Güncelleme Tarihi:
Bu ülkelerden bazılarında sığınan birtakım teröristlerin örgütlerinin, Türkiye`deki terör eylemlerini o ülkelerde planladıklarını ifade eden Ecevit, bu konudaki uyarılara henüz olumlu yanıt alamadıklarını bildirdi.Â
ABD gezisine ilişkin bir soru üzerine Ecevit, "Büyük hayallere kapılmadan, ama umutlu olarak gittik. Çünkü, ABD ile ilişkilerimiz son yıllarda büyük aşamalar gösterdi. ABD`nin Türkiye`ye yakınlığı, dostluğu giderek artıyor. O bakımdan umutlu bir biçimde gittim" dedi.
Yaklaşık 130 iÅŸadamının katılmak istediÄŸi gezi öncesinde bu iÅŸadamları ile biraraya geldiÄŸini ve iÅŸadamlarının da gezi öncesi çok iyi hazırlık yaptığını anlatan Ecevit, ABD gezisinin hazırlıklarını iÅŸadamları ile birlikte yaptığını belirtti. Ecevit, "Ayrıca, iÅŸ çevrelerinin ABD`ye beslediÄŸi ilginin yanı sıra ABD de Türkiye`ye büyük ilgi gösterdi" dedi.Â
ABD`de çok sayıda devlet adamı ile görüşme imkanı bulduklarına iÅŸaret eden Ecevit, ABD`de, geziye ve Türkiye`ye ne kadar büyük ilgi ve merak olduÄŸunu bizzat gözlemlediklerini söyledi.Â
   Â
"11 EYLÃœL Ä°NSANLIK DRAMI"Â
   Â
Özilhan`ın, "ABD`de, uluslararası terörizm konusunda somut bir örnek gördünüz. Duygularınızı merak ediyorum" demesi üzerine Ecevit, şöyle konuÅŸtu:Â
"Amerikalılar, ÅŸimdiye kadar kendi toprakları üzerinde böyle büyük saldırılarla karşılaÅŸmamışlardı. BaÅŸka ülkelerde yer alan savaÅŸlara karşı tepki gösterip, tedbir almışlardı. Ama kendi topraklarında büyük bir siyasal felaketle büyük bir saldırı ile karşılaÅŸmamışlardı. Ä°lk defa böyle bir olayla karşılaşıyorlar. O bakımdan Amerikan halkının duyguları çok belirgindi. Ayrıca ister Amerika`da yer almış olsun, ister baÅŸka bir yerde, bu 11 Eylül faciası çok büyük bir insanlık dramıydı.Â
Bu olay şunu gösterdi: Artık dünyada terörizm son derece kolay uygulanabilir durumdadır. Ona karşılık, terörizme karşı mücadele çok zorlaşmıştır. Özellikle çağdaş teknolojinin gelişmiş olması dolayısıyla... Artık terörizme karşı hiçbir ülke kendi başına mücadeleedemez. Terörizm, bütün insanların davasıdır. Bütün insanların, insanlığa değer veren bütün ulusların terörizme karşı ortak mücadeledebulunması gereklidir. Ortak istihbaratı geliştirmeleri gereklidir. Çıkaracağımız derslerin başında, kanımca bu gelmektedir."
