Baykal’dan Erdoğan’a ‘ihanet’ tepkisi: Kendine bak

Güncelleme Tarihi:

Baykal’dan Erdoğan’a ‘ihanet’ tepkisi: Kendine bak
Oluşturulma Tarihi: Şubat 27, 2007 15:49

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) terör örgütü PKK’nın faaliyetlerine ilişkin brifing verileceği bilgisini sızdıranları ve haber yapanları “vatana ihanetle” suçlamasına, “Sen kendine bak. Bu söz herkesin ağzına tam yakışmaz. Bazılarının bu sözü hatırlatması çok tahrik edici olur” diye tepki gösterdi.

Haberin Devamı

Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, TBMM gündeminde bulunan Yargıtay Yasa Tasarısına yönelik eleştirilerini yineledi.

Partisinin geçtiğimiz hafta yapılan grup toplantısında, tasarının “kuşatma ve işgal zihniyetiyle” hazırlandığı görüşünü dile getirdiğini anımsatan Baykal, kendisinin açıklamalarının ardından yargıç ve savcıların oluşturduğu bir birlik olan YARSAV'ın da yayınladığı bildiride benzer kaygıların dile getirildiğini söyledi.

Baykal, YARSAV'ın bildirisinden bazı bölümleri okuyarak, bildiride tasarının hukuki bir ihtiyaçtan kaynaklanmadığı, yargıya zarar vereceği ve geri çekilmesi gerektiği görüşüne yer verildiğine dikkati çekti.

CHP Genel Başkanı Baykal, bu konunun yalnızca yargı mensuplarını değil tüm Türkiye'yi ilgilendiren bir sorun olduğunu, bu nedenle olaya hep birlikte sahip çıkılması gerektiğini kaydetti. Baykal, “Bir işgal zihniyeti ortaya çıkmaya başlamıştır. Bağımsız bir güç olan yargıyı kontrol altına alınmak, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun nasıl, hangi siyasi hesaplarla ele geçirilmek istendiğini mesleğin içinden birileri söylüyor, duyar varsa... Biz duyuyoruz, hakimlerimiz ve savcılarımızla dayanışma içindeyiz” dedi.

Haberin Devamı

“İŞGAL HAREKATI DEVAM EDİYOR”

“Bir işgal harekatının devam ettiğini” öne süren Baykal, Türkiye'nin yapısını, dokusunu değiştirmeye yönelik düzenlemelerin gündeme getirildiğini savundu.

Hazırlanan Kamu İhale Kurumu Yasa Tasarısının da bunun bir uzantısı olduğunu ileri süren Baykal, AK Parti yerel yöneticileri aracılığıyla bir “Ali Dibo” düzeni sürdürüldüğünü, bunu belgeleriyle ortaya koyduğu için bir AK Parti milletvekilinin partiden ihraç edildiğini savundu.

Baykal, şikayet üzerine inceleme başlatan Kamu İhale Kurumunun kararıyla, ”Ali Dibo” uygulamasını resmen teyit edildiğini öne sürdü. Kurumun sadece Hatay'da incelenen 67 ihaleden 43'ünün mevzuata aykırılığını tespit ettiğini belirten Baykal, şöyle devam etti:

Haberin Devamı

“Bunun gereğini yapmak lazım, onlar da gereğini yapıyorlar... 'Kim oluyor bu İhale Kurumu, bu kararı nasıl alıyor? Hemen yasayı değiştirelim, bunların haddini bildirelim' diyorlar. Getirdikleri tasarıya göre Kamu İhale Kurumu, ihale iptali kararı alamayacak, Ali Dibo türündeki işlere bakamayacak. Kamu İhale Kurumu, önüne getirilen iddiayla, ihbarla işlem yapamayacak. Kurumda Sayıştay ve Danıştaydan hakim statüsünde üyeler vardı şimdi bu kaldırılıyor, hukuk mezunu olması yeterli sayılıyor.”

“KIYAMET KOPAMIYOR”

Kurulun üyelerinin 10 kişiden oluştuğunu ve 8'nin görev süresinin 16 Nisan'da dolacağını vurgulayan Baykal, tasarıda, yeni cumhurbaşkanı seçilinceye kadar görev süresi dolan üyelerin yerine yenilerinin atanmayacağı hükmüne yer verildiğine dikkati çekti.

Haberin Devamı

Baykal, “2 üyeyle Kamu İhale Kurumu göreve devam edecek. Burada samimiyet, vatan sevgisi, hukuk saygısı var mı? Manzara bu... Bunlardan bir tanesi bile Türkiye'de kıyametin koparılması için yeter. Türkiye'de şimdi kıyamet kopmuyorsa bunu gerektiren şartlar yaşanmıyor zannetmeyin. Sadece kıyamet kopamıyor Türkiye'de “ diye konuştu.

