Baykal: "Batsın o ileri demokrasi"

Güncelleme Tarihi:

Baykal: Batsın o ileri demokrasi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2011 15:07

CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, iktidarın ’boş ve sahte’ bir demokrasi söyleminin ötesinde ortaya koyabildiği hiçbirşey olmadığını savunarak, "Basının özgürce yazamadığı, şikayet edemediği, yolsuzlukları dile getiremediği, iktidarı eleştiremediği bir ülkede Allah aşkına demokrasiden söz etme imkanı olabilir mi? Batsın o ileri demokrasi. Demokrasi istiyoruz, demokrasi. Adam gibi demokrasi" dedi.

CHP eski Lideri Baykal, seçim çalışmalarını sürdürdüğü memleketi ve seçim bölgesi Antalya’da bugün partisinin Antalya Milletvekilleri Aday Tanıtım Töreni’ne katıldı. Saat 10.00’da başlayacağı ilan edilen törene 45 dakika geç gelen Baykal nedeniyle tören de geç başlatıldı. Antalya Kültür Merkezi’nin 850 kişilik en büyük salonu Aspendos’ta yapılan törene yaklaşık 500 kişi katıldı. Baykal, salona İl Başkanı Özer Ülken, Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’le birlikte gelirken Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın törene sonradan dahil oldu.

ANTALYA’DA GENEL BAŞKAN

Törende Eski Genel Başkan Baykal, ’Genel Başkan’ olarak anons edildi. Konuşmak için kürsüye çıkan 14 milletvekili adayı ve İl Başkanı Özer Ülken dahil her isim Baykal’a "Sayın Genel Başkanım" diye hitap etti. Deniz Baykal’a yönelik bu hitap salonda bulunan bazı partilileri rahatsız etti. ’Sayın Genel Başkanım’ hitabına salondan "Bir tane genel başkanımız var" itirazları yükseldi. Yüksek sesle ifade edilen itirazlara "Başbakan Kemal" sloganları eşlik etti.

’BAYKAL ÇEKECEK BEN İTECEĞİM’

CHP’de milletvekili adayları 14’üncü, son sıradan başlayarak tanıtılmaya başlandı. CHP’nin Antalya’da son sıra adayı Ahmet Daloğlu, "Beni niye 14’üncü sıraya koymuşlar diye düşündüm. ’Bu adam çalışkan, genç, örgütçü, bizi üst sıralara, iktidara taşır’ diye düşündüler. Ben de bunun gereğini yapacağım. Deniz Baykal çekecek ben de 14’üncü sıradan iteceğim" şeklinde konuştu. Daloğlu’nun ardından sırasıyla Levent Kıldır, Mehmet Ali Yılmaz, Mihriye Bozbay, Osman Fevzi Orakçal, Aydın Özer, Alican Deveci, Sevgi Doğan, Hakan Şimşek, Arif Bulut, Yıldıray Sapan, Gürkut Acar ve Osman Kaptan kürsüye çıkarak kendisini tanıttı.

’BEN MİLLETVEKİLİ ADAYIYIM’

Son isim olarak kürsüye gelen listebaşı Deniz Baykal’ın ilk sözleri, yaşanan ’Sayın Genel Başkanım’ itirazlarına yönelik oldu. Baykal, partililere "Bir kez daha CHP Antalya milletvekili adayı olarak karşınızdayım" diye seslendi ve şunları söyledi:

"Siz bakmayın buraya çıkan arkadaşlarımın ’Sayın Genel Başkanım’ demesine. Ben CHP Antalya milletvekili adayıyım ve bununla da iftihar ediyorum. Bana ’Genel Başkanım’ diyenlerin arkadaşlarımın nezaketlerinden, sevgilerinden, iyi yürekliliklerinden, kadirşinaslıklarından böyle konuştuklarını biliyorum. Hepsine yürekten teşekkür ederim ama ben bir milletvekili adayı olmaktan onur duyuyorum, mutluluk duyuyorum. Bunu en büyük şeref kabul ediyorum."

SİTEMLİ KONUŞTU

40 yıla yakın bir süredir Antalya’da siyaset yaptığını kaydeden Deniz Baykal, bu süre içinde ’hiç şaşmadan, hiç başka bir arayışa girmeden, özentiye sapmadan inatla ve ısrarla Antalya’ dediğini kaydetti. Siyaseti halk için yaptığının altını çizen Baykal, "Kendim için siyaset yapıyor olsaydım herhalde Antalya dışında siyaset arayışlarına çok kolayca kapılabilirdim. Böyle bir düşünce aklımın içinden geçmedi. Demokrasi süreklilik, hesap verilebilirlik, kararlılık ister. Bir gün bir seçim çevresinde, bir gün başka bir seçim çevresinde aday olup siyaset yapmak kişinin yaptığı işten daha önemli olması anlamına gelir" diye konuştu.

