Baykal: Düğün bayram yapmak için erken

Güncelleme Tarihi:

Baykal: Düğün bayram yapmak için erken
Oluşturulma Tarihi: Ekim 09, 2004 00:00

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun İlerleme Raporu karşısında “Türkiye'de düğün bayram etmek kadar yanlış bir şey olmadığını” belirterek, rapordaki olumsuz yanlara dikkat çekti. Baykal, 17 Aralık'taki zirveye, Başbakan Erdoğan'la birlikte katılmaktan da onur duyacağını söyledi.'ONUR DUYARIM' Deniz Baykal, Avrupa Birliği'nin 17 Aralık'ta Brüksel'de gerçekleştireceği ve Türkiye'ye müzakere tarihinin verilip verilmeyeceğinin kararlaştırılacağı zirveye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte katılmaktan onur duyacağını söyledi. Baykal, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği'nin (TÜRMOB) Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda düzenlenen 15. Olağan Genel Kurulu'ndan ayrılırken bir gazetecinin, “Dün Sayın Başbakan bir açıklama yaptı. 17 Aralık'taki hayati zirve için eğer uygun olursa sizinle birlikte gitmeyi düşünebileceğini söyledi. Bu konudaki yorumunuz nedir?” şeklindeki sorusunu, “Bundan büyük mutluluk, onur duyarım. Sadece 17 Aralık'ta değil bu tarihten önce de Türkiye'de yapacağı bütün çalışmalara biz katkı veriyoruz. Ben ve arkadaşlarım bütün temaslarımızı bu açıdan değerlendiriyoruz. Bu çalışmaları götüreceğiz. Ama, Sayın Başbakanın uygun görmesi halinde 17 Aralık'taki çalışmalara ben de ana muhalefet partisinin lideri olarak katılabilirim ve üzerimize düşen görevi yerine getiririz. Hiç tereddüt yok” diye yanıtladı. CHP Lideri, “Sayın Başbakan, muhalefetin desteğinin önemli olduğunu da söyledi. Müzakere sürecinde hükümete destek verecek misiniz?” şeklindeki soruya da “Biz itirazlarımızı dile getiriyoruz, bunlar değişmelidir diyoruz. Bunun değiştirilmesini sağlayacağımız zemin Avrupa zirvesidir” diye karşılık verdi. CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, önceki gün açıklanan AB Komisyonu İlerleme Raporu ile ilgili görüşlerini açıklayan Deniz Baykal, “Böyle bir raporu Türkiye'nin 'dengeli' diye ilan etmesi, zina krizinden sonra ikinci kez kendi topuğunu vurmaktır” dedi. Raporda, Türkiye ile AB arasında üyelik müzakerelerinin resmen başlaması tespitinin yapıldığını ve bunun olumlu bir yaklaşım olduğunu kaydeden Baykal, ancak raporun eleştirilecek birçok yanı bulunduğunu belirterek, “Bu rapor karşısında Türkiye'de düğün bayram etmek kadar yanlış bir iş yoktur” dedi."BU İYİ BİR RAPOR DEĞİL"Baykal,  “Herkesin, başta hükümet, medya, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, bu rapor karşısında, 'aman ne kadar güzel, istediğimiz buydu, büyük mutluluk içindeyiz' havasına girmesi, fevkalade yanlış olur. Bu iyi bir rapor değildir. Türkiye'nin hak ettiği bir rapor değildir. Başka herhangi bir ülkeye uygulanmış bir rapor değildir. Türkiye'nin üye olması kadar, üye olmamasını da öngören bir rapordur. Üye olması kadar, olmaması için de tedbir alan bir rapordur. Üyeliğin nihai amacını tam üyeliğin altına çekmeye çalışan bir rapordur. Böyle bir raporu Türkiye'nin memnuniyetle, sevinçle karşılaması, bunu 'dengeli' bir rapor diye ilan etmesi, zina krizinden sonra ikinci kez kendi topuğunu vurmaktır. Orada kendi kendimizi vurmuştuk, şimdi burada da kendi kendimizi vuruyoruz” diye konuştu.Türkiye'ye karşı, şimdiye kadar diğer aday ülkelere uygulanmayan bir yaklaşım sergilendiğini ifade eden Baykal, buna itiraz edilmemesi durumunda, daha büyük sorunlarla karşılaşılacağını kaydetti. "SOĞUKKANLI BİR DEĞERLENDİRME ŞART"CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AB Komisyonu İlerleme Raporu'nda birçok kez müzakere sürecinin    üyelikle sonuçlanmayabileceğinin ısrarla vurgulandığını, bunun ”kırıcı olduğunu” söyledi. Baykal, “Sanki üye olmamızı güvence altına alan değil de üye olmamamız için pek çok mekanizmayı tarif eden bir yaklaşım söz konusu” dedi. Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açıldığını ortaya koyan raporun, memnuniyetle karşılandığını belirten Baykal, iki gündür yaşanan heyecan, coşku ve sevincin ardından soğukkanlı bir değerlendirmeye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. AB'nin şimdiye kadar pek çok kez genişleme kararı aldığını anımsatan Deniz Baykal,  “AB ile üyelik müzakerelerine başlayan bütün aday ülkeler üye olmuşlardır. Bugüne kadar AB'ye aday ülkelerden herhangi birisiyle müzakere başlatılırken, 'senin üye olmama ihtimalin var' anlamında bir değerlendirme yapılmamıştır. Nişanlanıyorsanız evlenmeyi öngörüyorsunuz. Elbette her nişanlılık evlenmeyle sonuçlanmayabilir. Ama 'evlenmeyebiliriz' diye yola çıkarsanız, zaten orada bir sorun var demektir. Raporda, birçok yerde bu müzakere sürecinin üyelikle sonuçlanmayabileceğinin ısrarla vurgulanması kırıcı, gereksiz, yanlış olmuştur. Ayrıca müzakerelerin askıya alınmasına yönelik mekanizmalar tarif edilmiş, metotlar ortaya konulmuştur. Bu vurgulamanın sık sık ortaya konulması Türkiye ile başlatılan üyelik müzakeresinin bundan önceki üyelik müzakerelerinin tümünden farklı, kendine özgü bir müzakere tablosu olduğunu göstermektedir” dedi.    “TEKNİK DEĞİL SİYASİ BİR SÜREÇ”    Baykal, raporda, “Türkiye'nin üyelik müzakereleri başlatmanın şartlarını henüz gerçekleştirmemiş kabul edildiğini ve bir ön hazırlık döneminden geçirilmesi gerektiğinin vurgulandığını” belirterek, "Aralık ayında oybirliğiyle üyelik müzakeresi kararı almalarını bekliyoruz. Ama başlayan üyelik müzakeresi oybirliği olmadan nitelikli çoğunlukla askıya alınabilecek. Sanki üye olmamızı güvence altına alan değil de üye olmamamız için pek çok mekanizmayı tarif eden, ballandırarak anlatan bir yaklaşım söz konusu" diye konuştu.             AB'nin 4 temel kriterinden birisini oluşturan serbest dolaşımın Türkiye için ebediyen gündem dışında tutulabilmesine imkan verecek düzenlemelerin yapılabileceğinin raporda ifade edildiğine işaret eden Baykal, “Bunu hiçbir şekilde anlamak kabul etmek mümkün değildir" dedi. Raporla “Azınlıklar tartışmasının” da gündeme getirildiğini kaydeden Baykal, “Her ülkeye Türkiye üzerinde ne kadar arazi davası varsa gündeme getirme ve pazarlığını yapma fırsatını tanıyan bir müzakere yönteminin ortaya konulmasının yaratacağı sonucun, sadece Türkiye'deki insan hakları, demokrasi, hukuk eksikliklerini düzetmeye yönelik olmanın ötesinde; her ülkenin Türkiye ile özel sorunlarını, sıkıntılarını bu vesileyle kendi çıkarları doğrultusunda çözmek için fırsat kullanma durumuna getirilmesi sonucunu doğuracaktır bu yanlış olur. Ülkeler arasındaki ikili sorunlarla Türkiye'nin AB üyeliği meselesini birbirinden ayırmaya ihtiyaç vardır” diye görüş belirtti.Baykal, Fransa'da başlayan referandum tartışmalarına da dikkat çekerek, bu yöndeki girişimlerin başarıyla sonuçlanmasının raporda yer alan güçlükleri doruk noktasına ulaştıracağını söyledi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!