ben buna karışmadım’’ diye ekliyor.
Türkiye'yi çok özlediğini belirten Çelik, dönmeye korkuyor. Çelik, şunları söylüyor:
‘‘Herkes benim için, ‘bu adam kim?' diyor. Ailem bile şaşırdı bu işlere. Dönsem alanda tutuklayıp içeri atacaklar. Korkut Eken gibi beni tutuksuz yargılamazlar ki. Ama param, pulum da yok. Burada fazla da kalamam. Bilmiyorum gelecek günlerin ne getireceğini. Ama tüm gerçekleri ses bantlarına kaydettim.’’
Emniyet'e dinleme cihazı satardım
Ankara'da bir elektrik firması işletirken, telekulak olayına karışan Cengiz Çelik, ABD'de kaçak yaşam sürmesine neden olan olayları şöyle anlattı:
‘‘Ben, yeni elektronik cihazların yurtdışında piyasaya çıkışlarını takip eder, MİT'e, Emniyet Müdürlüğü'ne bu cihazları tanıtır, sipariş alıp satardım. Sonra da nasıl kullanılacağını gösterirdim. Polisten ve MİT'ten çok tanıdıklarım oldu. Ankara'da, polis Murat Peker ile amcası Ünal Peker'in önerisi üzerine Uzman Dedektiflik Bürosu adlı bir firma kurdum. Murat ile amcası, benimle çalışmaya başladılar. Gazetelere ilan verdik, birkaç iş geldi. Bunlar, kocalarını takip ettiren kadınlardı.
Bizde, aynı anda 30 hattaki konuşmaları dinleyebilen, 6'lı, 12'li 30'lu telefon sistemleri vardı. 1999 Şubatı'nda, Kent TV sahibi Levent Altınay için çalıştık. İsteği üzerine, Sibel Can'ı dinledik. Ardından Hakan Ural ile babası Selçuk Ural'ın konuşmalarını. Baba Ural, oğluna ‘Sibel'den 500 bin dolar, bir jip ve Miami'deki evi iste' diyordu.
Tesettürlü sevgili hep seks konuştu
TELEKULAK skandallarını anlatan Cengiz Çelik, Fazilet Partisi Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu'yla çalıştıklarını söylerken ilişkilerini şöyle anlattı: Bir gün, Fazilet Partisi Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu geldi bize. Ankara'da Emek Mahallesi'nde bir yer dinleteceğiz dedi. Murat ile Ünal'ı çağırdım. Dinlemeye başladık. Kasetleri Hatipoğlu'nun bir adamına teslim ettik. Hatipoğlu bu iş için bize bin dolar verdi. Arkadan Hatipoğlu'nun adamı yine geldi ve bu kez, doktorun karısı N'yi dinlememizi istedi. Fiyatı 2 bin dolara çıkardım, kabul ettiler. Hatipoğlu'nun bu kadınla seks ilişkisi varmış. Tesettürlü olmasına rağmen, telefonda hep seks konuşuyordu bu kadın. 24 saat tutan ses bantlarını Hatipoğlu'na verdik. Bir süre sonra, Hatipoğlu'nun kendisi geldi. Ankara Cumhuriyet Savcısı'nı, seks yaparken görüntülememizi istedi. Hatipoğlu 1992 yılında, Diyarbakır'da yaptığı bir konuşmada orduya hakaret etmiş, savcılık hakkında dava açmış. Aynı savcı, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek için de hazırlık soruşturması yapıyormuş. Niyetleri, savcıyı tuzağa düşürüp şantaj yapmaktı. 4 bin dolar istedim, ‘tamam' dedi. İki adama havale ettim bu işi. Çapa Tıp Merkezi'nde çalışan, çok güzel bir telekız tanıyorlarmış. Adı Eda Pulan. ‘Biz sana bin dolar vereceğiz' deyince havalara uçtu. Buluşmaları için bir ev kiraladık. Eda, Cumhuriyet Savcısı'na, ‘size check-up yapmaya geldim' diye yanaşmış, sonra da adamı ayartmış. Birlikte yemeğe çıktılar. Ama hep otellerde buluştular. Savcı, bizim makine, cihazlar yerleştirdiğimiz kiralık eve gitmediği için iş yattı.