Baykal'dan önemli açıklamalar

BAÅžBAKAN NUTUK ATTI

- Ortadoğu’da en çok konuşan ülke biz olduk, ancak gerekeni yapamadık.

 Başbakan nutuk attı. Meclis’te arkadaşlarımız gelin İsrail’i hep beraber kınayalım dedik, hayır dediler o önergeyi reddettiler.

 

- Bir tavır takınmak istiyorsak bunu kişisel nutuklarla ortaya koymanın anlamı yok. Bunu devlet olarak hep beraber kınarız.

 Konuştuğun için etkin olmaktan çıkıyorsun, öte yandan da Türkiye’yi bir devlet sistemi olarak, bu tavrı takınma noktasından uzak tutuyorsun.

 

- Maalesef Mısır bu olayda hiç konuşmamıştır ama etkin diplomasiyi Fransa ile birlikte o götürmüştür. Mısır anahtar ülke haline gelmiştir.

 Biz nutuk attık. Mısır Fransa ile birlikte bir ateşkes planı ortaya koydu.

 

- Hamas diyor ki, bir hafta size süre verdik, çıkmazsanız saldırırız diyor.

 Ateşkestik diyor İsrail bir saldırı olduğu zaman bizde karşılık veririz diyor.

 

- Ortadoğu’daki acı tablolar karşısında onların bir parçası halinde bir dönüşmeye yönelmemiz, bizim politika değerimize terstir. Biz çatışmanın bir tarafı olamayız, olmamalıyız.

 

- Oradaki ne kadar haklı doğru net bir şekilde ortaya çıkarsa çıksın biz sadece oradaki insanların değil 70 milyon insanın sağlığının geleceğinin güvencesi olmak zorundayız.

 

- Biz koca Türkiye’yi bir taraf haline dönüştürmek isteyene teslim olamayız. Acırız üzülürüz elimizden geleni yaparız. Nutuk atacağız diye Türkiye’yi o çatışmaların bir tarafı haline kimse dönüştürmemelidir.

 

HAMAS'IN TEMSÄ°LCÄ°SÄ° HALÄ°NE GELDÄ°K

 

- Biz Filistin-İsrail çatışmasında Filistin'i değil Filistin’in içindeki bir örgütün temsilcisi haline geldik. Hamas’ın sahibi haline geldik.

 

- Hatta dün Başbakan’ın dünkü konuşmasından da öğrendik.

 Hamas ile Filistin kurtuluş örgütü arasındaki çatışmada da Hamas’ın temsilcisi haline gelmişiz.

 

- Başbakan kaptırdı gitti. Filistin dedi, Hamas dedi. Sonra meydan okumaya başladı. Bizim işimiz mi arkadaşlar ?

 Bizim işimiz 70 milyonu düşünmek. Türkiye duygusal davranmak hakkına sahip değildir. Kendinizi oradaki tartışmaların bir parçası haline dönüştürtmemeliyiz.

 

- Bu acı olayların Türkiye’de kitlesel bir duygusallığın gelişmesine ve halkın bu çatışmayı bir din çatışması bir ırk çatışması olarak algılamakta olduğu izlenimini verecek bir tablonun gelişmesine izin verilmemelidir.

 

- Bu konularda Türkiye, sokaktaki insanlarımızla, her anlayıştan vatandaşımızla insani tepkimizi göstermeliyiz.

 Bunu bir dinler ırk çatışması haline getirmemeliyiz.

 

- Bu konuda en büyük sorumluluk iktidara düşüyor. Biz yıllarca bu bölgede birbirinden farklı dinlere mensup insanlarla beraber kardeşlik içinde yaşamış insanlarız.

 Bizim hiçbir inanca dine ırka karşı husumet içinde olmamıza yönelik bir kampanyayı hoşgörüyle karşılamamız mümkün olamaz.

