OluÅŸturulma Tarihi: Mart 16, 2003 00:00
Sabah Gazetesi'nin Genel Yayın Müdürü Ergun Babahan, rakiplerini ‘‘Amerikancı, savaş yanlısı’’ olmakla suçluyor. Dönüp kendi gazetesinin başyazarını, diğer yazarlarını okumuyor. Ergun Babahan, ‘‘savaş yanlısı’’ diye suçladığı türden yazıların kendi yazarları tarafından da yazıldığını görmüyor. Hep birlikte bunlardan örnekleri okuyalım, Babahan da belki okuyup, anlar.Erdal ŞafakSabah Gazetesi 04.03.2003Türkiye-ABD ilişkisi ölümcül darbe alır‘‘Tezkerenin reddine ABD yönetiminden gelen son derece ılımlı ve ihtiyatlı tekpiler de bunu ‘‘yol kazası’’ kabul ettiklerin gösteriyor.Aynı şekilde Meclis'teki oylamanın döviz-faiz-borsa üçgenine etkisinin korkulan ölçülerin çok altında kalması da piyasaların bunu son karar kabul etmediğini, ‘Yeni bir tezkere beklentisi'nde olduğunu ortaya koyuyor.ABD'nin hesabı da doğru, piyasaların beklentisi de Türkiye ikinci tezkereyi mutlaka geçirmek zorunda. Çünkü Kuzey Irak'taki gelişmeler vahim. Operasyonda ABD kuvvetleri bir şekilde Kuzey Irak'a girecek ama Türk ordusu giremezse, olaylar tümüyle kontrolumuzdan çıkacak.Bir an için ABD'nin kuzey cephesinden yoksun kaldığını kabul edelim. O zaman savaşta vereceği kayıpları artacak ve ABD'ye gidecek her tabut Türkiye'ye öfke seli olarak dönecek. Türkiye-ABD ilişkileri işte o zaman ölümcül bir darbe alacak.Siz hálá ‘Tezkere bir daha gelmez' diyenlerden misiniz?’’Sabah Gazetesi 03.03.2003Parti içi demokrasinin bedelini ödemeyelim‘‘Bakmayın siz Erdoğan'ın kararı ‘demokratik tercih' diye nitelemesine; önümüzdeki tablo bal gibi kaos.’’...Çünkü başta Erdoğan ve Gül olmak üzere hiçbir AKP yöneticisinin aklına, milletvekillerinin kendi hükümetlerine güvensizlik diye yorumlanacak bir depreme yol açacakları gelmiyordu. Ne var ki, Meclis'te fire 97'ye çıktı. Yani 70 kadar milletvekil parti yönetimine yalanbeyanda bulunmuş, hatta ‘takiyye' yapmıştı. Şimdi bu parti içi demokrasi mi oluyor, yoksa parti içi kargaşa mı?...Erdoğan'ın parti içi demorasiden anladığı buysa, hayrını görsün. Ama bedelini millete ödetmesin.’’Sabah Gazetesi 08.03.2003Özkök'ün cümlesiyle aklınız başınıza gelsin‘‘İşaretler yeterli değilse, Genelkurmay Başkanı Orgenaral Özkök'ün herkesin aklına başına getirmesi gereken uyarısından bir cümleyi hatırlatalım: ‘Tezkere geçerse beklenmeyen gelişmelere müdahale etmek zorunda kalırsak savaşanlar buna karşı çıkamayacaklar.'Beklenmeyen gelişmelere müdahaleden kasıt, elbette Kuzey Irak'taki olası tehlikeler. Herkes biliyor ve kabul ediyor ki, Türk Ordusu, cephe açılsa da açılmasa da Kuzey Irak'ta olmak zorunda. Ancak tezkere çıkmazsa bu işi tek başına yapacak. Ne sakıncası mı var? Bölgedeki son durumu aktaralım, siz karar verin.Barzani'nin partisi Washington Post'ta yayınladığı ilanda, ‘ABD Kongresi'ne Irak Kürdistanı'nın Türkiye'nin elinde felakete sürüklenmesini engellememleri' çağrısı yaptı.Barzani'nin sağ kolu Sami Abdurrahman, ‘Türkiye hangi biçimde gelirse gelsin, ulusumuz onlara karşı tüm olanaklarıyla direnecektir' dedi.AKP iktidarına Konfüçyüs'ün bir sözünü hatırlatıyoruz: ‘En büyük hata düzeltilmeyen hatadır..'Mehmet TezkanSabah Gazetesi 13.03.2003‘Tezkereye hayır' derken hangi halkı düşündünüz‘‘Uluslararası tüm girişimlere rağmen savaş önlenemiyorsa, Türkiye buna tek başına engel olamaz......Elkatmış gibi retçilere şimdi şunu sormak gerekir..Birinci tezkereye ret oyu verirken hangi halkı düşünüyordunuz?İkinci tezkereye evet oyu verirken hangi halkı düşüneceksiniz?Metin MünirSabah Gazetesi 08.03.2003Demagoglar kazansın diye ölüme mi gitsinler‘‘Irak'ın toprak bütünlüğü hiçbir ülke için Türkiye kadar önemli değildir. Ordu onun için Kuzey Irak'a girmek istiyor....Irak'a tekbaşına giren Türk ordusu ise hem Kürtler hem müttefikler hem de dünya tarafından libero bir güç olarak görülecektir. Kürtler böyle bir orduya atış serbest politikası uygulayabilirler.Genel Kurmay Başkanı Özkök'ün bahsettiği kötü ile çok kötü arasındaki
seçim budur. Demagoglar Meclis tabanında puan kazansın diye insanlar ölüme mi gitsin?’’Soli ÖzelSabah Gazetesi 13.03.2003ABD'nin yanında olmak Ankara için elzem‘‘Hálá AB'nin nüvesini oluÅŸturan bu iki ülke (Fransa ve Almanya) ve Brüksel'deki AB bürokrasisi Türkiye'ye bir aday ülke, gelecekteki bir partner muamelesi yapmamaktadırlar... Bu nedenle ABD'yi yanında tutmak güvenlik kaygıları içindeki Ankara açısından daha da elzemdir.Gerçekten de yaÅŸanan dönem Cumhuriyet tarihinin en çalkantılı dönemi.’’Â
button