Bir vatandaşın, “kopacak az kaldı” demesi üzerine Baykal, “İnşallah sandıkta o kıyameti hep beraber koparacağız” dedi.

1 MART TEZKERESİNİN YILDÖNÜMÜ

Baykal, konuşmasında, iki gün sonra 1 Mart tezkeresinin TBMM'de reddedilmesinin 4. yıldönümü olduğunu hatırlatarak, Meclis'in ulusal yararları, bölge barışını gözeterek şerefli, geçmişine yakışan tarihi bir karar vererek, tezkereyi reddettiğini söyledi.

Haberin Devamı

Irak'da 4 yıldan beri büyük bir savaş yaşandığını, ölü sayısının 650 bini aştığını, bir milyon insanın göç etmek durumunda kaldığını anlatan Baykal, “Eğer Türkiye 1 Martta o kararı almasaydı bugün yaşananların doğrudan bir parçası, sorumlusuydu” dedi.

Baykal, tezkerenin reddedilmesiyle Türkiye'nin en kritik coğrafyası olan Güneydoğu Anadolu'yu 65 bin yabancı askerin bir üs gibi kullanmasının da önlendiğini vurgulayarak, “Eğer 1 Mart'ta o karar alınmasaydı toprak bütünlüğümüz, ulusal egemenliğimiz, iç barış da çok ciddi bir tehdit altına girmiş olacaktı” diye konuştu.

Hiçbir hesabın, bugün Irak'ta yaşananları ortaya çıkan bilançoyu haklı kılamayacağını belirten Baykal, Irak halkının bir an önce huzura kavuşmasını, el ele vererek kardeşçe yaşamlarını sürdürmelerini dilediğini ifade etti.

Haberin Devamı

Konuşmasında, Yukarı Karabağ'da yüzlerce kadın ve çocuğun acımasızca katledildiği Hocalı katliamının 15. yılının üç gün önce dolduğunu hatırlatan Baykal, aradan geçen sürece rağmen 1 milyonun üzerinde insanın hala kamplarda yaşamlarını sürdürdüklerine dikkati çekti.

Bütün bunların görmezden gelinemeyeceğini, yakın tarihte meydana gelen bu olayları, haksızlığı ortaya koymanın boyunlarının borcu olduğunu belirten Baykal, kardeş ülke Azerbaycan'la dostluk ve dayanışma duygularıyla el ele verilmesi gerektiğini kaydetti.

Baykal, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada, hiçbir ülkenin parçalanmasından mutluluk duymayacaklarını ifade etti. Irak'ta yaşananların acı bir tablo olduğunu dile getiren Baykal, bu durumun başka ülkelere yansıması olasılığının, sorumlu olan herkesi ilgilendirmesi gerektiğini vurguladı.

Deniz Baykal, herkese saygılarının olduğunu, Türkiye'nin güvenliğini, ulusal bütünlüğünü sahiplenmek ve sürdürmek istediklerini belirtti.

“Irak'taki manzaranın içimize sindirilmesini sağlamak istiyorlar” diyen Baykal, müzakere konusu olamayacak bazı konuların bulunduğunu kaydetti.

“BAŞINIZ DERTTEN KURTULMAZ”

CHP lideri Baykal, terör örgütü PKK'yı, komşu ülkenin desteklemesinin müzakere konusu yapılamayacağını dile getirerek, şöyle konuştu:

“Bunu, pazarlığı yapılabilir, konuşulabilir, uzlaşılabilir bir konu olarak kabul ederseniz, başınız hiçbir zaman dertten kurtulmaz. Size o konu daima pazarlık konusu olarak getirilir ve dayatılır. Böyle konuların pazarlığı olmaz. Ulusal egemenliğiniz, toprak bütünlüğünüz müzakere konusu olmaz, olmamalıdır. 'Herşeyi konuşabiliriz' derken, senin toprak bütünlüğünü, ulusal egemenliğini tartışma konusu yapmak isteyen birileriyle bunu görüşmeye, müzakere etmeye hazır olduğunu söylüyorsan, sen hiçbir kutsalı kalmamış bir noktaya gelmişsin demektir. Egemenlik, müzakere konusu olabilir mi? Yumuşak, güleryüzlü ifadeyle 'her konuyu konuşalım, düşmanımızla da konuşalım...' Git o zaman İmralı'ya konuş.”

İsrail'in Hamas, ABD'nin de El Kaide ile niye konuşmadığını soran Baykal, bir ülkenin kendi hesabını doğru yapması gerektiğini söyledi.

Bazılarının “Ha Diyarbakır, ha Kerkük” dediğini ifade eden Baykal, bunların, AK Parti iktidarının sonuçları olduğunu savundu.

Baykal, Türkiye'nin temelleriyle oynandığını ve bunlar karşısında hiç kimsenin ağzını açmadığını ifade etti.

