Baykal grup toplantısında konuştu

Güncelleme Tarihi:

Baykal grup toplantısında konuştu
Oluşturulma Tarihi: Nisan 27, 2010 16:30

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Bu kadar hassas bir konuda (bedelli askerlik) insanlarda beklenti yaratarak, 'ben sizin gibi düşünüyorum' mesajını vermeye yönelmenin, devlet adamlığı anlayışı ile bağdaşır tarafı var mı? O görüşmede mi öğrendin olmayacağını? Bildiğin halde, 'olabilir' diye söylerken, hangi amacın peşinde koşuyordun?” diye sordu.

Haberin Devamı

Baykal, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, çok yoğun tartışmaların içinden geçildiğini söyledi.

Türkiye'nin yıllardır, tarım ve hayvancılıkta yanlış politikalar izlediğini hep dile getirdiklerini anlatan Deniz Baykal, hükümetin, et fiyatlarının tavan yapmasından sonra müdahale etme kararı aldığını belirtti. Baykal, hükümetin bu konuyu günübirlik, anlık tedbirlerle ele alamayacağını ifade ederek, “Et fiyatları son dönemde roket gibi fırlamıştır” dedi.

Baykal, et fiyatlarının azaltılması için Et ve Balık Kurumuna et ithal etme yetkisi verildiğini, ancak bunun soruna kalıcı çözüm olmayacağını ifade ederek, “Yapılması gereken iş; Et ve Balık Kurumuna et ithalatı yapma talimatı vermeden önce hayvancılığı ayağa kaldırmak için gerçekten hayvancılığa destek olacak bir destekleme politikasını ilan etmektir” dedi.

“DARBE VURUR”

Deniz Baykal, “et ithalatı yapılmasının, hayvancılık yapan insanlara en büyük darbeyi vuracağını” savunarak, “Senin ithal edeceğin et fiyatının çok üstünde, onlar o hayvanları aldılar” diye konuştu. Baykal, et ithalatı yapmak yerine canlı hayvan ithalatı yaparak bunların besicilere verilmesi gerektiğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Baykal, “Türkiye'de hayvancılığı desteklemek, besiciliği geliştirmek, onları ezdirmemek için bu devletin kurduğu Et ve Balık Kurumu, şimdi besicileri tahrip etmek için ithalat ajanı gibi kullanılıyor” diye konuştu.

BEDELLİ ASKERLİK

Konuşmasında, bedelli askerlik konusunda yaşanan tartışmalara da değinen Baykal, bu konunun her yıl mutlaka gündeme geldiğini söyledi.
Başbakan ve bakanların bu konuyu bütün boyutlarıyla öğrenmiş ve bilmiş olmaları gerektiğini ifade eden Baykal, yaklaşan seçim ve referandum öncesinde bu konunun “bir çözüme bağlamak imkanı var” denilerek gündeme getirildiğini ve insanların umutlandırıldığını kaydetti.

Baykal, şöyle konuştu:
“Sen 8 yıldır Başbakansın, olayı biliyorsun. Bu konuda bir uygulama imkanı var mı, yok mu? Sen bunu bilmiyorsan, bu kadar hassas bir konuda insanlarda beklenti yaratarak, 'ben sizin gibi düşünüyorum, ben böyle yapmak istiyorum' mesajını vermeye yönelmenin, devlet adamlığı anlayışı ile bağdaşır tarafı var mı? Umut verildi, sonra 'olmayacağı anlaşıldı' denildi. Şimdi mi öğrendin olmayacağını, o görüşmede mi öğrendin olmayacağını? O zamana kadar bilmiyor muydun? Bildiğin halde, 'olabilir' diye söylerken, hangi amacın peşinde koşuyordun? Bu da bu iktidarın siyaset üslubu anlayışı bakımından çok tipik bir örnek oldu.”
CHP Genel Başkanı Baykal, Van'da CHP'ye yapılan saldırı konusunu da gündeme getirdi.
Olayın hemen ardından, “saldırının organize bir hareket, AK Parti'lilerin işin içinde, saldırıyı yapanların uzantılarının Ankara'da olduğunu söylediklerini”, ancak “hükümetin bu görüşlerine aldırış etmediğini” söyleyen Baykal, hükümetin, ancak Samsun'da Ahmet Türk'e, Kayseri'de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'a yapılan saldırının ardından bu olayı araştırmaya karar verdiğini kaydetti.
Baykal, hükümetin, bu olaylardan sonra, Van'da CHP'ye yapılan saldırı ile ilgili olarak, “Biz yanlış değerlendirme yaptık” dediğini ifade ederek, İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin yaptığı inceleme sonucunda, “Bu iş organize, AKP'liler bu işin içinde, emniyet yetersiz kaldı” dediğini söyledi.

