Güncelleme Tarihi:
Batman'da 19 Kasım akşamı etkili olan sağanak, sele dönüşerek birçok mahallede taşkınlara yol açtı. Seyitler Mahallesi 3062’nci Sokak'ta müstakil bir evde oturan Muhittin Güner (51), suların yükseldiğini görünce, bitişiğindeki oğlu Hakkı’nın evine koşup içeridekileri tahliye etmek istedi. Bu sırada evin duvar ve kaldıkları odanın tavanı, suya dayanamayarak çöktü. Suyla dolan evde babaanne Lalihan (49), torunu Habil’i (7) kurtarıp akıntıya kapıldı. Anne Zehra da (27), kızı Dicle’yi (1) kucağına alarak kayınpederi Muhittin’in yardımıyla dışarıya çıkabildi. Evdeki diğer çocuklar Asenat (3), Kabil (4) ve Birgül (9) de babalarının çabasına rağmen suya kapılıp gözden kayboldu. Babaanne Lalilhan’ın cansız bedeni o akşam, torunları Asenat, Kabil ve Birgül’ün cenazesi ise, sonraki gün yapılan arama çalışmalarında bulundu. Babaanne ve torunları, yan yana toprağa verildi.
"YÜZEREK AĞACA ÇIKIP KURTULDUM, ÇOCUKLARIMI KURTARAMADIM"
Hakkı Güner, annesi Lalihan’ın, çocuğunu kurtarmak için kendisini feda ettiğini belirterek, “5 tane çocuğum vardı, bir de eşim. Hepimiz o evde yaşıyorduk. Benim 2 tane çocuğum uyuyordu. Birisi de ayaktaydı. Gidip su içecekti. Sonra şiddetli bir yağmur geldi. Ben kalkıp dışarıya baktım ki sel basmıştı. Ben çocuklarımı aldım. Eşim Zehra bir çocuğumla babamın yardımıyla dışarıya çıktı. Diğer çocuğumun nerede olduğunu bilmiyordum. Onu da annem kurtardı. Annem kendini onun için feda etti. Daha sonra ben onları aldıktan sonra bir ayağımı attım, evin duvarı benim başıma yıkıldı ve suyun altında kaldık. Çocuklarım elimden gitti. Bilmiyorum hepimiz nereye gittik. Kurtaramadım onları. Duvar yıkıldı ve tavan da bizim başımıza düştü. Düştükten sonra biz 20-25 dakika suda kaldık. Sonra ben yüzerek bir ağacın üstüne çıktım. Çocuklar ellerimden çıktı, onları kaybettim. Korkuyorduk, ama bilmiyorduk sel olacağını. Bilseydik zaten o gün o evde kalmazdık. Kara bir geceydi. 3 çocuğum vefat etti, 2'si hayatta. Babam, eşimi kurtardı. Küçük çocuğum da annesindeydi. Annesi de onu bırakmadı. Allah razı olsun, işte millet gelip çabaladı, onları o sudan çıkardı. Annem de çocuğumu kurtardı. Kendini feda etti” dedi.
"O GİDİNCE HİÇBİR ŞEYİM KALMADI"
Eşi Lalihan ve 3 torununu kaybeden Muhittin Güner de olay anında kaçma imkanlarının olmadığını belirterek, “Gece yağmur başladı. Herkesi uyardım. Biz kalkana kadar baktım ki sel bizim çocuğun evini vurdu. Ev resmen patladı. Benim çoluk çocuğum hepsi içindeydi. Öyle normal bir sel değildi, duvar bırakmadı. Duvarı da aldı bizim üstümüze getirdi. Ben aileden çoğu kişiyi kurtardım ama öbürlerini, hanımımı, torunlarımı kurtaramadım. 3 tane torunum gitti. Her biri zaten 3-4 saat kaldı suyun altında kaldı. Evdeydiler, ben onlara ‘dışarı çıkın’ dedim. ‘Suya bakın’ dedim, su giderek fazlalaşıyordu. Biz dışarıya çıktığımızda su belimize kadar geldi. Biz birbirimizi çağırana kadar, duvarlar yıkıldı. Kaçma imkanımız olsaydı zaten kaçardık. Kaçma fırsatımız, imkanımız olmadı. Acı, herkesin acısıdır. Kıyamet günüydü, normal bir gün değildi. Bu bir felaket, faciaydı. Ondan sonra birkaç kişiyi daha kurtardım sudan, o felaketten. Eşim benim dünyamdı, ahiretimdi. Benim hanımımdı, eşimdi. Bana analık da yapmış, babalık yapmıştı. Benim her acıma katlanmış bir insandır o. Zaten o gidince, benim hiçbir şeyim kalmadı. Eşimi 3 torunum ile birlikte defnettim. Bu acıyı da herkesle paylaşıyorum. İstiyorum ki herkes duysun, herkes bilsin bu acıyı. Ömrüm boyunca ben unutmayacağım bunu. Herkes de biliyor, benim acım çok büyük. Buna da şükür ediyoruz. İçişleri Bakanımız telefonla beni aradı. Geçmiş olsun dileklerini iletti bize. Allah ondan da razı olsun. Biz onlardan yardım istiyoruz" diye konuştu.