Baykal: Terör yeniden hortluyor

Güncelleme Tarihi:

Baykal: Terör yeniden hortluyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 07, 2005 15:20

“Terör tehdidinin yeniden hortlamaya başladığını üzüntü ile görüyoruz” diyen Baykal, son dönemde 14 güvenlik görevlisinin şehit olduğunu hatırlattı.

Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, terör tehdidinin yeniden hortlamaya başladığını bildirerek, “Yeniden askeri önlemlere başvurmak zorunda kalmamız, bir şeylerin iyi gitmediğini, alınması gereken diğer önlemlerin yeterince alınmadığını, uluslararası odaklara karşı önlem almakta zafiyet gösterildiğini, çevremizin terörü beslemeye devam ettiğini, bize acı bir şekilde gösteriyor” dedi.
  
Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya, Bingöl'de yaşanan depremden duyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı.

Bingöl halkına “Geçmiş olsun” dileğinde bulunan Baykal, bölgede bir süredir herkesi rahatsız eden bir jeolojik hareketlilik yaşandığını ve sıkıntının daha da artabileceğine ilişkin endişeleri bulunduğunu söyledi.

Daha büyük bir deprem olasılığına karşı hazırlık yapılması gerektiğini belirten Baykal, “Etkin önlemler alınmadı. Bölgede yolsuzluk uygulamaları, deprem evlerinin ihalelerindeki yolsuzluk tartışmaları devam ediyor” dedi.
  
Bölgede bir terör hareketlenmesi ile karşı karşıya bulunulduğuna da dikkati çeken Baykal, Türkiye'nin terör tehdidini aşan bir ülke olduğunu, ancak yeniden böyle bir tehdidin ortaya çıkmaya başladığını söyledi.

Haberin Devamı

"TERÖRE KARŞI YETERLİ ÖNLEM ALINMADI"

Baykal, terörün sadece askeri önlemlerle önlenemeyeceğini belirterek, “Yeniden askeri önlemlere başvurmak zorunda kalmamız, bir şeylerin iyi gitmediğini, alınması gereken diğer önlemlerin yeterince alınmadığını, uluslararası odaklara karşı önlem almakta zafiyet gösterildiğini, çevremizin terörü beslemeye devam ettiğini, bize acı bir  şekilde gösteriyor” diye konuştu.
  
“Terör tehdidinin yeniden hortlamaya başladığını üzüntü ile görüyoruz” diyen Baykal, son dönemde 14 güvenlik görevlisinin şehit olduğunu, iktidarın bu tehdidin yükselme olasılığı bulunduğu konusunu değerlendirmesi gerektiğini ifade etti.

Baykal, terörün ihmal edilemeyecek bir sorun olduğunu ve son günlerde yaşananlarla bunun, çığırından çıkmaya başladığının da görüldüğünü kaydetti.

Siyasetin aciz, seyirci, tehlikeyi göremeyen bir konuma sürüklendiğini ve bundan büyük üzüntü duyduğunu bildiren Baykal, “Bunun, bizi ilerde daha da üzmesi muhtemel gözüküyor” dedi.
     
"MAVİ AKIM'DA TÜRKİYE ZARAR VEREN ANLAŞMA YAPILDI"
  
“Mavi Akım'da Türkiye'ye zarar veren bir anlaşma yapıldı” iddiasını ortaya attıklarını anımsatan Baykal, bu görüşlerine önce bazı resmi kurumların da katıldığını söyledi. “Sonra araya Rufailer girdi, iyi olduğunu iddia ettikleri yeni bir model geliştirdiklerini açıkladılar” diyen Baykal, ancak incelediklerinde bu modelin de iyi olmadığını, fiyatların inmediğini gördüklerini bildirdi.
  
