Batılı liderlerin oturup düÅŸünmesi gerekiyor

Güncelleme Tarihi:

Batılı liderlerin oturup düşünmesi gerekiyor
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 16, 2010 00:00

Eğer bu araştırmanın sonuçlarına paralel gözlemleri bir köşe yazarı kendi şahsi görüşü olarak kağıda dökseydi, hükümete yakın çevrelerin hışmına uğraması işten değildi.

Haberin Devamı

Çünkü son dönemde Türkiye’nin Batı’dan uzaklaştığı, yüzünü Doğu’ya döndüğü, ekseninin kaydığı yolundaki değerlendirmeler genellikle hükümeti yıpratma çabasıyla açıklanmıştır bu çevrelerde.

Â

/images/100/0x0/55ea727ef018fbb8f8808c73

Oysa bu kez ciddi, inandırıcı bir araştırmanın istatistiksel verileri konuşuyor. Daha önemlisi bu araştırmayı yapmış olan kuruluş, German Marshall Fund (GMF) ABD’nin en saygın araştırma kuruluşlarından (think tank) biri ve Avrupa ile ABD arasındaki bağları güçlendirmek gibi biri misyonu var. GMF, bu çerçevede Türkiye’nin tam üyeliğine kuvvetli destek veren, aynı zamanda Türkiye’ye ve iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetine de dengeli yaklaşan bir kuruluştur. GMF’nin eski Türkiye direktörü Suat Kınıklıoğlu halen Adalet ve Kalkınma Partisi’nden milletvekilidir.

 

Haberin Devamı

Demek istiyorum ki, bunları söylüyor olmasından dolayı kimse GMF’ye bir art niyet atfetmemelidir.

 

BATI'DAN UZAKLAÅžMA KALICI OLACAK MI?

Bu araştırmanın sonuçları konusunda herhangi bir yorumda bulunmak istemiyorum. Çünkü rakamlar herhangi bir yorum gerektirmeyecek açıklıkta kendini anlatıyor. Burada karşımıza, Batı’dan uzaklaşmakta olan bir Türk toplumu görüntüsü çıkıyor. Batı’dan zihinsel anlamda uzaklaşmanın artık kalıcı bir trende dönüştüğünü görüyoruz.

 

Batı kurumlarına güveni iyice azalan, Türkiye’nin Batı’ya dönük doğrultusuna inancını, geleceğini Batı’da görme hedef ve arzusunu kaybeden bir Türk toplumu söz konusu bu araştırmanın verilerine göre. Bunun yerine son yıllarda gözlemeye başladığımız dış politikada bağımsız hareket etme dürtüsünün yerini yavaş yavaş Orta Doğu ülkeleri ile birlikte hareket etme, dayanışma saikine bıraktığı gözleniyor.

 

Haberin Devamı

Görünen köy kılavuz istemez. Geleceğe bakarken gözlerini ufuk çizgisi olarak Batı’dan Orta Doğu’ya doğru çevirmekte olan bir toplumla karşı karşıyayız.

 

Bütün mesele, bu trendin kalıcı olup olmayacağıdır.ÂKontrol altına alınmadığı takdirde bu yöneliÅŸ kalıcı olur. Bu takdirde 5-10 yıllık bir projeksiyon yaptığımızda, Batı ile baÄŸları ciddi bir ÅŸekilde zayıflamış kendini Orta DoÄŸu’da konumlandırmak isteyen bir Türkiye tablosu çıkacaktır.

Â

SEDAT ERGÄ°N KÄ°MDÄ°R?

Bu yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden basın özgürlüğü ödülünü alan Sedat Ergin, gazetecilik mesleğinde 35'inci yılını kutluyor. Gazeteciliğinin başlangıç dönemini Ankara'da Cumhuriyet gazetesinin diplomasi muhabiri olarak geçiren Ergin, Türk dış politikası konusunda uzmanlaştı.

