Baykal'ın kurultayda yaptığı konuşma

Güncelleme Tarihi:

Baykalın kurultayda yaptığı konuşma
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 23, 2003 00:00

CHP Genel BaÅŸkanı Deniz Baykal, partisinin tarihin içinden çıkan, tarihi yazan ve tarihi yapan bir siyasal parti olduÄŸunu belirterek, ''CHP, iktidarı kapmak için deÄŸil, devleti kurmak, toplumu çaÄŸdaÅŸlaÅŸtırmak için kurulmuÅŸtur'' dedi.Baykal, Ankara Atatürk Spor Salonu'nda toplanan CHP 30. OlaÄŸan Büyük Kurultayı'na hitap etti.      Partililerin ''BaÅŸbakan Baykal'' sloganları ve alkışları eÅŸliÄŸinde kürsüye çıkan Deniz Baykal, CHP'nin, ''alışılan, bilinen, bir dilekçe ile oluÅŸturulan bir siyasi parti olmadığını'' söyledi.      ''CHP, tarihin içinden çıkan, tarihi yazan, tarihi yapan bir partidir'' diyen CHP Genel BaÅŸkanı Baykal, partisinin, Türkiye tarihinin ayrılmaz bir parçası olduÄŸunu kaydetti.      Geride kalan 80 yılın bir kenarda sükunetle beklenen bir dönem olmadığını anlatan Deniz Baykal, ''CHP, iktidarı kapmak için deÄŸil, devleti kurmak, toplumu çaÄŸdaÅŸlaÅŸtırmak için kurulmuÅŸ bir siyasi partidir'' dedi.      CHP'nin görevinin iktidarda ve muhalefette devam ettiÄŸini belirten Baykal, ''CHP, ilkelerin partisidir, iddiaların partisidir. Kendisi için deÄŸil, toplum için, halk için bir iddianın partisidir. Böyle bir misyonu taşıyan bir siyasi partiyiz. CHP, 80 yıldır ülkenin önünü aydınlatmaya devam ediyor'' diye konuÅŸtu.      "CHP DÄ°MDÄ°K AYAKTA"Geride kalan 80 yılda çok partinin gelip geçtiÄŸini belirten CHP Genel BaÅŸkanı Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:      ''Onların hepsi geldi, göçtü. Ama CHP 80 yıldır dimdik ayakta. Niçin bu böyle? Darbelere raÄŸmen, kesintilere raÄŸmen, her türlü çalkantıya raÄŸmen niçin ayakta? Türkiye, nereden nereye geldi? Tek partiden çok parti dönemine geçtik. Türkiye'nin politikaları deÄŸiÅŸti ama CHP tüm deÄŸiÅŸiklikleri yönlendiriyor. Tüm bu deÄŸiÅŸikliklerden güç alıyor, bu deÄŸiÅŸikliklerin çoÄŸu kere önünü açıyor ve Türkiye'nin temel siyasi partisi olmaya devam ediyor. Bu bir mucizedir. Bu karmakarışık coÄŸrafyada CHP'nin dimdik ayakta olması bir mucizedir.''DÄ°NE SAYGIÄ°badet özgürlüğünün en büyük insan hakkı olduÄŸunu ifade eden Baykal, ÅŸunları kaydetti:      ''Din, insanlık tarihi boyunca çok önemli iÅŸlevler yerine getirmiÅŸtir. Ama dinin saygınlığı, dinin siyasete, dinin hukuka, dinin devlete hükmetmesi, yön vermesi anlamına gelmemelidir. Devlet, hukuk ve eÄŸitim, dinin etkisinden ayrılmalıdır. Dine saygı her ÅŸeyin üzerindedir. Dine saygının gereÄŸi, dini; devletin, hukukun, siyasetin koridorlarında eskitmemektir, yıpratmamaktır, istismar etmemektir. Bu anlayışın adı laikliktir.''      Türkiye'nin bu anlayışa daha devletin ilk kuruluÅŸ aÅŸamasından itibaren geçtiÄŸini anlatan Deniz Baykal, bu yapıldığı için Türkiye'nin ufkunun açıldığını söyledi. Baykal, Türkiye'nin çok büyük deÄŸiÅŸimleri gerçekleÅŸtirmesinin, AB'nin bir üyesi olma aÅŸamasına gelmesinin, dünya ekonomisi ile bütünleÅŸebilmesinin, demokratik sistemi ''Ä°yi kötü iÅŸletebilmesinin'', kadın-erkek eÅŸitliÄŸine temel anlayış olarak sahip çıkmasının sebebinin, 80 yıl önce laik anlayış içine girmesi olduÄŸunu anlattı.       