Güncelleme Tarihi:
BAYRAM Yılmaz, o güne kadar her zaman yaptığı gibi Uludere’de yaşadığı Taşdelen köyünün yakınlarında oynuyordu. 10 yaşındaki Bayram Yılmaz’ın hayatı, askeri alana giden yol üzerinde bulduğu mayının patlaması sonucu değişti. Bayram Yılmaz, o dönem yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:
KONSERVE SANIP AÇMAYA ÇALIŞTIM
“Oyun oynuyordum, karşıma mayın çıktı. İçinde yiyecek olan konserve kutularından sandım. ‘Yiyecek bir şey varsa köpeklere veririm’ diye düşünüp açmaya çalıştım. Konserve değil mayınmış, patladı. Sonrasında askerler almışlar helikopterle Şırnak Askeri Hastanesi’ne, oradan Diyarbakır’a nakletmişler, saatler süren ameliyatlar... Yaşadığı köyün yakınında oynayan normal bir çocuktum, kendime geldiğimde iki kolum ve bir gözüm yoktu. Terör örgütünün döşediği mayınla daha 10 yaşında ‘sivil gazi’ oldum.”
YA MUHTAÇ YAŞAYACAKTIM YA SAVAŞACAKTIM
Yaşadığı bu acı olayın ardından tekrar hayata tutunan Bayram Yılmaz, kendi ayaklarının üzerinde durmakla kalmayıp büyük başarılara da imza attı. Bayram Yılmaz’la mücadelesini ve başarılarının hikâyesini konuştuk:
“Yaşım küçüktü ama hayatımdaki değişim çok büyüktü. Yatağımda çok ağladım. Aynada kendime baktım. Önümde iki seçenek vardı. Ya bu hayatı başka insanlara muhtaç yaşayacaktım ya da kalkıp savaşacaktım. Ben mücadele etmeyi seçtim.
ULUDERE’DEN 19 ÇOCUĞU YARIŞLARA GÖTÜRDÜM
Beni sporda başarıya geçmişimde yaşadıklarımın taşıdığını düşünüyorum. Belki de o acılar sayesinde bu seviyeye geldim. Engellerimi aşmak için daha çok çalışmak zorundaydım. Engellerimi aştıktan sonra başka sporculara da örnek olmak, doğup büyüdüğüm topraklarda da gençlere yön vermek istedim. Terörden nefret ediyorum. Uludere güzel bir yer, terörle anılması çok üzüyor beni. Orada sporcuların yetişmesini istedim. Uludere’deki çocuklara atletizmi sevdirmek için çabaladım. 70’e yakın çocukla çalıştım. Bir kısmını lisanslı birer sporcu yaptım. 19 çocuğu Türkiye’de yarışmalara götürdüm. Yıldızlarda üç sporcum birinci, bir sporcum ikinci oldu. Gaziantep’te Gazi Yarımaratonu’nda bile koştular.
GENÇLER İÇİN ÇALIŞACAĞIM
Ama genç sporcuları yetiştirirken malzeme eksikleri oluyordu. Gücümün yettiği kadar kapıları açmaya çalıştım. Gücüm yetmedi, bir yerden sonra yarışlara katılmak ve malzeme ihtiyaçları için desteklerin olması gerekiyor. Ama bırakmadım, Uludere’deki gençler için hâlâ çaba harcamayı sürdürüyorum, sonuna kadar da çalışacağım. 2 yıl önce kaymakamımızın da katkısıyla Uludere Belediyespor Kulübü kuruldu. Orada da genç atletlerin yetişmesine ve bir futbol takımının kurulması için çalıştım.
DÜNYADA ÖZEL KURULUŞLAR DESTEKLİYOR
Kişisel başarılarımda Gençlik ve Spor Bakanlığı gibi devlet kurumlarının katkısı yadsınamaz. Ancak dünyada bizim gibi sporcuların arkasında yalnızca devlet kurumları yok. Onları destekleyen birçok marka, sivil toplum kuruluşu, özel kurumlar, hatta özel sponsorlar, büyük spor kulüpleri var. Sözlerim yanlış anlaşılmasın, yalnızca kendi adıma söylemiyorum bunu tüm engelli sporcu arkadaşlarım adına konuşuyorum. Dünyada engelli sporcuların başarıları filmlere konu oluyor, arkalarında dev markalar var. Ama Türkiye’de futbol kulüpleri dışında bırakın engellileri, amatör spor branşlarında bile devlet dışında özel kuruluşların desteği çok az.”
