Güncelleme Tarihi:
Baykal, Türkiye Müteahhitler Birliği'nin “Gündem 2007” toplantısındaki konuşmasının ardından soruları yanıtladı.
Deniz Baykal, bir gazetecinin “Hükümet üyelerince erken seçim sözleri dillendirilmeye başlandı. Erken seçim sinyali mi veriliyor?” sorusuna, “Erken seçim söylentilerinin bir spekülasyon olarak konuşulmaya, yaygınlaşmaya başladığını görüyorum” karşılığını verdi.
Baykal, şöyle devam etti:
“Başbakan Erdoğan, seçimle ilgili yapılmış olan siyasal düzenlemelerin yürürlüğe girebilmesi için seçimin Kasım ayında yapılması gerektiğini ifade etmişti. Bu bir taahhüttür. Spekülasyonların altında artık ne var diye ister istemez düşünüyorum. Biz, öncesinde, Nisan ayında seçim yapılmasını önermiştik herkes ayağa kalkmıştı. Eğer Temmuz'da seçim yapacaksanız niçin Nisan'da yapmadınız? Türkiye'yi niçin bir Cumhurbaşkanlığı seçimi gerginliğine sokuyorsunuz. Gençlere seçimle ilgili sözler verildi. Erken seçime gidilerek bunu ortadan kaldırmaya kimsenin cesaret edeceğini sanmıyorum. Bir takım kurnazlıklar yatıyor altında diye düşünüyorum. Temmuz ayında insanlar tatildeler, oy kullanamazlar anlayışına girdiklerini sanıyorum.”
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Türkiye'de siyaset adına karar alanların çoğu, aldıkları kararların ekonomik sonuçlarının kime ne getireceğini yakından izleme alışkanlığı içinde olduklarını” belirterek, ”Merkezi otoritenin ya da bir belediyenin herhangi bir kararıyla ortaya rant çıkınca, bu ranta ilgisiz kalmamak adına, birileri müthiş bir ilgi içinde oluyorlar. Bunların aşılması gerekiyor” dedi.
Baykal, toplantıda yaptığı konuşmada müteahhitlik sektörünün son 20-30 yıl içinde değişim geçirdiğini, değişimin hızla devam ettiğini söyledi.
Sektörün değerinin yeterince anlaşılmadığını vurgulayan Baykal, “Sektörün hakkı yeniyor. Sektöre hakkı olan değerin tanınmadığı kanaatindeyim” diye konuştu.
Müteahhitlerin, artık yatırımcı haline geldiklerine dikkati çeken Baykal, sektör üyelerinin dış ülkelerde yaptıkları yatırımlarla öne çıktıklarını anlattı. Baykal, “Bu süreci desteklemek gerektiğinin bir kamu görevi olduğuna inanıyorum” dedi.
Müteahhit sektörünün sağlıklı gelişimini sürdürebilmesi için ekonominin ihracatı yükselten bir sanayi yapısına doğru yönlendirilmesi gerektiğini ifade eden Baykal, sektörün ekonomide makro istikrar sağlanmış bir zeminde gelişebileceğini kaydetti.
“CHP olarak sektörün çağdaş, evrensel, dürüst ve şeffaf bir şekilde işlemesinin sağlanmasını istiyoruz” diyen Baykal, şöyle devam etti:
“Kamu İhale Kurumu, sektörün denetleyicisi, yönlendiricisi olarak görev yapıyordu. Bu konuda iktidardan kaynaklanan ciddi sıkıntılar var. Kurum, politize edilmek isteniyor. Partinin eski milletvekillerini eş, dost, yandaş koyalım arayışı var. Bu arayış doğru değildir.
Türkiye'de siyaset adına karar alanların çoğu aldıkları kararların ekonomik sonuçlarının kime ne getireceğini yakından izleme alışkanlığı içindeler. Merkezi otoritenin ya da bir belediyenin herhangi bir kararıyla ortaya rant çıkınca, bu ranta ilgisiz kalmamak adına, birileri müthiş bir ilgi içinde oluyorlar. Bunların aşılması gerekiyor. Siyasette dürüstlüğü sağlayacak düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Milletvekili dokunulmazlığıyla ilgili tablonun değiştirilmesi gerekiyor.”
Kritik bir haftaya girildiğini vurgulayan Baykal, “Umarım, bu haftayı ülkemiz açısından olumlu sonuçlandırırız” dedi.
-SORULAR-
Baykal, konuşmasının ardından salondakilerin sorularını yanıtladı.
