Başkentte deprem tehdidi

Cengiz, Marmara depreminin 8. yılı nedeniyle, Jeoloji Mühendisleri Odasında düzenlediği basın toplantısında, “Deprem Bölgeleri Haritası”na göre, Türkiye'nin yüzde 92'sinin deprem bölgesi içerisinde olduğunu, nüfusun yüzde 95'inin deprem tehlikesi altında yaşadığını ve büyük sanayi merkezlerinin yüzde 98'inin ve barajların yüzde 93'ünün, deprem bölgesinde yer aldığını” belirterek, “Ülke coğrafyamızın büyük bir kesiminin, her an yıkıcı bir deprem tehlikesiyle karşı karşıya olduğu açık bir gerçektir” dedi.

“Ulusal bir afet politikasından yoksunluk nedeniyle, jeolojik yapısı gereği deprem, su baskını, heyelan, kaya ve çığ düşmesi ya da kuraklık gibi doğa olaylarının sıkça yaşandığı Türkiye'nin, bir afet ülkesine dönüştürüldüğünü” öne süren Cengiz, şunları kaydetti:
“2007-2013 yılları arasını kapsayan ve 59. Hükümet tarafından hazırlanan 9. Kalkınma Planı'nda afete karşı hazırlıklar ve afet zararlarıyla mücadele süreci unutulmuştur.
Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, yeni kurulacak olan 60. Hükümet'in bu yanlışlığı ve perspektif eksikliğini ivedilikle ortadan kaldırmasını, her tür ve ölçekte yapılacak planlamalarda, kurumsal yapılanmada ve ilişkilerde ülkemizin afet gerçekliğine uygun olarak gerekli revizyonu yapması gerektiğini bir kez daha belirtiyoruz.”

İsmet Cengiz, afet zararlarının azaltılması ve ülkedeki yerleşim yerlerinin afetlere karşı güvenlikli hale getirilmesinin, toplumsal bir hedef olması gerektiğinin altını çizerek, çağdaş bir “afet yönetim sistemi” ile “ulusal afet politikası”na ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Hassas bir coğrafyada bulunan Türkiye'de, kriz yönetiminden önce, “risk yönetimi”ne öncelik verilmesinin gerekli olduğuna da işaret eden Cengiz, İmar ve Afet kanunlarının yeniden gözden geçirilmesi, bir “Afet Müsteşarlığı” kurulması, “Afet Fonu” ve “Afet Tehlike Haritaları”nın oluşturulması ile imar planına esas, jeolojik ve jeoteknik etütlerinin yaptırılmasını önerdi.

Cengiz ayrıca, tüm yurttaşların katılımıyla gerçekleşecek bir afet tatbikat günü belirlenmesi ve orta öğretimde jeoloji derslerinin okutulmasının yararlı olacağına dikkati çekti.

Bir gazetecinin, “Ankara'nın deprem açısından riskli bölgede olup olmadığını” sorması üzerine de Ankara'nın, Kuzey Anadolu'daki diri faylara, 100-120 kilometre uzaklıkta olduğunu hatırlatan Cengiz, başkentin, ancak 7'nin üzerinde şiddetteki bir depremden etkileneceğini, bunun dışında kentte diri faylar bulunmadığı için deprem riski taşımadığını ifade etti.

Cengiz, zemin karakteri açısından da alüvyonel zeminlerde sıkıntı yaşanabileceğini belirtti.