Baykal: "Demokrasi ayrı, terörle mücadele ayrı"

Güncelleme Tarihi:

Baykal: Demokrasi ayrı, terörle mücadele ayrı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2008 22:52

ANTALYA Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Geleneksel Vergi Ödül Töreni'nde konuşan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, terörle mücadele ve demokrasinin ayrı şeyler olduğunu belirterek, “Demokrasi ayrıdır, terörle mücadele ayrıdır. Bu ikisini birbirine karıştırdığında bir yere gitmek olanağı yoktur. Herkes ciddi davransın” dedi.

Baykal, 1 saat süren konuşmasına, önce yaşanan ekonomik krizden başladı. “Mahalli ve ekonomik istikrar sağlanabilmiş midir, bunun içinde ekonomik büyüme gerçekleşmiş midir?” diyen Baykal, “Biz sürekli krizlerle karşı karşıya gelmiş bir ülkeyiz. 2001 yılının ardından çok radikal bir program izlendi. Bunun için ciddi bedeller ödedik. 2008 yılındayız, Türkiye’yi krize sürükleyen şartlardan çıkabildi mi diye kendi kendimize sormamız gerekiyor” diye konuştu.

Türkiye'de ekonomik büyümenin yavaşlamaya başladığına dikkat çeken Baykal, buna bağlı olarak işsizliğin çok ciddi bir sorun olarak ortada durduğunu söyledi. İşsizliğin 220 bin civarında arttığını kaydeden CHP Lideri şöyle devam etti:

“İşsizlik artıyor, büyüme yavaşlıyor ve enflasyon tekrar ortaya çıkmaya başlıyor. Türkiye'de enflasyonsuz bir ortama çıkabilmek için çok büyük bedeller ödedik. Ama şimdi enflasyon rakamlarında 2004 yılı Nisanının gerisindeyiz. Eylül rakamları ile konuşuyorum. 5 yıl sonra bunca bedeli ödedikten sonra tekrar aynı, hatta daha yüksek enflasyon noktasına geldik. Nisan 2004'te yüzde 10.18 olan enflasyon, 2008 Eylül rakamlarıyla yüzde 11.18 noktasına gelmiştir.”

Eylül ayında ortaya çıkan rakamın 2008 yılı sonu için tahmin edildiğini kaydeden Deniz Baykal, “2008 yılı için görülen rakam 10'ncu ayda aşılmıştır. Bu, kontrolün kaybolmakta olduğunu gösteriyor. Bunu yaşayacağız göreceğiz. Artık çok daha sıkıntılı bir manzarayla karşı karşıyayız, o da kur politikası” diye konuştu. Kur politikasını temel amacını enflasyonu baskı altına almaya çalışmak olarak özetleyen Deniz Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ekonomide izlediğimiz politika ve temeli düşük kur yüksek faizdir. Bu politika enflasyonun sürekli biçimde düşürülmesine yetmemiştir. Zaten yetmeyeceği söylenmişti. Uzun dönemde kalıcı olarak, büyümeyi düşük kur, yüksek faiz politikalarıyla ayakta tutamazsınız. İstikrarlı bir kur ve kurun sürekli düşmesi mali bir istikrar görüntüsü vermesi sağlanabilir. Ama bu sanal bir manzaradır. Bunun altında yatırım, üretim ihracat yoktur. Daha kur politikası kendisini tam hissettirmeden ihracatın ilk kez azalmaya başladığını görüyoruz. Bu vahim bir tablodur.”

‘GARANTİ KAÇINILMAZ HALE GELECEK’

Bu ekonomik manzara içinde reel sektör finans sektörü dengesinin sarsıldığını vurgulayan CHP Genel Başkanı Baykal, “Finans ve reel sektörler, ikisi de birbirinden beslenen sektörlerdir. Ama finans sektörü spekülatif şekilde desteklenmiştir. 2001 krizi öncesi toplumun bedelini ödemesi suretiyle bugün Türkiye finans sektörüne endeksli bir destekleme politikasını sürdürmektedir. Üretim yapan reel sektöre yönelik böyle bir destek söz konusu değildir” diyerek açıklamalarını sürdürdü.

Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın özel sektörün borçlarına yönelik açıklamalarına da göndermede bulunan Baykal, “Hükümetler, 'özel sektör borcu bizi ilgilendirmez' derler. Ama bu gerçekçi değildir. Özel sektörün borcu devletin borcu haline dönüşmüştür. İmar Bankası ile ilgili doğan borç karşısında mevduata garanti verilmiştir. Başbakan, mevduata yüzde 100 garanti için ‘Buna ihtiyaç yok, doğru değildir, düşünmüyoruz’ dedi. Ama kısa bir süre sonra TMSF'ye yönelik olan bu yetkiyi almak için yasa teklifi hazırladı. Bunu kullanmak kaçınılmaz hale gelecektir. Ticari mevduatlar bakımından da geçerli olacaktır. Böylece bankalarımızın yabancı ülkelerden konsorsiyum kurarak aldığı kredilerde garanti kapsamında olacaktır” şeklinde konuştu.

‘REEL SEKTÖR DESTEKLENMELİ’

Baykal, Türkiye’nin bu krizden etkileneceğini ama bunu aşacak sermaye, işgücü, girişimci birikimine sahip olduğuna dikkat çekerken sadece finans sektörüne yönelik olarak değil, reel sektöründe desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Sadece banka finans ilişkileriyle bir ekonominin kalkınma mümkün olmadığını belirten CHP Lideri, bu şekilde bir kalkınma için “Sanal” benzetmesinde bulundu.

“Kendinizi kalkınmış sayarsınız” diyen Baykal, “Ekonomik mucize söyleminin altında düşük kur vardı. Neredeyse 1 dolar 1 YTL dediğiniz noktada adam başına düşen milli gelir yüksek çıkıyor. Borçlarını azaltmış görünüyor. Milli gelir alnımızın teriyle kazandığımız bir noktada değil ki. Sanal, yapay, kendinizi aldatmaya yönelik, bir hayal dünyası içinde kalkınma refah ama birdenbire acı gerçek kendi kendini göstermeye başlıyor. Türkiye 6 yıl döndü dolaştı, temel sorunları çözmüş değildir. Türkiye bu tablo içinde önünü açmaya çalışıyor” diye konuştu.

‘HAMDOLSUNLA, BU ANLAYIŞLA GEÇİŞTİRİLMEZ’

Konuşmasının devamında yeni bir politikaya ihtiyaç olduğunu vurgulayan CHP Lideri Baykal, “Artık Türkiye’de makyaj dökülmeye başlamıştır. Bunu hepimizin doğru değerlendirmesi lazım. Bu bize teğet geçen bir ekonomik sıkıntı değildir. 'Hamdolsun iyiyiz' anlayışıyla geçiştirilecek manzara içinde değiliz. Eski politika ile bu işin içinden çıkmadık. Bunu sorgulayarak yola çıkıp yeni bir politika yaklaşımını denemeliyiz" dedi.

‘YOLSUZLUK BU KADAR YÜKSEK OLMADI’

Doğalgaz zammına da değinen Baykal, şunları kaydetti:
“BOTAŞ’ın genel müdürlerinden biri, şu anda cezaevindedir. Son dönemde 4 kez yönetim değişmiştir. Koğuş arkadaşlarından biri genel müdür yardımcısı, biri de bakanlık müşaviri. Yolsuzluk hiçbir kuruluşta bu kadar yüksek olmamıştır. Kurumun 15 katrilyon alacağı var ama her yıl yarım katrilyona yönelik faiz ödüyor. Sonra da 22.5 zam yapılıyor. Bunu da doğal şekilde karşılamamız bekleniyor.”

‘KAFA KARIŞIKLIĞI VAR’

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ekonomik değerlendirmelerinin ardından son dönemde yaşanan terör olaylarına değindi. Terördeki bir nitelik değişimi yaşandığını vurgulayan Baykal, şunları söyledi:
“Terör, artık toplumun kentlerin içine yerleşmeye başladı. Bütün simgeleri ile ortaya koyuyor, kendini kabul ettirmeye çalışıyor. Başbakan'a 'buraya gelme' diye meydan okuyacak noktada kendini hissediyor. Başbakan gidiyor. Elbette gidecek. Misaki Milli sınırları içinde böyle bir manzara kabul edilebilir mi? Ama o gidişin bizi mutlu ettiğini söylemek mümkün değil. Olayın vehametini ortaya koyan manzaralar. Neden böyle bir tablo var. Terör konusunda gerekenleri yapıyoruz. Kafa karışıklığı var. Bunun hemen ortadan kalkması lazım.”

