Ersin ERCAN-Sertan AYDEMİR/EREĞLİ(Zonguldak), (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 03, 2009 21:54
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye’de devlet kurumlarının birbirine çelme atar halde, birbiriyle uğraşır halde, birbirine engel çıkarmaya çalışır halde olduğunu belirterek, “Kimse kimseye güvenmiyor. Devlet kurumları birbirine güvenmiyor. Devlet kurumları birbirine tuzak kuruyor” dedi.
Baykal, Zonguldak'ın Ereğli İlçesi'nde düzenlenen ‘Uluslararası Sevgi, Barış, Dostluk, Kültür ve Sanat Festivali'nin açılış törenine katıldı. Baykal, kent merkezinde
seçim otobüsünden vatandaşları selamladı. Devrim Bulvarı üzerindeki
Atatürk Anıtı önünde otobüsten inen Baykal, festival için kurulan sahneye çıktı.
Ereğli Kaymakamı Osman Ekşi, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, AKP Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan, CHP Zonguldak Milletvekilleri Ali İhsan Köktürk ve Ali Koçal’ın da bulunduğu alanda bir konuşma yapan Baykal, hükümetin ekonomi politikasını eleştirdi. Türkiye'nin, dünyada ekonomik büyüme anlamında en çok zarar gören ülkelerin başında geldiğini belirten Baykal, “İşsiz sayısı en çok artmış ülkelerin başında Türkiye var. Dünyada işsizi en çok olan 2'nci ülke Türkiye. 4 fabrikadan biri kapandı, 4 makineden biri kapandı, 4 tezgahtan biri kapandı Türkiye’de. Bu sıkıntıları vatandaş yaşıyor. Herkesin geliri azaldı, borçları arttı. Geleceğe herkes daha kaygıyla bakıyor' dedi.
EL PARASIYLA ZENGİNLİK OLMAZ“Bunların bir kısmı, dışarıdaki nedenlerden, ama önemli bir kısmı da kendi iç nedenlerimizden” diyen Baykal, şöyle devam etti:
“Bunun sorumlusu biziz. Maalesef, yıllardır yanlış bir politikayı uyguladık. Hala da uyguluyoruz. Nedir bu politika? Bu politika, elin parasıyla zenginleşme politikası. Yabancının parasını Türkiye'ye çekerek, o paranın buraya gelişiye zengin olacağımızı zannetme politikası. O paranın buraya gelmesi için de verebildiğimiz kadar yüksek faiz, her türlü teşvik, aman gel, paranı getir, o para Türkiye'de olsun. Yıllarca bunun peşine düştük. Geldi para, ne oldu? El parasıyla zenginlik olmaz. Olmayacağını gördük. Şimdi şartlar değişti, para gelmiyor. Gelmiş olan para da çekilmeye başladı. Birden bire fabrikalar stop etti, işyerleri kapanmaya, işsizlik ortaya çıkmaya başladı. Türkiye'yi başkasının parasını ödünç alıp buraya getirip kalkındıramayız. Türkiye'yi kendi alın terimizle, kendi kaynaklarımızla, toprağımızla, madenlerimizle, zenginliğimiz, insanımızla biz kalkındırırız. Onun bunun parasıyla Türkiye kalkınmaz. Bunlar yanlış politikalar.”
‘TELEKOM'UN TAVUĞU KİMİN KÜMESİNE YUMURTLUYOR?’Yabancı parayı çekmek için para eden ne varsa satıldığını belirten Baykal, “Niye? Para gelsin diye. Geldi para, 3 gün sonra ne oldu? Altın yumurtlayan tavuklar başka kümese yumurtlamaya başladı. Türk Telokom'u sattık taksitle. Alanlar, yıllık Telekom ka^rının bir kısmıyla taksitleri yatırdılar. Kalanı ceplerinde kaldı. Taksitleri karla ödediler, tarlanın taşıyla tarlanın kuşunu vurdular. Şimdi tümü onların oldu. Dün de ilan ediyoruz, ‘Türkiye'de en fazla kazanan kuruluşların başında Telekom geliyor’ diye. Geliyor da kardeşim, Telekom tavuğu, kimin kümesine yumurtluyor farkında mısınız? Bu dersleri alacağız. Ekonomi polititasını değiştireceğiz” şeklinde konuştu.
‘DEVLET KURUMLARI BİRBİRİNE TUZAK KURUYOR’Son zamanlarda ‘İrtica İle Mücadele Eylem Planı Belgesi’ etrafında yaşanan tartışmalara da değinen Baykal, şöyle dedi:
“Türkiye'de, devlet kurumları birbirine çelme atar halde, birbiriyle uğraşır halde, birbirine engel çıkarmaya çalışır haldedir. Kimse kimseye güvenmiyor. Devlet kurumları birbirine güvenmiyor. Devlet kurumları birbirne tuzak kuruyor. Böyle bir tablo olabilir mi? Böyle bir tabloyla halkın sorunları, ekonominin sıkıntıları çözülebilir mi? Bunlar yanlış işler. Buna karşı gerekli tepkiyi hep beraber ortaya koyacağız. Bizim milletimiz askerin siyasete karışmasından hoşlanmaz. Ama siyasetçinin de askerin işine karışmasından hoşlanmaz . Herkes kendi işini yapacak. Siyaset siyasetçiliğini, asker askerliğini yapacak. Ve birbirleriyle çatışmayacak, kavga etmeyecekler. Siyasetçi medyaya müdahale etmeyecek. Elbette gazeteler, televizyonlar siyasetçiyi özgürce eleştirecek. Bundan doğal ne var? Siyaset, yargıya karışmayacak, yargıya müdahale etmeyecek, yargıya saygı gösterecek.”