Güncelleme Tarihi:
Yılmaz, hislerini şöyle anlattı:
''Dün doğum günümdü. Türkiye’de kutlamak istiyordum. Esaret bitti, isteğim gerçekleşecek. Çifte bayram yaşıyorum. Yola çıktıktan sonra ‘geldik’ demek için Sayın Başbakan’ı aradım. Sayın Başbakan açar açmaz ‘Hoşgeldin Öztürk’ dedi. Demek ki çok yakın takip ediyormuş. İnsanının vatanı için katlanamayacağı hiçbir şey yoktur. En güzel şey, vatandan dolayı hasret çekmek, ondan dolayı insanın üzüntü, elem duymasıdır."
Başkonsolos ''Kötü muamele gördünüz mü?'' sorusuna ''Şunu söyleyebilirim hepimizin sağlığı iyi, çok sevinçliyiz'' yanıtını verdi.
''Emeği geçen başta sayın cumhurbaşkanımız olmak üzere, Başbakanımıza, Dışişleri Bakanımıza, Sayın Müsteşarımıza, sayın MİT Müsteşarına özellikle, MİT'teki tüm çalışanlarına, önceki cumhurbaşkanımız Abdullah Gül beyefendiye teşekkür ediyoruz'' diyen Yılmaz, ''102 gün geçti. Esaretten kurtulmanın bugün bir günüydü. Çok mutluyuz. Devletimle gurur duydum, ülkemle gurur duydum. İnsan vatanı için gittiği yerde başına her şey gelebilir. Musul dünyanın en tehlikeli yeri. Ben de ülkem için katlandığım her şeyden gurur duyuyorum. Umutsuzluk gibi bir şey olmaz. İnanan insanlarda umutsuzluk olmaz. Ben açıklamayı yaptım lütfen ailemle 102 gündür görüşmüyorum, ilk yapmak istediğim şey çocuklarımı alıp evime gitmek'' diye konuştu.
Başkonsolos, ''Alnınızdaki iz nedir?'' sorusuna ''Çizik'' yanıtını verdi.
Duygularını dile getiren Öztürk Yılmaz'ın eşi Özay Yılmaz da "Biz de aynı şeyleri yaşadık 101 gün. Çok şükür kavuştuk" diye konuştu.