Baykal: Başbakan Arınç'ın açıklamalarından rahatsız

Güncelleme Tarihi:

Baykal: Başbakan Arınçın açıklamalarından rahatsız
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2009 12:31

CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın istifasını isteyen Devlet Bakanı Arınç'ın açıklamalarından rahatsız olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

NTV'de soruları cevaplayan Baykal, önemli açıklamalarda bulundu. İşte Baykal'ın açıklamalarından satırbaşları:

 

BAŞBAKAN ARINÇ'IN AÇIKLAMALARINDAN RAHATSIZ

- Başbakan Erdoğan, Sayın Arınç’ın açıklamalarından rahatsız. Sayın Arınç düşüncesini Manisa’da mesir macununa ilgi duyan bir Manisalı olarak söylememiştir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin Başbakan Yardımcısı olarak söylemiştir. Yani bunu böyle anlamak lazımdır.

 

- Başbakan diyor ki, ''O Arınç'ın şahsi düşüncesidir.'' Başbakan bunu reddediyor. Bu reddi kabul edip etmemek Sayın Arınç’ın işidir. Kişisel bir anlayış meselesi değildir. Dürüstlük konusudur. Hükümetin bir batı Avrupa ülkesinde yargıda karara bağlanmış ciddi bir yolsuzluk konusunda, tavır takınması konusudur.

 

Haberin Devamı

- Başbakan’ın Sayın Akman’la yakınlığı, ilişkileri ya da bu konunun farklı yerlere gidebileceği korkusu, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni yanlış bir tutuma sürüklememelidir. Hükümetin görüşü Başbakan’ın kişisel tercihi değil doğru tavır olmalıdır.

 

AKMAN'IN RTÜK ÜYELİĞİ

- Ortada bir büyük yolsuzluk olayının içinde yer aldığı bir mahkeme tespit ediyor. Biz onun üçüncü kez RTÜK Başkanlığı'na adaylığını koymamasından teselli bulmaya çalışıyoruz.

 

- Eğer üye olarak kalma hakkı varsa, başkan olma hakkını neden kaldırıyorsunuz? Kim öyle diyorsa o sorunun cevabı odur. Orada bulunmaman lazım. Başkanın ahlaki standartlarıyla, üyenin ahlaki standartları arasında fark olabilir mi? Böyel bir şey olabilir mi? İster üye ol ister başkan ol. Türkiye’yi uyutmaya çalışıyorlar.

 

- Yanlış yaptıysa o yanlış yerine getirilsin. Üye olamaz, olmamalıdır. Hükümetin görüşü, Başbakan’ın şahsi görüşü mü? Yanlış düşünce, yolsuzluğa sahip çıkan bir düşünce. Olay nitelik değiştirmiştir.

 

Haberin Devamı

DOLMABAHÇE GÖRÜŞMESİ

 

- Bu olayın gelişimine yeni bir aşama kazandırdınız.

Bu konu bir türlü kapanmadı. Bunun iki kişi arasında sadece onları ilgilendiren, kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılması gerekmeyen bir temas olduğunu bize kabul ettirmek istediler. Ancak Türkiye bunu istemedi. Ama giderek konu derinlik kazanıyor ve esrarengiz bir boyuta sahip olduğu netlik kazanıyor.

 

- Önce bir defa görüşme Sayın Büyükanıt o zaman da söylemişti. Bir resmi mahalde, resmi çerçeve içinde yapılmış bir görüşmedir. Genelkurmay Başkanı sıfatıyla yapılmış bir görüşmedir. Ama görüşmenin içeriğini kamuoyuna açıklamayı uygun görmediklerini söylediler.

 

- Ama işin bunun ötesine geçtiğini görüyoruz. Bu konunun 'mezara gidecek benimle' diye değerlendirildiğine tanık oluyoruz. Büyükanıt, 'bir süre sonra açıklanabilir' diyor.

 

Haberin Devamı

- Dün Sayın Başbakan sizinle konuşma yaparken, bir miktar böyle, 'eğer konuşursan bende konuşurum' diye Büyükanıt’a yönelik bir uyarıda bulunduğu açıktır.

Şimdi bu laflar kamuoyunu çok daha etkilemeye başlamıştır.

 

- Büyükanıt 'Daha sonraki asker sivil ilişkileri bu görüşmeden etkilenmiş midir?' sorusuna ''vet etkilenmiştir' demiştir. Böyle bir konuyu iki kişide saklı tutmaya hakkı yoktur.

 

- 'Bu görüşme mezara kadar aramızda kalacak' biçiminde götürmeye hakkı olmadığını düşünüyorum.

 

BÜYÜKANIT GÖRÜŞMEYİ ÜNİFORMASIYLA YAPTI

- Bu görüşmeyi mesela yeni Genelkurmay Başkanı’na anlatmamış olmasını anlamak mümkün değildir. Yani o görüşmeyi, kendi özel kişisel konumuyla yapmamıştır, üniformasıyla yapmıştır. Bu çok ağır bir ihmaldir. Devlet işi hepimizin kişiliklerini aşar. Bir yeni yol haritasının çizildiği görülüyor. Bunun devlete yansıtılması engellenebilir mi?

 

Haberin Devamı

- Bizim aramızdaki özel kişisel ilişki. Hala bakın bu kadar zaman geçti, 2 sene sonra Başbakan hafif bir rahatsızlık içinde 'söylerse bende söylerim' diye meydan okuyorsa ne bu o zaman?

 

KÜRT MESELESİ VE TERÖRLE MÜCADELE

- Tarihi fırsat varsa hala duruyor mu ortada? Sizin DTP’yle görüşmeniz söz konusu mu?