Yaptırdıkları araştırmalar sonunda Türkiye'nin ciddi biçimde zarar ettirildiğini anladıklarını kaydeden Baykal, bununla ilgili yapılan gensoru görüşmeleri sırasında Bakan Hilmi Güler'in “Suçluların yaklaşımı” içinde, konuyu “kaydırdığını” savundu. Baykal, böylece Bakan Güler'in de konuyu iyi bildiğini anladıklarını belirterek, şunları söyledi:
  
“Bu işler bir gensoru ile bitmez. Bugünü, yarını var. Siyaset bir günün işi değil. Bu parlamento konuşur, gelecek parlamento konuşur. Gensoru olarak konuşur, soruşturma olarak konuşur. İlgili herkesi uyarıyorum, bu konuda geçmişte de çeşitli zamanlarda iddialar söylemiş ve söylediği iddiaların tümü haklı çıkmış birisi olarak uyarıyorum; aklınızı başınıza alın. Bu Mavi Akım işinin altında kalırsınız, bunu örtbas edemezsiniz, kapatamazsınız.”
  
EPDK ÜYELERİNE UYARI
  
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (EPDK) yeni modeli inceledikten sonra “Hazine zararına yol açmayacaksa olabilir” dediğini ifade eden Baykal, “Bunda Hazine zararı olup olmadığını senden daha iyi kim bilecek, bunu bize sen söyleyeceksin” diye konuştu.

Baykal, aradan zaman geçtikten sonra EPDK'ya, Hazine zararı olup olmadığını bir yazı ile sorduklarını ve hala cevap beklediklerini bildirdi. Bu cevabın “Sadece kendilerine değil, dünyaya, üyelerin vicdanlarına, yarınki parlamentoya, yarınki hukuk ve ceza davalarına verilecek bir cevap olduğunu” belirterek, “Bu cevabı bekliyorum. Bunu etkilemek için her türlü olanağın seferber edildiğini biliyorum. Dikkatle izliyor ve bekliyorum. EPDK tarihi bir sınav verecek” dedi.
  
Baykal, EPDK üyelerinin, Yargıtay önünde ettikleri yeminin gereğini yerine getirmeleri, “İktidar olanaklarından nemalanmak için görevlerini ihmal etmemeleri” gerektiğini söyledi. BOTAŞ'da bu işe onay veren üyenin bu sürece katılmaması gerektiğini kaydeden Baykal, ”Oradakiler onurlarını, şereflerini, vatanseverliklerini harekete geçirmeliler” diye konuştu.
  
“ÇİFTÇİNİN MAĞDURİYETİ TARIM BAKANI DEĞİŞTİREREK GİZLEMEK MÜMKÜN DEĞİL
  
Hükümetin buğday konusundaki politikasını eleştirmeyi de sürdüren Baykal, buğday üreticisinin gözden çıkarıldığını ve kendi kaderi ile başbaşa bırakıldığını söyledi.
  
Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, “çiftçinin mağduriyetini Tarım Bakanı değiştirerek gizlemesinin” mümkün olmadığını, öncelikle hükümetin tarım politikasının değişmesi gerektiğini ifade etti. Rusya'nın Türkiye'den meyve-sebze ithalatını durdurmasının altında hükümetin tüm uyarılara karşın önlem almamasının yattığını savunan Baykal, bunun, temel bir siyasi zafiyet olduğunu kaydetti. Sorunun en kısa zamanda çözülmesini isteyen Baykal, yılların emeğinin bir anda boşa gittiğini söyledi.
  
Ekonomi politikası ile ilgili yaşanan olumsuzlukların sürdüğünü kaydeden CHP Genel Başkanı Baykal, bunun bir ayağında yolsuzluklar, bir ayağında da yanlış özelleştirmeler bulunduğunu öne sürdü.

HÜKÜMETE KADROLAŞMA ELEŞTİRİSİ 

Haberin Devamı
Baykal, ”kadrolaşma” tartışmalarına değindi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın “Biz iktidarız, istediğimiz atamayı yaparız” dediğini belirten Baykal, iktidarın kendi politikalarını uygulamaya yardımcı olacak kadroları işbaşına getirmesine kimsenin bir itirazı olmadığını, ancak belirli görevlerde yer alacak insanlarda aranan koşullar bulunduğunu söyledi. 

Bu görevler için yasada öngörülen bir atama süreci bulunduğu ve üçlü kararname gerektiğini anlatan Baykal, “Yani Cumhurbaşkanı bir iktidarı başarısız kılmak için, Türkiye'ye gerçekten yararlı olacak insanlar belirli görevlere gelmesin diye bir kişisel mücadele içinde olabilir mi?  Elbette yetki sende, sen tayin edeceksin. Ama rica ederim yapacağın tayinlerde bir ölçü, bir anlayış olsun” diye konuştu.
  
