Murat BARDAKÇI
Oluşturulma Tarihi: Ekim 29, 2003 01:44
Fatih Sultan Mehmed'in küçük oğlu Cem Sultan taht mücadelesini kaybedip Avrupa'ya gidince, ağabeyi İkinci Bayezid, Cem'in Osmanlı topraklarına dönmesinden korktuğu için kardeşini ellerinde bulunduranlara çuvallar dolusu altının yanısıra o sıralarda Hristiyanlığın İstanbul'da bulunan kutsal emanetlerini de gönderdi.
Bu emanetler arasında Vaftizci Yahya'nın eli, Hazreti İsa'nın böğrünü deldiğine inanılan mızrak başı ve dudaklarına sürüldüğüne inanılan sünger de vardı.
Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'u fethettiği sırada Bizans'ta bulunan Hristiyanlığın kutsal emanetleri Osmanlılar'ın eline geçmişti. Fatih'in ölümünden sonra oğulları Beyazid ile Cem Sultan arasında taht kavga çıktı, Cem Sultan tahtı kaybetti ve Avrupa'ya gitmek zorunda kaldı. Avrupalılar'ın kutsal emanetleri geri alması da Cem'in bu Avrupa macerasıyla başladı.
Cem Sultan'ın hayatı, romanlara konu olacak gibiydi. Taht kavgası, Fatih'in 1481'deki ölümünden hemen sonra başlamış, ancak Cem yarışı baştan kaybetmişti. Cem o sırada Konya'da idi ve Konya, ağabeyi Bayezid'in valilik yaptığı Amasya'ya göre İstanbul'a daha yakındı ama babasının ölümünden zamanında haberdar olamadığı için İstanbul'a daha önce gelememişti.
Fatih'in büyük oğlu Bayezid, babasının ölüm haberini alır almaz hemen yola çıkarak İstanbul'a geldi ve tahta oturdu. Ağabeyi Bayezid'in padişah olması üzerine harekete geçen Cem Sultan verdiği bütün mücadeleleri kaybedince Mısır'a kaçtı ve Kahire'de Memluk Sultanı tarafından büyük bir merasimle karşılandı. Kendisine büyük hürmet gösterildi, şerefine ziyafetler verildi ve eğlenceler düzenlendi.
Taht kavgasını fırsat bilip Osmanlı'ya daha önceden kaybettiği beyliğini geri almaya çalışan Karamanoğlu Kasım Bey, Cem'i Anadolu'ya döndürmek için bahtsız şehzadeye çeşitli kişilerin ağzından sahte davet mektupları yazdırdı ve Bayezid'e karşı işbirliği teklif etti. Aklı ve yüreği saltanat hırsı ile dolu olan Cem Sultan, mektuplarını alınca Memluk hükümdarı Kayıtbay'dan izin alarak Anadolu'ya geri döndü. Ancak İkinci Bayezid'e karşı giriştiği son savaşta da yenildi ve dört bir taraftan sıkıştırılınca başına gelecekleri hesaplayamadan Rodos adasına gidip şövalyelere sığındı.
Cem Sultan'ı Rodos'ta tutmayı kendileri için mahzurlu gören şövalyeler, şehzadeyi Fransa'ya götürdüler ve tarikatlarına ait şatolara kapattılar. Bahtsız şehzade, Rumeli'ye gitmek istiyor ama şövalyeler izin vermiyorlardı. Defalarca kaçmaya çalışan Cem çeşitli ülkelerin krallarından yardım istedi, ancak Rodos şövalyelerinin elinden kurtulmaya muvaffak olamadı.
Rodos şövalyeleri, Cem'i bir süre sonra Roma'ya götürüp Papa'ya teslim ettiler. Ancak bu durum uzun sürmedi. Şehzadeyi kullanarak yeni bir haçlı seferi açmak isteyen Fransa kralı, Cem'i Papa'dan zorla aldı ama Papa, Cem'i krala vermeden önce yavaş yavaş tesir eden bir zehirle zehirledi. Talihsiz şehzade Roma'dan ayrıldı ama Fransa'ya varamadan önce, 25 Şubat 1495 günü yolda can verdi.
İkinci Bayezid, Cem'in Avrupa'da kaldığı sıralarda Osmanlı topraklarına geri dönmesinden çekindiği için şehzadeyi elinde tutanlara haraç olarak para ve hediyeler gönderiyordu. Giden hediyeler arasında İstanbul'un fethi ile Osmanlılar'ın eline geçen ve Hristiyanlar için kutsal sayılan eşyalar da vardı.
Sultan, Rodos şövalyelerine her yıl binlerce altının yanısıra Vaftizci Yahya'nın elini, Papa'ya ise Hazreti İsa'nın böğrünü deldiğine inanılan mızrak başı ile yine Hazreti İsa'nın çarmıha gerilmeden önce çektiği susuzlukla alay edilmesi için sirkeye batırılarak dudaklarına sürülmüş olan süngeri gönderdi.
Kutsal emanetler 1492'de Roma'ya geldiğinde büyük bir tören yapılmış ve emanetlerin gelişi, Papa Sekizinci Innocent'in büyük başarısı olarak görülmüştü.
Cem Sultan hadisesinden en çok faydalananlar, Rodos şövalyeleri oldu. Osmanlı topraklarında ve sularında ticaret yapma izni almışlar, Cem'in Mısır'da bulunan annesi Çiçek Hatun'dan para kopardıkları yetmiyormuş gibi, Memluk Sultanı Kayıtbay'ı bile dolandırmışlardı.