       Â
"BU Ä°HANETE YER YER MAALESEF UÄžRUYORUZ"Â
   Â
"Terörden çok çekmiş, terörle mücadele ederken dostlarının ihanetine uğramış bir ülkenin başbakanı olarak neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine de Ecevit, şunları söyledi:
"Bu ihanete yer yer maalesef uÄŸruyoruz. Avrupa BirliÄŸi`nde yer alan bazı ülkeler, bir yandan bize türlü bahanelerle ağır eleÅŸtiriler yöneltirler ve kendileri de dünya terörizme karşı mücadele kararına katılmış durumdadırlar. Oysa Türkiye`de en ağır terörist eylemleri gerçekleÅŸtiren kuruluÅŸlara, Avrupa BirliÄŸi ülkelerinden bazılarında kapılar açılmaktadır, her türlü kolaylıklar gösterilmektedir. O ülkelerden bazılarında sığınan birtakım teröristlerin örgüeri, Türkiye`deki terör eylemlerini o ülkelerde planlamaktadırlar, Türkiye`ye ihraç etmektedirler. Bu konulardaki uyarılarımıza henüz olumlu bir yanıt alamadık."Â
ABD`nin öteden beri, 11 Eylül olaylarından önce de Türkiye`nin terörizmle ilgili sorunlarına yakın ilgi gösterdiÄŸini belirten Ecevit,"ABD, bizim tedbir almamıza olabildiÄŸince yardımcı olmaya çalışıyordu. O bakımdan ABD`nin bu davranışını şükranla karşılıyorum"dedi. Â
"AFGANÄ°STAN'DAKÄ° SORUNLAR DÃœZENLÄ° BÄ°R ORDUSUNUN OLMAMASINDAN KAYNAKLANIYOR"
Ecevit, Afganistan`da BaÅŸbakanlık görevini kabul eden BaÅŸbakanı Hamid Karzai`ye kutlama mesajı gönderdiÄŸini, bu mesajda, Türkiye`nin yıllardır Afgan halkına gösterdiÄŸi yakın ilgiyi anlattığını belirtti.Â
Mesajında, yaÅŸananların, Afganistan`ın bir ulusal orduya sahip olmamasından kaynaklandığını, bir ulusal ordu yerine, birbiriyle çatışan ordular bulunduÄŸunu ifade ettiÄŸini kaydeden Ecevit, bunun da Afganistan`ın güvenliÄŸi, bağımsızlığı için çok ciddi bir tehdit oluÅŸturduÄŸuna dikkati çektiÄŸini bildirdi.Â
Türkiye`nin, bölgedeki bazı ülkelerin ordularının yapılanmasına ştirilmesine büyük katkıda bulunduğunu, eğer Afganistan isterse bukatkıyı Afganistan`a da yapabileceklerini belirttiğini anlatan Ecevit,"Sayın Karzai`den de çok sıcak bir yanıt yazısı geldi. Fakat ne düşündüğünü henüz bilmiyorum" dedi.
Başbakan Ecevit, şöyle devam etti:
"Afganistan`ın karışanı çoktur. Hem içeriden hem de dışarıdan karışanları çoktur. Onun için Türkiye`nin orada çok güçlü, etkili bir duruma gelmesini istemiyor, olabilirler.
Fakat şu sırada, Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü kuruluyor. BunaTürkiye de 261 subayıyla katılıyor ve eğer istenirse İngiliz kuvvetlerinin görev süresi sona erdikten sonra, onun yerini Türk birliklerinin alabileceğini, müttefik ülkelerden, ABD`den, İngiltere`den gelen istek üzerine kabul etmiş bulunuyoruz. Yani bizim oraya etkili bir biçimde, güvenlik sağlamak, güvenliğe katkıda bulunmak üzere gitmemize ciddi destekler de var. Bazı olumsuz sesler de gelmiş olabilir. Zaman içinde bunlar ne kadar gerçektir, ne kadar değildir anlayacağız."
   Â
ABD`NÄ°N IRAK POLÄ°TÄ°KASIÂ
   Â
Ecevit, Özilhan`ın, ABD`nin, Irak konusundaki tahammülsüzlüğünü dile getirdiÄŸini, Türkiye`nin ise Irak konusunda çok net bir politika izlediÄŸini belirterek, "Bu aÅŸamada, Saddam`a yönelik tehdidi ortadan kaldıracak önlemler neler olabilir? Saddam Hüseyin`i saÄŸduyuya çağıracak mesajlar verebilir misiniz?" sorusu üzerine, ABD ziyareti sırasında, ABD BaÅŸkanı Bush`un bu konuya çok açık, çok net ÅŸekilde deÄŸindiÄŸini söyledi.Â
Başbakan Ecevit, Bush`un bu konudaki görüşlerini şöyle aktardı:
"Saddam Hüseyin`e tahammülüm yok. Saddam, kötü adamdır. Saddam iktidarda kaldığı müddetçe kötü işleri temsil edecektir, bölgede istikrarsızlık kaynağı olacaktır.
Bu aşamada diplomatik yöntemler gündemde, değerlendirmelerimiz, bizi farklı bir yola başvurmak sonucuna götürecek olursa sizinle mutlaka istişare edeceğimizden emin olunuz. Şuna kesinlikle emin olun ki, izleyeceğimiz yöntem ne olursa olsun, arkamızda istikrarsızlık bırakma niyetimiz kesinlikle yoktur. Irak`ın toprak bütünlüğü konusunda hassasiyetinizi kesinlikle paylaşıyoruz. Türkiye`yi tehlikeye sokacak hiçbir adım atılmamalıdır. Henüz bir planım bulunmamaktadır ve bu konuda henüz bir karar vermiş değilim. Ancak diplomatik veya başka bir yolda olsun, kesin başarıya ulaşacağımızdan ve işimizi yarım bırakmayacağımızdan emin olunuz. Eğer Irak`a yönelik bir adım atacak olursak, bunda mutlaka başarılı olacağımızı bir kere daha ifade ediyorum. Bu, Türkiye açısından da daha uzun dönemde daha olumlu bir orta doğuracaktır."
