OluÅŸturulma Tarihi: Mart 15, 2000 00:00
BAYRAM VE KURBANLARIİster dini, ister ekonomik, turizm veya sosyo-kültürel diğer boyutları olsun; kurban bayramı herkes için farklı ama olumlu şeyler ifade ediyor. İşler beklendiği gibi gelişmez de olumsuz sonuçlanırsa bu kez istenmeden tıbbi boyut devreye giriyor.Bu hafta da kurban bayramıyla ilgili koruyucu hekimlik önerilerinde bulunmak isteriz. Hep Cumhurbaşkanı, Başbakan, Diyanet İşleri Başkanı bir şey söyleyecek değil ya, bir kaç konuya da biz temas edelim.Kurban kelime olarak yakınlık ve yaklaşma anlamına geliyor. İslam dininde ise Allah'ın emirlerine uyarak sevap kazanmak amacıyla kesilen ve Allah'a yaklaşmaya aracı olan hayvanın adı.Tarihsel bir inceleme yapıldığında neredeyse tüm dinlerde kan ve kan akıtmak her zaman en popüler ibadet biçimlerinden olmuş. Ünlü antropolog Turner'a göre tüm dinlerin geçmişindeki 'dominant ritüel' kan. Kan akıtmak için önceleri insanlar kurban edilirmiş. Girit'teki Knossos saraylarında protopalatiyal çağlarda kurban edilen 327 çocuk cesedi bulunmuştu. Kurban kesme olayının tıp ve cerrahi bilimlerinin gelişmesine katkısı tartışılmaz. Mitolojide ritüel anatomi çerçevesinde sezaryen benzeri ameliyat teknikleri, organ nakilleri ve plastik cerrahi yöntemleri başarıyla tarif edilmektedir. Daha sonraki kaynaklarda tapınaklarda çalışan rahip-doktorlar bir çok anatomik ve cerrahi prensibin ilk tanımlarını yaptılar. Şimdi tartışmanın boyutları çok farklı yerlerde olsa da eski Hıristiyan ve Yahudi dinlerinde kurban, kan akıtma yoluyla bir ibadet kabul ediliyordu. Kan; yaşamın gücü, doğum, menstruasyon ve şarabın rengini temsil eden çok-anlamlı bir kavramdı. İslam'da Kurban'ın tarihçesi, İbrahim Peygamber ile başlar. Hz. İbrahim'in oğlu İsmail'i kurban etmek istemesinin bir benzerinin de Hz. Muhammed'in dedesi Abdulmuttalib tarafından yaşandığı
haber verilmektedir. Zemzem kuyusunun kazılması sırasında Kureyşle karşılaştığı zorluklardan dolayı Abdulmuttalib eğer on tane oğlu olursa onlardan bir tanesini Kâbe'nin yanında Allah için kurban etmeye adamıştı. Daha sonra peygamberimizin babası Abdullah'ın yerine 100 tane deve kurban edilmiştir. İslâm'da kurban kesme geleneği Hz. İbrahim'e kadar uzanır. Hz. İbrahim'in yapmış olduğu hac ibadeti sırasında, Mina'da kurban kestiği anlaşılmaktadır. Kurban bayramının da Hz. İbrahim'den İslamiyet'e intikal eden bir eski gelenek olduğu kabul edilmektedir.Kurban kesme olayını tıbbi etik açısından incelemeye başlarsak önce kesme yöntemlerini incelememiz gerekiyor sanırım. Dini olarak kurban; koyun, keçi, sığır, manda ve deveden olur. Bu hayvanların erkekleri kurban edilebileceği gibi, dişileri de kurban edilebilir. Bunlardan devenin 5, sığır ile mandanın 2 ve koyun ile keçinin bir yaşını doldurmuş olmaları gerekir. Ancak günlük pratikte buna uyulduğunu söylemek zor. Peygamberin açık ve ısrarlı talimatına göre, kurban kesimi, hayvanın acı çekmesini en aza indirecek şekilde olmalıdır. Modern dünyada bu, elektroşok denen bir bayıltma yöntemiyle yapılmakta ve bu sayede hayvanların acısı hemen hemen sıfırlanmaktadır. Bu yöntemin acilen ülkemizde