Güncelleme Tarihi:
İşte Baykal'ın konuşmasından satır başları:
ET FİYATLARI
Asıl iş Et ve Balık Kurumu’na et ithal etme yetkisi verilmesi değil hayvancılığı canlandıracak tedbirlerin alınmasıdır.
Hayvancılığı kalkındırmak zorundayız. Et ithali günü kurtarmaktan başka bir işe yaramaz.
Yapılacak iş ithalat ise ithal edilmesi gereken et ithalatı değil, damızlık ithalatıdır. Canlı hayvan ithali yapılıp besicilere uygun şartlarda verilmelidir.
Türkiye’de yerli besicilere destek olmak için devletin kurduğu Et Balık Kurumu şimdi besicileri zarara uğratacak et ithaline zorlanıyor.
8 yılda 80 yıldakinin iki katı borç yapıldı, 8 yılda 80 yılda yapılanların tümünü sattılar.
VAN’DAKİ OLAYLAR
Biz Van’da yaşanan olayın organize olduğunu söyledik. Hükümet aldırmadı hafife almaya çalıştı. Biz bunun yanlış olduğunu işin arkasında iktidarın olduğunu söyledik. İnkar ettiler. Bunun üzerine fotoğrafları filmleri kamuoyunun önüne koyduk ve görüldü ki işin arkasında AKP var.
Yine ses çıkmadı, daha sonra Samsun’da Sayın Ahmet Türk’e saldırı yapıldı. Birileri çıktı dedi ki “Bizim tepkimiz CHP’nin ki gibi olmaz.” Sonra Samsun’da İki polis şehit edildi..
Ardından Kayseri’de bir bakana saldırı yapıldı. Hükümet ancak Kayseri’deki yumruktan sonra bu sürecin farkına varmaya başladı. Ne kadar acı bir durum.
Olayla bu hale gelince hükümet yetkilileri çıkıp “evet biz yanlış değerlendirme yaptık” dedi. Ne zaman Kayseri’de yumruklar konuşmaya başlayınca. Böyle iktidar olur mu?
Bu tablo gösterdi ki AKP’nin aklı başına ancak böyle acı olaylardan sonra geliyor.
Bizim söylediğimiz her şeyin doğru olduğu da ortaya çıkmış oldu. CHP ne söylerse doğru söyler.
ERMENİSTAN İLE İLİŞKİLER
İlişkiler biz istemediğimiz için gelişmiyor değil. İyi ilişkiler ortamının gerektirdiği şartları Ermenistan sağlamıyor.
Ermenistan’ın Azerbaycan toprakları üzerindeki işgali ise devam ediyor. Ermenistan işgali bitireceğine dair tek kelime de etmiyor.
İmzaladığımız protokollerde işgalin biteceğine dair hiçbir şey yok. Bunu imzalamayın diye başından söyledik.
“BAŞBAKAN OBAMA’NIN AÇIKLAMASINDAN MEMNUN”
Koca Türkiye’nin imzasını oraya atıyorsun sonra onun gereğini yapamaz hale geliyorsun. 24 Nisan’da Türkiye’ye yönelik tepkiler büyük hayal kırıklığı olmuştur.
Ermeni açılımı da diğer açılımlar gibi büyük fiyaskoya dönmüştür.
Başkan Obama 24 Nisan’da bir açıklama yaptı Başbakan da memnuniyetini dile getirmiştir.
Obama’nın söylediklerine baktım. Geçen yıl söylediklerinden geride değil daha da ileride Türkiye aleyhine.
1.5 milyon Ermeni ölüme yürütüldü dedi. Daha önceki Başkaların ölüm faturası hiç bu kadar net çıkarılmamıştı.
“BAŞBAKAN POLİTİKA YAPIYOR, DIŞİŞLERİ TÜRKİYE’Yİ SAVUNUYOR”
Başbakan’ın memnun kaldığı açıklamayı Dışişleri Bakanlığı esefle karşıladı dengesiz buldu. ABD’nin bu açıklamasına takınılacak tavır konusunda Dışişleriyle de mi koordinasyonun yok.
Başbakan iç politika yapıyor, Dışişleri Türkiye’nin tezlerini savunuyor. Başbakan’dan Obama yerine Türkiye’nin avukatlığını yapmasını beklerdik.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Türkiye’de her şeyi bıraktık AKP’nin bir projesi olarak Anayasa değişikliği ile meşgul olmaya başladık.