   Â
"ABD`DE AÇIK BÄ°R GÖRÜŞ YOK"Â
     Â
Başbakan Bülent Ecevit, "Irak, BM denetçilerini topraklarına almamakta diremeye devam edecek olursa yalnız Irak`ın başına değil, başta Türkiye olmak üzere bütün dünyanın başına ciddi dertler açılmış olacaktır" dedi.
BaÅŸbakan Ecevit, Türkiye`nin, Irak`a yönelik olası bir askeri harekattan ne kadar tedirginlik duyduÄŸunu ABD BaÅŸkanı Bush`un bildiÄŸini ve ABD yönetimi içinde bu konuda bir açık görüşe varılmadığını, böyle bir askeri harekatın uygun olacağını veya uygun olmayacağını düşünenler bulunduÄŸunu belirtti.Â
"ABD, bir düşünme, bir arayış süreci içinde" diyen Ecevit, Bush`un sözlerinde bir umut ışığı olduÄŸunu ve bu sözlerinin, "EÄŸer diplomatik yollardan sonuç alınamazsa, o zaman yapacağımızı biliriz" anlamına geldiÄŸini kaydetti.Â
Ecevit, Bush`un "Diplomatik veya baÅŸka yoldan olsun baÅŸarıya ulaÅŸacağımızdan ve iÅŸimizi yarım bırakmayacağımızdan herkes emin olsun" sözlerine iliÅŸkin olarak da ÅŸunları kaydetti:Â
"Benim buradan çıkardığım iyimser yorum, -iyimserliÄŸim ne kadar yerindedir bilemiyorum- Saddam Hüseyin, Sayın Bush`un bu sözleri karşısında artık kendini toparlamalı, kendine bir çeki düzen vermelidir. Karşısında yalnız ABD deÄŸil, hemen hemen bütün dünya yer almaktadır ve eÄŸer BM kararlarına karşı gelinecek olursa, bu silahlanma konusunda denetimde bulunmak üzere görevlendirilenleri topraklarına almamakta diremeye devam edecek olursa, yalnız Irak`ın başına deÄŸil, baÅŸta Türkiye olmak üzere bütün dünyanın başına, özellikle de Orta DoÄŸu`nun başına ciddi dertler açılmış olacaktır.Â
Onun için Saddam Hüseyin, Sayın Bush`un bu sözlerini çok ciddiye almalıdır. Burada, bir de umut ışığı var. Eğer, diplomatik yollardan bir çare bulunursa diye, umut verici bir kapı açılmış bulunuyor. SayınBush`un bu sözlerini, Saddam Hüseyin`in ciddiyetle değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum."
   Â
"OLUMLU SONUÇLAR ÇIKACAĞINI UMUYORUM"
   Â
"Irak, BM`nin görevlendireceÄŸi denetçilere kapılarını açarsa, hemdiplomatik anlamda bir baÅŸarı kazanılmış, hem de Irak`a ambargo kalmışolacak mı?" sorusu üzerine de Ecevit, bunu umduÄŸunu, ancak bu konununIrak`a baÄŸlı olduÄŸunu söyledi. Ecevit, "Bunu bir umut olarak belirttim. Sayın Bush`un sözlerindeki umut ışıklarını deÄŸerlendirerek belirttim. Olumlu sonuçlar ortaya çıkacağını umuyorum" dedi.    Â
Başbakan Ecevit, "Irak`ın toprak bütünlüğü konusunda çok duyarlı oldunuz ve Irak yönetimine verilmesi gereken desteği verdiniz. Sayın Bush, bunları söylediği anda (Saddam`dan bana ne) noktasına geldiniz mi?" sorusuna karşılık da zaten başından beri "Saddam`dan bana ne" dediğini, kendisinin asıl umursadığının, Türkiye`nin esenliği, toprak bütünlüğü, bölgenin huzuru, istikrarı ve barışı olduğunu vurguladı.