Haberin Devamı

"HEP BERABER YAPMALIYIZ"

Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,  milletvekillerine, Anayasa değişikliği teklifinde, “CHP'lisi, AKP'lisi,  bağımsızı, başka partilere mensup olan arkadaşlarımız el ele vereceğiz ve bu  şartlarla, bu dayatmalarla, bu olmaz diyeceğiz. Bunu referanduma taşımadan, bu  aşamada beraber yapmalıyız” çağrısında bulundu.

Sıraların üzerinde uyuyan milletvekilleri, koridorda perişan olan  insanlar, üslubun giderek kontrolden çıkmaya başlaması, kavgalar ve sürtüşmelerin  görüldüğünü belirten Baykal, TBMM'nin vakarına, onuruna, şerefine uygun düşmeyen  bir müzakere biçiminin parlamentoya dayatıldığını savundu.
Baykal, bu şekilde pişirilen bir aşı, hapı milletin nasıl içeceğini,  benimseyeceğini, bu mayadan ortaya çıkan sonucun milletin ne ölçüde hayrına  olacağını sordu.
Anayasa değişikliğinde amacın ne olduğunun açıkça görüldüğünü, bu konuda  yaratılmak istenen olumlu izlenimin balon gibi söndüğünü ifade eden Baykal,  yapılanların, “şeytan ayrıntıda gizlidir, ayrıntıyı saklama, temel unsurları  gözden çıkarma anlayışıyla” olduğunun ortaya çıktığını öne sürdü. Baykal, her  aşamada bir yanlışlık ve çarpıklığın, “paçalardan aka aka geldiğini” savundu.
Baykal, Anayasa değişikliği projesinin, Türkiye'nin Anayasa değişikliğine  ihtiyaç verecek bir proje olmadığını belirterek, “Bu Anayasa değişikliği  projesi, AKP'nin Anayasa değişikliği projesidir. Bu değişikliğin yanında hiç  kimse, CHP, MHP, BDP, diğer partiler, önde gelen hukukçular, saygın kurumlar  yoktur. T.C Anayasası değil, RTE Anayasasıdır. Yanında kimse yok” diye konuştu.

Haberin Devamı

“KURNAZLIĞIN DANİSKASI”

