Başsavcı Ok'tan sert uyarı

Güncelleme Tarihi:

Başsavcı Oktan sert uyarı
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 10, 2004 17:12

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, Yüksek Mahkeme'nin yargıda siyasallaşma için pilot alan seçildiğini ileri sürdü.

Haberin Devamı

Ok, ''Anayasa Mahkemesi'nde açılmak istenen siyasal pencerenin, adli ve idari yargı için kapı oluÅŸturacağında kimsenin kuÅŸku duymaması gerekir'' dedi.Â

BaÅŸsavcı Nuri Ok, ''Ceza Hukuku'' konulu panelde yaptığı konuÅŸmada, yargının ağır iÅŸ yüküne karşın üzerine düşen görevi yerine getirdiÄŸini belirti, özlük haklarının yetersizliÄŸinden yakındı.Â

Türkiye'de demokrasi geleneÄŸi oluÅŸmakla birlikte yapısı itibariyletehlikelere açık sistemin sürekli koruma görme ve geliÅŸtirilme ihtiyacı bulunduÄŸunu vurgulayan Ok, şöyle devam etti:Â

''Hukuk devleti ilkesine baÄŸlı politik güç, demokratik sistemin göreceli güvencesidir. Yargı, basın ve muhalefet. Bu üçlü, demokrasinin etkin korumasını mutlaka saÄŸlamalıdır. Bunun için, yargının bağımsız, basının özgür, muhalefetin güçlü olması gerekir.Â

Haberin Devamı

Demokratik sistemde, ulus egemenliÄŸini kullanmada tekel kabul edilmemiÅŸ, belli ölçü ve oranlarda paylaşıma tabi tutulmuÅŸtur.Â

Politik gücün her ÅŸeyi belirleme, kontrol etme, etkisi altına almaeÄŸilimi tarihsel gerçek olarak karşımızda durduÄŸu gibi, bugün de aynı eÄŸilimi gözlemlemekteyiz.Â

Demokratik toplumda politik gücün kendi alanında kalmasını saÄŸlayan en önemli anlayış ve mekanizma, erkler ayrılığı temelinde hukuk devleti ilkesi ve yargı denetimidir.''Â

''ON DAÄ°RE DE KURULSA...''

Anayasa Mahkemesi'nce hazırlanan ve mahkemenin yapısının deÄŸiÅŸtirilmesini öngören Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi önerisini de eleÅŸtiren Ok, bu deÄŸiÅŸikliÄŸin, Anayasa Mahkemesi'nin yeniden yapılandırılması ihtiyacı, giderek artan iÅŸ yükü ve bireysel baÅŸvurunun (Anayasa ÅŸikayetinin) benimsenmesi gerekçelerine dayandırıldığını anımsattı.Â

''Bireysel baÅŸvurunun, Anayasa Mahkemesi'ni tümüyle iÅŸgal edeceÄŸi,Yüksek Mahkemeyi felç edeceÄŸinde kuÅŸku yoktur. DeÄŸil 2, 12 daire de kurulsa, ÅŸikayetlerin getireceÄŸi iÅŸ yükünün altından kalkılamayacağı bilinmelidir'' diyen Ok, deÄŸiÅŸiklik önerisinin, yargıda siyasallaÅŸmayayol açma tehlikesi bulunduÄŸunu kaydetti.Â

Ok, özetle ÅŸu görüşleri savundu:Â

''Öneri aynen yasalaşırsa Anayasa Mahkemesi'nin siyasallaÅŸacağı, kararlarına salt bu nedenle kuÅŸkuyla bakılacağı, haksız da olsa eleÅŸtirilerin dozu ve etkisini artacağı, güven konusunun gündeme geleceÄŸi kuÅŸkusuzdur.Â

Haberin Devamı

Anlaşılıyor ki, yargıda siyasallaÅŸma için Anayasa Mahkemesi pilot alan seçilmiÅŸtir. BaÅŸarılı olunursa, bu giriÅŸimin nerelere yayılacağı,nerelerde son bulacağı kestirilemez.Â

