Baykal: Helal değilse, zıkkım olsun

Güncelleme Tarihi:

Baykal: Helal değilse, zıkkım olsun
Oluşturulma Tarihi: Şubat 07, 2006 14:22

Başbakan Erdoğan’ın bu sabah mal varlığını açıklamasının ardından CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Meşru, helal kazanç başımızla beraber, ama helal olmayan, kazanç da haram zıkkım olsun" dedi.

Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bir servet beyanının önem kazanması için önce doğru olması, beyanı yapanın gizli kasasının olmaması, mal varlığının birilerinin üzerinde olmaması gerektiğini kaydetti. Başbakan Erdoğan’a "Nedir çerçeven kardeşim? senin harcama sınırın ne? Hem arkadaşlarımın hem kendimin parasını harcarım dediğin zaman o verdiğin mal beyanının bir anlamı olur mu?" diye soran Baykal, siyaset adamlarının hesabını verebilmesi, kazancını kamuoyuna net bir şekilde anlatabilmesi gerektiğini belirtirken, "Meşru, helal kazanç başımızla beraber, ama helal olmayan, kazanç da haram zıkkım olsun" dedi.

Deniz Baykal, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’de ve dünyada yaşanan son gelişmelere dikkat çekti.

EKONOMİK CİNAYETLER İŞLENİYOR

Haberin Devamı

Baykal, Türkiye’nin içinde bulunduğu ortamda, çok açık, net bir ifadeyle ekonomik cinayetler işlendiğini kaydederken, bunun son örneklerinin narenciye alanında ve Tekel’de yaşandığını söyledi. Narenciye üreticisinin bir büyük krize doğru gittiğini, bunun altında da iktidarın tavrının yattığını kaydeden Baykal, "Bir başka cinayet Tekel cinayeti. Şimdi bir kararla sadece Türk tütünü işleyen Malatya ve Adana’daki Tekel fabrikalarının kapatılıyor. Binlerce insan işsiz kalacak, Türkiye’nin karlı iki fabrikası kapanacak, meydan birilerine teslim edilecek. Üç beş kişinin karı için Türkiye’nin ekonomik can damarlarının kesilmesine isyan ediyoruz. Bu bir özelleştirme değil imhadır, yok ediştir" diye konuştu.

KARİKATÜR KRİZİ

Baykal, dünyanın geldiği noktada maalesef Müslümanların çok büyük haksızlığın muhatabı olmasının, kabul edilemez bir saldırıya hedef yapılmanın rahatsızlığı içinde olduklarını söyledi. İslamiyeti terörle özdeşleştirmenin hem çok büyük bir haksızlık hem de büyük bir yanlış olduğunu dile getiren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:  "Bu çok tehlikeli, patlayıcı bir ortam yaratmıştır. Bu ortamı Danimarka’da sorumsuz bazı kişiler, tiraj kaygısıyla mı, yoksa büyük bir küresel provokasyonun parçası olarak mı yaptı bilemiyoruz ama akla hayale gelmeyecek, hiç yapılmamış bir şeyi düşünce özgürlüğünün gereğidir diye yaparak büyük bir gerginliğe yolaçmışlardır. Sanıyorum bugüne kadar 6 kişi bu olay nedeniyle vefat etmiştir. Bir an önce bu gidişi durdurmak gerekir. Buna karşı hep birlikte, etkin bir biçimde sesimizi yükseltmemiz gerekir. Bu konuda insanlığın hala konunun ciddiyetini kavrayamamış olduğunu görüyoruz. Derhal, en yüksek siyasi otoritelerin başta Danimarka Başbakanı olmak üzere tüm dünyadan ve bütün müslümanlardan özür dilemesine ihtiyaç vardır. Yani bunu geçiştirmek, görmezden gelmek hiz bir şekilde mümkün değildir. Bir yanlış yapılmıştır, bu yanlışın sorumlulğu üstlenilmeli ve insanlardan özür dilenmelidir."

TÜRKİYE GİRİŞİMDE BULUNMALI

Haberin Devamı

 Baykal, bu konuda Türkiye’nin atması gereken adımlar olduğunu belirtirken, grup toplantısından önce Sosyalist Enternasyonal başkanlığına seçilen Papandreu ile telefonla görüştüğünü, Sosyalist Enternasyonal’in sağduyunun sesini dile getirmesini ve bu konuda bir girişimin zorunlu olduğunu söylediğini, Onun da büyük ilgi gösterdiğini anlattı. CHP olarak bu konuda bir genel görüşme önergesi vereceklerini de kaydeden Baykal, "TBMM’nin bu konuyu kapsamlı bir şekilde görüşmesini, Türkiye’nin, hükümetin uluslararası platformlarda ciddi girişim yapmasını talep ediyoruz" dedi.

