A.A
Oluşturulma Tarihi: Ekim 14, 2009 19:33
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Azerbaycan'ın Kafkasya'daki hiçbir ülkeyle pazarlığı yapılacak ülke olmadığını” belirterek, “TBMM, bu işgalin ortadan kalktığı netlik kazanmadan sınırların açılmasına yönelik bir karar alamaz, almayacaktır. CHP olarak biz bu doğrultuda kararlılıkla görev yapacağız” dedi.
Baykal, Azeri 11 milletvekilini kabulünün ardından Azerbaycan Milli Meclisi Uluslararası ve Parlamentolararası İlişkiler Komisyonu Başkanı Samed Seyidov ile basın toplantısı yaptı.
Baykal, görüşmede, Azerbaycan-Türkiye arasındaki ilişkilerin ne kadar büyük önem taşıdığını ve Ermenistan'la sınırın açılmasına yönelik imzalanan protokolün Azerbaycan-Türkiye ilişkilerine ne gibi etkileri olacağını değerlendirdiklerini söyledi.
“Elbette böyle bir protokolün imzalanmış olması Azerbaycan'ın Kafkasya'daki sorunların çözümü konusundaki bekleyişlerine uygun değildir” diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kafkasya'da daha öncelikle ele alınması gereken, acil çözülmesi gereken daha önemli konular vardır. Bunların başında da Azerbaycan topraklarının 5'te birinin Ermenistan tarafından işgal edilmeye devam ediliyor olmasıdır. Bu işgale son verilmesi öncelikli sorundur, ama bu konuda hiçbir yeni, umut verici, ciddi somut adımın atılamamış olması, buna karşılık Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırın açılacağına yönelik bir protokolün imzalanması çok doğal olarak Azerbaycan halkının bu konularda hayal kırıklığı içine girmesine neden olmuştur. Bunu görmek ve bunu anlamak lazımdır.
Bu protokolün imzalanması, yürürlüğe girmesi anlamına gelmiyor, gelmeyecek. Elbette Türkiye'de resmi yetkililer, 'Bu protokolün imzalanmış olması bunun onaylanması sonucunu otomatik olarak doğurmaz' diyorlar. Bu gerçeği Sayın Başbakan Bakü'yü ziyaret ettiği zaman Azerbaycan Meclisi'nde ifade etmiştir. Anlıyorum bugünkü buluşmalarında, ziyaretinde de bu değerlendirmeyi Başbakan da Meclis Başkanı da yapmıştır. Hepimizin de anlayışı budur. Fakat bu sözlerin sahiplenilebilmesi lazımdır. Bu sözleri etkisiz kılacak bundan sonraki günlerde kendisini gösterecek baskılara, tehditlere, çeşitli zorlamalara karşı Türkiye'nin tam bir dayanışma içinde kararlılıkla direnmesini sağlamaya ihtiyaç vardır.”
“DAVRANIŞLAR ÇOK ÖNEMLİ”
Bu noktada milletin, siyasi partilerin davranış ve tutumlarının çok önemli olduğunu belirten Baykal, ziyarette de bu düşüncelerini tekrar ifade ettiklerini bildirdi.
Baykal, “Kesinlikle Türkiye'de TBMM, bu işgalin ortadan kalktığı netlik kazanmadan sınırların açılmasına yönelik bir karar alamaz, almayacaktır. CHP olarak biz bu doğrultuda kararlılıkla görev yapacağız. Verilmiş olan sözleri daima herkese hatırlatacağız, bu konunun yakın takipçisi olacağız” dedi.
“(İşgalle ilgili süreç başlıyor, başladı, başlayacak, ilk adımlar atılıyor, siz de sınırları açıverin) aldatmacalarına düşmemek için yine gerekli duyarlılığı hep beraber sergileyeceğiz” ifadesini kullanan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu konudaki anlayışımızın çok sağlam temelleri var. Azerbaycan sadece Türkiye için değil, bütün bu bölge için olağanüstü önemli bir ülkedir. Çok büyük doğal kaynakları, istikrarlı siyaseti olan, eğitim, kültür seviyesi yüksek insanlardan oluşan çok önemli bir ülkedir, Kafkasya'da istikrarın köşe, temel taşıdır. Avrupa'nın doğal gaz, petrol ihtiyacı konusunda gelecekte en önemli ülke konumundadır. Böyle bir ülkenin uluslararası sistem tarafından hayal kırıklığına uğratılması, bu toplumda yaşayan, Azerbaycan'da yaşayan insanların duyarlılıklarının, tercihlerinin dikkate alınmaması yapılabilecek çok vahim bir hatadır. Böyle bir hataya düşmekten Türkiye'yi yönetenleri de Avrupalı devlet adamlarını da ABD'yi de korumak istiyoruz, böyle bir hataya düşülmemesi lazımdır. Azerbaycan Kafkasya'daki hiçbir ülkeyle pazarlığı yapılacak bir ülke değildir. Azerbaycan çok önemlidir, ona hep beraber sahip çıkmak lazımdır, onun dikkatini, duyarlılığını korumak lazımdır. Azerbaycan'ın gelecekte Türkiye, dünya bakımından taşıdığı önemi çok iyi bilmemiz lazımdır.”