TÃœRKÄ°YE MODELİ     Bugün bütün dünyanın ''Türkiye modeni'' konuÅŸtuÄŸunu belirten Baykal, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:      ''Bir Müslüman toplum bu coÄŸrafyada din ve siyaseti ayıracak, din ve hukuku, din ve devleti ayıracak, kadını erkeÄŸi eÅŸit bilecek, çaÄŸdaÅŸ bir dünya ile bütünleÅŸen ekonomiyi ÅŸekillendirecek, demokratik rejimin altyapısını oluÅŸturacak, teröre karşı bilinçli, duyarlı bir siyaseti sürdürecek, bu gerçekten bir ilki oluÅŸturuyor. Bizim coÄŸrafyamızda, dünyamızda ezici çoÄŸunluÄŸu Müslüman olan bir toplumda böyle bir baÅŸarının gerçekleÅŸtiÄŸine dair bir örnek yok. Bunu Türkiye yapmıştır. Bunu yaptığı için en ileri noktalara yönelme ÅŸansını yakalamış, çaÄŸdaÅŸ dünya ile kucaklaÅŸmanın önünde bir engel bırakmamıştır. Bu bir Türkiye modelidir. Bütün dünya bunu konuÅŸuyor. 'Türkiye modeli ne?' derseniz, bu, CHP'nin altı okudur. Böyle saÄŸlam bir temelin üzerinde, elbette 80 yıl yönlendirici olursunuz.''       ''LAÄ°K ANAYASA'YA SAHÄ°P ÇIKMALILAR''        Ä°ranlı kadın hakları savunucusu Åžirin Ebadi'nin Nobel Barış Ödülü'nü almasından büyük sevinç duyduklarını da bildiren Baykal, ''Ödül onun hakkıdır ama 80 yıl evvel kadına hakkını veren Mustafa Kemal'in hakkı nedir?'' diye sordu. Baykal'ın bu sözleri, salonda uzun süre alkışlandı.      Türkiye'de laikliÄŸe karşı tepki sergileyerek siyaset yapanların Avrupa'nın yeni anayasasının dinsel bir anlayışla hazırlanabileceÄŸi ortaya çıkınca, ''Aman sakın bunu yapmayın, laik bir anayasa istiyoruz'' dediklerini kaydeden Baykal, ''Avrupa'da laik anayasa isteyenlerin, Türkiye'de de laik anayasaya sahip çıktıklarını söylemekten korkmamaları lazım'' diye konuÅŸtu.       ''SÃœREKLÄ° DEVRÄ°M"      Türkiye'nin CHP'nin temel siyaseti etrafında ÅŸekillendiÄŸini kaydeden Baykal, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:      ''Bu siyasetin temellerinde, sivil toplum anlayışı vardır. Bunun temellerinde deÄŸiÅŸim iddiası vardır. Daha yeni, dahi ileri, daha güzel, daha adaletli, daha zengin, daha barışçı, dünya ile daha uyumlu toplum haline gelme iddiası, devrimcilik iddiası CHP'nin iddiasıdır, özüdür. Sürekli devrim, sürekli deÄŸiÅŸim...Demokrat olmak, AB'ye girmek için paket çıkarmakla olmaz, bedelini ödemekle gerçekleÅŸir. Demokrat olmak, iÅŸinize, çıkarınıza gelmediÄŸi halde kendinizi için deÄŸil, baÅŸkaları için demokrasiyi istemekle olur. CHP bunun sınavını hayatı boyunca verdi.''DEĞİŞİM-DÖNÜŞÜM İÇİN SÄ°YASETBaykal, partisinin temel ilkelerinin daima geçerli olduÄŸunu kaydetti. Siyaseti kendileri için yapmadıklarını ifade eden Baykal, ''Kendimiz için yapmadığımızdan, 'Nedir bu? GeçmiÅŸten farklı noktaya geldin' dediklerine 'biz deÄŸiÅŸtik' demiyoruz. Biz, toplumu deÄŸiÅŸtirmek, dünüştürmek için siyaset yapıyoruz'' diye konuÅŸtu.      Ulusal bağımsızlık konusundaki duyarlılıklarının altını çizen Baykal, bunun hiçbir zaman çağın gerisinde bir anlayış olarak deÄŸerlendirilemeyeceÄŸini söyledi.      