NE TÜRKİYE’YE NE DİNİMİZE YAKIŞMADI

Baykal, bu olayın bir din adamına bir kilisede saldırı biçiminde yansımasının ortaya çıktığının da üzüntüyle gördüklerini, Türkiye’ye böyle bir kötülüğü bir genç insanın yapmış olduğunu tasavvur etmenin çok acı bir olay olduğunu dile getirirken, "Türkiye’de bir mabedde bulunan bir din rahibe bir saldırıyı onu katletmeye yönelik bir girişimi hangi insani ve İslami duyarlılıkla mazur görmek imkanı vardır. Bu ne Türkiye’ye ne dinimize yakışmamıştır" dedi. Bu tespiti yaparken herkesin "hangi ortamda bu çocuklar yetişiyor? Nerede yanlış yapıyoruz, bunun arkasında ne var?" sorusunu da sorması gerektiğine işaret eden Baykal, sözlerini özetle şöyle sürdürdü: "Bizim cumhuriyetimizin temel anlayışıyla bu anlayışların bir ilgisi olabilir mi? Buralara niye geldik?.. Nedir laiklik? Bunu hepimizin içimize, yüreğimize sindirmemiz lazım. Laiklik, dünyanın bu bunalımlarının sona erdirilmesinde, toplumların çağdaş insanlar yetiştirebilmesinin de temel anlayışıdır. Laiklik ilkesinin özünde düşünce özgürlüğü vardır. Laikliğin kalktığı bir ortamda düşünce özgürlüğünün yerini dogmalar alır, dayatmalar alır. Laiklik, kendi inancını sahiplenme, başkasının inancına da saygı göstermedir, ikisi de bir aradadır... Ah yavrum ah, senin bu cinayetin hakkında Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaşı Veli ne der? Bir an için sordun mu bunu kendine. Bu topraklara Haçlı seferleri yapılmış, o seferin muhatabı bu insanlar gülmüş geçmişler, ’72 millet bir’ demişler, kıllarını kıpırdatmamışlar. Avrupa Orata Çağ karanlığını yaparken biz bunları söylemişiz. Biz bunları dünyaya anlatacağız. Başsağlığı dilekleri yetmez ona göre bir eğitim, kütlür politikası, bir siyaset anlayışı ortaya koyacağız."

Haberin Devamı

HARAM ZIKKIM OLSUN

Başbakan Erdoğan’ın sabah saatlerinde açıkladığı mal varlığı beyanına da değinen Baykal, bir servet beyanının önem kazanması için önce doğru olması, beyanı yapanın gizli kasasının olmaması, mal varlığının birilerinin üzerinde olmaması gerektiğini söyledi. Yaşam tarzıyla o beyanın birbirini desteklemesi gerektiğine işaret eden Baykal, "Çocuklarımı falan filan okutuyor, oturduğum evin birazını birileri veriyor alıyor... Nedir çerçeven kardeşim? senin harcama sınırın ne? Hem arkadaşlarımın hem kendimin parasını harcarım dediğin zaman o verdiğin mal beyanının bir anlamı olur mu? Siyaset adamı hesabını verebilmelidir, kazancını kamuoyuna net bir şekilde anlatabilmelidir. Meşru, helal kazanç başımızla beraber, ama helal olmayan, kazanç da haram zıkkım olsun" diye konuştu.



MUMCU: İNADIRICI DEĞİL

ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu, hükümetin "inandırıcılığı şüpheli mal bildirimleri" ile sorumluluktan kurtulamayacağını dile getirdi. Mumcu, partisinin Başkanlık Divanı sonrası gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mumcu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın mal varlığı açıklamasını nasıl değerlendirdiği sorusunu şu yanıtı verdi:

Haberin Devamı

"Bu tartışmayı muhalefet değil iktidar başlattı. Bu başladıktan sonra söylediğimiz, şeffaflığı ilke haline getiren yasal düzenlemenin derhal yapılmasını talep etmektir. Dolayısıyla hiç kimse, özellikle hükümet bana göre inandırıcılığı şüpheli mal bildirimleri ile bu sorumluluğundan kurtulamaz.

Bunu bilemediğimiz bir vadeye de ertelemeleri de kabul edilebilir bir şey değil. Bu yarınki Meclis gündeminde 15 dakikada çözülebilir bir şeydir. Bütün mal bildirimlerinin şeffaflaşmasını sağlayacak bir kanun değişikliğini yaparsınız olur biter. Kim neyi gizliyorsa o açığa çıkmalıdır. Kime ne soru sorulabilecekse o soru sorulabilir olmalıdır. Şeffaflığın gereği budur.

Sayın Başbakan birtakım kamu yöneticilerini de işin içine katmak gibi bir söylemi adeta tehdit üslubu içinde zikretmesi anlaşılır değil."

Haberin Devamı

AKP'Lİ MİLLETVEKİLLERİ ERDOĞAN'IN MAL VARLIĞINI DEĞERLENDİRDİ

AKP'li milletvekilleri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı malvarlığını “normal” olarak değerlendirdi.

AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, Erdoğan'ın malvarlığını nasıl bulduğu sorusuna, “Yapılması gereken her şey yapılmış. Ortada” dedi.

Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem, açıklamayı normal karşıladığını belirterek, “Keşke bunları değil, daha önemli şeyleri tartışsak. Herkes kendi malından sorumlu. Beklenen bir şeydi” dedi.

Şanlıurfa Milletvekili Zülfikar İzol, Erdoğan'ın yıllardan beri ticaretle uğraştığını belirterek, “Başbakan'ın malvarlığını ben normal buluyorum, fazla abartılı bir şey görmüyorum. Normal bir vatandaş da nereden bakarsanız 1 milyon YTL çıkarabilir” görüşünü savundu.

Adana Milletvekili Zeynep Ayhan Tekin Börü, Başbakan Erdoğan'ın yıllardan beri ticaretle uğraşan bir kişi olduğunu belirterek, “Daha fazla olacağını düşünüyordum” diye konuştu.

Düzenledikleri basın toplantısıyla malvarlıklarını açıklayan Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ile Hatay Milletvekili Fuat Geçer ise gazetecilerin konuyla ilgili sorularına, “yorum yapmayacağım” yanıtını verdiler.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!