Başbakan Erdoğan'ın “Devletin memurlarını atıyoruz, uzaydan adam getirmiyoruz” dediğini kaydeden Baykal, “Doğru, uzaydan adam getirmiyorsunuz, devlet memurları sınavında 0 puan alanları tayin edip, 120 puan alanı tayin etmiyorsunuz” dedi.
  
Bakanların ya da AK Parti yöneticilerinin yeğenleri, kardeşleri ve oğullarının değişik iktidar mevkilerinde görev yaptıklarını savunan Baykal, bunları söylemekten utandığını söyledi. Baykal, şöyle devam etti:
  
“Türkiye'nin hukuk düzeni, bir uyumu ve işbirliğini gerektiriyor. Dediğim dedik anlayışıyla devlet yönetilemez. Cumhurbaşkanı da yetkilerini kullanacak sen de yetkilerini kullanacaksın. Başbakan bu konularda çok ısrarlı, inatçı ve maalesef üzüntüyle söylemek durumundayım; yakışık almayan bir üsluba doğru sürükleniyor. Giderek sert, kırıcı, militanlaşmış, radikalleşmiş bir siyaset üslubuna sürükleniyor. Bu Başbakanlığa uygun düşmüyor.
  
Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı 70 milyonu kucaklayacak, bütün ülkeyi sahiplenecektir. Kendi militan dar kadrolarının talepleri doğrultusuna girdiği anda milyonlarca insanı karşısına alır. Şimdi böyle bir süreç başladı. Radikalleşme, militanlaşma, sertleşme, sivrileşme süreci...İşler yolunda gitmeyince, sıkıntı ortaya çıkınca gerginlik, kavga olur. Ailede, şirkette, her yerde olur. Şimdi  Başbakanın da işleri anlaşılan yolunda gitmiyor, sıkıntı var.”
  
“AĞLARSIN, ÜZÜLÜRSÜN”
  
Avrupa Birliği(AB) ile ilgili sıkıntıların giderek arttığını belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
  
“Türkiye'yi buraya kim getirdi? Türkiye'yi buraya getiren adımları atarken sana bunun yanlış olduğunu, böyle sürüklenilmemesi gerektiğini söylemedik mi? Yanlışları yaptın, şimdi canın sıkılıyor. Sıkıntı içinde, Cumhurbaşkanı'na yakışmayan bir üslupla hitap ediyorsun. Dinleyecektin bizim sözümüzü, dinleyecektin.
  
Bak şimdi de yanlış yapıyorsun. Çiftçinin hakkını yeme, Seydişehir'i, Erdemir'i kaptırma. Bunlar yanlış, bunları yaparsan sonra ağlarsın, üzülürsün. Sertleşmeye kalkarsın, sertleşemezsin de. Şimdiden yanlıştan dön.”
  
Baykal, konuşmasında Erdemir'in ardından Türkiye açısından önem taşıyan Seydişehir Tesisleri'nin de özelleştirilmesi için harekete geçildiğini kaydederek, “Bugüne kadar neyi özelleştirdiniz de  Türkiye için yararlı oldu?” diye sordu.
  
TİSK Genel Başkanı'nın Erdemir'in özelleştirilmesinin yanlış olacağı yönünde bir açıklama yaptığını anımsatan Baykal, Ereğli Ticaret Odası'nın özelleştirme kararıyla ilgili olarak yürütmeyi durdurma davası açtığını kaydetti. Baykal, “Kim bu davayı açan, işadamı, tüccar. Ama tüccar siyasetçi değil, başka ülkelerin çıkarlarına hizmet eden anlayışta değil. Türkiye'nin çıkarlarına hizmet ediyorlar” dedi.
  
Baykal, Seydişehir'den gelen bir grup vatandaşın toplantıya katıldığını belirterek, halkın bu konudaki mücadelesini kutladığını ve tesislere hep birlikte sahip çıkacaklarını söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!