Bayram kartlarındaki tarih

Güncelleme Tarihi:

Bayram kartlarındaki tarih
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 1998 00:00

Haberin Devamı

Bayramda eşe dosta tebrik kartı yollamak, hala süren geleneklerden biri. Tabii şimdi faks, e-mail gibi yeni araçlarla da bayram tebriği yollanıyor ama, kartlar yok olmuş değil. Tebrik kartı, Osmanlı toplumuna Batılı bir alışkanlık olarak girmiş pek çok gelenekten biri. Bugün o eski kartlardan çoğu koleksiyon malzemesi sayılıyor. İşte Sertaç Kayserilioğlu'nun 17 yıldır sürdürdüğü bir faaliyet bu: Kutlama kartlarını toplamak!

Kayserilioğlu'nun kart koleksiyonuyla yakın tarihte kısa bir tur atılabılır.

Osmanlı toplumu kartlarla ilk kez Avrupa'dan İstanbul'daki levantenlere gönderilen kartlar sayesinde karşılaştı. Bunlar ilk dönemde Batı icadı, hatta günah sayıldı. Ne var ki akım anlam ve estetik olarak öylesine cazipti ki, Avrupa'da eğitim görmüş kişiler hemen benimsedi. Yabancı tebrik kartlarının üzerine Türkçe kutlama mesajlarını yazıp yolladılar. Kimileri suluboya resimler yaptı, kartların üzerine kendi fotoğraflarını yapıştırdı. Ama bu yeni kutlama yöntemine kimse alışık olmadığı için, ilk yıllarda gizliden gizliye sürdürülen bir faaliyetti bu. Kartlar kalın zarfların içine yerleştiriliyor, dışardan görülmesi engelleniyor, hatta posta idaresi el koymasın diye elden ele ulaştırılıyordu.

Bu yüzden Osmanlı'da uzun yıllar basılı kutlama kartpostalı bulunmadığı gibi, doğrudan postadan geçmiş, pullu bayram kartlarına rastlanmıyor.

İydiniz said olsun! Kurban ve Ramazan Bayramı'nda tebrik kartı yollamak ise 20. yüzyılın başında bir adet haline geldi. O dönemde Osmanlı'da Avrupa'daki kalitede kartlar yoktu. Fransa, İtalya ve diğer Avrupa ülkelerinden kart ithal ediliyor, üzerine ‘‘iydiniz said olsun’’ (bayramınız mutlu olsun) şeklinde bir sürşarj vuruluyor, kartlar piyasaya sürülüyordu. Artık o eski gizlilik de yoktu. Zarfa konulmayan kartlar açık olarak postalanıyordu. Bu alışkanlık yıllarca sürdü. Örneğin 1920'de Feridun adlı bir kişinin ablasına yolladığı tebrik kartını okuyalım:

‘‘Muhterem ablam efendim! Gelişi ile müşerref olduğumuz iydi said-i fıtriyi (Ramazan Bayramı'nı) tebrik eder, bütün efrad-ı ailenizin temadii afiyet (iyiliklerinin devamı) ve saadetlerine dua ederek, harem hanıma ihtiramlar ederek maaile (bütün aile) ellerinizden öperiz efendim.’’ Feridun. 2 mayıs 1340 (1920).

Bayramınızı kutlularım! Bayram kartları yalnız dönemin gündelik yaşamını yansıtmakla kalmıyor. Büyük olaylar, egemen zihniyet de kartlardan apaçık görülebiliyor. Örneğin, Birinci Dünya Savaşı dönemini ele alalım. 1915-1916 arasında, savaş ve vatanseverlik propagandasının ayyuka çıktığı bir dönemde, kartpostallarda savaş motifleri ön plandaydı. Osmanlı ay-yıldızının içine süslü hatla bayram dilekleri yazılıyordu. Hatta Kayserilioğlu'nun koleksiyonundaki bir kartta, yalnız Osmanlı değil, müttefikleri Alman ve Avusturya bayraklarının da yer aldığı tam bir propaganda kartpostalı bile bulunuyor. Cepheye giden askerin ardından göz yaşı döken sevgilisinin fotoğraflı bayram kutlama kartı da bir başka örnek.

Savaşın bitmesi ve Cumhuriyet'in kurulmasıyla birlikte kartpostallarda çiçek, kuş, doğa motifleri, şık, genç ve güzel kadın resimleri belirdi.

