Güncelleme Tarihi:
Güner, bayramlarda özellikle yollarda araç yoğunluğunun fazla olmasının çarpışma riskini ve oranını artırırdığını belirterek, "Türkiye'de trafik kazalarıyla ilgili istatistik verilerde ilk sıralarda hızlı araç kullanmanın öne çıkmaktadır. Öndeki aracı yakın takip etmek, hatalı araç sollamak, yorgun, uykusuz ve alkollü araç sürmek ve kavşaklarda geçiş kurallarına uymamak da kazalara yol açmaktadır" diye konuştu.
Dünya genelinde mevcut istatistikler ve laboratuvar çalışmalarının araç sürerken cep telefonu kullanmanın kaza olasılığını yüzde 25 artırdığının saptadığına dikkati çeken Güner, şöyle devam etti:
"Araç sürerken elde, kulaklıkla veya araç kitiyle telefon kullanmak arasında fark yoktur. Önemli olan telefonun nasıl kullanıldığı değil, sürücünün dikkatinin nasıl dağıldığıdır. Direksiyon kullanırken cep telefonu ya tamamen kapatılmalı yada araç içindeki başka bir kişiye emanet edilmelidir. Türkiye'de yol güvenliği olması gereken düzeyin çok altındır. Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında gerek oransal kaza adedi ve kazalarda kaybedilen yaşam sayısı yüksektir. İlk yardım ve ambulans hizmetinin eskisinden daha iyi seviyeye gelmesine rağmen kaza sonrası kaybedilen yaşam sayısı endişe vericidir. Sürücü adaylarının eğitimi yeterli değildir. İdarede yasal hız limitlerini artıma eğilimi vardır ve tehlikelidir. Yaya eğitimi yok denecek düzeydedir ve kent içi kazalarda yaya ölümleri yüksektir."
"Araç kullanmak sorumluluk yüklenmektir"
Kazaların önüne geçmek için vatandaşların bilinçli hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Güner, şunları kaydetti:
"Vatandaşlarımız kuralların deneyimler ve izlenimler sonucu saptandığını ve kendisinin güvenliği için konduğunu idrak etmeli. Araç kullanmak sorumluluk yüklenmektir, sürücünün kendisi, yolcuları ve diğer araçlardaki insanlar ve yayalar için sorumluluk sahibi olmasını bilmelidir. Bencil davranmamalı ve sabırlı olmalıdır. Diğerlerinin hakkının var olduğunu teslim etmeli ve diğerlerine saygı göstermelidir.
Devlet trafikte, ulaşımda ve kazada çözümü genelde 'denetim' olarak görmektedir. Denetim tek çözüm değildir. Eğitilmeyen sürücüyü ve hatta yayayı denetlemek anlamsız kalır. Sürücü kurslarının müfredatı ve sınav uygulamaları rasyonel hale getirilmeden sonuç alınamaz. Gelişmiş ülkelerde 'trafik eğitimi' ailede ve anaokulunda başlar. Bu aşamaya henüz gelemesek bile trafik ve yol güvenliği eğitimi, ilkokullarda daha kapsamlı zorunlu ders haline getirilmesi
zaruridir. Medya en etkin yoldur ama bu alanda devletin yönlendirmesi ve etkisi
yetersizidir."
"Bayram tatiline çıkacak sürücülere öneriler"
Bayram tatiline çıkacak sürücülerine aracının teknik kontrolünü (servisten yeni çıkmış dahi olsa) muhakkak yaptırmaları gerektiğini anlatan Hitay Güner, "Aracın lastiklerinin yıpranmamış olması, diş derinliklerinin iyi olması, kış şartlarına geldiğimiz şu günlerde kış lastiği kullanması lazımdır. Araç içinde ön ve arka koltuklardaki emniyet kemerlerinin hepsinin kullanılabilir durumda olması lazımdır. Sürücünün uykusunu iyi almış olması, giysilerinin direksiyon başında rahat edecek tarzda olması, kalın tabanlı ayakkabı giymemesi lazımdır. Sürücünün uyuşukluk ve ağırlık verecek gıdalar almaması lazımdır"dedi.
Güner tatile çıkacak sürücülere şu önerilerde bulundu:
"Motoru çalıştırmadan, emniyet kemerini takınız ve aracı terk edeceğiniz zaman çözünüz. Gözünüzü yoldan ayırmayınız. Sadece sağ şeritten
gidiniz. Ancak önünüzdeki aracı geçmek için şerit değiştiriniz. Hız limitlerini
aşmayınız, hatta hep yavaş gidiniz. Cep telefonunuzu kesinlikle kullanmayınız. İki saatte bir beş dakika mola veriniz. Araçtan ininiz ve hareket ediniz.
Önünüzdeki araca asla yaklaşmayınız. Sabırlı olunuz. Amacınız yarışmak değil,
salimen gideceğiniz yer varmaktır. Sizin için önemli olan trafik polisinin denetimi değil, sizin kendi kendinize olan saygınızdır."