1987 yılında Hürriyet gazetesinin Washington temsilciliğine atandı. Washington'da kaldığı altı yıl boyunca Türk-Amerikan ilişkilerini ve ABD'yi takip etti. Ardından Ankara'ya gelen Ergin, 12 yıl süreyle Hürriyet gazetesinin Ankara temsilciliği görevini yürüttü. Bu dönemde de dış politikadan kopmayarak yakını ilgisini muhafaza eden Sedat Ergin, daha sonra İstanbul'a geldi ve 5 yıla yakın bir süre Milliyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliği görevini yürüttü. Ergin, şu anda Hürriyet gazetesinde dış ve iç politika konuları üzerine köşe yazıları yazıyor.

Türkiye’nin özellikle Batı'yla ilişkilerini yakından takip eden Ergin, bugüne dek ABD'deki saygın düşünce kuruluşları tarafından düzenlenen çok sayıda toplantıya konuşmacı olarak katıldı. Ergin, ABD Kongresi'nde biri basın özgürlüğü diğeri de Türkiye'nin iç ve dış politikası olmak üzere iki kez "tanık" (witness) olarak dinlenmek üzere davet edildi.

Haberin Devamı

SEBEPLERİ BİRDEN ÇOK

Buradaki trendler tek bir faktörle izah edilemez. Biri dizi faktör söz konusu. Önemli bir faktör, tabii ki geçen sekiz yıl içinde Türkiye’nin Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti altında girdiği dış politika arayışlarıdır, siyasete hakim olan söylemdir. Özellikle Başbakan’ın Davos olayıyla dış politikaya verdiği ayar, Mavi Marmara olayı gibi gelişmeler bu rakamların ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamıştır.

 

Ama çok belirleyici bir faktörün, Batı’nın, özellikle Avrupa BirliÄŸi’nin Türkiye’yi dışlayıcı tutumu olduÄŸunu da teslim etmemiz gerekiyor. Türkiye’ye tam üyelik perspektifi veren, müzakereleri baÅŸlatan AB, iÅŸi sonradan yokuÅŸa sürmeye baÅŸlamıştır.ÂBunun yarattığı büyük hayal kırıklığının Batı’ya dönük güveni kökünden sarstığı anlaşılıyor. Tabii, ABD Kongresi’nin Ermeni Soykırımı karar tasarılarını sıkça gündeme getirmesinin yarattığı kızgınlığı da unutmayalım.

 

Haberin Devamı

Bence bu araştırmanın sonuçları Türkiye için göz açıcı olmalı, hükümet üyelerini, karar vericileri, kanaat önderlerini ciddi bir şekilde sarsmalıdır. Herkesin bu tablo üzerinde ciddi bir şekilde düşünmesi gerekiyor.

Â

ESAS DÜŞÜNMESİ GEREKEN BATILILAR  

Ama en çok düşünmesi gereken bence Batılılardır. Bu trendler ters yüz olmazsa, günün birinde Türkiye’yi kaybedebilecekleri ihtimalini düşünmeleri gerekir. Kaybetmeseler bile kendisinden uzaklaÅŸmış ve Batılı kurumlarla iÅŸbirliÄŸine mesafeli duran bir Türkiye, Batı dünyasının çıkarları için de sıkıntılı bir tablo yaratacaktır.Â

 

Bu çerçevede Batılı liderlerin, özellikle de Avrupalı liderlerin de takkelerini önlerine koyup düşünmeye başlamaları gerekiyor.  

 

Haberin Devamı

Ayrıca bu trendler devam ederse, Batı’dan ruhen kopmuÅŸ bir Türkiye’nin sosyolojik,Âkültürel, siyasal düzlemlerde bugün bildiÄŸimiz Türkiye’den farklı bir ülke olacağını söylemek de bir kehanet olmaz.

 

Son referandumda geçen anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi ile AB’ye biraz daha yaklaÅŸtığımız düşünülürken ve AB yetkilileri bu nedenle Türkiye’yi kutlarken, bu araÅŸtırmanın sonuçları galiba bu öngörüler açısından ciddi bir paradoks yarattı.Â

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!