Güncelleme Tarihi:
Hedeflenen değişiklikle yargının köklü bir biçimde denetim altına alınmasına imkan verecek bir düzenleme öngörüldüğünü kaydeden Baykal, şunları söyledi:
“Yargı Türkiye’de bizim Anayasal sistemimizin en temel güvencelerinden birisidir. Türkiye’de yargı, ulus devletin güvencesidir, laik devletin güvencesidir. Yargının tahrip edilmesi, etkisizleştirilmesi, ulus devlet ve laik devlet konusunda düşündüğümüzün ötesinde sorunları da beraberinde getirebilecektir. Türkiye’de yargı, siyasi iktidarın denetlenmesinin güvencesidir. Hem bizim büyük Türkiye Modernleşme Projesi’nin temel özelliklerinin savunucusu, sahibi olarak yargı önem taşıyor. Hem de siyasi iktidarın, frenlenmesi, denetlenmesi açısından yargının olağanüstü büyük önemi vardır. Bu görevler sadece yargıya ait değildir. Cumhurbaşkanlığı da ulus, laik devletin güvencesi olmak durumundadır, siyasi iktidarın frenlenmesi konusunda üzerine düşen görevi yapabilecek, bir konumda olmak durumundadır. Ne yazık ki son dönemlerde Türkiye’de yaşananlar siyasi sistemimizin çok ihtiyaç duyduğu bu fren mekanizmalarını, siyasi fren mekanizmasını ortadan kaldırmıştır.”
Bugünkü iktidarın, aldığı oyun üzerinde Meclis'te temsil şansı elde ettiğini kaydeden Baykal, aynı partinin liderlerinden birisinin Cumhurbaşkanı seçilmesinin de Türkiye’nin siyasi parti devletine doğru dönüşmesine neden olduğunu söyledi. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanı, Başbakan, TBMM Başkanı, meclisin ezici çoğunluğu AKP’li. Bu sistemin freni nerde? Frensiz, dengesiz, birbirlerine ‘dur’ diyenin olmadığı bir siyasi yapılanma, sağlıklı mıdır? Şimdi Türkiye’de böyle bir manzara ile karşı karşıyayız, siyasi sistemin freni kalmamıştır. En çok da frene ihtiyaç duyulan zamandır. Sistemin siyasi freni kalmadı, şimdi yargı freni de kaldırılacak. Bu anayasa değişikliği kabul edilecek olur ise bilin ki artık sistemin içindeki yargı freni de ortadan kalkacaktır. Fren işlemeyecektir. Buna hiçbir şekilde göz yummamak lazım.”
“ASIL AMAÇ 2 MADDE”
Harcanan para nedeniyle referandumu hovardalık olarak gördüğünü vurgulayan Baykal, Anayasa değişikilği paketindeki 26 maddeden 24’ünde CHP olarak sorun bulmadıklarını ve bunun için destek verebileceklerini belirttiklerini anlattı.
Ak Parti iktidarının samimi ve dürüst bir Anayasa paketi hazırlamadığını savunan Baykal, “Aldatmacaya dayalı, dürüst olmayan, halkı tuzağa düşürmeye çalışan bir Anayasa paketidir. O tartışmalı 2 maddeyi kamufle edebilmek, gizlemek, saklamak için 24 ek madde koymuş, yani işi garnitürü, süsüyle maskelemeye çalışmış. Asıl işi o 2 maddeyi çıkarmak” dedi.
Muhalefetin kabul etmediği 2 maddenin Anayasa Mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapılarının değiştirilmesi olduğunu anlatan Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ört bas etmeye çalıştıkları amacı var. Nedir o. O iki maddenin arkasında saklıdır. Bu iki madde belli. Anayasa Mahkemesi’nin yapısı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısı. Yargı sisteminin tümünü yeniden belirlemeye yönelik bir düzenlemedir. Bu 2 madde yargı sisteminin tümünü etkisi altına almaya yardımcı olacak maddelerdir. HSYK Türkiye’deki yargıçların görev bölümünü, terfisini, tayinini, cezalandırmasını tanzim eden temel yargının beyni mesafesinde olan kurumdur. Onu kontrol altına aldığınız zaman, herhangi bir yargı kurumunu değil, Türkiye’deki 11 bin hakimi de binlerce savcıyı da denetim altına almış oluyorsunuz. HSYK yargı sisteminin özüdür.”