Değişiklik teklifine göre, Anayasa Mahkemesinin üye sayısının 17'ye  çıkarıldığını, 3'ünü Meclisin, 14'ünü Cumhurbaşkanının seçeceğini anımsatan  Baykal, “Meclisin seçeceği 3 kişinin, AKP'nin zihniyetinin bir temsilcisi olmama  ihtimali yüzde kaç?” sorusunu yöneltti.
Baykal, bunu AK Parti'nin seçeceğini öne sürerek, “Affedersiniz AKP  değil, Recep Tayyip Erdoğan seçiyor. Recep Bey'in tayin ettiği 3 üye. Al sana  demokrasi, al sana hukuk” görüşünü savundu. Rıza Türmen'in, “17 kişilik Anayasa  Mahkemesinin 10'unun AK Parti'nin damgasını taşıyacağını” söylediğine işaret  eden Baykal, “Sayın Türmen, nerede 10 tane, 17'si...” dedi.
Anayasa Mahkemesi uzmanı Prof. Dr. Andrew Arato'nun açıklamalarına  dikkati çeken Baykal, Arato'nun, yeni oluşacak Anayasa Mahkemesi ile Anayasanın  değiştirilemez maddelerinin, çok rahatlıkla değiştirilebilir hale gelebileceğine  işaret ettiğini anımsattı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, kendilerinin, şark kurnazlığı yaptığını  söylediğini belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şark mı garp mı bilmiyorum ama kurnazlık, önce 2002'de milletvekili  olup, bu Anayasa üzerine 'namusum ve şerefim üzerine' yemin ettikten sonra,  Anayasanın özünü böyle tahrip etmekle kendini gösteriyor. Kurnazlığın daniskası  bu. Anayasaya yemin edeceksin, sonra kökünü kazıyacaksın, temelini ortadan  kaldıracaksın. Yapılan bu. Buna kurnazlık lafı çok az gelir de şu sırada  kurnazlık lafı piyasada, onunla yetinelim. Bir başka kurnazlık da Arato'nun  dikkati çektiği, önce Anayasa Mahkemesini etkisizleştirip, devreden çıkarıp,  sonra Anayasanın değiştirilemez maddeleri değiştirmenin şartlarını yaratıp,  Türkiye'nin Anayasal düzeni, devleti, tarihiyle hesaplaşmayı o noktada getirme  projesi. Bu da bir kurnazlıktır, şark mı cenup mu takdirini Sayın Başbakan'a  bırakıyorum.
1. tur bitmeden bu Anayasa projesi, siyaseten çürümüştür. Yanında kimse  yok, böyle Anayasa olmaz. Yavaş yavaş parlamentoda kendini gösteren sayısal tablo  bir anlam taşıyor. Bıçak sırtı denge içinde, 'asgari rakamı yakaladık,  yakalıyoruz' diye her türlü önlemi alıp, 19 kişiye bir yönetici... Böyle bir  Anayasa değişikliği milletimizin arzularına cevap verebilir mi? AKP milletvekili  içinden arkadaşlarımızdan da buna alet olmamayı, yanlış olduğunu görerek,  gereğini yapmaya kararlı olanların bulunduğunu memnuniyetle görüyorum.”

Haberin Devamı

“HAYSİYET ŞAHLANMASI”

Baykal, Meclisin en şerefli sayfalarından birinin, 2003'te 1 Mart  tezkeresine hayır diyerek, CHP'lisi, AK Parti'lisiyle Türkiye'ye sahip çıkılması  olduğunu yineledi.
Yine buna ihtiyaç olduğunu, kriz karşısında Meclisin tekrar haysiyet  şahlanması gerçekleştirmesine ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan Baykal, “Tekrar,  CHP'lisi, AKP'lisi, bağımsızı, başka partilere mensup olan arkadaşlarımız el ele  vereceğiz ve bu şartlarla, bu dayatmalarla, bu olmaz diyeceğiz. Bunu referanduma  taşımadan, bu aşamada beraber yapmalıyız. Bunun yapılması, milletimize çok büyük  bir şeref, TBMM'ye tarihi bir şeref kazandıracaktır. Tarihimize yakışan, içimizde  olduğuna inana geldiğimiz haysiyetli, şerefli duruş bir kez daha ortaya  çıkacaktır” diye konuştu.

Haberin Devamı

CHURCHILL BENZETMESİ

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, İngiltere'nin  2. Dünya Savaşı sırasındaki Başbakanı Winston Churchill'in, Hitler'e karşı,  “Dağda, derede, denizde, ovada, sonuna kadar mücadele edeceğiz” dediğine işaret  ederek, kendilerinin de Anayasa değişikliği teklifindeki 3 maddeye karşı,  parlamentoda, referandumda, Anayasa Mahkemesinde sonuna kadar mücadele  edeceklerini söyledi.

CHP'nin, Anayasa değişikliğini, Anayasa Mahkemesine  götürmeyeceğine söz vermesi halinde, paketin ikiye ayrılmasına rıza  gösterecekleri önerisinin getirildiğini ifade eden Baykal, bunun, “3 madde  Anayasaya aykırı biliyoruz” anlamına geldiğini savundu. Baykal, Anayasaya aykırı  değilse, “İstediğin kadar git, bir an önce git, mahkeme bu konuda kararı alsın  mutluluk duyarız” denileceğini ifade etti.

