Güncelleme Tarihi:
İngiliz Daily Telegraph’ın deneyimli Ortadoğu muhabiri Richard Spencer imzalı ve “İngiltere Suriye’de savaşan İslamcılarla yüz yüze görüşmelerde bulunuyor” başlıklı haberinde şu ifadeler yer aldı:
“Ankara’daki görüşmeleri, Suudi Arabistan’ın daha saldırgan bir tavır sergilemesiyle son aylarda muhalifler üzerindeki etkilerinin azaldığını gören Türkiye ve Katar ayarladı. Batı tarafında İngiltere, ABD, Türkiye, Katar ve geçen yılın başlarında muhalifleri destekleyen ‘Suriye’nin Dostları’ adlı grubun içindeki diğer ülkeler vardı.”
Gazeteye konuşan Batılı bir yetkilinin, “Sanırım, bu İslamcıların uluslararası toplumdan ne istediklerini merak ediyorlardı” yorumunu aktaran gazete, şöyle devam ediyor:
“Yetkili, [Batı tarafının] görüştükleri grup içinde ‘kötü niyetli’ sayılabilecek unsurlar bulunduğu konusunda hemfikir olduklarını da ekledi.”
Daily Telegraph’a konuşan yetkili, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) komutanı Selim İdris’in “Suriye dışında demokrasiye inanan ve görüşmelere dâhil olmak isteyen muhalefet ile sahada, Şeriat devleti kurulmasını isteyen savaşçılar arasında kaldığını” söylüyor.
Gazete yetkilinin şu sözlerini aktarıyor:
“İdris, bu grubu ÖSO’nun Yüksek Askeri Konsey çatısı altına sokmak istiyor, yapamazsa da en azından onlarla iletişim kanallarını açık tutmak istiyor.”
Daily Telegraph gazetesinde Richard Spencer’ın kaleme aldığı haberde ‘Batı ittifakının, Suriye’de muhaliflerin kontrolündeki çoğu bölgenin El Kaide bağlantılı grupların elinde olmasından duyduğu endişenin arttığı’ belirtiliyor.
'Batı ortak zeminde buluşmalarını istiyor'
Haberde Batılıların nasıl bir düzen istediği şu sözlerle anlatılıyor:
“Batı ittifakı, El Kaide bağlantılı olmayan İslamcı gruplar ile, aralarındaki derin farklara rağmen, laik Özgür Suriye Ordusu ve Batı’nın desteklediği Suriye Ulusal Konseyi’nin aynı amaç doğrultusunda ortak bir zeminde buluşmalarını umuyor. Daha önce ılımlı gruplara gönderilen silahların aşırı grupların eline geçebileceği korkusuyla bu İslamcı gruplarla destek vermeyi reddetmişlerdi.”
Haberde, ÖSO komutanı Selim İdris’in, daha önce İstanbul’da yaptığı ‘Esad’ın devrilmesinden sonra El Kaide bağlantılı gruplarla mücadele için Esad rejimine bağlı orduyla aynı safta yer alabilecekleri’ yönündeki açıklaması da hatırlatılıyor.
Ankara’daki görüşmeler hakkında Daily Telegraph’a bilgi veren Batılı yetkili, “[Görüşmelere katılan] isyancıların çoğu daha ziyade ortalarda yer alan ve sonra konum değiştirenlerdi… Amaç, bu İslamcı grupların kendilerini nerede konumlandırdıklarını anlamak” dedi.
Suriye’de en etkili muhalif gruplar Kasım ayı sonunda ‘İslami Cephe’ adı altında birleşmişti. Richard Spencer, bunun önemli bir gelişme olduğunu belirtip Ankara'daki görüşmelerin de bu grupla yapıldığına işaret ettiği makalesine şöyle devam ediyor:
“Birleşen tugaylardan bazıları daha önce Batı’nın desteklediği ve yine daha önce Komutan İdris ile ÖSO’nun Yüksek Askeri Konseyi’ne bağlı, Halep’teki Liva el Tevhid gibi ‘ılımlı İslamcı’ gruplardı. Fakat aralarında, Batı ve İdris’i reddedip El Nusra safında yer almayı tercih eden Ahrar el Şam da vardı… Ahrar’ın adı, İnsan Hakları İzleme Örgütü raporunda ülkenin kuzey doğusuna saldırıp Alevileri öldürmekle de suçlanan grup olarak anılıyordu.”
Haberde, her iki grup içinde aralarında İngilizlerin de bulunduğu yabancı savaşçılar olduğu belirtilirken, bu savaşçıların Avrupa’nın güvenliğine tehdit oluşturabilecekleri endişesi olduğu da dile getiriliyor.
Daily Telegraph, yeni kurulan İslami Cephe’ye Suudi Arabistan’ın para ve silah yardımı yaptığı iddialarının, gazeteye konuşan İslami Cephe’ye yakın bir isim tarafından reddedildiğini de ekliyor.
Times: Amaç barış görüşmelerine çekmek
Times gazetesi de Batılı yetkililerin İslami Cephe adıyla birleşen Suriyeli İslamcılarla görüştüğü haberine yer veren bir diğer İngiliz gazetesi.
Gazete, “Batılı heyetler, uluslararası barış sürecine çekilmeleri ve giderek büyüyen El Kaide tehdidine karşı mücadeleye destek vermeleri için Suriye’deki İslamcı isyancılarla bir araya geldi” diyor.
İslami Cephe’nin El Nusra ve Irak Şam İslam Devleti’ni kapsamadığı hatırlatılan haberde şu ifadeler var:
“Batı, bölgede artan güçlerine ve Batı destekli Suriye Ulusal Konseyi ve askeri kanatları ÖSO’nun etkilerini kaybetmesine rağmen şimdiye kadar İslamcı muhaliflerle iş yapmaya yanaşmadı. Bu girişimin amacı, İslamcıların gelecek ay Cenevre’de düzenlenecek barış görüşmelerine katılmaları konusunda ikna etmek. Batılı hükümetler, siyasi sürece katılmalarına dair şüpheler olsa da onların desteği olmadan anlaşmaya varılamayacağından endişe ediyor.”
“Suudi Arabistan’daki yetkililer, yeni koalisyonun yalnızca büyüyen El Kaide tehdidine karşı değil, aynı zamanda saygınlığını yitiren Suriye Ulusal Konseyi’ne bir alternatif olarak Riyad tarafından kurulduğunu söylüyor. Suudi Arabistan ayrıca Eylül’de kurulan ‘İslam Ordusu’nun da mimarı.”
“Suudi Arabistan, Şam’da ‘vekalet iktidar’ olarak yer alan İran’ın yerini doldurmaya kararlı, fakat El Kaide’nin hızla kırılan devlet içinde ayağını basacak sağlam bir yer oluşturmasına da aynı ihtiyatla yaklaşıyor. İslami Cephe ve İslam Ordusu’na silah ve para yardımı yapması, Batı’da bölgede laik olmayan grupların gücünü arttıracağı endişesini doğuruyor.”
Times’a göre bu İslamcı gruplara Suudi Arabistan’dan para ve silah yardımı yapılıyor, fakat Daily Telegraph’a konuşan bir yetkili bu iddiayı yalanlamıştı.
Times makaleyi şu sözlerle bitiyor:
“Üst düzey İngiliz yetkililer, daha ılımlı olan ÖSO’ya bağlı Yüksek Askeri Konsey’e odaklanmalarının Batının çıkarları için daha iyi olduğu konusunda ikna olduklarını söyledi.”