Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Baykal, Çubuk'ta hayvan pazarını dolaştıktan sonra dönüşte Esenboğa Airport Otel'de gazetecilerle sohbet etti. Baykal, TBMM Genel Kurulu'ndaki bütçe görüşmelerine ilişkin bir soru üzerine, görüşmelerin gergin ve alışılmışın dışında bir üslupla gerçekleştiğini ifade etti. Bu gerginliğe kendilerinin neden olmadığını ve bir muhalefet partisi olarak bazı iddiaları somut belgelerle kürsüye taşıdıklarını kaydeden Baykal, Başbakan Erdoğan'ın üslubunu eleştirdi.
Başbakan Erdoğan'ın iddialara cevap vermek yerine “İşi karışıklığa getirme çabası sergilediğini ve yadırgatıcı bir üslup kullandığını” öne süren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir başbakanın, böyle bir üslup kullanmaya hakkı yok. Biz, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na göstermek durumunda olduğumuz saygıyı gösteriyoruz. Ama, bu saygıyı hak etmek lazım. Başbakan, önüne gelene hakaret ederek, ona buna 'terbiyesiz' diyerek bu saygıyı hak edemez. Bunu hak etmeyene de hak ettiği şekilde muamele yaparlar. Başbakan, çok kaba, kırıcı, saldırgan bir üslupla bir başbakana yakışmayan söylemle kendisini kürsüde teşhir etti. Buna, biz katkı yapmadık. Başbakan'ın, kendisini kontrol etmesi lazım. Milletvekillerine, partilere daha saygılı davranmayı öğrenmesi gerekir. 'Yanında çalıştırdığın adam' diyor. Bahsettiği bir milletvekili. 'Edepsiz, terbiyesiz' diyor. Birisi de kalkar aynı kelimeyi O'na iade ediverir. Biz, Başbakanımızın bu tür nitelemelerle suçlanmasını istemiyoruz.”
“İYİ BİR GİDİŞ DEĞİL”
Sözlerini “Bu gidiş, iyi bir gidiş değildir. Başbakan kontrolünü, nezaketini kaybetmeye başlamıştır. Bu üslup, yeni gerginliklere yol açar” diye sürdüren Deniz Baykal, şunları kaydetti:
“Başbakan, kendini kaybetmeye başladı, bunu üzüntüyle gördük. Bunun altında, ortaya atılan iddialar karşısında ezilmiş olması yatıyor. Başbakan'ın geçmişteki açıklamalarını durduk yerde gündeme getirmedik. Başbakan benimle ilgili bir iddia ortaya attı, 'Şemdinli'de bir türlü, Ankara'da bir türlü konuşuyor' dedi. Ben buna cevap verdim. Şemdinli'de ne söylediysem Ankara'da da söylediğimi ifade ettim, hem de delilli, kanıtlı ifade ettim. Ben de kendisinin açıklamalarını esas alarak gereken cevabı verdim.
Benim hakkımda 'sen farklı konuşuyorsun' diyen insan, kendi farklı konuşmalarının hesabını verecek durumda olacak. Bunun kendi önüne sunulmasını hazmedecek durumda olacak. Başbakan orda da dağıttı. Gerçek dışı açıklamalar yapıyor. 'CHP'nin yaptırdığı araştırma' diyor. Yok öyle birşey. Bir başbakan nasıl gerçek dışı konuşma alışkanlığına kendisini kaptırır? Sıkıştığında, kendisini kurtaracağını düşündüğü gerçek dışı açıklamalar yapıyor.”
ÜÇ NOKTA
Bir gazetecinin, “Başbakan, bütçe konuşmasında 'iddialarınızı kanıtlayın, kanıtlamazsanız ben size derim ki, üç nokta' ifadesini kullandı. Kendisine daha sonra 'bu üç nokta nedir' diye sorma imkanınız oldu mu?” sorusu üzerine Baykal, “O üç nokta, Başbakan'ın yakasına bir rozet gibi yapıştı. Bizim bütün iddialarımızın kanıtları ortada. Hiçbir sözümüz boş değil” dedi.
Kapıkule'deki gümrük yolsuzluğu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'la ilgili iddialarını yineleyen Baykal, bunlarla ilgili olarak TBMM'de bazı belgeler okuduğunu anlattı. Baykal, şunları kaydetti:
“Bu belgeler, gerçek dışıdır diyebiliyor mu Başbakan? Diyemiyor. O üç nokta, Başbakan'ın yakasında yerini almıştır. Onu, uygun görüyorsa yakasından alır, daha uygun bir yerine koyabilir. Ben yakasına koydum.”
“BAŞBAKAN'IN İÇİNDE BULUNDUĞU DURUMUN ADINA OPORTÜNİZM DERLER”
CHP Genel Başkanı Baykal, Çubuk'ta hayvan pazarını dolaştıktan sonra dönüşte Esenboğa Airport Otel'de gazetecilerle sohbet etti.
Sorular üzerine, TBMM Genel Kurulu'ndaki bütçe görüşmelerine yönelik değerlendirmelerde bulunan Baykal, TBMM Başkanvekili İsmail Alptekin'in tutumunu da eleştirdi.
Baykal, “Yasama ve yürütme ilişkisinin çok somut bir şekilde çığırından çıktığı bir bütçe görüşmesi oldu. TBMM Başkanvekili 'terbiyesiz' denilen milletvekiline cevap verme imkanı sağlamadı, hiçbir haklı gerekçesi olmadan AKP Grubu'na cevap vermek üzere söz hakkı tanıdı” dedi.