 

- Bu barış anlaşmasının bir türlü gerçekleştirilememesi faciaların temel nedenidir. Çözüm çok açıktır. İki devlet anlayışına yönelik çözüm olmalıdır. Filistin bağımsız bir devlet olacak. Kimse bunu artık ertelemeye çalışmamalıdır. Terör buradan beslenmektedir. İnsanlar haksızlık duygusunun kuşaktan kuşağa gelişmesine seyirci kalmak durumundadırlar.

 

- Bu işin çözülmesi İsrail’in uluslararası güvence altında olması, Filistinin de bağımsız bir devlet olarak güvence altına alınmasıdır.

 

ERGENEKON SORUÅžTURMASI

- Bugün kimse ama kimse çıkıp bu davanın uluslararası hukuk skandalına uygun bir biçimde yürütülmekte olduğunu söyleme şansına sahip değildir.

 Uluslararası hukuk standartlarının uygulandığı bir dava süreci yaşanmaktadır diyecek konumda değildir, bunu diyecek bir tane bile babayiğit yoktur.

 

- Geçen hafta Türkiye’deki baroların tümü, 74 tane baro eğer ayağa kalkıpta bu iyi bir dava yürütme örneği değildir. Bizi rahatsız eden ciddi yanlışlar yapılıyor diyorlarsa buna kulak vermek mecburiyeti vardır.

 

- Bu insanlar 1,5 yıl sustular. DedilerÂki hukuk ortaya çıkar ve daha geçen hafta ortaya çıktılar. Bunun bir anlamı bir deÄŸeri yok mu?

 Hangi olayla ilgili olarak, 74 tane baro ne oluyor deme gereği duymuştur? Şimdi olmuştur.

 Bunu yok saymak mümkün mü?

 

- Sami Selçuk diyor ki kırk yıllık devlet yaşamımda ben böyle bir iddianame görmedim diyor. Bunun bir anlamı yok mu bir önemi yok mu? O Sami Selçuk ne yapalım hassastır aldırmayın mı diyeceğiz.

 

- Memleketin saygın hukukçuları. Rıza Türmen her hafta yazılarında yanlışları anlatıyor. Şu yanlış bu yanlış diye.

 Böyle bir şey olabilir mi?

 

- Şimdi geldiğimiz nokta da aşağı yukarı herkes şunu kabul etti. Burada hukuk ölçüleri ihlal ediyor ama olsun canım. Önemli olan sonuç diyor bazıları. Kim diyor bunları? Memleketin bir kısım aydınları, liberalleri diyor.

 

BÖYLE HUKUK OLUR MU

- Israrla söyledik ucu açık iddianame. Ucu açık hukuk. Dalga dalga hukuk. Kimler içinde yargılandığımı zaman içinde öğreneceğim. Savunmamı yapacağım daha sonra biri gelecek. 2500 sayfa iddianame yetmiyor, ikincisi geliyor üçüncüsü geliyor.

 

- Böyle bir hukuk olabilir mi? Gözaltına alma uygulamaları bir tedbir olmaktan çıktı bir cezalandırma yöntemi haline geldi.

 

- Alınan insanların tümü belli bir siyasi anlayışı temsil ediyor. Siz kendi rakiplerinizi kızdığınız insanları şimdi devlet elimizde diye aldırıyorsunuz. Hani savcı aldırıyordu?

 

ÖNCE İNSANLAR ALINIYOR, SONRA DELİL ARANIYOR

- Önce insanlar alınıyor, sonra delil aranıyor. Yani onların suçlu olduğu biliniyor, sonra delil arayışı.

 

- Sonra telefon dinlemeleri gelsin, gizli tanıkların ifadeleri iftiraları ortaya dökülsün. Onlardan bişey çıkarırız anlayışıyla hukuk yürütülür mü?

 Şimdi yaşanan olay budur.

 

- Bu tablo böyle giderken bir önceki hafta yer altından silahlar çıktı. Aaa silahlar varmış, ozaman durun bakalım. Bunlarla o silahlar arasındaki bağı görelim diye insanlar iyi niyetle olaya bakıyorlar.