Bir müteahhitin, “Türkiye-AB ilişkilerinin daha sağlıklı yürütülebilmesi için iktidarn olduğunuzda neler yapacaksınız” sorusunu Baykal, “AB konusu, bugün için de yarın için de önem taşıyor. Bu konu 40 yılı aşmış bir konu. Bugün geldiğimiz noktada, AB ile ilişkilerimizde 40 yıl boyunca girmediğimiz ruh haline girdik” şeklinde yanıtladı.
Baykal, şöyle devam etti:
“Geçmişte, 'AB ile aramızda bir anlaşma var. 'Bu anlaşmanın yükümlülükleri yerine getirilirse tam üye oluruz' düşüncesinden hareketle politikalar üretiyorduk. Fakat, şimdi olay ilk kez ciddileşmeye başladı. Türkiye'nin AB ile ilişkisinin geleceği yalnızca ülkemizin yapacağı çalışmalara bağlı olmaktan çıkmıştır. Meşhur bir söz vardır, 'Tango iki kişiyle yapılır' diye. Ancak, biz ne yaparsak yapalım AB'nin Türkiye'yi tam üye almak iradesinde olmadığını görüyoruz. Türkiye'nin AB'ye tüm karar mekanizmalarına katılmak suretiyle diğer ülkeler gibi tam üye olması gerekiyor.”
Baykal, Gümrük Birliği Anlaşması'na da değinerek, Türkiye'nin bu anlaşmayı başarıyla yürüttüğünü ve taşıdığını söyledi.
Türkiye'nin ekonomisinin hayati önemini kanıtladığını belirten Baykal, ”Türkiye, AB içinde başı dik durmuştur. Bugün hiç kimse bize, 'ekonomik verileriniz yeterli değil' diyemiyor. Çünkü, bizim ekonomimiz, birçok üye ülkenin ekonomisinden daha iyi durumda” diye konuştu.
“Türkiye'nin AB sürecinde 2002 yılından bu yana yanlış politikalar uyguladığını” savunan Baykal, “Büyük hatalar yapılmıştır. Irak politikası iflas etti. AB politikasında, terör politikasında, Irak politikasında büyük hatalar yapıldı” dedi.
Baykal, “siyasetçi-müteahhit ilişkilerine” yönelik bir soruyu, “Herkes siyasi finansmanını müteahhitin sırtından elde etmeye çalıştığı sürece bazı işlerin üstesinden gelmek mümkün değil” diyerek yanıtladı.
Baykal, konuşmasının ardından, salonda bulunan İbrahim Şencan adlı müteahhidin ilk işvereni olduğunu söyledi.
Şencan'ı sağlık ve esenlik içinde görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Baykal, “Kendisi Antalya Aksu'da bir sulama ihalesi almıştı. Ben de bu ihale çalışmaları sırasında kendisinin bordrosunda bulunmuştum” dedi.
-BİRLİK BAŞKANI EREN'İN KONUŞMASI-
Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren ise konuşmasında, inşaatın, yüz binlerce vatandaşa yurt içinde veya dışında istihdam yaratan ve etkilediği 200'e yakın sektör ile ekonominin lokomotifi konumunda olduğunu söyledi.
“Ancak, bu sorumluluğumuzun gerekçelerini yerine getirebilmemiz sadece bizim başarılarımıza bağlı” diyen Eren, “İnşaata bağlı yüzlerce farklı sektörün de kaderi tüm vatandaşlarımız gibi başta siyasetçiler olmak üzere ülkemizi yönetenlerin bizi nasıl yönettikleriyle ve geleceğe yönelik politikaları ile çok yakından ilişkili” diye konuştu.
Eren, konuşmasında Baykal'a, “Merkez solda birleşme için çaba göstermeyi düşünüyor musunuz?”, “Barajın altında kalacağı beli olan oyları büyük partilere yönlendirmek için Sayın Demirel'in de katkısı alınarak partiler üstü bir kampanya yürütülemez mi?” sorularını da yöneltti.
Bu arada Baykal, toplantıya gelişinde bir gazetecinin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yarın basın bilgilendirme toplantısı düzenleyeceğini belirtmesi üzerine “Bir dinleyelim, bakalım” dedi.
Baykal, bir başka gazetecinin, “Başbakan Erdoğan, CHP'yi omurgasızlıkla suçladı. Değerlendirmeniz nedir?” sorusunu da “Başbakan'ın sözleriyle falan işimiz yok” yanıtını verdi.