Baykal, "Birisi beni tayin eder, ’Bu seçimde sen git falan ilde milletvekili ol’ der. Öbür seçimde seni oradan alır başka bir ile tayin eder" şeklinde ifade ettiği bir anlayışın ne kendisinde ne de CHP’de bulunduğunu belirterek, herkesin bir seçim çevresi ve o seçim çevresine ilişkin sorumluluğu bulunduğunun altını çizdi. Baykal, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Falan kişiye bugün bu halk güç verecektir, öbür seçimde bu halk güç verecektir. Ciddi demokrasilerde böyle bir şey olmaz. Türkiye’de demokrasinin çok temel bazı ilkelerinin bozulmakta olduğunu biliyoruz ama bu da önemli yer tutuyor. Seçmenin tanımadığı, birileri teleferikle geliyor. ’Sen oradan milletvekili olacaksın’ diyor. Birisi diyor. O seçimde orada milletvekili oluyor, öbür seçimde ’Seni oradan aldım buraya verdim’ diyor. Kim diyor bunu, hangi seçmen istiyor, o seçmenin hangi örgütü, partisi istiyor hiç belli değildir. Önemli olan birisinin milletvekili olmasıdır. O milletvekili olacak insan bazen oradan olacaktır bazen buradan. Böyle bir anlayış ciddi bir demokrasiyle bağdaşmaz. Gerçek demokraside herkesin memleketi olur, tabanı olur, toprağı olur, kökü olur, damı olur. Ben Antalya’dan çıktığımı düşünüyorum."

İKTİDARIN PROJESİ YOK

Yaklaşın seçimlerin partisine yüksek bir başarıyı gerçekleştirme mecburiyeti yüklediğini belirterek konuşmasına devam eden Deniz Baykal, seçimlere giderken iktidarın Türkiye’ye yönelik hayali hedefler ortaya atmanın dışında anlamlı proje program sunamadığını ileri sürdü. İktidarın Türkiye’nin yoksulluk ve açlık sorunu karşısında ciddi bir projeyi ortaya koyamadığını ileri süren Baykal, iktidarın şimdiye kadar ne yaptıysa bundan sonra da onu yaparak yoluna devam edeceğini savundu. Baykal, "Şimdiye kadar yaptıklarıyla işsizliği artırmıştır, şimdiye kadar yaptıklarıyla yoksulluğu artırmıştır, gelir dağılımını çarptırmıştır. Bundan sonra da devam ederse bunun derinleşeceği, artacağı çok açıktır" dedi.

BOŞ VE SAHTE DEMOKRASİ

İktidarın ’boş ve sahte’ bir demokrasi söyleminin ötesinde ortaya koyabildiği hiçbirşey olmadığını savunan CHP eski Lideri Deniz Baykal, şöyle konuştu:

"Türkiye’de demokrasi deniyor. Basını özgür olmayan bir ülkede demokrasi olur mu Allah aşkına? Basının özgürce yazamadığı, şikayet edemediği, yolsuzlukları dile getiremediği, iktidarı eleştiremediği bir ülkede Allah aşkına demokrasiden söz etme imkanı olabilir mi? Basının sindirildiği, susturulduğu, yıldırıldığı, korkutulduğu bir ülkede demokrasiden söz etme imkanı var mı? Türkiye’de televizyonlara bakınız evlilik programları, survivor programları, adalardaki maceralar. Nerede Deniz Feneri, nerede iktidarını yolsuzlukları, nerede işsizlik, yoksulluk tabloları? Bunların hiçbirisini televizyonlarınızda izlemeye imkan yoktur. Türkiye’de demokrasi boş söylemden ibarettir."

DEMOKRASİNİN NİTELİĞİ

Aynı şekilde Türkiye’de yargının bağımsız olduğunun da söz konusu edilemeyeceğini kaydeden Baykal, Türkiye’de 10 yıla yakın bir süredir iktidarın işbaşında olduğunu ama demokrasinin iktidarın halkın oyuyla belirlendiği bir rejim olmadığını söyledi. Mısır’da, Tunus’ta iktidarın halkın oyuyla belirlendiğini kaydeden Deniz Baykal, "Ama demokrasiye niteliğini kazandıran iktidarın seçimle gelip gelmediği değil. İktidara bir şekilde gelmiş olanların demokrasi mekanizmaları işlediği için, eleştiri yapılabildiği için, basın özgür olduğu için, yargı işlediği için halkın oyuyla iktidarın indirilip indirilememesine dayalı olarak ortaya çıkar. Demokrasinin turnusol testi, kanıtı işbaşına gelenlerin seçim yapmış olması değildir. O seçimin iktidarı indirip indirememesidir, demokrasiye vasfını kazandıran" diye konuştu.

VAZGEÇ O İLERİ DEMOKRASİDEN

Türkiye’de hükümetin seçimlerle iktidarını devam ettirdiğini hatırlatan Baykal, eleştirilerine şöyle devam etti:

"Basın özgür olsa diyeceğiz ki halk tercih ediyor. Eğer kendinize güveniyorsanız niye basını susturuyorsunuz, niye yıldırıyorsunuz, niye baskı altına alıyorsunuz, niye medya imal ediyorsunuz? Devletin kamu kaynaklarından gazete satın alıyorsunuz? Muhalefet edenleri, Deniz Feneri’nden söz edenleri susturmak için para cezaları yazıyorsunuz? Otosansür yaygın, basın yazamıyor. Bütün dünya duydu. İktidarı himayesine almış olan Avrupa kurumları dahi Türkiye’de basının özgür olmadığını biliyor, görüyor. Türkiye’de yazılmamış, basılmamış kitaplardan insanlar tutuklanıyor. Bu böyle olcak, sen ’Seçimlerden çıktım’ diyeceksin. ’İleri demokrasi’ diyeceksin. Vazgeç o ileri demokrasiden. Batsın o ileri demokrasi. Demokrasi istiyoruz, demokrasi. Adam gibi demokrasi."

Deniz Baykal, konuşmasının ardından milletvekili adayları ve belediye başkanlarıyla toplu fotoğraf çektirdi. Daha sonra kendisini dışarıda bekleyen Büyükşehir Belediyesi Halk Otobüsü’ne adaylarla birlikte binen Baykal, Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk sundu ve kent merkezinde esnafı ziyaret etti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!