Güncelleme Tarihi:
Baykal, partisinin Antalya milletvekilleriyle birlikte Gazipaşa ve Alanya ilçe teşkilatlarını ziyaret ederek partililerle bayramlaştı. Ziyaretleri sırasında partililere hitap eden Baykal, 2006 yılı içerisinde mutlaka bir seçim yapılması gerektiğini belirtti. Türkiye'de ekonominin yanlış dengelere oturtulduğunu öne süren Baykal, hükümetin uyguladığı ekonomik politikaların çok küçük bir kesimi mutlu ettiğini söyledi. Baykal, şöyle dedi:
“Çiftçi çok büyük bir sıkıntı içerisinde. Domates, narenciye üreten çiftçi, ürününü geçen yılın değil, 2, 3 yıl önceki fiyatlara ürününü satıyor. Bu, tabii ki izlenen politikaların sonucu. Türkiye'de maalesef üretimi, alın terini destekleyen bir politika üretilmiyor. Maalesef böyle bir tablonun içerisindeyiz. Moralinizi bozmak istemem ama 3 yıldır izlenen politikalarla, rahatlığa ve ferahlığa ulaştığımızı söylemek mümkün değildir. Memnun olanlar vardır. Ama bunlar Türkiye'de yaşayan insanlar değildir. Yurtdışında Türkiye ile ilişkisi olan, Türkiye'den olan alacağını tahsil etmek isteyen çevrelerdir.”
Dünyada, ithalatını patlatarak büyüyen bir devletin olmadığını söyleyen Baykal, Türkiye'de gerçek bir büyümenin olmadığını öne sürdü. Hükümetin politikalarının, zamanı kazanma, günü geçirme, durumu idare etme politikası olduğunu da iddia eden Baykal, sıkıntıların arttığını ifade ederek, “Bize göre ülkenin sıkışması devam ediyor. Türkiye'de sıcak para cenneti yarattılar” dedi.
“İKTİDARIN DA DEĞİŞME ZAMANI GELDİ”
İktidarın beklentilere cevap veremediğini de öne süren Baykal, hiçbir iktidarın sonsuza kadar kalamayacağını, bu iktidarın da değişme zamanının geldiğini söyledi. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye'de bugün bir başbakan ve ekibi yüce divanda hesap veriyor. Biz onları zamanında uyarmıştık. (Yapmayın) dedik. İtiraz ettikleri bir noktada hükümeti düşürdük. O zaman sordular (Niye böyle yaptınız) diye. Bizim hükümetten düşürdüğümüz insanlar, bugün yüce divanda yargılanıyor. Şimdi bunlara aynısını söylüyoruz. Yapmayın bunları, Bunların hesabı bir gün sizden de sorulur diyoruz. (Mecliste üçte iki çoğunluğumuz var. İstediğimi kabul ettiririz) mantığını yürütüyorlar. Yaparsın kardeşim de seni oraya millet getirdi, millet de götürür. Önemli olan gücün varken her şeyi yapmak değil, millet seni götürdükten sonra bu milletin yüzüne bakabilmektir.”
Dokunulmazlıkların kaldırılması konusuna da değinen Baykal, ”Başbakan çıkıyor, (Hiçbir AK Partili'nin dosyası yok) diyor. Var. Var kardeşim var. Olduğunu biz biliyoruz” diye konuştu.