Ecevit, "BaÅŸka herhangi bir devletin baÅŸkanı ÅŸu olmuÅŸ, bu olmuÅŸ beni ilgilendirmez. Beni ilgilendirmesi doÄŸru da olmaz. Ama bu öteden beri sanki ben Saddam`ı destekliyormuÅŸum gibi yorumlandı" diye konuÅŸtu.Â
Körfez Savaşı sırasında üç defa, daha çok gazeteci kimliğiyle Irak`a gittiğini, Saddam Hüseyin ile uzun görüşmeleri olduğunu hatırlatan Ecevit, orada Saddam Hüseyin`i, "Kuveyt macerasının yalnızIrak`ın başına değil, Türkiye`nin ve bütün bölgenin başına dert açacağı" konusunda uyardığını ve uyarılarını daha sonra da devam ettirdiğini söyledi.
Ecevit, ABD`nin, Irak`a müdahale etmesi durumunda, önceden haber verip vermeyeceğine ilişkin bir soruya karşılık, böyle bir durumda, ABD`nin "yola çıkmadan önce" Türkiye`de bazı hazırlıklar yapması gerektiğini kaydetti. Ecevit, "ABD, Türkiye ile stratejik işbirliğine çok büyük önem veriyor. Bizi incitmeyi içinesindirebileceğine ihtimal vermiyorum. ABD`de bu kez gördüğümüz yakın ve sıcak ilgi de bu izlenimimi doğruluyor" diye konuştu.
Baki Özilhan`ın, ABD BaÅŸkanı George W. Bush`un, bu konuda "Sizsiz yapamayız" dediÄŸini belirtmesi üzerine BaÅŸbakan Ecevit, "Zaten yapılamaz. Çünkü, Irak`la sınır komÅŸusuyuz. Türkiye`nin toprakları kullanılmadan Irak`ta bir harekat kolay kolay yapılamaz. O bakımdan Sayın Bush`un sözünün boÅŸlukta kalabilecek bir söz olduÄŸuna inanmıyorum" dedi.Â
   Â
"ERMENÄ°STAN Ä°ÅžGALCÄ° TAVRINDAN VAZGEÇMELÄ°"Â
   Â
Ecevit, Türkiye`nin yeni yaklaşımlarından sonra, Ermenistan`dan nasıl bir tavır beklendiğinin sorulması üzerine, bu ülkenin işgalcilikten vazgeçmesi gerektiğini ifade ederek, Ermenistan`ın, Dağlık Karabağ`ın dışında bazı Azerbaycan topraklarını da işgal ettiğine dikkati çekti.
BaÅŸbakan Ecevit, yıllardır onbinlerce Azerbaycanlı`nın çok ağır ÅŸartlar içinde çadırlarda barınmaya çalıştığını belirterek, "Ermenistan`ın mutlaka bu davranışlarından uzaklaÅŸması gerekir. O zaman, iÅŸgalcilikten vazgeçerlerse, evvela Azerbaycan ile Ermenistan arasında diyalog ve diplomatik iliÅŸkiler kurulabilecektir. O zaman bizde Ermenistan ile diplomatik iliÅŸkilerimizi gönül rahatlığıyla kurabileceÄŸiz" diye konuÅŸtu.Â
Sınırda vize uygulamasını, bir iyi niyet jesti olarak yeniden uygulamaya koyduklarını anlatan Ecevit, "Bu, ABD yönetiminde çok olumlu bir izlenim bıraktı. Bunu özellikle vurguladılar, bu konudan duydukları mutluluÄŸu bana bildirdiler" dedi.Â
Ecevit, sorunun çözümü için "Ermenistan`ın mutlaka iÅŸgalci tavrından vazgeçmesi gerektiÄŸini" vurguladı.Â
   Â
EGE SORUNUÂ
   Â
Ecevit, son günlerde, Ege sorunuyla ilgili güzel bir gözlemi olduÄŸunu ifade ederek, Washington`da, Yunanistan ve Kıbrıs Rumları`nında aralarında bulunduÄŸu yabancı gazetecilerin sorularını yanıtlarken, kendisine Yunanistan ile Türkiye arasında son zamanlarda geliÅŸen iliÅŸkiler konusunda ne düşündüğünün, geleceÄŸe yönelik umudunun olup olmadığının sorulduÄŸunu kaydetti.Â