Ancak vatan ve millet ögesi, devrimci cumhuriyetin ilk yıllarında kartpostallara da yansımıştı. Eski harflerle ‘‘iydiniz anud olsun’’ biçimindeki tebrik ifadesi yok olmuş, yerine yazı ve dil devrimini yansıtan cümleler belirmişti: Bayramınız şen olsun! Bayramınızı kutlularım! Cumhuriyet'in ilk yıllarında ‘‘tebrik etmek’’ kelimesinin karşılığı olarak ‘‘kutlu-lamak’’ kelimesi geliştirilmişti; daha sonra ‘‘lu’’ eki düşerek ‘‘kutlamak’’ halini almıştı. İşte dildeki böyle bir evrim bile, eski kartpostallara yansımış durumda...

Cumhuriyetin ilk yıllarında hazır basılı kartlarda resim konuları kış, bahar manzaralarından, çiçek demetlerine ya da köylünün yüceltildiği bu döneme özgü köylü kadın ya da çobanlı köy görüntülerinden asker görüntülerine kadar uzanıyordu.

1930'lardan itibaren 5x9 santimetrelik küçük boyutlardaki siyah-beyaz fotoğraf kartları moda oldu. Bir başka eski adet daha var: Kartpostalların büyük bölümünü şehir fotoğrafları süslüyor. Osmanlı zamanındaki bayram tebrik kartlarında da Manastır'dan Beyrut'a, Selanik'ten Harput'a kadar birçok kentin görüntüsünü görmek mümkün. Bu alışkanlık, cumhuriyet döneminde de sürdü.

Kartlarla siyaset Tek Parti döneminde bayram kartlarında Atatürk'ün, daha sonra Cumhurbaşkanı İnönü'nün resmi olurdu. CHP'nin altı oku, sonraki yıllarda Demokrat Parti'nin amblemi ve Celal Bayar'ın resimleri de kartlara geçti.

Kalkınmaya önem verilen bu yıllarda fabrikalar, zırhlar, tanklar, uçaklar, üniversiteler, köprüler, limanlar da kartlarda bol bol kullanıldı. Mutlu aile görüntüsü ise hep vazgeçilmez bir motifti...

Her neyse, hepinizin bayramını kutlarız...

Hepsi bir duygu ve anıyı taşıyor

Sertaç Kayserilioğlu, 17 yıldır kartpostal biriktiriyor. Koleksiyonunu şöyle anlatıyor: ‘‘Onları beş-on milyona satın aldım. Ama kartların üzerindeki duygu yüküne bedel bulamazsınız. Hepsi bir duygu ve anıyı taşıyor. Hepsinin üzerinde yılların birikimi ve emeği yazılı. Unutulmuş eski dosttan bir merhaba getiren, bir dosta bir sevgiliye gönderilen bu kartlar, eğer alındığı gün atılsaydı, hatıralarına saygı duyan, koleksiyoner ruhlu kişiler tarafından saklanmamış olsalardı, o zamanlardan günümüze kadar ulaşabilen bu değerli tablo niteliğindeki geçmişin elçilerine rastlayamayacaktık...’’

Osmanlı'dan günümüze bayram kartlarını incelediğimizde tarihte de küçük bir tur atmış oluyoruz

Türkiye'de kaliteli kartpostal üretilmediğinden hep yurtdışından ithal edildi. Bazen boş kartlara suluboya resimler yapılır, ya da kartta boş bırakılan yerlere özel fotoğraflar yapıştırılırdı.

Hem Osmanlı'nın son dönemlerinde, hem de Cumhuriyet'in ilk yıllarında vatanseverlik teması tebrik kartpostallarında işleniyordu. Bu temayı işlemek üzere kullanılan en geçerli yöntem de asker resimleri ve bayraktı.

Tek Parti döneminde ‘‘Ebedi Şef’’ Atatürk ile ‘‘Milli Şef’’

İsmet İnönü, bayram tebriklerinin vazgeçilmez resimleri arasındaydı. CHP'nin altı oku da kartlarda sık sık görülürdü. 1950'den sonra yerlerini DP amblemi ve Celal Bayar aldı...

Tebrik kartlarında bugün olduğu gibi eskiden de en sık rastlanılan iki tema vardı: Şehir ve doğa. İnsanlar yaşadıkları kent ve kasabaların resimlerini yollarlardı. Kır, çiçek ve hayvan görüntüleri ise evrenseldi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!