Güncelleme Tarihi:
Diyanet'in Avrupa Birliği Şûrası tartışmaları, Batı'nın İslam-Türkiye bakışını ortaya koyarken, Türkiye'den beklentileri de somutlaştırıyor. Diyanet'in devlet kuruluşu olmaması, liberal İslam önde gelen beklentiler arasında...
Diyanet devlete bağlı olmamalı
DİYANET İşleri Başkanlığı, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sürecine katkıda bulunmak amacıyla Avrupalı din ve bilim adamlarının katılımıyla düzenlediği Avrupa Birliği Şurası'nda Diyanet'in bir resmi devlet kurumu olma özelliği de tartışma konusu oldu.
Hollanda Leiden Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Alexander De Groot, şuraya sunduğu 'Türkiye ve Hollanda'da Laiklik Devlet, Resmi İslam İlişkisi' başlıklı tebliğinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi kimliğinin Hollanda hükümeti nezdinde yarattığı sorunları anlattı.
Prof. De Groot, her ne kadar hatalı da olsa, Hollanda'da ve diğer ülkelerde İslam'a karşı bir önyargı olduğunu söyledi. Prof. Dr. De Groot, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde özellikle İslam konusunda problemler ve yanlış anlamalar bulunduğunu ifade etti.
BEKLENTİLER
Prof. De Groot, Türk tarafından beklentilerini şöyle açıkladı:
‘‘Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Hollanda'da ve diğer Avrupa ülkelerinde acilen yapması gereken şey, Türk kültür ve karakterinde kabul edilen gerçeklerin Hollanda kültürüne uymadığını, ancak Türk kültürü çerçevesinde ve liberal İslam çerçevesinde ve Batı'nın kabul ettiği ölçüler içersinde tamamen varolabileceğini açıklamasıdır.’’
Viyana Üniversitesi öğretim üyesi Sabine Kroissenbrunner ise din ve devlet işlerinin ayrılmasının Avusturya'da da Hollanda'daki gibi kurumsal çerçeveye oturtulduğunu söyledi. Kroissenbrunner, ancak laik bir devlet kurma iddiasındaki Müslüman bir ülkenin dini kendi eliyle denetim alma ihtiyacının Türkiye'nin tarihi perspektifi içersinde anlaşılabilir olduğunu söyledi.
DİNİ BÜTÜNLÜK BİTER
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz ise bu konudaki görüşünü, ‘‘Diyanet İşleri Başkanlığı Atatürk tarafından kurulmuştur. Eğer bu kurum kaldırılırsa, vatandaşlarımızı birtakım cemaatlare karşı koruyamayız. Tamamen dini bütünlüğümüz ortadan kalkar, milli birliğimiz de tehlikeye düşer’’ diyerek ifade etti.
Dinlerin müzik buluşması
ULUSLARARASI Avrupa Birliği Şurası etkinlikleri çerçevesinde Türk Tasavvuf Müziği Korosu ve Saint Esprit Katedrali Korosu'nun önceki gece sundukları dini müzikler konseri, beğeniyle izlendi. Konseri, Şura'ya katılan yerli yabancı çok sayıda konuğun yanı sıra Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenterler Asamblesi Türk Gurubu Başkanı İstanbul Milletvekili Ahmet Tan da izledi. Yaklaşık 1.5 saat süren konserde 28 kişiden oluşan St.Esprit Katedrali Korosu Hendel, Dvorjak ve Korsakov gibi ünlü bestecilerin eserlerini Koro şefi Guiseppe Giorgis yönetiminde seslendirdiler. 16 kişilik Türk Tasavvuf Müziği Korosu ise şef Ahmet Hatipoğlu'nun yönetiminde eserler seslendirdiler. Konserin sonunda üç semazenin 'Örnekleme' adlı gösterisi yabancıların beğenisini topladı. Diyanet İşleri Dini Yayınlar Daire Başkanı Harun Özdemirci, ‘‘Amacımız ülkemizde yaşayan azınlıkların dinlediği din müziğinin birlikte icrasını sağlayarak ülkemizdeki kültürlerarası hoşgörünün varlığını şuraya katılanlara gösterip dinler arası diyaloğu pekiştirmektir’’ dedi.
