Güncelleme Tarihi:
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izniyle Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Şengül Aydıngün başkanlığında, Küçükçekmece Gölü kıyısında sürdürülen kazılarda önemli bulgular ortaya çıkarıldı.
Prof.Dr. Aydıngün, çeÅŸitli ülkelerden bilim insanlarının da katıldığı kazı çalışmalarında bu yıl ortaya çıkarılan en önemli buluntulardan birisinin 5 ila 7. yüzyıl arasında bir tarihe ait sepet biçiminde sütun baÅŸlığı olduÄŸunu söyledi.Â
"AYNI USTA AYNI SÃœTUN BAÅžLIÄžI"
Prof.Dr. Aydıngün, işçiliÄŸi çok zor olan bu baÅŸlığın çok ender bulunduÄŸunu belirterek, "Bu sütun baÅŸlıkları özellikle Erken Bizans veya Geç Antik ÇaÄŸ dediÄŸimiz dönemdeki önemli yapılarda, dini veya imparatorluk yapılarında ele geçiyor. Bir benzerinin, hatta aynısının 1960'lı yıllarda Saraçhane kazılarında bulunduÄŸunu biliyoruz. DeÄŸerlendirmemize göre, aynı usta, aynı sütun baÅŸlığını yaptı. Bu sütun baÅŸlığını kıyıya çok yakın bir alanda bulduk. Muhtemelen bir gümrük veya resmi bir bina olarak düşünüyoruz. Çünkü içerisinden bazı ilginç buluntular geldi. Aynı bölgeden ayrıca divit ve hokkadan oluÅŸan yazı takımı, ayrıca bir tartı aleti geldi. Bütün bunları birleÅŸtirdiÄŸimizde, özellikle yazı, kitap, tartının olduÄŸu bir ticari bölüm diye düşünüyoruz. Kazılar ilerledikçe netleÅŸecektir. Bu binanın 500'lü yıllarda yapıldığını, yaklaşık 100 yıl sonra da deprem veya baÅŸka bir felaketle yıkıldığını düşünüyoruz. Fakat bize verdiÄŸi bilgiler çok önemli. 100 yıllık dönemi çok net biçimde bütün malzemesiyle bulabiliyoruz" diye konuÅŸtu.Â
Doğu Roma (Bizans) İmparatoru 1. Justinianus döneminde yaptırılan ve içinde sepet sütun bulunan yapının, 21 Aralık 557 İstanbul depreminde yıkıldığı değerlendiriliyor. Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Bathonea Kazı Başkan Yardımcısı Dr. Ülkü Kara, gün yüzüne çıkarılan divitin geyik kemiğinden yapıldığı üzerinde durduklarını söyledi.
Bu değerlendirmenin Zooarkeolog Öğretim üyesi Dr. Hasan Değirmenci tarafından yapıldığını belirten Dr. Kara, "Kazılarda minyatür içine düzenli mürekkebin konulması ve yazılmasını sağlayan hokka ve divit bulundu. Divitin ucunda kırmızı ve siyah mürekkep izleri var. O dönemde okuma yazma oranının çok düşük olduğu göz önüne alınırsa, bunun resmi, devlet veya yönetim işinde kullanılmış olabileceğini değerlendiriyoruz" dedi.