"Çok yerinde sorulardı" diyen Ecevit, iki ülke halkları arasında, 1999 Marmara depremi öncesi ve depremden itibaren insani bakımdan çok iyi iliÅŸkiler geliÅŸmeye baÅŸladığını vurguladığını ve bundan duyduÄŸu mutluluÄŸu belirttiÄŸini ifade etti.Â
Kıbrıs sorunun çözümünün güç olabileceÄŸini, ama Ege sorunun kolay çözülebileceÄŸini, bu amaçla da Türkiye ve Yunanistan DışiÅŸleri bakanlarının basına yansıtılmadan görüşmeler yaptığını söylediÄŸini ifade eden Ecevit, bunun üzerine Yunanistan basınında, "Papandreu gizli görüşmeler yapıyor" diye kıyamet koptuÄŸunu anlattı. Ecevit, "Benim söylediÄŸim, bu iki bakanın kurduÄŸu diyalogun önemi vardı. Hiç bir diyalog, basının önünde yürütülmez. Belli bir aÅŸamaya ulaşılır, ondan sonra kamuoyuna açıklanır. Fakat, Yunanistan`da bazı çevreler, buna bile maalesef tahammül edemediler" dedi.Â
   Â
KIBRISÂ
   Â
BaÅŸbakan Bülent Ecevit, "Kıbrıs`ta iki ayrı devletin, milletin veya halkın bulunduÄŸu gerçeÄŸi kabul edilecek olursa, o gerçekten hareketle iki tarafın da içine sindirebileceÄŸi ve zaman içinde büsbütün geliÅŸebilecek bir çözüm kurulabilir" dedi.Â
Ecevit, Kıbrıs`ta uzun süredir ciddi bir diyalog kalmadığını, Kıbrıs`tan binlerce mil uzakta, ayrı bir ülkede, ayrı ayrı odalarda, KKTC CumhurbaÅŸkanı Rauf DenktaÅŸ ile Rum yönetimi lideri Glafkos Klerides`in diyalog kurmaya çalıştıklarını, ancak DenktaÅŸ`ın, iki liderin Kıbrıs topraklarında biraraya gelmelerini önererek bu süreci deÄŸiÅŸtirdiÄŸini kaydetti.Â
BaÅŸbakan Bülent Ecevit, şöyle konuÅŸtu:Â
"Aralarında ciddi bir diyalog baÅŸladı. Ama nasıl bir sonuca varılacağı henüz kestirilemez. Çünkü, bir somut sonuca varmanın bir koÅŸulu vardı. O koÅŸul da Kıbrıs`ta var olan gerçeÄŸi kabul etmektir. Nedir o gerçek? Kıbrıs`ta iki ayrı devlet, iki ayrı millet vardır. Kıbrıs`ta iki ayrı devletin, milletin veya halkın bulunduÄŸu gerçeÄŸi kabul edilecek olursa, o gerçekten hareketle iki tarafın da içine sindirebileceÄŸi ve zaman içinde büsbütün geliÅŸebilecek bir çözüm kurulabilir kanısındayım. Umarım; Sayın DenktaÅŸ ile Sayın Klerides`in baÅŸlattığı diyalog, bunun kapısını açabilsin."Â
Kıbrıs sorununda, en büyük kusurun AB`den geldiÄŸini ifade eden Ecevit, "Çünkü AB, Kıbrıs`taki sorun çözülmeden, Rum yönetimini sankibütün Kıbrıs`ı temsil ediyormuÅŸ gibi tam üyeliÄŸe hazırlıyor. Bunun verdiÄŸi cüretle de Rum tarafı en makul istekleri, önerileri de göz ardı ediyor" dedi.Â
Ecevit, Kıbrıs`la ilgili Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs`taki Türk ve Rumlar`dan oluşan 4 unsur bulunduğunu belirterek, "Onların dışında hiç bir ülkeyi ilgilendirmesine gerek yok. AB`nin, bunu kendisine dert, iş edinmiş olması, Rumları direnç içine sokuyor. AB, Kıbrıs`ta Türkler`in ve Rumlar`ın yakalarını bırakacak olursa, ben çok kolaylıkla iki tarafı da tatmin edici bir çözüm bulunabileceğine inanıyorum" diye konuştu.
