Arda AKIN/ İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2011 00:00
Son olarak 27 Temmuz 2011’de avukatlarıyla görüştürülen Abdullah Öcalan’ın iç savaş başlatılması için hem PKK’ya hem de KCK yöneticilerine talimat verdiği ortaya çıktı.
Avukatlar tarafından iletilen mesajda Öcalan “Savaş başlarsa önceki savaşlardan çok daha farklı olur. Büyük bir iç savaş olabilir. Mesela Batman’da bir günde 10 bin insan ölebilir” diyor.
KCK’nın Önderlik Komitesi’ne yönelik 16 şehirde düzenlenen operasyonda Abdullah Öcalan’ın avukatları aracılığıyla Kandil ve KCK yöneticilerine gönderdiği mesajlar ortaya çıktı. Son olarak 27 Temmuz’da avukatlarıyla görüşen Öcalan, Kandil’e gönderdiği mesajda, “1-2 polis öldürüp bomba patlatmak bize zarar verir. Savaşacaksanız 10 binlerce insan ölmeli” diyor, KCK yöneticilerine ise “Büyük savaşa hazır olduklarını söylüyorlar. Hazırsan Ne b... yiyeceksen ye artık. Savaşacaksan savaş salak” diye sesleniyor. Bu talimatın ardından Türkiye iki ayda 96 şehit verdi.
Öcalan’ın, PKK ve KCK’ya gönderdiği talimatlar üzerinden yürütülen soruşturmada birçok ilginç mesajın avukatlar aracılığıyla Kandil’e iletildiği ileri sürülüyor. Son olarak 27 Temmuz 2011’de avukatlarıyla görüştürülen terörist başı, iç savaş başlatılması konusunda hem PKK’ya hem de KCK’nın yöneticilerine uyarıyı şöyle yapıyor:
İç savaş olabilir
“Kandil’e de şunu söylüyorum, öyle şurada burada bomba patlatmakla, 1-2 yere bomba atmakla, 1-2 pusu kurmakla bu iş olmaz. Böyle yapacaklarsa hiç yapmasınlar. Böyle yaptıkları taktirde dönüp en çok bize zarar veriyor. Özdemirler olayında da bu görüldü. Savaş başlarsa önceki savaşlardan çok daha farklı olur. Büyük bir iç savaş olabilir. Mesela Batman’da bir günde 10 bin insan ölebilir. Herkes bunun içinde olabilir, bundan zarar görebilir. 1791 Fransa’daki büyük terör dönemi, 1918 Sovyetler’in kuruluşundan sonraki iç çatışma gibi bir çatışma çıkabilir. Kandil yapabiliyorsa büyük devrimci halk savaşını yürütür. Diyarbakır, Batman’da halkın yüzde 80’i ayağa kalkar, halk savaşı olur.
Onbinleri yanına al
KCK’da bundan sonra bir savaş kararı alırsa bu devrimci bir savaş olmalıdır. Devrimci savaşın kendine göre yöntemi, tarzı, sanatı olur. Devrimci savaşın yöntemi, tarzı, sanatı farklıdır. Savaşı yürüteceksen öyle eskisi gibi gidip 1-2 polis öldürüp kaçmakla, karakola doçkayla birkaç el ateş etmekle olmaz. Bu yöntem devrimci savaş yöntemi değildir. Devrimci savaş denilen şey, Hakkâri’de, Diyarbakır’da binlerce, onbinlerce insanı yanına alıp, ayağa kaldırmak, onlarla birlikte çatışmak, savaşmaktır. Bir ağ gibi her yerde örgütlenip, her yere hakim olmaktır. Savaşı da bu örgütlü hakimiyet üzerinden yürütmektir.
Yap salak
Kandil o ucuz eskiden gerilla tarzı tutturamayan şeye de son vermek zorunda. ‘Ben de halk savaşını yapmaya hazırım’ diyor. 1 hafta içinde yapmazsan senden alçağı yoktur. Bir de KCK’yi de uyarıyorum. Mektubunda şunu söyledi, bu cümleyi de kendileriyle sözlü konuşun. Bak! Bana ikide bir mektupta yazacağınıza ne b... yiyecekseniz yersiniz. Her türlü şeye, hazırsan hazırlığını hayata geçir beni ilgilendirmez. Mektupta, ‘Eğer devlet, işte hükümet bizim şeyimizi yapmazsa biz de hazırlıklıyız, her an büyük savaşa başlayabiliriz’ diyorlar. Yap. Salak!”
96 şehit verdik
Öcalan’ın 27 Temmuz’daki son talimatlarının ardından PKK’nın silahlı kanatları olan HPG (Halk Savunma Güçleri) ve TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) ertesi gün, savaş ilan ettiklerini açıklayarak 1 Ağustos 2011’de ilk eylemlerini Van Başkale’de gerçekleştirdi. 3 askerin şehit edildiği, 4 askerin de yaralandığı saldırı sonrasında PKK, 2 ayda toplam 30 eylem gerçekleştirdi. Bu eylemlerde 96 asker, polis ve korucu şehit edilirken, aralarında 5 kadın ve bir bebeğin bulunduğu 16 sivil hayatını kaybetti.
Demirtaş’a talimat
Cezaevinden BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a da mesaj gönderdiği soruşturmada yer aldı. Buna göre Öcalan, Demirtaş’a, “Mutlaka basın açıklaması yaparak, ‘Ben çocuklarımı Türk okullarına göndermiyorum’ demesi gerekir. ‘Ne zaman ki Recep Tayyip Erdoğan torununu Kürt okullarına göndermeye ve Kürt kültürünü öğrenmeye razı olursa, ben de çocuğumu o zaman gönderirim’ desin” mesajını iletiyor. Mesajın ardından Demirtaş’ın, basın açıklaması yaparak anadilde eğitim yapılmadığı gerekçesiyle çocuğunu okula göndermeyeceği yönünde beyanat vermesine de soruşturmada dikkat çekiliyor.