BaÅŸkut'un açtığı pencereler

Usta oyun yazarı ve gazeteci Cevat Fehmi Başkut’un oğlu olan Acar Başkut, resme olan ilgisini ilk kez Galatasaray Lisesi’nde okulun duvarlarına uyguladığı grafiti ile ortaya koydu. Aslında bu ilk deneyimi ona bir ceza da getirdi ama aynı zamanda Muhsin Ertuğrul'un teşvikiyle 1959 yılında Almanya’ya gitmesi ve Münih Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenim görmesinin yolunu da açtı. Başkut, Akademi'den "usta" derecesiyle mezun olup Tükiye'ye döndü...
 
1967 yılında Türkiye’de çeşitli tablolara gördüklerinden hayallerini yansıtan Acar Başkut, Devlet Operası’na sahne tasarımı tahsili gereği dekoratör olarak girdi. 1968 yılında Ankara’da Baş Dekortör olan Başkut, 68 yılında İstanbul Kültür Sarayı’nın açılışında İstanbul’a döndü. Acar Başkut, AKM’de  Kerem, Aida, Fındıkkıran, Turandot, Carmen, Mozart ve Salieri,  Deli Dolu, Rigoletto, Saraydan Kız Kaçırma gibi sayısız eserin dekorlarına imza attı.

Başkut tasarımlarının ve sahnenin, ilk perde açıldığında alkışlanması nerdeyse bir gelenek oldu. Alkış alan o sahnelerin bir tablodan da detaylı çalışılmış eskizleri ilk kez alkış mekanı AKM’de toplu halde İstanbullu sanatseverler ve kolleksiyonerler için görücüye çıkıyor.

Japonya’dan, Rusya’ya, Almanya’ya pek çok kişisel sergisini yurt içinde ve yurt dışında açan Acar Başkut , ilk kez tabloları ile birlikte 33 yıllık tiyatro eskizlerini toplu halde 18 Aralık AKM sergisine dahil ediyor.

Haliç’te gün batımı bacasından duman tüten bir çatanadan, boğaziçinin herhangi bir yerinde aşı boyalı eski yalıya, Emirgan’da asırlık çınarın tanıklığından, kemeraltında kendi halinde bir ayakkabı boyacısı ve sokak kedisine kadar Acar Başkut imzalı tabloların ana teması çok değişkendir.

BaÅŸkut imzasının ortak özelliÄŸi Ä°stanbul’a veya kendi halinde yaÅŸayan insanların görsel çekiciliÄŸine bir pencere açması...Kimi zaman deli dalgalar, kimi zaman sakin bir bahçeden denize bakış deÄŸilmidir insan ruhunun etkilendikleri, farklı zamanlarda farklı mekanlarda düşündürdükleri. Sanatçı gördüklerini tuale yansıtırken, 94-95 yıllarında Ana ve Çocuk tablosu ile Picasso, Renoir ve Utrillo gibi ünlü dünya sanatçıları ile birlikte Unicef’in Sanat Takvimine girdi.Â