BaÅŸbakan Bülent Ecevit, "Türkiye tarafından ÅŸu kanıtlandı ki, Ä°slam demokrasiyle baÄŸdaÅŸabilir, çaÄŸdaÅŸlıkla baÄŸdaÅŸabilir, hatta istenirse, laiklikle baÄŸdaÅŸabilir. Bundan da Ä°slam`a hayır gelir, zarar gelmez. Bu anlayış, bütün dünyadageliÅŸiyor" dedi.   Â
"ABD ziyaretinizde ekonomiye ne kadar yer ayrıldı ve ne düşündük,ne aldık?" sorusu üzerine Ecevit, ziyarette en çok ekonomiye yer ayrıldığını, yalnız Türkiye tarafından deÄŸil, ABD hükümeti tarafından da en çok ilginin, ekonomiye gösterildiÄŸini söyledi.Â
ABD yönetiminden görüşmelere katılan bakanların hemen hepsinin, ekonomi ve ticarete olağanüstü bir ilgi gösterdiklerini ifade eden Ecevit, Türkiye`nin de konuya olağanüstü ilgi gösterdiğini vurguladı. Ecevit, şunları kaydetti:
"Dedim ki, `Aramızda stratejik ortaklık var. Bu git gide geliÅŸiyor. Ama stratejik ortaklığımızın ekonomi ve ticaret halkası çok zayıf. Türkiye`nin ABD ile ticareti, Türkiye`nin aleyhinde geliÅŸiyor ve çok zayıf kalıyor. ABD, birçok ülkeye, ticari konuda bazı kolaylıklar tanımıştır. Bu arada, bizim de adayı olduÄŸumuz AB`ye birtakım kolaylıklar saÄŸlamıştır. Fakat, bunları Türkiye`den esirgemiÅŸtir. Bu haksızlıktır, buna mutlaka bir çözüm bulunmalıdır.Â
Bunun üzerine, ayrıca bazı somut önerilerde bulundum. Örneğin, İsrail`de ve Ürdün`de, ABD`nin kurulmuş nitelikli sanayi bölgeleri, genel bölgeler var. Bu bölgelerden ABD`ye gümrüksüz veya bazı sakıncaları olmadan ihracat yapılabiliyor."
Ecevit ayrıca, Afganistan`ın kalkınmasına yardım, enerji, askeri araç ve gereç gibi konularda ABD ile ilişkilerin devam ettiğini ifade ederek, ziyaretinde, bunları daha da geliştirme gereği üzerinde durduğunu vurguladı.
Turizmin mutlaka geliştirilmesi gerektiğini söylediğini anlatan Ecevit, "Biz, bunlar üstüne ağırlığımızı koyunca, ABD de buna hazırlıklıymış. Bir önerge getirdiler. Bu önerge bizi çok mutlu kıldı tabii... Buna göre, ekonomik ortaklığımız, stratejik ortaklığımızla eşdüzeye yükselebilecek" diye konuştu.
Bu teklifin ABD`lilerden geldiğini belirten Ecevit, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Somut bazı unsurlarını da eklediler. Dışişleri Bakanlığı`nın çokönemli bir görevlisi olan Larsen`in buna Türk tarafının başkanlık edeceğini, 26-27 Şubat günlerinde, ABD`de, bu kurumun ilk toplantısınıyapabileceğini söylediler. Bu demektir ki, bizim ekonomimize ve ticaretimize gösterdikleri ilginin havada kalmayacağı, boşlukta kalmayacağı açıkça ifade edilmiş oluyor."
   Â
"OLUMLU SONUÇLARIN KAPISI..."
   Â
Ecevit, bütün sorunların bir hamlede çözülemeyeceğini belirterek, "Ama, böyle bir kurumlaşmayı ABD kendiliğinden kabul etmiş olduğuna göre, bu umut verici bir gelişme. Dediğim gibi, hemen sonuç alınamaz ama, olumlu sonuçların kapısı büyük ölçüde açılmış olacak" dedi.
Türkiye`nin bu konudaki hazırlıklarına baÅŸladığını bildiren Ecevit, "Eminim ki, ABD de baÅŸlamıştır. Onun için Mart baÅŸlarından itibaren ekonomi ve ticaret konusunda, ÅŸimdikinden daha olumlu bazı iÅŸaretlerin, göstergelerin ortaya çıkacağını umuyorum" diye konuÅŸtu.Â
Özilhan`ın, ABD`nin, Bakü-Ceyhan hattı için 2.5 milyar dolar taahhüdünde bulunduÄŸu ÅŸeklinde haberler geldiÄŸini belirtmesi üzerine Ecevit, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattına, özellikle ABD BaÅŸkanı Bush`un, özel ilgisini gösterdiÄŸini ve konuya stratejik açıdan çok büyük önem verdiÄŸini söylediÄŸini bildirdi.Â
Ecevit, Bush`un yardımcısı Dick Cheney ile diğer bakanların da bunu paylaşan ifadeler kullandıklarını ve bununla ilgili masrafların karşılanması için üzerlerine düşeni yapacaklarını bir kez daha belirttiklerini ifade ederek, "Bunu sadece ekonomik açıdan değil, siyasal açıdan da, stratejik açıdan da büyük önemi olduğunu belirttiler" dedi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer`in Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu`nu onayladığı belirtilerek, "Bankalarla ilgili son düzenleme var. O da bekleniyor mu?" sorusuna da Ecevit "İnşallah o da onaylanır, diye bekliyoruz" karşılığını verdi.