 

- Silah işi ayrı. Ergenekon işi ayrı. Ergenekon işi bir siyasi hedefi olan Başbakan’ın kafasında şekillenmiş bir davadır. Onun içine bir sürü konu yerleştirilmek istenmiştir. Yüzlerce sanık var. 90 kadar gözüküyor ama adı geçen yığınla insan var. Bunların biribirleriyle nasıl bir örgüt oluşturma durumuna dair şu ana kadar herhangi bir kanıt ortaya çıkmamıştır.

 

- Ortaya çıkan tablolar, susurluk uzantıları ve şimdi Susurluk öncesi terörle mücadele dolayısıyla Türkiye’de faili meçhul cinayetleri işlediği iddia edilen birileri ve onlarla ilgili olaylar.

 

- Devlet içinde yer tutmuş örgütlerin etkisizleştirilmesi için her çalışmayı biz desteklemeye hazırız. Bunun bir an önce ortaya konulmasına ihtiyaç vardır.

 

- Şimdi siz o silahlardan yola çıkara sanıkları yakalayın. Tiyatro sanatçılarını, magazin dünyasını şöhretlilerini, gazetecileri, aydınları almışsınız silaha bağlamaya çalışıyorsunuz.

 Orada kimin parmak izi varsa onu ortaya çıkarda göreyim seni.

 

SÄ°LAHLAR NASIL GELDÄ°

- O silahlar oraya nasıl girmiştir? Ait olduğu merciden yada bir insandan oraya nasıl geçmiştir. Bunları çıkar bunlar önemli.

 Derhal bu konuda komisyon kurulmalıdır demiştim. Bunun derhal aydınlatılması lazım. Biz bunu talep ediyoruz.

 

- Orada dursun o, biz ya bulaştırırız ya bulaştırmalıyız. Böyle şey yok. Bu olay ortaya çıkınca grubumuz iki önerge hazırladı. Birisi Meclis araştırması önergesidir. O silahları derhal TBMM nasıl oraya gelmiştir kimlere aittir bu konudaki tabloya Meclis olarak el atmalı ve incelemelidir.

 

- Mesela silahların aydınlanması, bu Susurluğa mı gider nereye gider bilemem. Nereye giderse onu araştıralım.

 

- Türkiye’deki devleti hukukun içinde tutmak konusunda mutlak bir kararlılık içerisindeyiz.

 

- İlk Yüksekova çetesi ortaya çıktığı zaman biz devlet kuruluşlarıyla çeteler arasında bir ilişkinin ilk gündeme geldiği olaydır bu.

 

- Bu olay ortaya çıktığı zaman derhal arkadaşlarımızı görevlendirdik. O zamandan günümüze kadar biz daima hukukun ve devlet yetkililerinin hukuk dışı yetki kullanması karşısında bir tavrı kararlılıkla sürdürdük.

 

- Susurluk ortaya çıktığı zaman bu anlayışımız da gösterdik. Şimdiki iktidarın ağabeyleri fasa fiso gulu gulu dansı yapıyor derken, biz o tavra sahip çıkıyorduk.

 

- 1995 yılında ben CHP’ye genel başkan olarak seçilince koalisyonun içinde buldum kendimi ve Başbakan ile uzun bir görüşmemiz oldu. Çıktım ve dedim ki Türkiye’de devlet kuşatma altındadır. Böyle bir devletin hükümet ortağı olmayı kabul etmiyoruz dedik ve hükümetten ayrıldık. 4 – 5 ay sonra Susurluk patladı.

 

- Biz bunu teşhis ettik ve tavrımızı net olarak ortaya koydu. Susurluktu, Yüksekova’ydı, bağlantılarıyla önümüze getirmesine imkan yoktur.

 Biz bu konuların sonuna kadar aydınlatılması gerektiğine inanıyoruz.