MÜCADELEYİ HİÇ BIRAKMADIM
Kendimi güçsüz hissettiğim, ağladığım oldu ama direndim, mücadeleyi hiç bırakmadım, savaştım. İki kolumun arasına aldığım kalemle yazdım, eğitimime devam ettim. Bugün Olimpiyat hayali kuran, genç atletler yetiştiren milli sporcuyum. Devletin sivil gazi ve şehit yakınlarına verdiği haklardan yararlandım. Memurluğumu da sivil gazi olarak aldım. Bir taraftan da Mersin Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu’na hazırlanıyorum. Ehliyetim, hatta arabam bile var, kullanabiliyorum da. Yaşadığım sürece mücadele etmekten vazgeçmeyeceğim.
ENGELSİZLERİ GEÇTİM
Lise yıllarımda atletizmle tanıştım. Yaşıtlarımın engeli olmamasına rağmen onları geçip birinci oldum. 100, 400, 800 ve 1500 metrede Türkiye’de onlarca madalyam var. Pek çoğu Türkiye şampiyonluğu. Bu başarılarla Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nda 18 yaşında milli takıma çağırıldım. Benim için bu çok önemliydi. Ülkemi ve bayrağımı çok seviyorum. O ay-yıldızı üzerimde taşımanın bana yaşattığı gururu ne bir kelime, ne bir söz, ne de yüzlerce sayfalık koca bir kitap anlatamaz.
HAYALİM OLİMPİYAT
Milli formayla birçok müsabakada yarıştım. 2014 Avrupa Şampiyonası’nda üçüncü oldum. 2015’te Çek Cumhuriyeti’nde altın, 2016 Dubai’de bronz madalya kazandım. Geçtiğimiz ay İtalya’da düzenlenen Dünya Para Atletizm Resmi Baraj müsabakalarında Olimpiyat ve Dünya Şampiyonası ‘A’ barajlarını geçtim. 1500 metrede Türkiye’nin gururu olmaya adayım. Kasımda Dubai’de yapılacak Dünya Şampiyonası’na ve 2020’de Tokyo’da yapılacak olimpiyatlarda yarışmak istiyorum. Buna hazırlanıyorum.
MUHABİRİN NOTU... GURUR DUYDUM
- HÜRRİYET muhabiri Rıza Özel : “Türkiye, Bayram Yılmaz’ı 15 yıl önce çektiğim fotoğraflarla tanıdı. O tarihte 13 yaşındaydı. Gazetelerde mayının izlerini taşıyan bir çocuk olarak fotoğrafları ve haberleri yayınlandı. Bayram’ın kolları arasında tutmaya çalıştığı kalemle ders çalışırken, futbol oynarken, sırtında çantası okula giderken çekilen kareleri basına yansımıştı. Bayram Yılmaz’la o tarihten sonra hiç kopmadım. Son karşılaşmamızla ilgili duygularım ve izlenimlerim ise şöyle: Bayram fotoğraflarını çekmek için sözleştiğimiz piste kendi kullandığı aracıyla geldi. Arabasını gösterdi. Ay-yıldız motifleri ve kırmızı-beyaz renklerle süslemişti koltuklarını. Röportaj sırasında zaman zaman fotoğraflarını gösterdiği akıllı telefonunu çok iyi kullanıyordu. Çocukluğunda ilk karşılaşmamızda istediği protez kolları ve bilgisayarı hatırlattığımda ‘Çocuktum, ufkum ve hayalim oydu. Devletimiz sahip çıktı, protez kollarım var artık. Bugün hayalim biraz daha büyük. Dünya veya Olimpiyat şampiyonu olup madalyalarımı Cumhurbaşkanımıza götürmek istiyorum. Onunla tanışmayı çok isterdim’ dedi. Vedalaşırken sarılıp başardıklarıyla gurur duyduğumu söyledim.”