Baykal, “Bir iktidar ki Bakanıyla, Başbakanıyla yaptığı işin Anayasaya  aykırı olduğunu bilir ve Anayasa Mahkemesine bu işin götürülmemesini, bir talep  olarak ifade etme ihtiyacını hisseder. Bunu anlamakta çok büyük sıkıntı  çekiyorum. Benim siyaset anlayışımda, kimsenin hakkını, hukukunu siyasi pazarlık  yapma anlayışı olamaz. Biz size, 'Mecliste oy vermeyin' diyor muyuz?” diye  konuştu.

Anayasa Mahkemesine, keyiflerinden değil, Anayasaya saygı duydukları için  gittiklerini belirten Baykal, iktidarın, hukuk anlayışının oturmadığını öne  sürdü. Baykal, sorunun da buradan kaynaklandığını, iktidarın hukuk ve denetim  istemediğini savundu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 23 Nisanda koltuğuna oturan çocuğa,  “Artık yetki senin, ister as, ister kes” dediğini kaydeden Baykal, “İyi ki as  ve keste kaldı. 'İstersen Sivas'taki olaylar gibi yak da' diyebilirdi. Başbakan  as, kes demiş; keser döner sap döner, gün olur hesap döner. Başbakan bunu da  unutmasın” dedi.

“ETİK DEĞİL”

CHP'ye, “Anayasa Mahkemesine başvurmayın” denildiğini ifade eden  Baykal, “Senin bana bu teklifi yapmaya ne hakkın var?” diye sordu.
“Bu etik değil. Ahlaksız teklif” diyen Baykal, şunları kaydetti:
“Anayasanın bana tanıdığı hakkımı kullanmamı sen nasıl pazarlık konusu  yapmaya cüret edersin. Sen, milletin hukuku üzerinde pazarlık yapmaya  kalkıyorsun. Bir de yüzü kızarmadan bize 'Sen de Anayasa Mahkemesine gitmeyiver'  diyor. Böyle bir sözün telaffuz edilmesini büyük üzüntüyle karşılıyorum. Dünyada  'aman Anayasa Mahkemesine gitmeyin' diyen kaç tane Adalet Bakanı vardır? Şu  garabete bakın.
3 maddeye karşı biz bütün gücümüzle, imkanlarımızla sonuna kadar mücadele  edeceğiz. 2. Dünya Savaşı'nda Churchill Hitler'e karşı, 'Dağda, derede, denizde,  ovada, sonuna kadar mücadele edeceğiz' demişti. Biz de 3 maddeye karşı,  parlamentoda, referandumda, Anayasa Mahkemesinde sonuna kadar mücadele  edeceğiz.”

“OBAMA'NIN AVUKATLIĞI”

ABD Başkanı Barack Obama'nın 24 Nisan konuşmasına da yer veren Baykal,  Türkiye'nin Ermenistan açılımının, diğer açılımlarda olduğu gibi “fiyaskoya”  dönüştüğünü savundu.

Obama'nın açıklaması karşısında, Başbakan Erdoğan'ın memnuniyetini ifade  ettiğini, Dışişleri Bakanlığının ise “esefle” karşıladığını belirten Baykal,  “Hadi bedelli askerlik konusunda Genelkurmay ile koordinasyonun yok. ABD'nin bu  değerlendirmesine karşı takınacak tavır konusunda da mı Dışişleri Bakanı ile  koordinasyonun yok?” dedi.

Baykal, Başbakan Erdoğan'ın iç politika yaptığını, Dışişleri Bakanlığının  ise Türkiye'nin tezlerini dile getirdiğini vurgulayarak, “Başbakan iç politika  yapacağım diye, durum düzeliyor mesajını içeriye vermesi lazım. 'Biz başarılı  olduk, engelleri yumuşattık, dünyayı ikna ediyoruz' diyebilmek için gerçekler  buna elverişli olmadığı halde Obama'nın avukatlığını üstlenerek, Türk kamuoyuna  karşı Obama'nın avukatlığını yapıyor. Biz Obama'nın Türkiye'ye karşı avukatlığını  değil, Türkiye'nin dünyaya karşı avukatlığını yapmasını bekliyoruz” diye  konuştu.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!