Güncelleme Tarihi:
NASIL BİR BAŞKANLIK BUNU ÖĞRENECEĞİZ
“Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşıyor. Hangi vatandaşımın can ve mal güvenliği var? Biri çıksın var desin. 32 gazeteci hapiste; gazeteciler doğru haber yaptı diye hapislerde çürüyor. Birilerinin üstünlüğü, egemenlerin üstünlüğü var. Kendilerine gelince hukuk, vatandaşa gelince guguk.
(Davutoğlu’nun ziyareti) Neleri söyleyeceğini ben de merak ediyorum. Başkanlık sistemiyle gelecekse, nasıl bir başkanlık olduğunu öğrenme fırsatı bulacağım. Herhalde anlatacaktır. Bu sistemle ilgili bana anlattıklarını sizinle paylaşacağım. Demesin, ben anlattım, sonra gitti anlattı, baştan söylüyorum.
İhale mi alacaksın, önce TÜRGEV’e paranı yatıracaksın. Suudi Arabistan’dan 99 milyon dolar para geldiğini söylemiştim. Beni mahkemeye verdiler, makbuzun tarihini ve numarasını hâkime verdik, ‘ilgili bankadan isteyin’ dedim. Vakıflar Bankası mahkemeye yazıyı göndermiş. TÜRGEV’in hesabına yatırmışlar. TÜRGEV’in adı artık götürgev.
Son günlerde kafayı ODTÜ’ye takmışlar. ‘Namaz kılan öğrencilere saldırıldı’ deniliyor. Provokasyonla ODTÜ üzerine tezgâh kurmaya çalışılıyor. Her şeye maydanoz olan var ya, diktatör bozuntusu, hemen konuşuyor, istismar edecek ya, ‘hemen gereğini yapın’ diyor, Allah bilir savcıya yazı yazmıştır. Bir AKP’li ise ‘Cizre’ye nasıl girdiysek ODTÜ’ye de gireriz’ diyor. ODTÜ’ye tankla, TOMA’yla giremezsin; sınavla girersin. Bir başkası ‘Halk çocuğu girsin’ diyor, bunlar bizim çocuğumuz değil mi?
Bütün şehitlerimizin kanı AKP yöneticilerinin yakasındadır. Fidan gibi çocuklarımızı toprağa veriyoruz. Ne oldu da Türkiye’yi bu hale getirdiniz? PKK ile ne pazarlığı yaptın, bunu anlat. Bu silahlar gelirken, bu hendekler zorla vatandaşa kazdırılırken sen başka ülkede miydin?
HENDEKLERİ KİMSE SAVUNAMAZ
Diyarbakır’da bir toplantı yaptılar, hendekleri savunuyorlar; hendekleri kimse savunamaz, savunan adaletten, hukuktan, özgürlükten yana değildir. Türkiye bir ayrışma sürecinin içinde. En derin krizlerinden birisini yaşıyoruz, 13 yılda ülkeyi bu hale getirdiler. Bütün bu görüşmelerde başkanlık da bu pazarlığa dahil mi? ‘400 vekil verin bu işi bitirelim’ diyordu; hangi işi nasıl bitirecekti, çık anlat bakalım, tık yok.”
ERDOĞAN'A: DİKTATÖR BOZUNTUSU
“BİR diktatör bozuntumuz var, çıkıyor Cumhuriyet savcılığına gizli ibareli yazı yazıyor. ‘Cumhurbaşkanı’na Sayıştay kaçak geliri’ başlığıyla bir yazı çıkmış, hakaret edildiğini söylüyor, ‘Kanuni işlem yapın, sonucundan da bana bilgi verin’ diyor. Kimsin sen? Senin savcıya talimat vermeni kim, hangi yasa öngörüyor? Adalet Bakanı’nın bile böyle bir yetkisi yoktur, ‘savcıya dava aç’ diye talimat veremez. Bunu diktatör bozuntusu bilmiyor mu? Elbette biliyor. Cumhurbaşkanı hukuksuzluk yapıyor, kurallara uymuyor. Türkiye’nin en temel sorun alanlarından birisi, hukuk sistemi. Hukuk bitti.
(Erdoğan’ın, muhtarların Kılıçdaroğlu’na mektup yazmasını istemesi) Bu diktatör bozuntusu bilsin ki, bize gelen mektuplardan korkmayız, oturup adam gibi cevabını yazarız. ‘Yaptığı konuşulur yenilir, yutulur konuşma değildir’ diyor. Ben de biliyorum. Ama sen bunu hak ediyorsun ve ancak bu dilden anlıyorsun. Sen Cumhurbaşkanlığı görevini yapmıyorsun, bir siyasi partinin genel başkanlığını yapıyorsun, sorunumuz bu. Diktatör bozuntusuna soruyorum; hadi paraları sıfırladın, namus ve şeref kavramını da mı sıfırladın.”