   Â
"TÃœRKÄ°YE MODELÄ° Ä°LGÄ° TOPLUYOR"
   Â
"ABD`nin Ä°slami akımlara yaklaşımı deÄŸiÅŸiyor, diye ve ABD`nin Orta Asya`da `U` dönüşü yaptığı, Türkiye`nin modelinin onlara da önerildiÄŸi ÅŸeklinde görüşler var. Kafkaslar`a nasıl bakıyorsunuz?" sorusuna da Ecevit, bunun yalnız Kafkaslar`da deÄŸil, bütün dünyada ilgi uyandıran bir konu olduÄŸunu vurguladı.Â
Özellikle 11 Eylül trajedisinden sonra, halkının çok büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülke olarak Türkiye`nin gösterdiği ilginin, dünyadaki pek çok zihniyeti, yanlış değerlendirmeyi düzeltmeye katkıda bulunduğunu dile getiren Başbakan Ecevit, şunları kaydetti:
"(Demek ki, halkı Müslüman olan bir ülke de, icabında Taliban gibi bir harekete karşı çıkabiliyormuÅŸ) düşüncesini benimsediler. Ve Türkiye`nin modeli bütün dünyada ilgi uyandırmaya baÅŸladı. Türkiye tarafından ÅŸu kanıtlandı ki, Ä°slam demokrasiyle baÄŸdaÅŸabilir, çaÄŸdaÅŸlıkla baÄŸdaÅŸabilir, hatta istenirse, laiklikle baÄŸdaÅŸabilir. Bundan da Ä°slam`a hayır gelir, zarar gelmez.Â
Bu anlayış, bütün dünyada gelişiyor. Tabi Kafkaslar`da da gelişiyor. ABD`de bu anlayışın gelişmesine çok büyük önem veriyor. Onun için, Sayın Bush da her vesile ile İslam`a duyduğu saygıyı belirtiyor. Bu şekilde Türkiye`den kaynaklanan bir model, şimdi bütün dünyada ilgi toplamaya, saygı toplamaya başladı."
   Â
TÃœRKÄ°YE-RUSYA Ä°LÄ°ÅžKÄ°LERÄ°
   Â
Ecevit, Rusya Genelkurmay BaÅŸkanı`nın bir süre önce Türkiye`de birtakım anlaÅŸmalar imzalandığı anımsatılarak, "Ne oluyor, bir yandanBakü, ABD, bir yandan Rusya?" diye sorulması üzerine, bunun, aslında dünyanın deÄŸiÅŸtiÄŸini gösterdiÄŸini söyledi.Â
Türkiye`nin, Sovyetler BirliÄŸi döneminde de Ruslar`a ve SSCB`ye yakın dostluk ve ilgi gösterdiÄŸini belirten Ecevit, o dönemde iliÅŸkilerin fazla bozulmamasına gereken özenin gösterildiÄŸini anlattı.Sovyetler BirliÄŸi`nin dağılmasından sonra, Türkiye`nin Rusya ile iliÅŸkilerini geliÅŸtirmesinin çok kolaylaÅŸtığını belirten Ecevit, BeyazSaray`da yaptığı görüşmede, ABD BaÅŸkanı Bush`un uzun uzun Rusya`dan bahsettiÄŸini, Putin`i çok beÄŸendiÄŸini ve Rusya ile iliÅŸkileri geliÅŸtirmeye çok büyük önem verdiÄŸini söylediÄŸini bildirdi.Â
Ecevit, "Onun için, eğer bazı kimseler, `Türkiye ile ABD karşı karşıya getirilebilir veya getiriliyor` düşüncesindeyseler, bu düşünceleri yanlıştır. Rusya ve ABD arasında, iki başkan arasında çok sıcak ilişkiler başlamıştır. Bunu, Sayın Bush, çok açık bir dille ifade etti" diye konuştu.
   Â
"FÄ°LÄ°STÄ°N`Ä°N TEMELLERÄ° TAHRÄ°P EDÄ°LÄ°YOR..."
   Â
Ecevit, İsrail ve Filistin arasındaki son gerginliğin hatırlatılması ve "Sayın Şaron ve Sayın Arafat`a, `gelin kozunuzu Türkiye`de masaya yatırın ve görüşün` der misiniz?" sorusuna da, bunu, Türkiye`nin uzun zamandır söylediğini kaydetti.