Türkiye ve Azerbaycan'ın ortak kültürün, aynı dilin birlikte konuşulduğu çok özel ilişki düzeni olan iki ülke olduğunu belirten Baykal, “Azerbaycan can kardeşimizdir. Bu platonik değil, gerçekçi bir duygudur. Türkiye ile Azerbaycan işbirliği, dayanışması Kafkasya'daki istikrarın temelidir. Bu ilişkiyi, dostluğu mutlaka ayakta tutmak lazımdır. En küçük bir tereddütün buraya gelmemesini sağlamak mutlak zorunluluktur” diye konuştu.
Baykal, Azerbaycan'ın böyle bir protokolün imzalanması nedeniyle “üzüntü” duymasını anlayışla karşıladığını dile getirerek, şunları söyledi:
“Ama bu üzüntüyü bir hayal kırıklığına, Türkiye ile ilgili duyguların sarsılmasına bir vesile yapmak isteyenlerin oyununa düşmemek lazımdır. Bu dünyanın siyasi şartlarının getirdiği bir zorunluluk olarak bu Hükümet tarafından imzalanmıştır, ama milletin gönlünde bunun Azerbaycan ile ilgili hiçbir olumsuz duyguyla ilişkisi yoktur. Türk milleti bir bütün olarak iktidarıyla muhalefetiyle, tüm siyasi partileriyle Azerbaycan halkının yanındadır. Azerbaycan'a bundan sonra herhangi bir zarar verilmese yol açacak bir yanlışa kesinlikle Türkiye izin vermeyecektir. Bu güven içinde bulunulmasında yarar vardır.
Ben de Azerbaycanlı kardeşlerime 'bu olayları fazla önemsemeyin, bu olaylardan dolayı kırgınlık ve küskünlük içine girmeyin. Hiç merak etmeyin, hepimiz buradayız, görevimizi biliyoruz, Azerbaycan'la dostluğumuzu bundan sonra da dimdik ayakta tutarız. Azerbaycan hayal kırıklığına sürüklemeyiz' diyorum. Bunu hepinizin bilmesini istiyorum.
Ayrıca, Ermenistan ile Türkiye arasında sınırlar açılabilir, ama sadece sınırın açılması diye sorun görür de oranın işgalini görmezden gelirseniz, ona yönelik sorumluluklarınızı unutursanız, bu yanlış olur. Bizim anlatmaya çalıştığımız budur. İşgale de sahip çıkın, işgali de ortadan kaldırın, sınırların açılması için de gerekli ilişkiyi, işbirliğini de hep beraber sergileyelim. Yani işin özü, temeli bilinmelidir ki Kafkasya'daki istikrarı bozan ana olay Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sinin işgal altında tutuluyor olmasıdır. 1 milyonun üzerinde göçmenin yerlerinden uzaklaştırılmış olmasıdır. Derhal düzeltilmesi, öncelikle düzeltilmesi gereken budur. 'Canım onu sonra düşünürüz, siz şimdi sınırı açıverin' diye yaklaşmak o sorunun çözümüne katkı yapmaz. O sorunun çözümü ve sınırın açılı eşgüdüm içinde düşünülmelidir.”
Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan'ın “İşgale son vermeyi hiçbir zaman konuşmadık” sözlerinin “hayal kırıklığı” yarattığını ifade eden Baykal, “Yani protokol imzalayacağız, sınır açmayı taahhüt edeceğiz protokol düzeyinde, ama işgale son verme konusu bile konuşmadık diye o anda açıklama yapılacak. Bu gerçekten üzüntü verici olmuştur, ama ben bütün bunlara rağmen, Azerbaycan halkına 'merak etmeyin, bütün duyarlılıklarınızı biliyoruz, bu bölgede dostluğumuzun çok büyük önem taşıdığının farkındayız, bunu koruyacağız, hiç merak etmeyin, Azerbaycan halkına herhangi bir zarar verilmesine göz yumulmaz' anlayışımızı arkadaşlarımızın Azerbaycan'a taşımalarını bekliyorum” dedi.
Heyet Başkanı Nizamettin Caferov da ziyaretleri kapsamında siyasi parti liderleriyle de bir araya geldiklerini ve çok yararlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.
Caferov, Azerbaycan'ın, Türkiye ve Ermenistan arasındaki sınırın açılmasına karşı olmadığını ancak öncelikle Ermenistan'ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çıkması gerektiğini ifade etti.
Caferov, görüşmelerde bütün Türkiye'nin, Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarındaki işgali sona ermeden sınırın açılmaması görüşünde birleştiğini gördüklerini dile getirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve diğer siyasilerin de bu görüşte olduklarını bir kez gördüklerini ifade eden Caferov, CHP'ye ve Genel Başkan Baykal'a Azerbaycan'a verdikleri destekten dolayı teşekkür etti.