Sayın Cumhurbaşkanı'nın 'tarihi bir fırsatla karşı karşıyayız' sözünün içi boş edilmiştir. O noktadan şu ana kadar bu sözle sayın Cumhurbaşkanı'nın neyi kastettiğini anlayacak hiçbir şey söylenmemiştir. Ben ikili görüşmemizde de, 'Nasıl bir fırsat var, fırsat nereden kaynaklanıyor?' sorularına yönelik bir yanıt alamadım. Böyle bir hava yaratılmak isteniyor ama hiçbir bilgim yoktur.

 

Haberin Devamı

- Sadece sayın Cumhurbaşkanı 'Asker sivil herkes bu konuda bir çözüm sağlanması gerektiği noktasında görüş birliği içindedir, bu tarihi fırsattır' diyor. Başbakan’ı, Genelkurmay Başkanı’nı dinledik. Daha öncekiler dışında bir açıklama yapılmadı. Hiçbir somut ciddi emareye belirtiye ben rastlamadım.

Bu sorunun çözümü konusunda yeni bir aşamaya geldiğimize dair benim hiçbir tespitim olmamıştır.

 

- Tabi sayın Cumhurbaşkanı psikolojik iyimserlik ortamı yaratmaya çalışıyor olabilir. Ama bunun içi dibi doldurulmuş değildir.

 

DTP İLE GÖRÜŞME

- Sayın Başbakan bu olaya nasıl bakıyor bilemiyorum. Türkiye’de bu konuyu konuşurken hepimizin kabul etmesi gereken bir anlayış var, o da terör konusunda çok açık, net, dürüst bir şekilde ortak tavır sergilemeliyiz. Terörü reddetmeliyiz. Elinin altında terörü tutarak, terörle işbirliği yaparak, terörle ilgili süreçlere müdahale etmeye çalışarak sağlıklı bir şey elde etmemiz mümkün değildir.

 

- DTP ciddi bir açmazın içinde. DTP kendisini sivil bir siyasal harekata dönüştürebilmiş olabilseydi o zaman daha etkin olabilirdi. Ama maalesef o yöne girememiştir. Destekler verilmiştir ama şu ana kadar bu noktada zihinlerde bir netlik kazandıramamıştır.

 

- Terör örgütüyle ilişki içinde olmasını herkesin doğal karşılamasını sağlamaya gayret etmektedir. Bu kabul edilebilir bir tavır değildir.

 

- Özel çerçeve içinde arkadaşlar buluşurlar konuşurlar. İnsan olarak herkes herkesle görüşür. Ama siyasi bir görüşmenin beraberliğinin çok temel koşulları vardır. Onların başında da terör konusunda net bir tavır takınmak gerekmektedir.

Bu çerçevede bir temel nokta Irak’la ilişkilerimiz.

 

TALABANİ'NİN DAVETİ

- Cenevre’deaynı zemindeydik. O kendi düşüncelerini söyledi, ben dinledim. Ben düşüncelerimi söylerken, Irak’ın kendi topraklarını Türkiye’ye karşı terör hareketleri için kullandıramayacağını, dostane bir tavır içine girmek zorunda olduğunu, PKK’yı destekleyerek barındırarak, kol kanat gererek Türkiye’ye karşı sorumluluğunu yerine getiremeyeceğini anlattım ve o da oradan ayrıldı.

 

- “Banane canım o sizin meseleniz, Irak’tan da saldırı yapar” diyemezsin, 'o topraklardan sen sorumlusun' diyorduk. Şimdi yavaş yavaş buraya geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi, 'ya terk etmelidir ya silahı bırakmalıdır' diyor. Biz o noktaya getirmeye çalışıyoruz.

 

- O noktaya Irak resmi yönetiminin de geldiğini görüyoruz. Olumlu adımlar atılıyor. Bizim derdimiz Irak’la kavga etmek değil. Ben Irak’a dost olmak istiyorum.

 

- Suriye kendisini PKK’dan kurtuldu, PKK Suriye’yi terk etti. Daha sonrada ilişkiler gelişti.

 

- Ben bu çağırıyı olumlu buluyorum. Sayın Talabani benim düşüncelerimi bilerek çağrı yapıyor. Ben bu düşünceleri söylerken 1 yıl önce salonu terk etti.

 

- PKK’dan biz de kurtulmak istiyoruz, imkanlarımız ölçüsünde yapacaklarımızı yapıyoruz noktasına geliyor. Ben milli bir görev yaptığımı düşünüyorum.

 

- Bizim Dışişleri Bakanlığı’yla bir çalışma yapmamız değerlendirme yapmamız lazım. Gezinin içeriğini programını hazırlamamız lazım. Önümüzdeki günlerde bunu yapacağız.

 

- Burada ince nokta şudur. Türkiye’deki Kürt sorunu denilen sorunla, Irak’taki temas arasında bir bağlantı kurulmaması gerekiyor. Biz Türkiye ile Irak arasındaki dostluğa katkı vermek istiyoruz. Bu katkıyı terörü bölgede etkisiz kılarak yapacağımızı görüyoruz. Terörün ortadan kalkması halinde, Türkiye ile Irak arasında neler olabileceğini, ekonomik enerji petrol su tarım ticaret işbirliği, bütün bu konuları kapsayan bir çerçevedir.

 

- Bizim kendi içimizdeki sorunları konuşacağımız yer Irak değildir. Biz Türkiye ile Irak arasındaki ilişkileri konuşacağız.

 

 

 

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!