BaÅŸbakan Ecevit, Türkiye`nin taraflara defalarca teklifte bulunduÄŸunu belirterek, Filistin Lideri Arafat`ın bunu kabul ettiÄŸini,ancak Ä°srail BaÅŸbakanı Åžaron`un, Ä°srail topraklarına tam sükunet geldikten sonra Arafat`la biraraya geleceÄŸini söylediÄŸini anımsattı. Ecevit, "Oysa, Washington`da yaptığımız görüşmede, Sayın Bush bile, tam sükunetin hemen gelemeyeceÄŸini, bu beklentinin doÄŸru olmadığını ifade etti" diye konuÅŸtu.Â
İsrail ve Filistin arasında yaşanan olayların son derece acı olduğunu dile getiren Ecevit, "Filistin devletinin temelleri onca acılar pahasına atılmışken, şimdi o temel tahrip ediliyor" dedi.
Bunun son derece trajik bir olay olduÄŸuna iÅŸaret eden Ecevit, "Buolumsuz geliÅŸme eÄŸer önlenemezse, bütün OrtadoÄŸu`da                  ciddi sorunlar ortaya çıkar ve dinler çatışması denilen ÅŸey, tam önlenememiÅŸken, ortaya çıkabilir" diye konuÅŸtu.Â
ABD`deki görüşmelerde, bu konudan duyduğu kaygıyı özellikle vurguladığını anlatan Ecevit, şöyle konuştu:
"Duruma bir çözüm getirmek için biz, her türlü beklentiyi yapmayadevam edeceğiz. Fakat bu yetmez, siz ABD olarak duruma çok etkili biçimde el koymalısınız... Bir generali gönderdiler. Bu iyi bir jest. Ama bu yetmez, daha geniş yetkilerle, mutlaka ve süratle ABD`nin devreye girmesi gerektiğini, özellikle vurguladım, gerek Sayın Bush ile görüşmemde, gerek diğer görüşmelerde."
   Â
UYUM YASALARI
   Â
AB üyeliği çerçevesinde, uyum yasaları ile ilgili bir soruyu yanıtlarken de Ecevit, "Uyum yasaları genellikle ekonomiyi ilgilendiren, AB`ye ileride gerçekleşecek tam üyeliğimizi ilgilendiren, IMF ile Dünya Bankası`nı ilgilendiren, aynı zamanda halkımızın beklentileri niteliğinde olan yasama çalışmalarıdır" dedi.
Uyum yasalarına iliÅŸkin çalışmalarının dünyada eÅŸi görülmemiÅŸ bir hızla sürdüğünü belirten Ecevit, yeni yılın ilk haftasında, birbirinden önemli 9 yasa çıkarıldığını anımsattı. Bunun, bütün dünyada saygı uyandırdığını ifade eden Ecevit, "Tabi hala gerçekleÅŸememiÅŸ yasalar var. Fakat bunların hepsinin tasarıları hazır.Büyük bir kısmı Meclis`e sunulmuÅŸ halde. Anayasa`da yeni bir deÄŸiÅŸiklik paketiyle ilgili hazırlıklar da ilgili bütün partiler arasında görüşülüyor" diye konuÅŸtu.Â
Çok kısa bir sürede, uyum yasalarının tümüyle çıkabileceÄŸine ve ABüyeliÄŸi önündeki baÅŸlıca engelin ortadan kalkabileceÄŸine inandığını anlatan Ecevit, bu arada ekonominin de hızlandırılmasının ÅŸart olduÄŸunu söyledi.Â
Ecevit, "1-2 ay önce, erken seçim konusunda çağrıların birbirini izlediğinin, bunun geçen ay azaldığının ve ABD ziyaretiyle birlikte hemen hemen ortadan kalktığının" ifade edilmesi üzerine de, şunları kaydetti:
"Çünkü bu hükümetin, aslında üstesinden gelebileceÄŸi konularla çok ciddi olarak uÄŸraÅŸtığı ve sonuçlar almaya baÅŸladığı görülmüş oldu.Muhalefet, bizim görevden ayrılmamızı istiyor olabilir. Ama kamuoyu, bir ÅŸans tanıyor, bu hükümete. Hükümetin iyi yolda olduÄŸunu, çok çor iÅŸler baÅŸarmaya çalıştığını ve baÅŸardığını görüyor ve bir ÅŸans tanımakgerektiÄŸini de kabul ediyor. Bu tabii, bizim çalışma ÅŸevkimizi arttırmış oluyor."Â