TBMM'nin dört, CumhurbaÅŸkanı'nın iki, toplam altı üyenin siyasi güç tarafından seçilerek Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesi, hem de üyelerini kendilerinin seçtiÄŸi iki Sayıştay üyesinin TBMM tarafından hukuk eÄŸitimi alıp almadığı da aranmaksızın seçilmesi imkanının tanınması, adayların kendilerini tanıtmak için siyasetçilerle doÄŸrudanveya dolayısıyla kurdukları iliÅŸkinin görev sırasında devam ettirilmesinin kaçınılmazlığı siyasallaÅŸma tehlikesinin ciddiyetini göstermektedir.Â

Haberin Devamı

Anayasa Mahkemesi'nde açılmak istenen siyasal pencerenin, adli ve idari yargı için kapı oluÅŸturacağında kimsenin kuÅŸku duymaması gerekir.''Â

POLİTİK GÜÇ VE YARGI

BaÅŸsavcı Ok, politik gücün, yargıyı kendilerinin emir ve hizmetinde bir kurum olarak görmemesi gerektiÄŸin iÅŸaret etti.Â

''Yargıda itaat; hukuka, hakka ve adaletedir'' diyen Ok, şöyle devam etti:Â

''Bunun dışındakilere itaat, bu deÄŸerlerin yanında, demokratik toplumu da temelinden sarsmaktır. Anayasa kuralları deÄŸiÅŸmez kurallar deÄŸillerdir. Ancak, deÄŸiÅŸtirmede kullanılan araç ve yöntemin, yasal vedemokratik olmasının yanında, getirilmek istenen yeni kuralların demokratik ilke ve deÄŸerlerle uyumlu bulunması gerekmektedir.Â

Haberin Devamı

ÇaÄŸdaÅŸ devlet yapısı ve çoÄŸulcu demokratik sistemin temelini oluÅŸturan yasama, yürütme ve yargı organları arasında denge kurma iÅŸlevi verilen erkler ayrılığı ilkesinden sapma olarak deÄŸerlendirilmesi gereken bu öneriye eleÅŸtirel yaklaşım, amacını keÅŸfetmek için yeterli olacaktır.Â

Demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve öz görevine yürekten baÄŸlı, bağımsızlık ve yansızlığına duyarlı olduÄŸunu yakından bildiÄŸim Anayasa Mahkemesi'nin gerçek niyeti ortaya çıkan bu öneriye karşı demokratik tavır alacağına inanıyorum.''Â

''SAYISAL ÇOĞUNLUĞA DAYANARAK...''

Demokrasinin kendine özgü ilke, kural ve deÄŸerler sistemi olduÄŸunu belirten Ok, ''Demokratik toplumda siyasal iktidarı sayısal çoÄŸunluÄŸuna dayanarak bu ilke, kurul ve deÄŸerleri göz ardı ederek her ÅŸeye nüfuz ile kontrol etmesi mümkün deÄŸildir'' diye konuÅŸtu.Â

Haberin Devamı

Sayısal çoÄŸunluÄŸun, yönetimde istikrarın saÄŸlanması bakımından önemli olduÄŸunu ifade eden Ok, ''Yönetimde istikrarın topluma yansıması; huzur, güven, hoÅŸgörü ve refah yanında, bu hedeflere götürecek yol ve deÄŸerleri oluÅŸturan, kurtuluÅŸ ve Cumhuriyet'in kuruluÅŸ felsefesine, insana, hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına duyarlılık, üniter, laik, demokratik, sosyal hukuk devletine ve rejimine baÄŸlılık olmalıdır'' dedi.Â

Demokratik sistemin, sayısal çoÄŸunlukları olsun ya da olmasın, siyasal iktidarların görev ve yetki alanlarını belirlediÄŸini, zorlamanın mümkün olmadığını belirten BaÅŸsavcı Ok, ''Her giriÅŸimin, demokratik ilke ve kurallar baÄŸlamında evrensel ve anayasal yasallık zemini bulunmalıdır'' ÅŸeklinde konuÅŸtu.Â

''DİN, BAŞLANGIÇTAN BERİ İSTİSMAR EDİLEGELMİŞTİR''