Avrupa'nın bakışı
Türk Diyaneti devlet kuruluşu
Hollanda Leiden Üniversitesi'nden Prof. Dr. Alexander De Groot, Hollanda'nın son derece laik bir toplum olduğunu, Anayasa'ya göre din ve devlet işlerinin birbirinden ayrıldığını, vatandaşların dini dernek ve kuruluşlar kurma ve üyesi olma özgürlüğü bulunduğunu anlattıktan sonra şöyle dedi:
‘‘Hollanda'nın bu hürriyetine karşı Ankara'daki Diyanet tam bir devlet kuruluşu olarak algılanmakta, İslamiyeti tek kurum olarak göstermekte ve bu da serbest Hollanda düşüncesine ters düşmektedir. Buna bağlı olarak Lahey'deki Diyanet temsilciliği de yanlış anlaşılma ile karşı karşıyadır. Hollanda yetkilileri, bir Hollanda İslamı yaratmak için yerel kaynaklarla ve hür olarak kurulmuş, dış güçlere bağlı olmayan, yerel çıkarları düşünen İslami gruplarla ilişki halinde olmayı tercih etmektedir’’ dedi.
Milli Görüş, aşırı dinci ama hür
Prof. Dr. De Groot, Türkiye'deki dini parti ve kuruluşlarla bağlantılı olduğunu inkar eden Milli Görüş Teşkilatı'nın da Hollanda serbest bir lider etrafında toplanmış, hiçbir devlete bağlı olmayan bir kuruluş olarak algılandığını söyledi. De Groot, ‘‘Bu grupların liderlerini Hollanda'da genel olarak kabul edilmiş hürriyet normlarında görülmekte ve yerel politik ve kültürel hayata ayak uydurmuş olarak algılanmaktadır’’ diye konuştu. De Groot, konuşmasında bu noktada ortaya çıkan çarpıcı çelişkiyi şöyle ifade etti:
‘‘Esas zıtlık yaratan konu Milli Görüş gibi aşırı dinci ve politik bir kuruluşun Hollanda'da liberalist yerel hükümetin nezdinde Hollanda hayatının çarpıcı taşlarından biri algılanmasıdır. Diğer taraftan Türkiye'de din ve devlet işlerinin ayrılmasının simgesi Diyanet, potansiyel olarak tehlikeli gözükmekte ve Hollanda'daki Müslümanlara faydasının olmayacağına inanılmaktadır.’’
İslam'la çağdaşlaşmayı başarmak zorundayız
Şûra bildirisi
DİYANET İşleri Başkanlığı'nca The Marmara otelinde düzenlenen Uluslararası Avrupa Birliği Şurası'nın 4'üncü gününde komisyon raporları değerlendirildi. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz başkanlığında yapılan toplantının dünkü bölümünde, ilk komisyon raporunda yer alan ‘Dinlerarası ilişkiler sekreteryası kurulması’ isteği genel kurula sunularak kabul edildi. Akademik bir danışma kurulu olacak sekreterya, Avrupa ve diğer ülkelerdeki Türkler'in problemleri ile ilgilenecek, araştırmalar yapacak ve projeler geliştirecek alt birimler de oluşturacak. Bugün yayınlanacak şura bildirisine temel oluşturacak komisyon raporlarında Türk toplumunun İslam'la gelişmeyi ve çağdaşlaşmayı başarmak zorunda olduğu vurgulandı.
İkinci komisyon raporunda ‘‘İslamın doğru anlaşılması, AB'ye üye olma sürecinde ayrıştırıcı olmaktan ziyade bütünleştirici işlev üstlenecek’’ ifadesi yeraldı.
Diyanet'ten TRT'ye sansür sitemi
Toplantıda, provokasyona karşı Diyanet'ten geldiği belirtilen istek üzerine 200'ü aşkın polisle geniş güvenlik önlemleri alındı. Diyanet'in bir bağımsız televizyon kanalına sahip olması önerisi kabul görmedi. TRT'nin 4'üncü kanalının kendilerine tahsis edildiğini, ancak burada bazı sansür uygulamaları nedeniyle kendi iradeleriyle yayın yapamadıklarını belirten Mehmet Nuri Yılmaz, bağımsız TV kanalının bugün için mümkün olmadığını söyledi. Söz alan konuşmacılar da diyanetin böyle bir kanalı kuracak alt yapıya sahip olmadığını söylediler.