“YENİDEN BARIŞ ORTAMI”

CHP Genel Başkanı Baykal, gelecek dönemde bir iktidar değişikliğinin olması; Türkiye'nin 80 yıllık birikimine, ulusal bütünlüğüne ve kazanımlarına sahip çıkmaları gerektiğini belirtti.

Baykal, Türkiye'de yeniden bir kaynaşma, barış ve dostluk ortamı yaratacaklarını, ülkenin en çok buna ihtiyacı olduğunu vurguladı.

Deniz Baykal, partisinin iktidarında eğitimin işe ve üretime yönelik olacağını, gençlerin üniversite kapılarından döndüğü çarpık eğitim sistemine son vereceklerini, bütün çocuklara yurt ve burs imkanı sağlayacaklarını, eğitim politikalarını, iş dünyası ve KOBİ'ler ile oluşturacaklarını anlattı.

“ANANIZIN AK SÜTÜ GİBİ HELALDİR...”

Devletin, Anayasa'da yazdığı gibi sosyal devlet olacağını belirten Baykal, Erzurum'da AK Parti'li bir belediye meclis üyesinin vatandaşa yardım etmesinden sonra yaşanan olaylara işaret etti. “Belediye meclis üyesinin, torba ile vatandaşa yiyecek taşımasının anlamı ne?” diye soran Baykal, Başbakan'ın, “Bunu sen götüreceksin” şeklinde talimatı olduğunu savundu.

CHP lideri Baykal, yardımların devletin ve milletin cebinden olduğunu ancak AK Parti'li belediye meclisi üyesi tarafından götürüldüğünü söyledi.

Yardımların, lütuf, sadaka verir gibi değil, devletin kurumları tarafından yapılması gerektiğini dile getiren Baykal, aile yardımlarının nasıl yapılacağı konusunda bir çalışmalarının bulunduğunu belirtti.

Baykal, vatandaşlara, “Kömür, poşetle yiyecek veriyorlarsa hiç tereddüt etmeden alın. O sizin ananızın ak sütü gibi helaldir. 'Yanlış iş yapmış olur muyum' diye düşünmeyin. O sizin vatandaş olarak hakkınızdır. Onu verdiler diye de sakın ha oyunuzu vermeyin. Oy sizin namusunuz, şerefiniz, onurunuz, ırzınızdır, koruyun onu. Gönlünüz kime yatarsa ona oy verin. Ama 'yardım verdiler, poşet getirdiler' diye bunlara oy vermeyin. Vicdanınızı, aklınızı, mantığınızı dinleyin” diye seslendi.

Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirdi.Hükümetin çok yüksek reel faizle borçlandığını öne süren Baykal, 2003 yılının başında dışardan 1000 dolar getiren ve bunu Türk lirasına çeviren bir kişinin; hiçbir şey yapmadan yastık altında tuttuğu bu parayı bugün dolara çevirmesi durumunda, bunun 1214 dolar olacağı kaydetti.

İşlerin yoluna girmediğini ve ülkede yapay bir şişkinlik olduğunu öne süren Baykal, çiftçi, esnaf ve sanayicinin kan ağladığını, gençlerinin işsiz olduğunu söyledi. Baykal, “Ama birileri çıkıp anlatıyor. Anlatılan, Türkiye'nin penceresinden görülen manzara değildir, yabancı sermayenin penceresinden görülen Türkiye'dir. Anadolu'nun, halkın penceresi farklı” dedi.

Uygulanan ekonomi politikaları sonucu, Türkiye'nin en pahalı benzinin ve elektriğin kullanıldığı, en yüksek faizi ödendiği, en ağır vergilerin toplandığı, cari açığın patladığı, tarımın perişan olduğu, esnafın komaya girdiği bir ülke haline geldiğini ifade eden Baykal, kayıtdışı ekonominin başını alıp gittiğini, zenginin daha zengin hale geldiği bir manzaranın bulunduğunu savundu.

TEMEL ANLAYIŞ DEĞİŞİKLİĞİ

CHP iktidarında çok temel anlayış değişikliği içine gireceklerini bildiren Baykal, şöyle konuştu:

“Türkiye ekonomisi, bir rant, bir haksız kazanç, bir faiz ekonomisi olmaktan çıkarılacaktır. Bir üretim ekonomisi haline getirilecektir. Türkiye'yi kurtuluşa götürecek olan budur. Daha ucuz, daha çok, daha kaliteli üretim. Türkiye için üretim, dünya için üretim... Türkiye'nin amacı, dünyanın ürettiğini tüketmek değil; ürettiğini dünyaya tükettirebilmektir. Bu zihniyet değişimi sağlanabilmelidir”

DEĞİŞİM TARTIŞMASI

AK Parti Grup toplantılarında “erken bayram” kutlamaları yapıldığını ileri süren Baykal, işsiz sayısını ve çiftçilerin durumunu hatırlatarak, neyin bayramının yapıldığını sordu.

Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, “Biz değişimi, onlar statükoyu temsil ediyor” dediğini ifade ederek, Türkiye'nin dünya çapında çok köklü bir değişim yaşadığını, çağdaş hukukun egemen olduğunu, devletin milletin devleti haline dönüştüğünü, kadın-erkek eşitliğinin gerçekleştirildiğini, imparatorluk düzeninden ulus devlete geçildiğini söyledi.

“DEĞİŞİM, ONLARA RAĞMEN OLMUŞTUR”

Türkiye'yi, dünyanın en borçlu değil, ayakları üzerinde sağlam duran, refah düzeyi artmış bir ülkesi haline dönüştürmek gerektiğini ifade eden Baykal, şöyle konuştu:

“Bunların getirdiği değişim, tek kuruş borcu olmayan Türkiye'yi, borçlu ülke haline getirme değişimidir. Bunların getirdiği değişim, Türkiye'yi çağdaş uygarlıktan, Ortadoğu-Arap uygarlığına doğru döndürme değişimidir. Bunlardan, Türkiye'nin ders almaya ihtiyacı yoktur. Bunlara hakettiği dersi milletimiz verecektir. Bunlar, Türkiye'de o büyük değişimler yaşanırken, o değişimlere direnenlerin, o değişimleri engellemeye çalışanların rüyasını görmeye devam eden insanlardır. Bugün Türkiye bu köklü dönüşümü yaşadıysa, bu değişim onlara rağmen olmuştur.”

Baykal, AK Parti'nin iktidara gelmesinden 4 yıl sonra AB defterinin kapandığını, sıfır terörle teslim edilen Türkiye'nin ulusal bütünlüğüne açıktan meydan okunduğu ifade ederek, “Değişim buysa, eksik olsun o değişim. O değişimleri de alsınlar ve çekip gitsinler. Bunların getirdiği değişim, 150 milyar dolar ek borç yapılan bir ekonomik politikasının değişimdir. Yolsuzlukların, Oferleriyle, Ali Dibolarıyla bütün ülkeye yayıldığı bir değişimdir” diye konuştu.

VATANA İHANET TARTIŞMASI

Deniz Baykal, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında Türkiye'nin Güneydoğu sınırındaki PKK varlığıyla ilgili görüntülü sunum yapılacağına ilişkin haber hakkında Başbakan Erdoğan'ın “vatana ihanet” suçlamasında bulunduğunu hatırlatarak, “Bunun ifade edilmesinin, hangi mantıkla, hangi duyguyla vatana ihanet suçu oluşturabileceğini anlamak, benim için mümkün değildir” dedi.

Baykal, şunları kaydetti.

“Bu, hangi anlayış, hangi vatan tarifi içinde, hangi vatanseverlik duygusu içinde bir vatan ihaneti olabilir. Türkiye'nin güneyinde PKK yuvalanması olduğu gerçek değil mi? Bu, MGK'ya katılan resmi yetkililerinin kamuoyunda ilan ettiği gerçek değil mi? Bir MGK toplantısında bunun konuşulması, dünyanın en doğal işi değil mi? Bu konuşmaya, bilgi, resim ve filmin katılacağının söylenmesi olayı nasıl etkiliyor, nasıl çarpıtıyor, nasıl bir ihanet oluşturuyor, bunu anlamak mümkün değildir.

Güney sınırımızda bir PKK yuvalanması olduğunun ifade edilmesi, Başbakanı niye rahatsız ediyor, niye bundan tedirgin? Bu gerçek dışıysa, gerçek dışı olduğunu söyleyin. Varolduğunu iyi ki Türkiye'de tespit eden bazı yetkililer de var. Sen bunun söylenmesinden bile rahatsızsın. Birileri tespit etmiş, kamuoyu önünde söylemiş, orada da herhalde söyleyecek. Bırak söylesin. 'Hayır, söylemesin mi?' diyorsun. Var olanı görmeyelim mi? Bu, niye vatana ihanet suçu oluyor?”

Baykal, saygın bir gazetecinin, mesleğinin gereğini yaptığını ve verdiği bilgiyle kamuoyunu ferahlattığını ifade etti.

“KOLAY TELAFFUZ EDİLMEMELİ”

Deniz Baykal, vatana ihanet sözünün bu kadar kolay telaffuz edilmemesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Hele bu söz, herkesin ağzına da tam yakışmaz. Herkes çok kolayca söyleyemez. Hele bazılarının bu sözü hatırlatması çok tahrik edici oluyor, Yani çok yanlış yaptı Başbakan. Kimmiş vatana ihanet eden? Fikret Bila... Hadi canım sende. Sen kendine bak, kendine...”


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!