İnsanın manevi dünyası ve moral değerleriyle ilgili olmasına rağmen dinin insan yaşamını dolayısıyla toplumsal ilişkileri düzenlemede önemli roller aldığını, İslam gibi kimi dinlerin, kamu yönetimine ilişkin kurallar getirdiğini belirten Ok, şunları kaydetti:

''Din, başlangıçtan beri istismar edilegelmiştir. Yakın gelecekte de istismarın son bulacağına dair güçlü işaretler görülmemektedir. Geniş alanda; toplumsal, siyasal, kamusal ve ticarette, hatta düşük yoğunlukta da olsa, sanatın her dalında istismar, ancak, insanın aydınlanmasıyla yavaşlayıp son bulacağı kanaatini herkesimin paylaşması gerekir.

Bunun için, yani insanın aydınlanmasını saÄŸlamak için eÄŸitimin önemine özellikle vurgu yapmak isterim. EÄŸitim; okuyan, düşünen, araÅŸtıran, sorgulayan, eleÅŸtiren, çözüm üreten ve öneren, yaratıcı insan yetiÅŸtiren karakterde olmalıdır. Bugün için bunu saÄŸlayan, aklı temel alan eÄŸitimdir. Bu eÄŸitimde müfredatın laik niteliÄŸi kaçınılmazdır. Bilimi, aklı dışlamak, çaÄŸdaÅŸlığa, uygarlığa ve refaha giden yolu tıkamaktır.''Â

Demokratik toplumda tek tip insan yetiÅŸtirilmesinin mümkün olmadığını, ancak, çağın asgari deÄŸerlerini paylaÅŸan insan yetiÅŸtirmenin hedef olması gerektiÄŸini vurgulayan Ok, bağımsız düşünceve araÅŸtırmayı temel alan bilimsel eÄŸitimden geçmemiÅŸ toplumların çaÄŸdaÅŸ deÄŸerleri yakalamasının mümkün olmadığını kaydetti.Â

''DÄ°N ÃœZERÄ°NDEN SÄ°YASET...''

Yargıtay BaÅŸsavcısı Nuri Ok, ÅŸunları söyledi:Â

''Din eÄŸitimi, din hizmetlerinin düzenli ve yeterli olarak yürütülmesi gereksinimini karşılayacak kadroları yetiÅŸtirmekle sınırlı tutulmalıdır. Din eÄŸitiminin temelinde, dini toplum yaratma düşüncesi olmamalıdır.Â

Hiç kimse, zümre ve küme Ä°slam'ı korumanın sadece kendilerine ait olduÄŸunu düşünmemeli, o konum ve pozisyonu almamalıdır. Ä°slam, 14 asırdan beri vardır, varolmaya da devam edecektir. Önemli olan, baÄŸnazlığın, yobazlığın, cehaletin ve istismarın devam etmemesidir. Bunu saÄŸlamak için, din üzerinden siyaset yapılmamalı, dinin siyaset yapmasına izin verilmemelidir.Â

Öte yandan, taassubun esaretini, özgürlük olarak deÄŸerlendirme yanılgısından da kurtulmalıyız.''Â

Devlet ve toplum yaÅŸamında varolan sorunlar yumağının çekirdeÄŸini dün olduÄŸu gibi, bölücü-yıkıcı-gerici radikal tavır ve faaliyetlerin oluÅŸturduÄŸunu kaydeden Ok, sözlerini şöyle tamamladı:Â

''BirleÅŸtikleri ortak nokta, T.C. VatandaÅŸlığı kimliÄŸini ret, uygun gördükleri kimlikleri dayatmaktır. Bunlara eklenen her alanda israf ve yaÄŸma; siyaset, bürokrasi ve iÅŸ dünyası üçgeninde, çoÄŸu kez üçü birlikte, hem de organize yolsuzluklar, kamu yönetimi, insan ve toplumdaki çözülmeye, dolayısıyla umutsuzluÄŸa yol açmıştır. Süregelen gerilim ve iç çatışma ortamı; sosyal barışı bozmakta, insan deÄŸerlerini, demokratik toplum deÄŸerlerini, ülke kaynaklarını tahrip etmekte, huzur ve refah yolunda ilerlemeyi engellemektedir.''Â

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!