İlahiyatçı kadınlar şûrada niye yok
Toplantıda konuşan Hollanda'nın Leiden Üniversitesi'nde görev yapan Prof. Dr. Nasr Hamid Ebu Zeyd de şûrada demokratik bir ortam oluştuğunu, herşeyin tartışılabildiğini belirterek, ‘‘Ancak ilahiyatçı kadınlarınız, kadın profesörleriniz burada niye yok?’’ diye sordu ve ‘‘Kadınların sesini dışarıda bırakmak olmaz’’ dedi. Prof. Dr. Zeyd Müslüman olmayanlara gösterilen hoşgörünün, Müslümanlara da sağlanmasını istedi.
Vaiz ve hatiplere diksiyon kursu
Komisyon raporlarında ayrıca dini anlayışın yeniden gözden geçirilmesi, vaiz ve hatiplerin diksiyon kurslarına alınması istendi. Müzakereye açılan 2'nci komisyon raporunda Avrupa'daki İslami eğitime de değinilerek, ‘‘İslam dünyasında mezhep ve cemaatleşme Batı'ya nispetle daha farklı düzlemde ve mahiyette olduğundan Batı toplumlarındaki mezhep ve cemaat kavramlarıyla örtüşemez. Bu sebeple de Avrupa'daki din eğitiminin sivil örgütlere ve cemaatlere bırakılması projesinin olduğu şekliyle Avrupa'daki Müslüman Türklerin din eğtimine aktarılması doğru olmaz’’ dedi.
Kilisede 78 yıl sonra ayin
‘‘3000'e Doğru Aziz Pavlus Yürüyüşü Etkinlikleri’’ kapsamında Isparta'nın Eğirdir İlçesi'ndeki Nis Yarımadası’nda bulunan tarihi Rahibeler Kilisesi'nde, 78 yıl aradan sonra Fener Rum Patriği Bartholomeos'un yönettiği bir ayin düzenlendi. Ayinde dünya barışı için dua edildi.
Aziz Pavlus'un Antalya'ya gelişinin canlandırıldığı yaklaşık 1 kilometrelik sembolik yürüyüşten sonra Eğirdir'e geçildi.
Fener Rum Patriği Bartholomeos dün karayoluyla Isparta'nın İslamköy Beldesi'ne geldi. Patrik, Süleyman Demirel Külliyesi'ni ve tarihi mekanları gezdi. Bartholomeos ve beraberindeki Hıristiyan din adamları, şehir merkezinden yürüyerek dünyada ilk rahibelerin yetiştiği yer olarak bilinen Nis Yarımadası'ndaki Aziz Agianargeri Kilisesi'ne geçti. Rahibeler Kilisesi olarak da bilinen kilisede yapılan ayini Bartholomeos yönetti. Dünya barışı için dua eden patrik, 1922 yılındaki mübadeleden bugüne kadar ilk kez ayin yapıldı.
Müslüman kadınlar, rahiple dua etti
Rahibeler Kilisesi'nde düzenlenen ayine, Eğirdirliler büyük ilgi gösterdi. Ayini uzaktan izleyen Eğirdirliler, daha sonra Hırıstiyanların arasına karıştı. Rahip dünya barışı için dua ederken, başörtülü Müslüman kadınlar da ellerini açıp kendi inançlarına göre dua ettiler. Daha sonra Hıristiyan din adamlarının ilahilerine de elleriyle tempo tutarak eşlik ettikleri dikkati çekti. Eğirdir'deki bu etkinliğe Yunanistan'dan büyük katılım olması dikkat çekti. Ataları Eğirdir'den göç eden bazı Rumlar buradaki evlerini buldu ve halkla sohbet ettiler. Atina'dan gelen Prof. Anton Kazancıoğlu yıllar önce terk ettiği evini görünce gözyaşlarını tutamadı.