Baykal, CHP'nin sosyal demokrat bir parti olarak ''insana, emeÄŸe ve herkesin kimliÄŸine saygı'' anlayışıyla hareket ettiÄŸini kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü:      ''GeldiÄŸimiz noktada açıkça ortaya çıkmıştır ki, sosyal demokrasinin temelinde devlet yoktur, toplum vardır. Millet, insanlar, halk vardır. Sosyal demokrasi halk içindir, toplum içindir. Devlet halk içindir, toplum içindir.      Sosyal demokrasinin temelinde ideolojik hakimiyet yoktur. Sınıf hakimiyeti yoktur. Ä°nsan vardır. Onun ırkı, dini, mezhebi, inancı, rengi hiç önemli deÄŸildir. Siyasetin bunu sormaya, sorgulamaya hakkı yoktur. Ä°nsan, siyasetin temel sütunu, kıblesidir.''      Türkiye'nin bir ırk, kan ve kafatası devleti olmadığını belirten Baykal, ''Türkiye, burada yaÅŸayan insanların bir ulus olarak eÅŸitlik içinde el ele verdikleri bir ülkedir. Kimse kimseyi dışlamayacak, sorgulamayacak. Bu Türkiye'de bugün ve yarın için barışın temelidir'' dedi.  Deniz Baykal, zihinlerdeki ve inançlardaki baÄŸnazlıkların aşılmasının ve Türkiye'nin gerçekten özgür düşünen bir ülke haline dönüşmesinin bu anlayışın benimsenmesine baÄŸlı olduÄŸunu kaydetti.       CUMHURÄ°YET VE DEMOKRASÄ°      CHP lideri, 3 Kasım seçimlerinde yepyeni bir tablo oluÅŸtuÄŸunu ve parlamentoya iki partinin girdiÄŸini anımsattı. Türkiye'nin artık bir rota tartışması yapmasının gereksiz olduÄŸunu anlatan Baykal, ÅŸunları söyledi:      ''Türkiye'nin geleceÄŸe yönelik siyasi rotası, anayasamızın temellerini oluÅŸturan anlayışta yatıyor. Türkiye; laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bu kavramların hepsi çok önemlidir. Bunlardan sadece birisini öne çıkararak, sadece ona dayanarak bir yere gitmek olanağı yoktur.      Ä°ÅŸin temelinde Cumhuriyet ve demokrasi iliÅŸkisi var. Cumhuriyet'le demokrasi, birbiriyle çeliÅŸen kavramlar deÄŸildir. Demokrasi, saÄŸlam bir Cumhuriyet temeli üzerinde yükselebilir. Cumhuriyetini kazanamamış bir ülkenin, demokrasisini iÅŸletebilmesi olası deÄŸildir. Cumhuriyeti azaltarak demokrasiyi çoÄŸaltamazsınız. Cumhuriyeti koruyarak onun üzerinde güçlü bir demokrasiyi inÅŸa edebilirsiniz.''       MÄ°LLÄ° EĞİTÄ°M'DEKÄ° UYGULAMALAR     Türkiye'de birtakım arayışların yürütüldüğünü kaydeden Baykal, hükümetin bazı uygulamalarının dikkati çektiÄŸini ve bunların en önde geleninin milli eÄŸitim alanındaki uygulamalar olduÄŸunu söyledi.      Bunun bir rastlantı olmadığını anlatan Baykal, sözlerine şöyle devam etti:      ''AKP bir ÅŸeylerden rahatsız, bir arayış içinde... Arayışını da çok net ortaya koymuyor, rahatsızlığını çok net ifade etmiyor. Milli eÄŸitime yöneldiler. Milli eÄŸitim de yapılmak istenenler nedir? Milli EÄŸitim Bakanlığı kadrolarında gerçekleÅŸtirilen deÄŸiÅŸim, gelmiÅŸ geçmiÅŸ hiçbir iktidar döneminde yaÅŸanmamıştır.      Atatürkçü, laik, demokrasiye inanan kadrolar uzaklaÅŸtırılmış, bu konuya eleÅŸtirel yaklaÅŸanlar ise ön plana çıkarılmışlardır. Milli eÄŸitim, gençlerin eÄŸitimini saÄŸlayan temel kuruluÅŸ. Cumhuriyet'in kuruluÅŸ dönemlerinde de eÄŸitim en önemli konuydu. Åžimdi bir iktidar geldi, milli eÄŸitimden iÅŸe baÅŸladı. Milli EÄŸitim Bakanlığı, gençlerimizin zihinlerini ÅŸekillendirme iddiası peÅŸinde. Bu anlayış, YÖK kavgasında da ortaya çıkıyor.''      