Güncelleme Tarihi:
Deniz Baykal 20 yıldır bir seçim kazanmadı. Reformların engellenmesi konusunda kariyer yaptı. Şimdi de eski özel kalemiyle ilişkisi olduğu iddia ediliyor. Yine de laik Cumhuriyet Halk Partisi’nin başkanlığından 10 Mayıs’ta istifa eden Baykal bu badireyi de atlatacaktır.
Skandal 7 Mayıs tarihinde radikal İslamcı bir internet sitesinin Baykal ve Nesrin Baytok olduğu iddia edilen bir kadın ve erkeği aynı odanın içinde yarı çıplak dolaşırken gösteren bir videoyu yayınlamasıyla başladı. Video Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin generallerin ve yargıdaki müttefiklerinin hayati önem taşıyan anayasa reformlarını tartıştığı dönemde ortaya çıktı.
Anayasa değişikliklerini Anayasa Mahkemesi’ne götürmeye niyetli olduğunu açıklayan Baykal, görüntülerin sızdırılmasının bu süreci engellemek adına yapıldığını söylüyor. Ancak kameranın Baykal’ın CHP’nin içindeki rakipleri tarafından yerleştirildiğine inananlar da var. Hatta ordunun ve diğer kurumların içindeki laiklik yanlılarının bu komployu hazırlayıp gelecek yıl yapılacak genel seçimler öncesinde CHP’nin yönetici kadrolarını tazelemek istediği bile ifade ediliyor.
Ilımlı İslamcı Başbakan Tayyip Erdoğan olayla ilgisi olduğu yönündeki tüm iddiaları reddetti ve bir hukuki inceleme başlattı. Videonun yayınlandığı internet siteleri de bloklandı.
Ancak Türkiye Baykal’ın son hamlesini henüz görmedi. Baykal’ın destekçileri partinin başında kalması için imza kampanyası başlattı. Bazıları Ankara’daki evinin önünde açlık grevlerine başladı. Kısa süre içinde dönmeyeceğini söylese de Baykal kapıyı aralık bırakmayı ihmal etmedi.
Baykal bir televizyon kanalında “Bu insanlara gidip kendi işlerine bakmalarını söyleyemem” dedi. Dolayısıyla 1992’den beri yönettiği CHP’yi perde arkasından da olsa yönetmeye devam edeceği düşünülüyor.
Güvenilir bir muhalefet yokluğu Türk demokrasisinin en büyük zayıflığı. Baykal CHP’nin başında kaldığı sürece de partinin iktidara gelme ihtimali yok gibi. Baykal tamamen çekilse bile Atatürk’ün 1923’te kurduğu partinin içindeki iktidar mücadelesinin seçimlerden önce sonuçlanması beklenmiyor.
Yine de belki bu skandalın en çarpıcı tarafı, bazı açılardan Türkiye’nin laik eski elitleriyle Erdoğan’ın AK Parti’sinin temsil ettiği yeni dindar girişimciler arasında süre gelen mücadeledeki diğer karanlık noktalara benzemesi.
Gizli kamerayla kaydedilmiş görüntüler ve ses kasetleri rakipleri itibardan düşürmek için sıkça kullanılan bir taktik. Bunun en çarpıcı örneği de Ergenekon davasındaki şüphelilere karşı kullanılan kanıtlar.
Laiklik yanlısı kampın kendi cephanesini rezervde tuttuğuna inanılıyor. Baykal hakkında böyle kasetler çıkan son Türk politikacı olmayabilir.