Bayram için akide şekeri gibi romanlar

AŞK romanlarını unuttuk mu? Aşk, hayatımızdan bir daha geri dönmemek üzere çekip gitti mi?Kim buna evet diyebilir ...Selim İleri'nin editörlüğünde Doğan Kitap'ın Aşka Davet dizisinin ilk kitaplarını okurken, bu sorular geldi aklıma.İlk iki kitap Kerime Hadir'in Hıçkırık'ı, Muazzez Tahsin Berkand'ın Küçük Hanımefendi'si.Kerime Nadir'i ömrünün son günlerinde tanıdım, yanılmıyorsam Ataköy'deki evine gitmiş, Romancının Dünyası kitabı üzerine konuşmuştum.Yazarla eseri arasındaki şeffaf benzerliği yaşadım. Kendi romanlarının kahramanlarından biriydi. Hisseden, insanlara sevgiyle bakan.Önceki kuşaklar, aşkları/aşklarını bu kitaplarda yaşadı, ağladılar, acı çektiler. Çoğunlukla kavuşamadılar çok azı da vuslata erdi.Ama söyleyemedikleri kalb ağrılarını, bir sır gibi sakladıkları kırgınlıklarını o romanlarda buldular. Gerçekti okudukları, gerçekçiydi o romanlar.Hıçkırık'ı okurken, elbette gençliğimin yürek çarpıntılarını bir daha yaşadım. Yeni kuşağın da bunları okurken, aynı duygularla ürpereceğine inanıyorum.Selim İleri, yalnız aşk romanlarının yaratıcılarını değil, Türk edebiyatının; kimi zaman bilgisizlikten, kimi zaman zevksizlikten, kimi zaman da günü birlik yaşam sığlığından unuttuğumuz bir çok yazarını bize hatırlatmış, onları yeniden okutmuştur.Hıçkırık, hepimizin yaşamındaki bir addır.Nalan ile Kenan'ın aşkları, Leyla ile Mecnun'dan bu yana gelen ve her kuşağın, her insanın yaşadığı bir serüven.Hıçkırık'ı yeni bir gözle okursanız, magazin haberlerinde, edebiyat dergilerinde okuduğunuz bir çok haberin, olayın özünü onda bulursunuz.Selim İleri'nin Kerime Nadir için söyledikleri, usta bir romancının başka bir romancıya yapılan haksızlığa isyanıdır:'Edebiyat tarihinin bu iki yazara (Kerime Nadir ve Muazzez Tahsin Berkand) özellikle de Kerime Nadir'e çok büyük haksızlık yaptığı kanısındayım. Kerime Nadir hiç de yabana atılacak bir romancı değil, mesela 1942'de yazılmış Gelinlik Kız adındaki roman iddia ediyorum Türk edebiyatındaki ilk ve çok önemli bir feminist roman.Bir genç kadının tek başına ayakta kalma mücadelesini 60 yıl önce yazmış Nadir.Ben Hıçkırık'ı ilk okuduğum zaman 13-14 yaşındaydım, sonra bir-iki kez daha göz atmışımdır. Şimdi 52 yaşındayım ve kitabı tekrar okurken bazı yerlerinde gözlerimden yaşlar aktı.'Hıçkırık, Çamlıcadaki bir konağa rastlantının sürüklediği Kenan'ın, evin kızı Nalan ile olan umutsuz aşkının romanıdır.Aynı evde, sevdiğinizin bir başkasıyla evlendiğini görmenin yarattığı duygusal şokun, zarif bir üslupla yazılışıdır Hıçkırık..Romanın iki kahramanından biri Kenan subay çıktıktan sonra Anadolu'ya gider ve Nalan'a ancak mezarlık yolunda kavuşur.Ama onu bir sürpriz beklemektedir, Nalan'ın kızı Handan'da bulur mutluluğu. Zaten Nalan bir gün onu kızının mutlu edeceğini söylememiş midir....Romanın adını açıklayan bir bölümü aldım:'Parmaklarını tuşların üzerinden bir kere geçirdi. Sonra çalmaya başladı. Ben yanına yaklaştım. Nota el yazısıydı. Üzerinde iri harflerle HIÇKIRIK kelimesi okunuyordu.Son nağmeler bitip parmakları durunca, sordu:-Bu parçanın adını niçin Hıçkırık koydum, biliyor musunuz ?-Hayır!-Hayatımın bir tek kelimelik ifadesi de ondan...'Aralarındaki aşkın duygu derecesini, acının küçük ilgilerle mutluluğa dönüşeceğini bu satırlardan okuyabilirsiniz:'Ah Nalan! Aramızdaki sıkı dostluğun tılsımını biz bu musiki saatlerinden almadık mı? Ruhlarımız birbirine altı yıl içinde, hep bu nağmelerle kaynaşmadı mı?.. Ne olurdu, ne olurdu biraz beni anlasaydın? Ne olurdu başkalarına verdiğin saadetin bir parçasını bana vererek gönlümün ağrısını hafifletseydin...Hayır..Ben bütün bunlardan da geçtim. Bana vereceğin mutluluk yalnız gözlerimin seni daima görebilmesinden ibaret olsaydı. Ona da razıydım...'Bugün, insanların başka bir yaşama biçimine hoyratça şartlandırıldığı bir ortamda sanırım hepimizin Kerime Nadir okumağa ihtiyacı var.DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİRüya Avcısı Stephen King Altın Káh Orada-Káh Burada Kemal Suman Remzi Kör Suikastçi Margaret Atwood OğlakKomutan Atatürk Celal Erikan İş Bankası Harem'den Kaçan Şehrazat Fatima Mernissi Alfa