‘KAVRAMLAR BİRBİRİNE KARIŞTIRILDI’

Bazı çevreler tarafından terör ve demokrasinin birbirine karıştırıldığını belirten Baykal, “Teröre hoşgörüyle bakmak, demokrasinin gereğidir' gibi bir anlayış var. Teröre gereken zamanda ve şekilde tavır alamayarak, sırtını sıvazlayarak, işbirliği içine girerek terörün ortadan kalkacağını mı sanıyorlar? Bu vahim bir yanılgı. Terörün siyasi projesi var. Onun dahilinde yürüyor” şeklinde konuştu. Terörle mücadelenin yasal zemininin de zayıfladığını ileri süren Deniz Baykal, Terörle Mücadele Yasası'nın 6'ncı maddesine yapılan ek ve 2003 eve dönüş yasasını örnek olarak gösterdi. “Terörü idare ederek, tatmin etmeye çalışarak önüne geçmek olanağı yoktur” diyerek açıklamalarını sürdüren Baykal, “Demokrasi ayrıdır terörle mücadele ayrıdır. Bu ikisi birbirine karıştırıldığında bir yere gitmek olanağı yoktur. Herkes ciddi davransın. Ayaküstü yapılacak açıklamalarla geçiştirilecek konular değildir. Başbakan’ın pompalı ile kendini savunma karşısında hak veren tutumu zihni dağınıklık içinde bulunduğunu ortaya koymuştur” şeklinde konuştu.

‘YOLSUZLUK VURGUSU’ ALKIŞLANDI

Baykal'ın konuşmasında en çok alkışı ise Türkiye'deki yolsuzluklarla ilgili yaptığı açıklamalar aldı. “Yolsuzluk kişisel bir olay olmaktan çıkmıştır. Örgütlü bir uygulama olmuştur” diyen Baykal, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması çağrısını bir kez daha yineledi.

‘ŞAHİN DİNLEDİ’

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in de katıldığı törende Deniz Feneri'ne de değinen Baykal, “Tablo bir vicdan yarasıdır. Türkiye'de yargı sürecinin işlemesini bekliyoruz. 'Bana ne' diye olay geçiştirilmek istendi. Durum ortada. Ciddi iş bu arkadaşlar. Kişisel ilişki ayrı. Hepimiz bunu bir an önce gerektiği şekilde sonuçlandırmak zorundayız. Türkiye, dürüst, ahlaklı bir kamu yönetimine kavuşmalıdır” diye konuştu.

‘İLK ÖDÜL HİSARCIKLIOĞLU'NDAN’

Canan Leslie Anderson ve orkestrasının müzik dinletisiyle devam eden ödül töreninde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ilk ödülleri vermek için sahneye geldi. Hisarcıklıoğlu, 2007 yılı döviz kazandırıcı hizmetler alanının çeşitli kollarında dereceye giren firmalar Ataç İnşaat, Adopen Plastik İnşaat ve Sanayi A.Ş. ve Eti Elektrometalurji A.Ş., GTI Turizm Seyahat İşletmecilik A.Ş., FSP Turizm ve Yatırım A.Ş., Ataç Turizm A.Ş., Aklan Grup Turizm İşletmeleri, Novum Turizm Seyahat Acentası, KayıTur Turizm Seyahat, Renezoğlu Tarım Ürünleri, Günaydın Tarım İçecek Sanayi, Antalya Agro Dış Ticaret'e ödüllerini takdim etti.

TOBB Başkanı'nın ardından CHP Lideri Deniz Baykal, 2007 Kurumlar Vergisi alanında dereceye giren Adopen Plastik ve İnşaat Sanayi, Çelebi - IC Antalya Havalimanı Terminal Yatırım İşletme, Güneş Ekspres Havacılık ve İSO 2007’de ilk 500’e giren Antalya firmalarına verilen özel ödülü için Adopen Plastik ve İnşaat Sanayi, Ataç İnşaat, AGT Ağaç Sanayi, Yörükoğlu Süt ve Ürünleri Sanayi firmalarının temsilcilerine ödüllerini verdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!