Gençlerin pek çok sorunu bulunduÄŸunu belirten Baykal, iktidarın bu sorunlarla meÅŸgul olmak yerine ''üniversite yönetimini siyasi etki altına alabilir miyim alamaz mıyım, gençlerin beyinlerine elimi uzatabilir miyim uzatamaz mıyım'' diye çaba harcadığını savundu.       TÃœBÄ°TAK'ta da benzer bir tabloyla karşı karşıya bulunulduÄŸunu belirten Baykal, ''Bunlar çok saÄŸlıksız yaklaşımlar. Bunlar bu iktidarın toplum tarafından kaygıyla, kuÅŸkuyla karşılanmasına yol açan davranışlar'' dedi.       EKONOMİ     Türkiye'nin, izlemekte olduÄŸu ekonomi politikasının sonucu olarak çok büyük sosyal sıkıntılarla karşı karşıya olduÄŸunu ifade eden CHP Lideri Baykal, bu politikanın toplumu çok derinden sarstığını, yaraladığını, gelir dağılımını çarpıklaÅŸtırdığını, milyonlarca insanıniÅŸsiz kaldığını anlattı.      Baykal, tarımda doÄŸrudan gelir desteÄŸi projesinin bu iktidar döneminde askıya alındığını, yoksul öğrencilere her ay yapılan nakit yardımın ve okul sütü projesinin iptal edildiÄŸini, üniversite öğrencilerinin burslarının azaltıldığını kaydetti.YOLSUZLUKLAR CHP'nin, yolsuzluklarla mücadele çaÄŸrısı yapan ve yolsuzluklara karşı mücadelenin bedelini onurla ödeyen tek parti olduÄŸunu kaydeden Baykal,''Yeni bir dönem baÅŸladı, yolsuzluklar konusunda artık yapılması gerekenler ortada. Bunları tartışmanın bir anlamı kalmadı. Her ÅŸey net, bir tek ÅŸeye ihtiyaç, var. Siyasi irade, siyasi kararlılık... Bu varsa Türkiye yolsuzlukların üzerinden gidebilir'' dedi.      Türkiye'de bilinenlerin dışında, ortaya çıkmasına izin verilmeyen yolsuzluklar bulunduÄŸunu ifade eden Baykal, ÅŸunları söyledi:      ''Mücadele edeceksek, hem dile düşmüş yolsuzluklara karşı gerekenleri  yapacağız, hem de daha bilinmeyen, gizli saklı yolsuzluklara karşı en etkin önlemleri alacağız. Allah selamet versin,bizim iktidarda ikincisini göremiyoruz, birincisi ile teselli olmamız isteniyor. Bilinenler etrafında nutuk atmak, onlarla ilgili gerekeni yapmanın önüne geçiyor. Bilinenlerin üzerine hep beraber yürüyelim, yapılması gerekenler ortada. Türkiye'de resmi teknik çalışmalar gösteriyor ki, bu son dönemde sadece bankalarda, -özelleÅŸtirmede, devlet ihalelerinde demiyorum,- sadece bankalarda son dönemde 42 milyar dolarlık yolsuzluk yapıldı. Alın o 42 milyar doları, alın, ne duruyorsunuz, neden almıyorsunuz, elinizi kolunuzu tutan mı var? Sizi engelleyen mi var? Hukuk mu yetmiyor, gereÄŸini yapın. Parlamento çalışıyor. Neyse gereÄŸini yapın, ne eksik, alın o parayı, alın bu milletin 42 milyar dolarını. CHP olarak bunu sizden istiyoruz, niye yapmıyorsunuz? Yapamayacaksınız, çekilin biz gelelim. Bu konuda hergünnutuk dinliyoruz, yok 'Damardan girdik, hortumdan çıktık'... Ä°ÅŸ istiyoruz, iÅŸ... Ayinesi iÅŸtir kiÅŸinin, lafa bakılmaz. Her gün nutuk dinliyoruz. Geç harekete, ne duruyorsunuz?''      Baykal, yolsuzluklardan söz ederken, ''SEKA Balıkesir Ä°ÅŸletmesi'nin iktidar mensuplarının yakınlarına 1 milyon dolara satıldığını'' belirterek, bunların da araÅŸtırılmasını istedi.       ''DOKUNULMAZLIKLAR KALDIRILMALI''       Bu süreçte yapılması gereken ilk iÅŸin dokunulmazlıkları kaldırmak olduÄŸunu bildiren Baykal, ''EÄŸer dokunulmazlıkları kaldıracak yüreÄŸiniz yoksa, eÄŸer özgüveniniz yoksa, sizin yolsuzluklarla mücadelesöylemini aÄŸzınıza almaya hakkınız yoktur'' dedi.      ''Yolsuzlukla mücadele sadece baÅŸkasının yolsuzluÄŸuyla mücadele deÄŸildir. Seninle ilgili iddia varsa, bunun da araÅŸtırılmasına açık olmak demektir'' diyen Baykal, ''BaÅŸbakandan, milletvekilinden bakanlarına kadar dosyalar raflarda unutuluyor; savcılar, hakimler oradan oraya sürülerek kapatılmaya çalışılıyorsa, bunu yapanlar yolsuzlukla mücadele etmiyor, demektir'' diye konuÅŸtu.       Ä°MAR BANKASI MUDÄ°LERİ     Ä°mar Bankası mudilerine 4 aydan bu yana ödeme yapılmamasını da eleÅŸtiren Baykal, bunların ''Ä°marzede deÄŸil, AKPzede'' olduÄŸunu söyledi. Ailelerde büyük huzursuzluklar baÅŸladığını, çocukların okula gönderilemediÄŸini ifade eden Baykal, ''BaÅŸbakan çocuklarını zengin dostları sayesinde ABD'de okutuyor ama oraya para yatıranlar okullar açılırken çocuklarının ihtiyaçlarını alamıyor'' dedi.       DIÅž POLÄ°TÄ°KA     Baykal, dış politika konusunda deÄŸerlendirmeler yaparken, Türkiye'nin bu alanda önemli roller oynama ÅŸansına sahip olmasına karşın çeliÅŸkiler, tutarsızlıklar içinde etkisizleÅŸme tablosuna sürüklendiÄŸini ifade etti. Irak savaşı nedeniyle ortaya çıkan manzaranın iktidarın tutarsızlıklarının yansıdığı bir alan haline gelmeye baÅŸladığını savunan Baykal, dış politika alanında hızlı bir güven kaybı sürecine girildiÄŸini söyledi.      Türkiye'nin meclisten asker gönderme kararı çıkarmasına karşın bölgede istenmeyen ülke durumuna düştüğünü kaydeden Baykal, şöyle devam etti:      ''Türkiye, bu noktaya düşecek ülke deÄŸildir. Türkiye ile iktidar üzücü biçimde oynamıştır, gereken kararları alamamış, çeliÅŸkilere düşmüş, Türkiye'yi OrtadoÄŸu'da istenmeyen ülke durumuna düşürmüştür. Asker göndereceÄŸiz, mühendis göndereceÄŸiz, Ä°brahim Tatlıses'i, Sibel Can'ı göndereceÄŸiz, diye oyun oynanıyor. Bundan esef ediyor, iktidarı kınıyorum. Türkiye'yi bu hale düşürmeye hakları yoktur.''      CHP'nin geride kalan 11 ayda parlak bir muhalefet uygulaması gerçekleÅŸtirdiÄŸini anlatan Baykal, ''Bırakın her ÅŸeyi, Irak konusunda CHP'nin sergilediÄŸi tutum, CHP'nin bir parlamento dönemi için deÄŸil, bütün yaÅŸamı boyunca saygıyla anılmasına yetecek önemdedir'' dedi.       ''ANA DÄ°LE ÖZGÃœRLÃœK''     Baykal, ana dile özgürlük, ana dili öğrenme hakkının en kısa zamanda yaÅŸama geçirilmesini istedi. Bunların tamamlanmasıyla, Türkiye'nin AB ile üyelik müzakerelerine baÅŸlamak için gereken her ÅŸeyi yapmış olacağını ifade eden Baykal, ''Tam üyelik Türkiye'nin hakkıdır. Türkiye'ye, bunun için baÅŸka bazı sorunların çözümü gerektiÄŸi dayatmasını haklı ve doÄŸru bulmuyoruz. Her sorunun barışçı çözümü için gereÄŸini yaparız ama Türkiye'nin AB'ye girmesinin önkoÅŸuluiçin baÅŸka bazı dayatmalarda bulunulmasını haklı ve doÄŸru bulmuyoruz''diye konuÅŸtu.  Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!