“VERİLEN SÖZLER TUTULMADI”
Hükümetin, birçok konuda olduğu gibi dokunulmazlık konusunda da verdiği sözü tutmadığını bildiren Deniz Baykal, 2006 yılında mutlaka seçim yapılması gerektiğini ifade etti. Baykal, şunları kaydetti:
“Verdiğin sözleri tutmadın. İşsizliğe çare bulamadın. Çiftçinin köylünün sorununu çözemedin, Dokunulmazlığı kaldıramadın. Bunları 1 yıl yapmadın, 2 yıl yapmadın, 3 yıl yapmadın, 4 yıl yapmadın. O zaman sandığa gidelim. (Yok kardeşim) diyorlar. Niye? Türkiye'de, hatta Avrupa'da seçimler 4 yılda bir yapılıyor. Yıllardır böyle oluyor. Bir hükümetin denenmesi için 4 yıldır yeterli bir süre kardeşim. Gidin seçime. Hayır gitmezler. Neden. Çünkü 2007'de Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Cumhurbaşkanını da biz seçeriz diyorlar. Git sandığa, al vatandaşın güvenoyunu yeni bir meclisle seç Cumhurbaşkanını. Böylesine önemli bir makamı, eskimiş bir meclisle seçmektense yenilenmiş bir meclisle seçelim. Ama Türkiye artık seçimi konuşmaya başlamıştır. Çünkü artık 2006 yılına girilmiştir. 2006 yılı normalde seçim yılıdır. Artık seçim ortamına Türkiye giriyor. Seçim korkusunu iktidarın yüreğine salmak lazım. Salmak lazım ki hesap verme korkusunu hissederek, alacakları kararları halkı düşünerek alsınlar. O nedenle bu seçimin onların kafasına ve yüreğine girmesinde yarar vardır ve o noktaya da gelinmiştir. Bunlar verdikleri sözleri tutmadılar. Bu da Türkiye'nin yeni bir seçim sürecine girdiğini ortaya koymaktadır.”
Türkiye'de adaletin bağımsız olmadığını da iddia eden Baykal, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun başkanının Adalet Bakanı olduğu sürece yargının bağımsız olamayacağı görüşünü savundu. Baykal, ”Hakimler, istediği yere, ancak Adalet Bakanı'nın isteğiyle gidebileceğini düşündüğü için çalışamaz hale geliyor. O zaman nasıl yargı bağımsızlığından söz edebiliriz” diye konuştu.
"SINAV SİSTEMİNİ KALDIRACAĞIZ”
Türkiye'deki en önemli sorunlardan birinin de eğitim sistemi olduğunu bildiren Baykal, iktidara gelmeleri halinde bugünkü sınav sistemini değiştireceklerini belirtti. Baykal, sözlerini şöyle tamamladı:
“Her yıl 2 milyon öğrenci liseyi bitirip üniversite sınavına giriyor. Bu gençlerin dörtte üçü üniversite kapısından geri dönüyor. Peki bu dörtte üç kalanın fiilen üniversiteye girmesine imkan var mı? Yok. O zaman, onları üniversiteye gidecekmiş gibi eğitmek doğru mu? Aileler, kurslara dersanelere gönderiyorlar katrilyonlar harcıyorlar. Böyle bir eğitim sistemiyle ülkenin kalkınması mümkün değildir. CHP iktidarında, biz Türk gençliğinin dörtte üçünün üniversite kapısından geri dönmesine neden olan bu sınav sistemini kaldıracağız.”
ALTSO BAŞKANI TAÇ İLE GÖRÜŞME
Baykal, daha sonra Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) yöneticileriyle kısa bir görüşme yaptı. ALTSO Başkanı Kerim Taç, Baykal'a yabancıya mülk satışıyla ilgili bazı kaygılarını ve bilgi içeren bir dosya verdi. Taç, CHP'nin, Yabancıya mülk satışını öngören yasaya itiraz edip etmeyeceğini sorarak, itiraz edilmesi halinde inşaat sektörünün büyük zarara uğrayacağını söyledi. CHP'nin inşaat sektörünü zora sokacak bir giriş içinde olmayacağını belirten Baykal, “Bizim yabancıya daire satışıyla ilgili bir tepkimiz ve itirazımız yoktur. Onları burada daire satın alması turizme de katkıdır. Bizim Güneydoğu'daki arazi satışlarıyla ilgili bazı konularda incelememiz var. Siz rahat olun ve inşaatlarınızı yapmaya devam edin” diye konuştu.