kullanılması gerekiyor. Acı çektirilen, hakları ihlal edilen hayvanlara hiç olmazsa bu konuda yardımcı olabiliriz. Olaya bu noktadan bakıldığında, bırakın İslami esprinin korunmasını, kurban kesimleri yer yer hayvanlara işkence manzarası andırmakta. Yasa koyucu, hiç vakit kaybetmeden, hayvanların modern uyuşturma yöntemleriyle kesimini zorunlu hale getirmelidir. Uyuşturarak kesim, hayvanı öldürmemekte, sadece acı duymasını önlemekte, ölüm yine kanın akması suretiyle vücut bulmaktadır. Hayvan kesimini yapan ve bu etleri yiyenlerin sağlığı açısından da rakamlar korkutucu. Yine ülkemize ait istatistikler olmadığı için yabancı araştırmaların sonuçlarını vereceğiz. Suudi Arabistan'da sadece Riyad Şehir Hastanesine son 4 yılda kurban mevsiminde 298 kişi el yaralanması ile başvurmuş. Bunların %92 si acemi kasaplarmış. %18 i ise acil müdahaleyi gerektirdiği için hastanede izleme alınmış. Yine Suudi Arabistan'da bir kurban mevsimi incelemesi sonucunda kesilen hayvanların %8'inde salmonella (tifo etkeni), %28 inde Campylobacter (barsak enfeksiyonu etkeni) %1'inde ise E.Coli 0157 (en tehlikeli kolera etkeni) saptanmış. Kesim işlemlerinin %85'inin sağlıksız koşullarda gerçekleştirildiği belirlenmiş. İsrail'de Müslüman Mahallesi'nde kurban bayramında kesilen koyunların %6'sında, keçilerin ise %5.3 ünde E. granulosus (kistik hastalık etkeni) saptanmış. Tıbbi literatürde kurban eti yeme sonucu şarbon nedeniyle menenjitten ölen vakalar bildiriliyor. Ülkemizde de her yıl beş milyonu aşkın hayvan kesilmekte. Koşulların diğer ülkelerden daha sağlıklı olduğunu söylemek zor. Beslenme konusuna gelince…Kalp hastaları ve kan yağları yüksek olanların Kurban Bayramı'nda beslenmelerine çok dikkat etmeleri gerekiyor. Özellikle risk grubunda olanların ille de et yemeleri gerekiyorsa, haşlayarak tüketmeleri öneriliyor. Et ve et ürünlerinin kolestrol içeriği yüksek olduğundan doğrudan kan yağlarını yükselterek kalp hastalarını olumsuz yönde etkileyebiliyor.En son önerimiz ise direkt olmasa da dolaylı bir korunma amacına yönelik olacak. Bayram tatilleri ile birlikte
trafik kazalarında da bir patlama yaÅŸandığı gerçeÄŸi unutulmamalı. 1994 yılında 8 günlük bayram tatilinde 212 kaza olmuÅŸ, 171 kiÅŸi ölmüş ve 404 kiÅŸi yaralanmış. 1997 yılında 6 günlük tatilde 641 kaza olmuÅŸ, 178 ölü, 1357 yaralı. 1998 yılında 9 günde 262 kaza; 216 ölü, 680 yaralı. Geçen yıl da 400 civarında trafik kazası olmuÅŸ ve bu kazalarda 200 kiÅŸi ölmüş, 1000 kiÅŸi sakat kalmış. Herhalde trafik konusunda baÅŸka bir ÅŸey söylemeye gerek yok. Kurban bayramı artık günümüzde bağımsız bir ibadet deÄŸil sosyal bir fenomen. 10 günlük tatilin geçen sene Antalya'ya getirisi 10 trilyon lira. 5 milyon hayvanın derisinin karşılığını hesaplamak kolay deÄŸil. Amacımız bayram aÄŸzı kara haber ve bilgiler vererek canınızı sıkmak deÄŸildi elbette. Biz de herkese bayramda saÄŸlık ve mutluluk dolu günler dileÄŸinde bulunmak isteriz. HoÅŸ bu dilekleri devlet büyüklerinin aÄŸzından zaten bol bol duyacaksınız ama, yine de…Her gününüz bayram olsun; ve bayramınız kutlu olsun…Dr. Serdar GÃœNAYDIN 15 Mart 2000, ÇarÅŸamba Â
button