Başbakan Erdoğan'ın, “Değiştim, değişerek geliştim. 30 yıl öncesinde kalmadım. Çünkü çağdışı değilim” sözlerinin anımsatılması üzerine de Baykal, şunları kaydetti:
“Başbakan'ın içinde bulunduğu durumun adına oportünizm derler. Yani içinde bulunduğu kabın şekline girme, iddialarını yürütemediği noktada, iddialarını bırakıp yeni şartlara göre tavır takınma yaklaşımı... Bu değişme, bundan sonra hangi istikamette, daha ne kadar devam edecek? Siyaset adamlarının en büyük sermayesi güvenilirliğidir. Siz çıkıp, 'dokunulmazlıkları kaldıracağım' diyeceksiniz ondan sonra 'gelişerek değiştim, dokunulmazlıkları kaldırmayacağım' diyeceksiniz. Böyle bir şey olabilir mi?
Başbakan bir yandan 'bunlar doğru değil, böyle şeyler söylemedim, bir yandan' değiştim' diyor. Kendi mülakatından önemli bölümler aktardık. Bunları söylemiş olan bir başbakanın, iddialarıyla hesaplaşmadan, unutturmaya çalışarak, hatırlatıldığı zaman 'canım gelişerek değiştim' diyerek örtbas etmesine imkan var mı? Bir ülkenin temelleriyle, rejimin özüyle ilgili temel anlayışlarında bir uçtan bir uca sıçrayacaksın, zıplayacaksın herkes de bunu doğal karşılayacak, böyle şey olur mu?”
“GARDI DÜŞMÜŞ BİR VAZİYETTE”
Baykal, “Görüşmelerdeki atmosfer bir seçim havasına girilmesinin bir işareti mi?” sorusuna, “Hayır Başbakan açısından değil. Başbakan gardı düşmüş vaziyette, ona buna saldırmaya başladı. Başbakan bunu hep yapıyor. Artık çizmeden çıkmaya başladı, CHP milletvekiline 'terbiyesiz ' diyor. Bu, başbakanın terbiyesiyle ilgili neyi gösterir bilemem” karşılığını verdi.
Mevcut tablonun “Başbakanın artık inişe geçtiğini gösterdiğini” savunan Baykal, “Bu tartışma Başbakan'ın saygınlığını çok ciddi ölçüde tahrip etmiştir” dedi.
Bir başka soruya yanıt verirken, Erdoğan'ın “soğukkanlılığını kaybettiğini” belirten Baykal, kendisinin ise “Soğukkanlı, olgun, kendine güvenen bir tavır içinde hareket ettiğini” söyledi.
GECEYARISI EKSPRESİ BENZETMESİ
Baykal, sohbet sırasında, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün, TCK'nın 301. maddesiyle ilgili kargaşanın Türkiye'ye Geceyarısı Ekspresi filmi kadar zarar verdiği yönündeki açıklamasına dikkati çekti.
Orhan Pamuk olayıyla ilgili olarak iktidarın art arda hata yaptığını, olay ilk ortaya çıktığından beri AKP'nin gerekli müdahaleyi yapmadığını savunan Bakkal, Pamuk'un açıklamalarının ardından ortaya çıkan tepkileri yönlendirecek açıklamalar yapmaktan özellikle kaçınıldığını kaydetti.
Baykal, dava aşamasında ilk günden itibaren var olan hukuki yetkinin kullanılmadığını, duruşma günü ise yeterli güvenlik önlemlerinin alınmadığını söyledi.
Baykal, Yargıtay'ın emsal bir davayla ilgili kararı gerekçe gösterilerek Adalet Bakanlığı'nın bir kaç gün içinde “dava açılmasına gerek olmadığı” yönünde bir karar vereceğini savundu.
ERDOĞAN-KOÇ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın davasıyla ilgili olarak yargıya müdahale edildiği yönündeki eleştirisinin ardından, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç ve kendileri hakkında savcılığın inceleme başlattığına dikkati çeken Baykal, “Bu inceleme başlatıldıktan sonra TÜSİAD ve Başbakan barıştı, şimdi merak ediyorum, inceleme ne olacak?” diye konuştu.
Deniz Baykal, “Aşkın davasıyla ilgili beklentiniz nedir” sorusuna da “Geç kalmış bir tahliye kararı... Aslında bu hiç olmaması gereken bir tutuklamaydı” yanıtını verdi.
HAYVANCILARIN SORUNLARI
Baykal, CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen, MYK üyesi Yılmaz Ateş ve bazı milletvekilleriyle birlikte Çubuk'taki hayvan pazarını dolaştı.
Vatandaşlarla sohbet eden ve sorunlarını dinleyen Baykal, üreticinin mağdur olmaması için pazar yerinin fiziki koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini söyledi.
Pazardaki vatandaşlar da Ankara'ya gelinceye kadar geçtikleri her kentte hayvanları taşıyan kamyonların durdurulduğunu ve evrakların incelendiğini, bu nedenle mağdur olduklarını anlattılar.
Baykal 1500 YTL'den satışa çıkarılan bir dananın fiyatını 1250 YTL'ye düşürerek yapılan bir pazarlığa da müdahil oldu.
Bu arada bazı vatandaşlar Baykal'a “televizyondan izliyoruz konuşmalarını, devam et' diye beğenilerini ifade ederken, “Başbakanı kıskanıyorsun” diyen başka vatandaşla partililer arasında kısa bir tartışma yaşandı.