Anayasa değişikliği ile ilgili savunulan tezlerin hepsi iflas etmiştir. Konserve imza listeleriyle anaysa aykırı halde sunulduğu görülmüştür. Vazgeçilip yeniden bir hazırlık yapılmıştır.
Her aşamasında bir yanlışlık bir çarpıklık paçalardan aka aka gelmiştir.
Bu anayasa değişikliği projesi Türkiye’nin ihtiyacına cevap verecek bir proje değildir.
“TC DEĞİL RTE ANAYASASI”
Başbakan’ın kendi partilileri bir araya gelmiş bir teklif hazırlamışlardır. Bu görülmüştür.
Gelmekte olan TC değil RTE anayasası. Yapılmakta olan değişikliklerin hedefi belli. Anayasa Mahkemesi’ni kendi zihniyetine göre şekillendirmek.
Meclis’ten seçilecek o 3 kişiyi kim seçecek. Seçilenler Başbakan’ın, Recep Bey’in belirleyeceği 3 kişi olacak.
Sayın Türmen diyor ki Anayasa Mahkemesi’ne seçilecek üyelerden 10’u AKP’nin izini taşıyacak. Ne 10’u Sayın Türmen 17’si, 17’si…
Parti kapatma değişikliği ile bir parti milis kuvveti kursa, parti bodrumunu cephaneyle doldursa, bölücülük dahi yapsa hesap sorulamayacak.
Bu ne Avrupa’da var ne başka bir yerde böyle garip bir paket bu.
İLGİNÇ BİR TABLO GELİŞİYOR
Bunu böyle götürdüler ama ilginç bir tablo gelişmeye başladı.
Sayın Sami Selçuk Anayasa Mahkemesi, Parti kapatma ve HSYK ile ilgili 3 maddeyi erteleyin diyor. Biz ne diyorduk. Akıl mantık ortaya çıkıyor.
Dünyanın en saygın hukukçusu referandumda oy kullansam hayır derdim diyor. Bunu diyen Ergenekon hukukçusu değil, milliyetçi bir Türk genci değil. Macak kökenli ABD vatandaşı dünyanın en ünlü hukukçularından biri.
Başbakan bize şark kurnazlığından bahsediyor. Kurnazlık anayasa üzerine yemin edip, özünü değiştirmekte ortaya çıkıyor.
Daha 1. tur bitmeden bu anayasa değişikliği çürümüştür.
“HAYSİYET ŞAHLANIŞINA İHTİYAÇ VAR”
Bu meclisin en şerefli kararlarından biri 2003 tezkeresinin reddedilmesidir. Bunu hep beraber yaptık.
Şimdi yine bir karar noktasına gidiyoruz. Meclisin tekrar bir haysiyet şahlanmasına ihtiyaç vardır.
CHP’lisi AKP’lisi ele ele verip bu olmaz diyeceğiz. Bunu referanduma taşımadan bu aşamada beraber yapmalıyız.
Bu, TBMM’ye tarihi bir şeref kazandıracaktır.
AKP’de bir telaş başladı. Görüyoruz ki CHP değişikliği Anayasa Mahkemesi’ne götürmeyeceğine söz verirse paket ikiye ayıracakmış.
“BU İKTİDAR HUKUK İSTEMİYOR”
Bize diyorlar ki, “Paketi ayırırız ama 3 maddeyi Anayasa Mahkemesi’ne götürmeyeceğine söz ver.” Biz o 3 maddeye karşıyız.
Bir başbakan ve bakan yaptıklarının anayasaya aykırı olduğunu bilir ve bunun Anayasa Mahkemesi’ne götürülmemesini ister. Ben bunu anlamakta zorlanıyorum.
Sen yemin ettiğin halde bozuyorsun ben anayasayı korumak istediğimde “yapma” diyorsun.
Bu iktidar hukuk istemiyor, denetim istemiyor. 23 Nisan’da başbakanlığa gelen çocuğa, “artık teki sende ister as ister kes” diyor.
Başbakan’ın kafasında bir anlayış olması gerekiyor bunu söylemek için. İyi ki as ve ketse kaldı. Sivas’taki gibi yak da diyebilirdi.
YAPILAN AHLAKSIZ TEKLİFTİR
Sen benim Anaysa Mahkemesi’ne gitmememi nasıl istersin. Bu bir ahlaksız tekliftir.
Churchill Hitler’e karşı, karada denizde havada her yerde mücadele edeceğiz demişti. Biz de TBMM’de, Anayasa Mahkemesi’nde, her yerde bu iktidara karşı mücadele edeceğiz.