Güncelleme Tarihi:
Kemal Kılıçdaroğlu Halk TV’de Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:
İNSANLAR VE KURUMLAR HATA YAPABİLİR
(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başörtüsü ile ilgili sözleri) TV programında tartışmadan yola çıkarak, CHP’yi başörtüsü üzerinden suçlaması akıl alacak şey değil. Yeni bir yıla girmişiz, bari hiç değilse sevgiden, saygıdan söz et. ‘İnsanlar dert ortamı içinde, pandemi var, ekonomik sıkıntılar var, inşallah atlatırız’ de. Ama bunun üzerinden CHP’yi suçluyor. Artık 21. yüzyılda başörtüsü sorununu gündeme getirip ‘şöyle yaptınız, böyle yaptınız, bak bay Kemal konuşmadı.’ Halbuki ben konuştum. Bu tartışma artık Türkiye gündeminden çıkmalı, yok böyle bir tartışma. Başörtüsü bizim geleneksel olarak da, inanç nedeniyle de taktığımız bir şey. Benim görevim ona saygı duymaktır. Siyaset ön yargılar üzerinden gitmez. Siyasetçinin işi; bu ülkede sorunu olan var mı? Var. Bunu nasıl çözerim. Siyasetçinin görevi bu olması lazım.
BAŞÖRTÜSÜ KAPANMIŞ BİR KONU
(Sizin açınızdan başörtüsü konusu kapandı mı?) Kapanmış bir konu. Boşuna tartışıyoruz. Neden? Kardeşim, ben senin giyimine, inancına, yaşam tarzına saygı duyuyorum. Eğer bu değerler üzerinden seni toplum ötekileştiriyorsa, gel bana haber ver, beraber yürüyeceğiz.
YAŞAM TARZI İLE UĞRAŞMAYACAĞIZ
(Erdoğan’ın iktidara geldiğinizde bazı yasaklamalar yapabileceğiniz yönünde açıklamaları oluyor) Yok efendim yok. O da görecek. İktidara geleceğiz, bizim kişinin inancı, kimliği, yaşam tarzıyla uğraşacak zamanımız da yok, uğraşmayacağız da. O insanların sorunları varsa, o sorunlara kilitleneceğiz. Kişi başı açık veya kapalı, çocuğu işsiz ayıracak mısınız? Onlar ayırıyor, biz ayırmayacağız.
TABLO DAHA AĞIR
(Yeni bir ‘Adalet Yürüyüşü’ne ihtiyaç görüyor musunuz?) Bugünkü tablo, geçtiğimiz tablodan biraz daha ağır. Her geçen gün ağırlaşıyor. (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı) Ekrem bey bazı yolsuzluk dosyalarını çıkardı ve gönderdi. O haberlere erişim engeli çıkartıldı. Yolsuzluk yapanların korunduğu bir ülke. Devleti soyan, haksız kazanç sağlayan kişilerin üzerine devlet yürümüyorsa, o yolsuzluğun bir parçası haline gelmiş demektir. Biz bu pozisyondan rahatsızız. AK Parti’ye oy verenler de rahatsız olmalı.
O KADAR BOZULDUK Kİ
O kadar bozulduk ki, sahte diploma TBMM’de savunuldu. Ya kendisi söylüyor, ‘Bu bana verdi’ diye. Söyleseler, bu olmaz derdim. Bu oldu ya. Adam gitmiş mahkemede, ‘Bu sahte demiş, şu okuldan aldım, verdiler’ diyor. Hakim kararına yazıyor ve siz bu sahtekarın sahtekarlığını Meclis kürsüsünde savunuyorsanız, bu Meclise nasıl güveneceksiniz? Bu ahlaksızlığa nasıl gidip, oy vereceksiniz? Vicdanım kabul etmiyor. Sahtekarların banka yönetim kurulunda görev alması ne demek? Yarın bu adam çıkıp bankayı soysa, ne diyeceğiz? Aklın alacağı şey değil.
ASIL MUHATAP BAHÇELİ
(Osman Öcalan ile görüşme ve HDP yerine parti iddiası) Yerel seçimlerden önce de gidip TRT haber yapmıştı. Ne görüşüyorlar, bilmiyoruz. Erdoğan istemese böyle bir görüşme zaten olmaz. Bu sorunun asıl muhatabı Sayın Bahçeli’dir. Bahçeli’nin bilgisi dahilindedir bu görüşmeler.