‘HAYIR’ MİLLET ENGELİ OLUR
Referandumda ‘hayır’ çıkması durumunda Ak Parti’ye millet engelinin aşılmayacağının gösterilmiş olacağını vurgulayan Baykal, “12 Eylül’de yapılacak oylama ile inşallah milletimiz kendisinden beklediğimiz demokratik tavrı sergileyecektir, bu gidişe bir ’dur’ diyecektir, böyle bir kararın çıkması, Türkiye’nin gerçek demokrasiye geçmesi açısından olağan üstü önemli sonuç verecektir. Böyle bir sonuç ortaya çıkarsa iktidar, tüm imkanları kullanmasını rağmen, millet engelini aşamayacağını görecek olur ise çok büyük bir demokrasi dersini halk vermiş olacaktır” diye konuştu.
“REFERANDUMDA YÜZDE 67 ARANSIN”
Konferans sonunda soruları yanıtlayan Baykal, referandumda da Meclis oylamasındaki gibi yüzde 67’nin aranması gerektiğini kaydetti. Baykal, kendisine şiir okumak istediğini belirten 12 yaşındaki Yağmur Öztanrıöver’in ‘Milli Mücadele’ şiirini dinleyip, onunla sohbet etti.
AVCI DEĞERLENDİRMESİ; İKTİDARIN SÜKUTU ÇOK ANLAMLIDIR
Deniz Baykal, konferansın ardından Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Hanefi Avcı’nın cemaatleri konu alan ‘Haliç’te yaşayan Simonlar; Dün Devlet Bugün Cemaat’ kitabıyla ilgili gazetecilerin soruları üzerine Baykal, “Hem ortaya koyduğu bu tablo, yaptığı teşhisler ve sergilediği bağlantılar, iddialar, olağanüstü önemli” dedi.
Bunların yıllarca istihbarat örgütlerinde görev yapmış, emniyetin deneyimli bir mensubu tarafından ortaya konulmasının önemli olduğunu belirten Baykal, şunları söyledi:
“Bu kitap çıkalı geçen süre içinde, bu tablo karşısında iktidarın sergilediği sükut çok anlamlıdır. Bu kadar önemli, büyük sonuçlar doğuracak ciddi iddialar karşısında Türkiye’de emniyet teşkilatının konumundan sorumluluk taşıyan yöneticilerin, hiçbir inandırıcı tepki ve ciddi reaksiyon gösterememiş olması, bir değerlendirme yapamamış olması, reddedememiş olması gözden kaçırılmaması gereken çok önemli bir konu. Ortaya atılan iddialar karşısında iktidarın sükutu, bu iddiaların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Bir emniyet müdürü olarak bunları söyleyen kişi, ihmal edilebilecek, görmezlikten gelinebilecek kişi değil. İddialar, duyulmamış gibi yapılacak, yok gibi davranılacak iddialar değil. Çok ciddi bir tabloyu ortaya koymuştur. Bugüne kadar pek çok çevrenin sezdiği, tahmin ettiği bir tablo, bu kitapla artık sıradan iddia olmaktan çıkmış, bir iç gözlem, bir tanıklık, bir örgütsel itiraf haline, kurumsal itiraf haline dönüşmüştür.”
Baykal, gazetecilerin ‘Silivri duruşmalarına gitmeyi düşünüyor musunuz?’ sorusuna ise “Bu konuda söylenmesi gerekenleri sürecin başından beri hep söyledim. Ortaya attığımız iddiaların, tespitlerin doğruluğu her geçen gün ortaya çıkıyor. Maalesef o tablo, bir kanayan hukuk yarasıdır” dedi.